Günlük Arşiv: 03 Aralık 2016

Facebook un Sahibi Mark Zuckerberg Hakkında İlginç Bilgiler

O sadece Facebook’un kurucusu değil, WhatsApp ve Instagram’ın da sahibi. Dünyanın sayılı zenginlerinden olan Mark Zuckerberg’in bilinmeyen özelliklerini sizler için derledik. Mark Zuckerberg şu an dünyanın en genç zenginidir. Mark Zuckerberg renk körüdür. En net gördüğü renk mavi olduğu için Facebook da mavi renk tonu ağırlıklı bir sitedir. Lisedeyken “Synapses” adında bir müzik uygulaması yazdı. Bu uygulama sizin müzik zevkinizi tahmin ...

Devamını Oku »

ENCOMIENDA

ENCOMIENDA i. (isp. k.). Asker ocağından bazı şövalyelere verilen ve sahibinin bir yer veya bölge üzerinde işletme ve yargılama hakkını gösteren unvan. || Asker ocağı mensubu şövalyelerin, kaput veya elbiseleri üstüne taktıkları haçlar. |[ Sivillere verilen ve «encomendador» unvanına tekabül eden soyluluk unvanı. |f ispanyollarla Kızılderililer arasındaki ilişkileri düzenlemek için ispanyollar tarafından Amerika’da kurulan hukuk müessesesi.

Devamını Oku »

ENCEPHALARTOS

ENCEPHALARTOS i. Bazen orta kısmı şişkin kongövdeli ağaç. Yaprakları tüysü biçimde, sürekli ve çoğu zaman dikenli, meyveleri iridir. —  Tropik ve orta Afrika’da yaşayan yerliler ve H o l l a n d a l I l a r encephalartos’- un özeğinden yararlanırlar. Bundan çıkardıkları bir nişastadan ekmek yaparlar. Bundan dolayı ağaca broodboom (ekmek ağacı) derler. Bu ağacın fosiline Yunanistan’da ...

Devamını Oku »

Enbiyâ suresi

Enbiyâ sureci, Kur’an-1 Kerim’ın XXI. suresi. 112 Ayettir. Mekke’de indirildi, içinde geçmiş peygamberlerin ümmetleriyle aralarında geçen olaylardan söz edildiğinden bu sure enbiyâ (peygamberler) suresi diye adlandırılmıştır,

Devamını Oku »

ENBİYA

ENBİYA çogl. |. (ar. nebi*den enbiyâ). Esk. Peygamberler; Davud Aleyhisselâm dahi sair enbiyâ-yı Beni İsrail gibi şeriat-ı Musa ile âmil idi (Cevdet Paşa). \\Hâtem-ül-enbiyâ (veya şah-ı enbiyâ, sültan-ı enbiyâ, seyyid-i enbiyâ), Hz. Muhammed

Devamını Oku »

ENBERİ

ENBERİ i. Astron. ikinci dereceden bir gökcisminin yörüngesi üzerinde, bu gökcisminin birinci dereceden gökcismine en yakın mesafede bulunduğu nokta. (Yer’in yapma uydularının ve Ay’ın Yer’e göre enberi noktasına yerberi, Yer’in ve diğer gezegenlerin Güneş’e göre enberi noktasına da günberi denir.)

Devamını Oku »

ENBAR

ENBAR (veya ANBAR). Esk. coğ. Irak’ta şehir; Bağdat’ın 68 km kuzeydoğusunda, bugün harabe halindedir. Sasanı hükümdarı Şapur (310-379) tarafından kurulduğu söylenirse de, ilk kuruluşu Babillilere bağlanır. Şapur, şehri bir surla çevirdi. Sarayını burada yaptırdı, askerî depolarla şehri büyüttü. Kendi adını verdiği halde ş^hir depo anlamına gelen Enbar diye anıldı.. El-Hıyre’de Beni Lahm arap krallığı kurulduktan sonra bu devletin eline geçti. ...

Devamını Oku »

EMZİKLİ

EMZİKLİ sıf. (emzik’ten emzik-li). Emziği olan. || Memede çocuğu olan kadın: Emzikli kadınlar, poturlu zenginler, kanape üzerine bağdaş kuranlar (B. Felek). || Memede olan (çocuk): Bazı mal sahipleri, kadınların, yanlarında getirdikleri emzikli çocuklarına meme vermelerine bile müsaade etmezlerken, Yusuf onların biraz yorulduğunu görür görmez derhal işi bıraktırdı (Sabahattin Ali). — Huk. Emzikli kadın. —  Emzikli veya gebe kadın’- ların çalıştırılma ...

Devamını Oku »

EMZİK

EMZİK i. (esk. türk. emmek> em-i-z-mek ten em-i-z-i-K> em-z-i-k). Süt çocuğunu oyalamak için ağzına verilen küçük meme. (Bk. ansİkl.) li İçine süt konulan ve uç kısmı meme başına benzeyen delikli, plastik bir kapakla örtülü şişe: Ana kokusu arayan mâsum, bozan emzikle pek memnun olamıyarak huysuzlamrdı (H. R. Gürpınar). [Eşanl. bİberon.] || İbrik, çaydanlık gibi kaplarda bulunan, ve suyu azar azar ...

Devamını Oku »

EMVAL

EMVAL çoğl. i. (ar. mâfdan emval). Esk. Taşınabilen veya taşınamayan’ mallar, mülkler, servetler: Bu delikanlı, ailesinin emvalinden hissesini almak için, babasının, anasının ölmesini beklemezdi Emvâl-i bâtına, gümüş, altın v.b. gibi saklanabilen mallar. 1| Emvâl-i emriye, hükümdarın malları. j| Emvâl-i eytâm, yetimlerin malları.  Emvâl-i gayrimenkule, taşınmaz mallar. || Emvâl-i menkule, taşınabilir mallar. Emvâl-i umumiye, kamuya ait mallar. || Emvâl-i zâhire, toprak, ...

Devamını Oku »

EMÜLSİYONLAŞTIRICI

EMÜLSİYONLAŞTIRICI sıf. {emülsiyon’- laştırmak’tan emülsiyonlaştır-ıcı). Bulunduğu ortamdiTİEHİ emülsiyon meydana getiren veya bir emülsiyonun bozulmadan kalmasını sağlayan bir bileşik için kullanılır. ♦ t. Genellikle orta büyüklükteki molekül-, lerden meydana gelen bileşik,veya kimyasal bileşikler karışımı. (Emülsiyonlaştırma etkeni de denilen bu maddeler, yüzeyler arası gerilimi düşürerek emülsiyonlaşmayı bir dereceye kadar kolaylaştırır; buna karşılık, her taneciğin ara yüzeyinde koruyucu bir tabaka meydana getirerek emülsiyonun ...

Devamını Oku »

EMÜLSİYON

EMÜLSİYON i. (fr, émulsion). Kim. Bir sıvının, başka bir sıvı içinde küçük damlacıklar halinde dağılmasıyle meydana gelen heterojen ortam. Emülsiyon cihazı, emülsiyon hazırlamağa yarayan cihaz. || Sulu emülsiyon, sürekli olarak sulu halde bulunan emülsiyon. || Yağlı emülsiyon, sürekli olarak, suda çözünmeyen bir sıvı halinde bulunan emülsiyon. — Bayınd. Yol emülsiyonu, su içinde asıltı halinde bulunan, ancak sabunlaştırıcı bir maddenin etkisiyle suya ...

Devamını Oku »

EMÜLS1N

EMÜLS1N i. (fr. émulsine). Bademlerde bulunan ve birçok heterozit’in hidrolizinde kullanılan enzimli karmaşık tuz. —  Emülsin, yosunlarda, mantarlarda, tatlı veya acı bademlerde, karayemiş yapraklarında v.b. bulunur. Yağı alınmış badem küspesinden çıkarılır. Bu madde, levojir glükozitlere etki ederek glükoz ile heterozit’in glüsidik olmayan grubunu verir. Amigdalinden itibaren glükoz, benzaldehit ve siyanhidrik asit verir. Bir enzimler karışımıdır. Emülsin’in, glükozitlerin sentezini sağladığı ispat ...

Devamını Oku »

EMTİA

EMTİA çoğl. i. (ar. metâ<-, mal’dan emtica). Esk, Kumaş ve esvap gibi mallar, satılacak eşyalar. || Emtia-yı ecnebiye, yabancı memleket mallan. || Emtia-yı gûnagûn, çeşitli mallar. || Emtia-yı ticariye, ticaret eşyası, — Huk. Emtia senedi, emtiayı temsil eden kıymetli evrak niteliğindeki senetlere verilen ad. — Muhas. Müessese tarafından, sonradan hiç bir değişikliğe uğratılmadan, tekrar satılmak üzére satın alınan eşya, madde ...

Devamını Oku »

EMSER (Hieronymus),

EMSER (Hieronymus), alman katoük ilâhiyatçı (Weidenstetten, Ulm yakınları 1477- Dresden 1527). Luther’in öğretmeni, Dük Georg von Saçhsen’in sekreteri oldu, sonra Erfurt ve Leipzig’de kilise hukuku okuttu. Leipzig tartışmasından (1519) sonra, Luther’e şiddetle çattı ve hayatının sonuna kadar eski öğrencisinin görüşlerinin çoğunu eleştirdi,

Devamını Oku »

EMSCHER

EMSCHER, Almanya’da ırmak, Ren’in kolu (sağ kıyı), Hamborn’da Ren’e kavuşur; 98 km. Şistli Rheinland kütlesinin kuzey yamacında akar ve büyük sanayi bölgesi Ruhr’- un eksenini meydana getirir. Vâdisini Ren’- den Herne’e giden önemli kanal izler; bu kanal Herne, Gelsenkirchen, Ersen, Oherhavsen’den geçtikten sonra, Rheinland’ın büyük limanı Duisburg-Ruhrort’da sona erer; yukarı kesiminde Dortmund-Ems kanalına bağlanır,

Devamını Oku »

EMS

EMS, Kuzey Almanya’da ırmak, Hollanda sının boyunca akar, 320 km. Teutoburger Wald’dan doğar, Münster havzasının büyük kısmını akaçlar, sonra Kuzey denizine yönelir ve Dollart körfezinde denize dökülür. Hemen bütünüyle buzul çağında meydana gelen Saale adlı buzullar dolgusu üstünde akar ve büyük turba yataklarını (Boertange bataklığı) aşar; bu durum Dortmund- Ems kanalının açılmasını ve Hollanda ve Weser’le (Hunte-Ems) ikili bir bağlantı ...

Devamını Oku »