wiki

3 — Sosyal Dayanışma:

Bütün fertlerin hiçbir kayıt ve sınır tanımadan hür hareketettikleri ve eşitlik istedikleri bir toplumda, hem fert, hemde toplum yıkılmaya ve ölüme mahkûm olur; ferd hürriyeti, toplumunyüksek menfaatiyle çatıştığı çizgide durmalı; diğer fertlerinhürriyet sınırına da tecâvüz etmemelidir. Şu halde hürriyetve eşitliğin ideal çizgide kalması sosyal dayanışmaya bağlıdır.İslâm’da sosyal dayanışma; ferd ile nefsi (kendisi), ferdile âilesi ve yakınları, ferd ile toplum, toplum ile diğer toplumlarve mevcut nesil ile gelecek nesiller arasında bahis mevzuudur:a) Ferd kendisi ile meşgul olacak, kusur ve aşırılıklarımıslâha çalışacak, uğrunda yaratıldığı hedefe ulaşmak için gayretsarf edecektir:«İşte azıp da dünya hayatım tercih edenin varacağı yerşüphesiz cehennemdir. Ama kim Rabbinin azametinden korkupda kendini kötülükten alıkomuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.»(Nâziât: 79/37-41)«Kimse kimsenin günah yükünü yüklenmez. İnsan ancakçalıştığına erişir.» (Necm : 53/38 – 39)b) Aile toplumun temel taşıdır; millî ve manevî değerlerinilk mektebidir, İnsanî duyguların mayalandığı teknedir; aileyikaldırdığımız zaman ideal ve fıtrî (tabiî) insan tipi ortadankalkar; aile aynı zamanda nesiller arası dayanışmanın davazgeçilmez bir unsurudur:«Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyiliketmeyi buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi senin

yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı «öf» bile demeyesin,onlan azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin.Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlanın ger ve: «Rabbim!Küçükken beni yetiştirdikleri için sen de onlara merhametet!» de.» (İsrâ: 17/23-24)«Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen babaiçin, tam iki sene emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğinisağlamak, uygun bir şekilde, çocuk kendisinin olan, babaya borçtur.Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan,çocuk kendisinin olan da çocuğundan dolayı zararasokulmasm. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana babaaralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse,ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklannızı sütanneye emzirtmekisterseniz, vereceğinizi uygun bir şekilde ödersiniz, sizesorumluluk yoktur. Allah’tan sakının, yaptıklannızı gördüğünübilin.» (Bakara : 2/233)«Mü’minlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmelerigerekir. O’nun eşleri onlann anneleridir; akraba olanlar,miras hususunda, Allah’ın Kitâb’mda birbirlerine müminler vemuhacirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınız uygunbir vasiyet bunun dışındadır. Bu, Kitâb’da yazılı bulunmaktadır.»(Ahzâb: 33/6)S o n â y e t , m i r a s h u k u k u n u n d a f e l s e f e s i n i v e r m e k t e d i r ,c ) F e r d i le t o p l u m a r a s ı n d a h e r b i r i n e s o r u m l u l u k y ü k l e ­y e n v e h a k l a r v e r e n k a r ş ı l ı k l ı b i r b a ğ l ı l ı k v e d a y a n ı ş m a v a r ­d ı r . H e r f e r d k e n d i i ş i n i e n g ü z e l b i r ş e k i l d e y a p m a k l a m ü k e l ­l e f t i r ; i ş i t a m v e g ü z e l y a p m a k A l l a h ’ a k u l l u k g e r e ğ i d i r , i b â d e t ­t ir ; ç ü n k ü h e r k e s i n ö z e l i ş i n i n m e y v e s i , f a y d a v e n e t i c e s i t o p ­l u m a a i t t i r :«De k i: «İstediğinizi işleyin; Allah, Peygamberi ve müminlerişlediğinizi görecektir. Hepiniz, görülmeyeni ve görülenibilen Allah’a döndürüleceksiniz. O, size işlediklerinizi bildirecektir».»(Tevbe : 9/105)H e r f e r d , b i r b e k ç i , b i r g ö r e v l i g i b i t o p l u m m e n f a a t i n i k o l ­l a m a k v e g ö z e t m e k l e m ü k e l l e f t i r . H a y a t , d e n i z e a ç ı l m ı ş b i r g e ­m i d i r , o n a b i n e n l e r d e g e m i n i n s e l â m e t i n d e n s o r u m l u d u r l a r ,b u n l a r d a n h i ç b i r i s i , f e r d i h ü r r i y e t i n e d a y a n a r a k g e m i d e k i k e n ­d i y e r i n i t a h r i b e d e m e z : «Allah’ın çizdiği sınırlar üzerinde duranile bunlan aşan kimsenin misâli, kur’a çekerek kimi ü s tkata kimi alt kata yerleşmiş gemi yolculandır; alt kattakilersu lâzım oldukça üsttekilerin mevkiinden geçip dururken: “Kendi yerimizden bir delik açsak da, üstümüzdekileri rahatsız e t ­

mesek!” deseler; eğer gemidekiler onların bunu yapmalarınaizin verirlerse hep bîrden boğulup ölürler; onlara mâni olurlarsahem onlar, hem de kendileri kurtulurlar.» (Buhârî, Tirmizî)Hadîs-i Şerif, ferd-toplum ilişkileri ve menfaatlerinin nasılbirbirine bağlı bulunduğunu ne güzel tasvir ediyor! Toplum içindeher ferd umumî menfaati gözetmekle mükelleftir: «Hepinizçobansınız ve hepiniz sürüsünden sorumludur.» (Buhârî, Müslim)Bütün ferdlerin toplum yararına, iyilik ve hayır şuuru içindeyardımlaşmaları vazifedir:«…iyilikte ve fenâlıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemekve aşın gitmekte yardımlaşmayın. Allah’tan sakının, Allah’ıncezası şiddetlidir.» (Mâide: 5/2)«Siz, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenâlıktan menedenbir ümmet olun. İşte başanya erişenler yalnız onlardır.»(Âl-i İmrân: 3/104)Her ferd, gördüğü kötülüğü, gayr-i meşrûluğu ortadan kaldırmakborcundadır:«Bir kötülük göreniniz onu eliyle düzeltsin, gücü yetmeyendiliyle, buna da gücü yetmeyen kalbiyle; bu da imâm enzayıf olandır.» (Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizi)En büyük toplum olan ümmet, içindeki zayıfları korumak,onlann menfaatlerini gözetmek ve kollamaktan sorumludur;gerektiğinde onları korumak için savaşı göze alır:«Size ne oluyor d a : «Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan buşehirden çıkar, katandan bize bir dost kıl, batından bize biryardımcı gönder» diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlaruğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?» (Nisâ: 4/75)«Yetimleri, evlenme çağma gelene kadar deneyin; onlardaolgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyeceklerde geri alacaklar diye onlan israf ederek ve tez eldenyemeyin. Zengin olanı, iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan uygunbir şekilde yesin. Mallannı kendilerine verdiğiniz zamanyanlannda şahit bulundurun. Hesap sormak için Allah yeter.»(Nisâ: 4/6)«Kimsesiz dullar ve yoksulların ihtiyaçlan peşinde koşanAllah yolunda cihad etmiş veya geceyi namazla, gündüzü oruçlageçirmiş gibidir.» (Buhârî, Müslim)Ümmet yoksullanmn ve muhtaçlannm nzıklannı, yetecekölçüde teminden mesuldür; bunun için zekâtı toplar ve dağıtır-,zekât yetmezse zenginlerden daha fazlasını alır ve ümmet

içinde bir tek aç ve açık kalmaymcaya kadar dağıtır; eğer bir tek kişi geceyi aç geçirir ve bütün ümmet de elinden geleni yapmamış bulunursa, aynı geceyi günah içinde geçirmiş olurlar : «Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinize özenmiyorsunuz. Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz. Malı pekçok seviyorsunuz. Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman; melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince, o gün cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama, artık öğütten ona ne? «Keşki bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım» der. O gün, hiç kimse, Allah ın azab ettiği gibi azab edemez.» (Fecr: 89/ 17-25) «Hangi bölge ahalisi içinde bir kişi, geceyi aç geçirirse Allah onlardan teahhüdünü kaldırır.» (Ahmed, Müsned) «Fazla bineği olan onu, bineği olmayana, fazla yiyeceği olan onu, yiyeceği olmayana versin.» (Müslim, Ebû Dâvûd) Bütün ümmet bir vücut gibidir; bütün ferdlerinde sanki bir tek kalb atar ve hepsi bir tek his ile, aynı duyu organı ile duyarlar; Rasûlullah şu hadîsi ile bu bütünlüğü ne güzel ifâde buyuruyor: «Birbirini sevmeleri, yekdiğerine merhamet ve ilgileri bakımından müminler bir vücut gibidir; vücudun bir organı hastalanınca diğer organlar da ateş ve uykusuzluk çekerek rahatsız olurlar.» (Buhârî, Müslim) «Mümin için mümin, kısımları kenetlenerek birbirini tutan bina gibidir.» (Buhârî, Müslim) İleride ele alacağımız sosyal adalet bu üç esâsa (dayanışma, hürriyet ve eşitliğe) dayanır, insani adâlet de bunlarla gerçekleşir. Bunlar olmadan insanoğlunun uğrunda yaratıldığı hedefe varması mümkün değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir