wiki

3 — Cehâlet şüphesi:

Bedellerden birinin meçhul veya ma’dûm (yok) olmasınınakdi fâsid kılacağını «Giriş» bölümünde arzetmiştik. Vâdeli satıştaböyle bir durum yoktur. Satışm peşin mi, veresiye miolduğu ve buna göre fiatm ne olduğu bilinmez ise cehâlettenbahsedilebilir. Bizim meselemizde hem satış şekli, hem de bedelbellidir, sâbittir; şu halde satış sahihtir, caizdir.B) Caiz Görenlerin Delilleri :Gerek peşin ve gerekse veresiye alış-verişin caiz olduğuna,günün fiatmdan daha ucuz veya pahalı satmanın da caiz buduğunadair nakli delilleri daha önce vermiştik. Satış akdindevâde farkının caiz olduğunu gösteren deliller bunlardan ibâretde değildir. Kanâatimize göre şu akid nevileri ve onlara bağlıhükümler de vâde farkının cevâzma delildir.1 — Iyne ve Beyi bi’l-vefâ:ödünç para bulmak için başvurulan iki usul vardır:a) Iyne: Bir kimseye bir malı veresiye meselâ yüz lirayasatıp aynı şahıstan peşin 90 liraya satın almaktır. Bu alış-verişneticesinde ilk satıcı ilk alıcıya 90 lira verecek, vâde sonundayüz lira alacaktır. Sahâbe devrinden beri birçok müctehidinkabul ettiği bu usûl (69) vâde farkı ile satışa evleviyetle delâletetmektedir.b) Beyi’ bi’l-vefâ: Meselâ bir evi parasını iâde edince gerialmak şartiyle bir kimseye satmaktır. (70) Tabii evi satınalan, iâde edinceye kadar ondan istifâde etmektedir. Faizdenkaçmak için tecviz edilen bu usûl bir hile mahiyetindedir; bunarağmen —ihtiyâca binâen— caiz görülmüştür. Vâde farkıile satış ise gerçek satıştır, muvâzaa yoktur, bir faiz hilesi dedeğildir. (*)  2 — Kâr ve Gabn Delili:İslâmm muayyen bir kâr haddi koymadığım, bunun tabiîve ahlâkî şartlara göre ayarlanmasını müslümanlara bıraktığınıbiliyoruz. Bir kimsenin malmı pazarm ve günün fiatmdanfazlaya satmasına «ğabn» deniyor. Hanefîler ğabni şöyle anlıyorlar:Bir mal anlayan kişilere gösterilir ve ortaya birkaç fiatçıkar; meselâ biri 10, diğeri 15, üçüncüsü 20 lira der; 10 liradanaşağı, 20 liradan da fazla fiat biçen olmazsa bu mal 10 ilâ 20liraya satılabilir; bu takdirde gabinden bahsedilemez. 10 liradanaşağı, yirmi liradan fazla satılırsa bu takdirde fâhiş fiatvardır ve bunun hükmü câri olur. (71)Diğer üç mezheb böyle bir ölçü getirmemişler ancak yalan,hile ve aldatma yoluyla fâhiş fiat gerçekleşir ise bunu satışınfeshine sebep kabul etmişlerdir. (72)Şu halde îslâma göre fiat ve kâr haddi bir çizgi değil birsatıhtır. Vâde farkı bu satıh içinde kaldığı müddetçe câizdir.Bu sathm sınırlan aşılır ise yine caizdir; ancak aldatma, yalan,hile vb. var ise zarara uğrayanın satışı bozma (fesih) hakkıvardır. Vâde farkı ile satışlarda —kabul edelim ki— satan bukâr sathı içinde hareket etmiş, peşin sattığma nisbetle veresiyesattığmda bir miktar daha fazla kâr etmiştir; bunun caiz olmamasıiçin hiçbir sebep yoktur.3 — Selem Delîli:Selemin «peşin para ile veresiye mal almaktan ibâret olduğunu»zikretmiştik. Bilhassa zirâat ile meşgul olanların hasadzamanmdan önce paraya olan ihtiyaçları böyle bir muâmeleninvaz’ında rol oynamış, Rasûl-i Ekrem (s.a.) Medine’ye geldiğizaman karşılaştığı bu akdi, ölçü ve müddetin kesin olarak tesbitişartıyle tasvib buyurmuştur. (73)Selemde iki taraflı menfaat vardır:a) Satan, malı elinde hazır olmadığı halde bedelini alıpi ş i n i görmektedir.b) Satın alan ise bir miktar ucuza almak sûretiyle kârınıartırmaktadır. Burada ucuz almanın sebebi malın peşin olmamasmdandır;yâni para yönünden değil de mal yönünden birvâdeli satış bahis mevzûudur ve bu vâdeden dolayı da mal ucu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir