hayvancılık

hayvancılık

1

Geniş anlamda evcil hayvanların bakım, beslenme, üretim ve yetiştirilme işi. Durmadan artmakta olan hay­vansal ürün (et, süt, yumurta, yün, deri) istemini karşıla­mak ve üstün nitelik؛¡ ırklar elde etmek için, ekonomi­nin bu dalı, XIX. yy’ın ortalarından bu yana zootekniye başvurmaktadır.

İki çeşit hayvancılık vardır: İlkel hayvancılık (ürünler, yetiştirici ve yakınları tarafından tüketilir); ticari hayvan­cılık (ürünler, satışa sunulur).

İlkel hayvancılık. Geniş alanlarda uygulanan ilkel hay­vancılıkta hiçbir ayıklamaya girişilmez ve hayvanlar (sı­ğır, koyun, keçi, deve, vb.) ne bulurlarsa onunla besle­nirler. Bu hayvancılık çeşidi, çöl ya da yarı çöl bölgele­rinde, savanalarda ve bozkırlarda yapılır. Otun ve içile­cek suyun azlığı nedeniyle sürekli olarak yer değiştir­mek gerektiğinden, bu tür hayvancılıkla uğraşanlar, gö­çebe ya da yarı göçebe yaşar. Kuzey yarıkürenin uzak köşelerinde de, ilkel hayvancılık yöntemleriyle renge- yikleri yetiştirilir.

Ticari hayvancılık. Ticari hayvancılık gerek geniş, gerek dar alanlarda yapılabilir ve buna göre, kendi içinde iki­ye ayrılır: Yaygın hayvancılık, yoğun hayvancılık. Yay­gın (ya da geniş alanlı) hayvancılık, tarıma elverişli ol­mayan çorak topraklarda uygulanır. Hayvanlar, sığırt­maçların gözetiminde, doğal otlaklarda başıboş yaşar­lar. Kuraklık, bu hayvancılık çeşidi için büyük tehlike ya­ratır; hayvanların yaşamı, yağışlara ve su birikimine bağlıdır. Kuzey Amerika’nın batı kesiminde, Güney Amerika’nın kıyı ovalarında ve orta kesimlerinde, yay­gın hayvancılıkta sığır yetiştiriciliği, yalnızca Patagon- ya’da da koyun yetiştiriciliği ağır basar. Afrika’nın gü­neydoğusunda, Asya’nın bir bölümünde (Hazar ve Aral denizlerinin kuzeyinde ve doğusunda), Güneydoğu Avustralya’da, yaygın hayvancılık yöntemleriyle önem­li ölçüde koyun yetiştiriciliği yapılır. Yaygın hayvancılı­ğın gerektirdiği çok geniş topraklarda (büyük çiftlikler) amaç yün üretimi, bazı bölgelerde de kasaplık hayvan üretimidir; kasaplık hayvanlar, ya kentlerdeki mezba­halara gönderilir ya da daha gençken besici celeplere satılır.

Zootekninin buluşlarından büyük ölçüde yararlanı­lan yoğun (ya da dar alanlı) hayvancılıkta temel amaç süt ve süt ürünleri ile et üretimidir. Bu hayvancılık çeşi­dinde yem seçimi çok önemlidir; çünkü, yemin iki amacı karşılaması gerekir: Hayvanın beslenme gerek­sinmesini karşılamak, ürün verimini artırmak.

Ayıklama yoluyla, yüksek verimli hayvanlar seçilir. Ayıklama ancak, belli ırklar için söz konusudur: Sözge­limi süt inekleri için Frizon, Jersey, Guernesey ırkları, kasaplık sığır için Hereford ırkı kullanılır. Irkları ıslah için de, çaprazlamalara başvurulur; yani, farklı ırktan iki da­mızlık hayvan çiftleştirilir. Sözgelimi, yün verimi yüksek koyun elde etmek için, merinos koyunu yerli ırklarla çaprazlanır. Günümüzde yaygın hayvancılıkta geniş öl­çüde kullanılan yapay tohumlama (ya da döllenme), verimi artırmayı sağlar. Özellikle üretime yararlı yemle­rin ya da ürünlerin taşınmasında, ileri ölçüde makine­leşmeye başvurulur. Ayrıca, mekanik sağım da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Yoğun hayvancılıkla kasaplık hayvan yetiştirme, ABD’nin doğusunda ve Batı Avrupa’da yaygındır: Bu ülkelerde, hayvanların beslenmesinde temel yem olan mısır ve tahıl bol yetiştirilir. Süt üretimi için yoğun hay­vancılık domuz ve kümes hayvanı yetiştiriciliğiyle bir arada yürütülebilir. Özellikle yağışların düzenli yemlik bitki üretilmesine uygun olduğu yerlerde yapılır: Kuzey Avrupa; özellikle ABD (Büyük Göller yöresi).

1

Büyük Sahra’nın orta kesimindeki Tassili’de bulunan, İ.Ö. 300Q , dolaylarından kalma bu kaya resminde, bir çoban ile sığır surusu canlandırılmıştır. Sığır Kuzey Afrika’da, Avrupa ve Asya’ya oranla biraz geç bir tarihte evcilleştirilmiştir.

Dünyadaki büyük ve küçükbaş hayvanlar, belirli coğrafi bölgelere dağılmış çeşitli türlerden oluşur. Dün­ya ölçeğinde ilk sırayı sığır alır. Avrupa tipi sığırda, Afri­ka’nın bir bölümünde ve Hindistan’da bulunan zebu­nun tersine, kambur yoktur. Asya’nın muson bölgele­rinde, Ortadoğu’nun ve Balkanlar’ın sıcak kesimlerinde sığırın yerini çoğu zaman evcil manda alır. Manda sütü inek sütü gibi kullanılır; buna karşılık eti sığır eti kadar değerli değildir. Orta Asya’nın yüksek yaylalarında, sütü, eti ve gücü için yak beslenir.

Koyun, yaygın hayvancılığa çok elverişli bir türdür: Cılız otlaklarla yetinebilir ve yün üretimi, özel bir bakım gerektirmez (uygun biçimde ayıklama yapılır ve iyi bes­lenirse koyun, kasaplık için de elverişli bir hayvandır). Kuyruğunda biriken yedek yağ, kıtlık döneminde yaşa­mını sürdürmesinde çok işe yarar.Keçiler de, az besinle yetinen hayvanlardır. Ayrıca, çok bol süt verirler.

Domuzlar, dünyada et verimi en bol hayvanlardır. Yiyecek artıklarıyla, hattâ çöple beslenirler. Döl bere­keti ve yavruların çabuk büyümesi, üretimin verimini özellikle yükseltir. Dinin domuz etinin yenmesini ya­saklamadığı her yerde, domuz yetiştirilmektedir.

At yetiştiriciliği, ulaştırmanın ve tarımın makineleş­mesinden bu yana büyük ölçüde gerilemiştir. Beslen­mesi kolay olan eşek, yoksul ülkelerde hâlâ yetiştiril­mektedir. Kısrak ile erkek eşeğin çiftleştirilmesinden doğan katır, dağlık ülkelere çok iyi uyabilen bir hayvan­dır (Alpler, Pireneler, And dağları).

Deve, susuzluğa çok iyi dayandığından çölde ulaşım aracı olarak kullanılır; ayrıca Bedeviler, sütünden ve etinden de yararlanırlar.

Nijerya 'da (Afrika) Tenere çölünde tuz taşıyan bir deve kervanı. Deve, çöllerin başlıca ulaşım aracıdır

Nijerya ‘da (Afrika) Tenere çölünde tuz taşıyan bir deve kervanı. Deve, çöllerin başlıca ulaşım aracıdır

Latin Amerika’da lama, en yüksek yerlere kadar in­sanlara yoldaşlık eder. Alpaka, çok değerli bir yün verir.

Kuzey ülkelerinde yetiştirilen rengeyiği, tundralara ve Kuzey kutbu ormanlarına çok iyi uyarlanmıştır.

Endonezya 'da mandalarla pirinç tarlasını süren bir çiftçi. Manda sıcak ve yağışlı bölgelerde, sığır yerme, aynı amaçlarla yetiştirilir.

Endonezya ‘da mandalarla pirinç tarlasını süren bir çiftçi. Manda sıcak ve yağışlı bölgelerde, sığır yerme, aynı amaçlarla yetiştirilir.

Kümes hayvanları, özellikle tavuk, günümüzde ül­kemiz dahil pek çok ülkede daha çok et ve yumurta el­de etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Besiye çekilerek yağlandırılması çok kolay olan kazın, kazciğeri yapı­mında kullanılan karaciğeri çok değerlidir. Tavşan eti, derisi ve postu için yetiştirilirse de, henüz ticari ölçüde bir yetiştirme konusu haline gelmemiştir. Kunduz, vi­zon, susamuru gibi öbür kemiriciler, yalnızca kürk üre­timi için yetiştirilirler.

Besinler etin tadını etkilediğinden, hayvancılıkta hayvanlar buna göre özel yemlerle beslenir. Genel ku­ral olarak, proteini bol olan yemlerle elde edilen et za­yıf olur; buna karşılık, nişastalı ya d.a şekerli yemlerle beslenen hayvanların eti yağlı olur. Protein ve amino- asitli öğeler bakımından zengin yemler etin, yumurta­nın ve sütün besin değerini belirler.

Etler, genel olarak üç türe ayrılır: Beyaz etler (dana, domuz yavrusu, kuzu, domuz, vb.), kırmızı etler (sığır, koyun, at, manda, vb.), kara etler (av hayvanları).

Öte yandan, kasaplıkta da etin her yeri bir değildir; üç niteliğe ayrılan kasaplık etler, ayrıca her nitelik içinde de hayvanın şu ya da bu yerine göre ayrı bir adla anılır. Bir etin niteliği, kesin ölçütlere bağlıdır: Gevreklik; tat; kas rengi; yağ; vb.

Hem tüketiciyi, hem üreticiyi korumak amacıyla, hayvanlar kesilmeden önce veteriner denetiminden geçirilir. Etler, yenebileceğini ve hayvanın cinsini göste­recek biçimde silinmez mürekkeple damgalanır. At eti, bazı ülkelerde özel kasaplarda satılır. Hayvan kesimi, türe göre değişen belirli bir yaşta yapılır: Dana için dört ay; sığır için iki-dört yıl; kuzu için birkaç ay (süt kuzusu denen çok körpe kuzuların eti, çok gevrek ve lezzetli olur). Kesilen hayvan soyulur, çengele asılır, içi boşaltı­lır, baş ve ayaklar kesilip alınır. Sonra omurganın orta­sından boylamasına ikiye bölünür. Gövdeden ayrılan parçaların bazısı tüketime (sakatat, barsaklar ve bazen kan), bazısı sanayiye (deri, boynuzsu bölümler) gider. Bazı organlarda ve bazı bezlerde bulunan hormonlar ve vitaminler, ilaç sanayisi için çıkarılır. Etlerin kullanıl- masından önce, bir ya da birkaç hafta geçmesi gerekir; bunun için etler, sıcaklığı 1-3,5 °c arasında tutulan SO- ğuk bir odada saklanır. Av etleriyse, normal çevre sı- caklığında olgunlaştırılır.

Koruma ve saklama işlemi gören etler, kısa ya da uzun bir süreden sonra kullanılabilir. Dondurulan etler, aylarca bozulmadan saklanabilir; soğuk hava düzenekli ulaştırma araçlarıyla dünyanın her yanına gönderilebilir. Parçalanmış etler ya da küçük boy hayvanlar için, aşırı dondurma teknikleri kullanılır. Daha uzun süre saklayabilmek için etler bazen kaynatılır ve kutulanarak sterilize edilir (yaklaşık 120 °C’ta). Bu işlem, etin taşınmasını ve depolanmasını kolaylaştırır.

Türkiye’de sığır ve koyun üretimi her yıl artmakta (191؟’de 12 milyon sığır, 40 milyon koyun), bununla orantılı olarak yem bitkilerinin de artırılması gerekmek- tedir. Kılkeçi üretimi (1991’de 9,5 milyon) ve tiftik keçisi (1991’de 1,2 milyon) üretimi de önemlidir. Domuz üretimi, yok denecek kadar önemsizdir. Çok eski dönemlerden bu yana, daha çok aile gereksinmesini karşılamak için yapılmakta olan tavukçuluk, son yirmi yıldır yoğun yöntemlerle yapılmaktadır.

erkekleri uygun zaman ve yerde çiftleşmeye elverişli duruma getirmeye yarayan davranış biçimini belirten terim.

Ses, koku, dokunma, gösteri gibi öğelerden ya­rarlanılarak gerçekleştirilen kur yapma, her türde birbi­rinden farklıdır: Böylece, farklı türlerden erkek ve dişi­lerin birbirl.eriyle çiftleşmeye kalkışması önlenmiştir. Hayvanların çoğu, yaşamlarının büyük bölümünü, aynı türden öbür hayvanlardan kaçmak ya da onları kovala­makla geçirirler. Büyük ölçüde içgüdülerle yönetilen kur yapma olayı, bu saldırganca ve yalnız yaşama eğili­minin alt edilmesine ve eşlere zarar gelmeden çiftleş­menin gerçekleşmesine yarar. Kur yapmanın bir bölü­mü, hayvanın iyi bir eş seçmesini sağlar; sözgelimi kral balık türünün erkeği, kur yapma döneminde dişiye bir balık sunarak, yavrularını besleme gücünde olduğunu kanıtlar. Bazı örümcek türlerindeyse, erkekler, çiftleş­me sırasında dişileri, onları yemelerini önlemek için, ar­mağanlar sunarak oyalarlar.

 

 

 

 

 

 

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*