Şair Fatih sultan Mehmet
Fâtih Sultan Mehmed Han, devrinin sayılı şairlerindendir. Şiirlerinde “Avnî” mahlasını kullanmıştır. Dünya tarihinde; zaferleri kadar, ilme ve sanata verdiği önemle de dikkatleri üzerine toplayarak, yepyeni bir devir açan genç ve büyük hükümdar; şairlikte de devrinin büyük şairleri ile kıyas edilebilecek seviyededir.
Büyük Hakan’ın o kadar seferler ve devlet işleri arasında bu kadar güzel şiirler yazmış olması, insanı hayrete düşürmektedir.
Onun divanının yazma nüshası Fatih Millet Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Şiirlerinde sert ve cengâver mizacı hissolunur, engin kültürü seziliverir.
Fatih, üstün vasıflı bir devlet adamı ve kumandan olduğu kadar geniş kültürlü, bilgili bir şahsiyettir. Edebiyat, matematik, astronomi, kimya ve İslâm tefekkürünü mükemmel biliyordu. Arapçadan ve Farsçadan başka İtalyanca, Latince, Rumca, Slavca ve hatta Fransızca, İbranice ve Geldanice bildiği kaydedilmektedir. Onun ilim ve sanat bilgisi yanında Arap ve İran edebiyatlarına âşinâlığı; çevresinde topladığı ilim ve edebiyat üstatlarıyla yaptığı edebî sohbetlerden anlaşılmaktadır.
Onun devrinde Divan Edebiyatı’nın kuvvetli şairleri yetişmiştir. Ahmed Paşa, Sinan Paşa, Melîhî ve Necâ- tî gibi şairler, Divan şiir ve nesrinde yaptıkları hamlelerle şiir ve nesir dilini kuvvetlendirmeye başlamışlardır.
Âşık Çelebi Tezkiresi’nde Avnî’den bahsedilirken, onun dîvanının meşhur olduğu kaydedilmektedir. Fatih’in şiirlerinde Ahmed Paşa ve Şeyhî’nin tesiri vardır.
O, Melîhî ve Ahmed Paşa’nın şiirlerine nazireler yazmıştır.
Şiirlerinden bazı örnekler:
GAZEL
İmtisâl-i “Câhidû fillâh” olupdur niyyetüm.
Din-i İslâm’ın mücerred gayretidür gayretüm.
Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullah ile
Ehl-i küfri serteser kahreylemekdür niyyetüm
Enbiyâ vü evliyâya istinâdum var benüm
Lûtf-i Hakk’dandur hemân ümmîd-i feth u nusretiim
Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihâd
Hamdü-lillâh var gazâya sad-hezârân rağbetüm
Ey Mehemmed Mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
Umarım gâlib ola a’dâ-yı dîne devlettim
‘Niyetim Cenab-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’de buyurduğu
“Allah yolunda hakkıyla cihad edin” emrine uymaktır. Gayretim sadece din gayretidir.’ ‘Niyetim Cenab ı Hakk’ın fazl ve keremi ve Allah dostlarının himmetiyle küfür ehlini tamamen kahretmektir.’ ‘Benim peygamberlere ve Allah’ın velî kullarına istinâdım vardır (onlara sırtımı dayadım). Fetih ve zafer ümidim, Cenab-ı Hakk’ın lütfundandır.’
‘Dünyada sadece nefsim ve malım ile çalışıp çabalamak nedir ki? Allah’a hamdolsun, gazâya karşı yüz binlerce arzu ile doluyum. (Allah yolunda cihâd en büyük arzumdur.)’ ‘Ey M ehemmed! Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) mûcizeleri ile ümid ederim, din düşmanlarına karşı devletim galip olur.’
Bu şiirin Fatih’e değil, Sultan Üçüncü Mehmed’e ait olduğu iddiası da vardır. Çünkü şair şiirde Avnî mahlası yerine ismini (Mehmed’in Türkler arasındaki o devirde yaygın telaffuz şekli olan Mehemmed’i) kullanmıştır.
Yalnız her ne kadar Fatih’e ait yazma dîvanda bu şiire rastlayamadıksa da Fatih’in şiirleri olarak neşredilen bazı eserlerde rastlıyoruz. Yalnız, şiirin derin muhtevâ ve mânâsı bunun, İstanbul’un fâtihine ait olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
GAZEL
Âhiret kesbeylemekdür dâr-ı dünyâdan garez
Yoksa ey zâhid nedür bildün mi ukbâdan garez
(Dünyaya gelmekten gâye, ahreti kazanmaktır.
Yoksa ey zâhid, bilir misin ahretten gaye nedir?)
Yârsız cennet dahî olsa bana zindân olur
İyi bil dîdârdur Firdevs-i Âlâ’dan garez
(Dostsuz cennet bile olsa bana zindan olur.
İyi bil ki, Firdevs Cennetinden maksat Cemâl-i ilâhî’dir.
[Yar “dost” mutlak manada H z. Allah’tır.])
Mâl ii mülki terkedlip gitsen gerekdiir âkıbet
Pes nedür dünyâ içün ey hâce dünyâdan garez
(İnsan sonunda malı mülkü bırakıp gidecektir.
Sanki nedir ey hoca “dünya için dünya “dan maksat?) ‘ j
Her ne kim görsen ta’alluk bağlama kılma karâr
İbret almakdur dilâ seyr ii temâşâdan garez
(Ey gönül, seyir ve temâşâdan maksat, ibret almaktır.
Her gördüğün şeye bağlanıp kalma, fâni şeylere kıymet verm e.)
Bu gönül eğlencesidür Avniyâ çtin âkıbet
Ma’rifet satmak değildtir şi’r ti inşâdan garez
(Ey Avnî şiir söylemek, yazı yazmaktan gaye, marifet taslamak değildir.
Bu ancak bir gönül tesellisidir.)