1 — İbn Ebî-Leylâ, el-Hasenü’l-Basrî, eş-Şabi, en-Neha î, elHakem, İbn Cerîr, Ebû-Sevr gibi müctehidlere göre bu durumda beyi’ câiz, şart bâtıl yani hükümsüdür. Bu görüşün mesnedi Berire hadîsidir. Berîre bir câriyedir. Sahibi onu satmak, Hz. Âişe de almak ister; ancak sahibi velâ hakkının (14) kendisinde kalması şartını koşar. Durum Rasûlüllah’a (s.a. ( intikal edince «onu al ve onlar lehine vedâ şartını kabul et ve (fakat) velâ âzâd edene aittir» buyurmuş, Hz. Âişe de buna göre hareket etmiştir. Rasûl-i Ekrem bununla alâkalı hitâbesinde: «Ne oluyor bazı adamlara ki Allah’ın Kitabında olmayan şartlar ileri sürüyorlar; Allah’ın Kitâbmda olmayan şart bâtıldır; isterse yüz şart olsun! Allah’ın hükmü hakkm ta kendisidir; Allah’ın şartı en sağlamdır ve velâ ancak âzâd edene âittir» buyurmuştur. (15) Hadîste geçen «Allah’ın Kitâbmda» ifâdesinden maksad «Allah’ın hükmünde ve dininde» demektir. Çünkü bütün akdî şartlar Kur’ân’da bulunmaz. (16) 2 — Hammâd, İbn Şübrume, Ahmed b. Hanbel ve bazı tâbiûn müctehidlerine göre akid de şart da câizdir. Bu görüşün delîli Câbir hadîsidir. Bir seferden dönerken Câbir (r.a.) devesini —Medine’ye kadar binmeyi şart koşarak— Rasûlüllah’a (s.a.) satmış ve bu satış muteber olmuştur. (17) 3 — Hz. Ömer, İbn Ömer, İbn Mes’ûd, Kûfeliler ve Şâfiî gibi müctehidlere göre hem şart hem de akit bâtıldır. Bu görüşün delîli Amr b. Şuayb’m rivâyet ettiği «Rasûlüllah (s.a.) şart ile beraber satışı yasakladı» hadîsidir. (18)
1 — Akid Hürriyeti:
13
Ara