Hz. Peygamber (s.a.) hutbe irâd ederken çok defa heyecanlı bir tavır takınır, gözleri kızarır, sesi yükselir ve bir orduyu uyarırmışçasına sert bir edâ ile «sabah akşam başınıza geliverecek; -üç parmağını birleştirerek- ben kıyâmete şu kadar yakın olarak gönderildim» derdi. «Emmâ ba’dü» dedikten sonra «sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır, yolun en hayırlısı Muhammed’in yoludur, işlerin en fenâsı uydurulup dine katılanlardır, her bid’at sapıklıktır,» derdi. Yine «Ben her mü’mine kendisinden daha yakınımdır; kim vefat eder de geride bir mal bırakırsa bu âilesine aittir; her kim de geride borç ve bakıma muhtaç çoluk çocuk bırakırsa bu bana aittir, benim borcumdur» buyururdu. Hutbesine Allah’a hamd-ü senâ ve şehâdet ile başlar ve yukardakilere benzer sözler söylerdi. Hutbeyi kısa yapar, namazı uzatır, Allah’ı çok anar ve kelimesi az, manâsı geniş sözleri seçip söylerdi. «Kişinin hutbesinin kısa, namazının uzun olması, özü anlayışının bir işâretidir» buyururdu. arkasında cuma kılınmaz» demişlerdir. Halbuki kitapta bu tabir terim m anasında tayin için kullanılmamıştır; «arkasında cum a kılabilecekleri bir kimse bulduklarında, namaz kıldırması için böyle bir kim senin arkasında içtim a ettiklerinde cumayı kılarlar» denilmiştir, (s. 594). Bugün halk önlerinde böyle im amları bulduklarına göre cum ayı kılmaları gerekmektedir. 24) el-M uğnî, C.: II, s. 245
1. Hz. Peygamber’in Hutbede Takib Ettiği Yol:
12
Ara