ADRENAL KORTEKS HASTALIKLARI
Adrenal Korteks Hakkında Genel Bilgiler
Böbrük üstü guddesinin her biri ortalama 4 gram ağırhğmdadır. Guddenin dış bölümü korteksi ve iç bölümü -medullayı oluşturur. Korteks mesoderm’den medulla ektoderm’den menşe almıştır.
Sürrenal korteksi başlıca birbirinden ayrılabilen 3 bölümden oluşur:
1- Zona glomerulosa, en dış tabakayı oluşturur ve aldosteron salgılanması bura-
dan olur.
2- Zona fasciculata. ortadaki tabakayı oluşturur ve kortizol buradan salgılanır.
3- Zona reticularis ise, en iç tabakadır ve androienier ile östrojenler bu tabakadan salgılanır.
reaoscrpsivonunu arttırmak, sodyum ve podyumun distal tübüiiis’ierde değişimini ex;hange) sağlamak ve sonuçta potasyumun atıhmını arttırmaktır.
Potasyum aldosteron salgılanmasını direkt olarak uyarır. Normal plazma aldos-teron düzeyi 10 ng/dl. kadardır ve sabahlan en yüksek düzeyde olarak bir “circadian” ritm mevcuttur. Günde salgılanan aldoste-ron miktarı yaklaşık olarak 100-150 mcg. dir. Aldosteron salgılanması: 1- Renin-angio-tensin sistemi ile, 2- Serum potasyum konsantrasyonu ile, 3- ACTH ile ve 4- Prosto-glandinier ile kontrol edilir. Muhtemelen serum sodyumu, serotonin gibi diğer faktörlerinde rolü mevcuttur.
3- Androjenler ve östrojenler: Andro-jenler, özellikle kadınlarda sekonder seksüel kılların oluşumunu etkiler, östrojen-lerin bu kadar küçük miktarda salgılanmalarının fizyolojik etkisi henüz tamamiyle aydınlanmış değildir.
Surrenal yetersizliğini primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır.
Sekonder adrenokortikal yetersizliği de 2’ye ayırmak ve hipota’ıamik ve hipofî-zer olanlar diyerek tartışmak mümkündür.
Hipotalamik nedenler arasında 3 üncü ventrikül tümörleri, travma, ansefalit, korti-kosteroid uygulanması ve sonra kesilmesi söylenebilir.
Hipofizer nedenler olarak optik glioma-lar, Craniopharyngiomalar, ehromophobe adenom, bazal menenjitler, hipofiz sapının kesilmesi ve en sık görülen sebep olarak da postpartum nekroz söylenebilir.
Adrenal Korteks Yetersizliği
Adrenal korteks yetersizliğini primer ve sekonder (hipofizer) olarak iki büyük bölüme ayırmanın mümkün olduğunu yakanda söylemiştik. Primer surrenal yetersizliği de akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır.
Akut surrenal yetersizliği, uzun süreli glukokortikoidlerle yapılan tedavinin kesilmesi sonucu görülebildiği gibi septisemiye (özellikle menengokoksemide-W aterhouse Fridericksen sendromu) bağlı surrenal in-fark durumunda veya antikoagulan kullanılmasına bağlı surrenal hemoraji de görülebilir.
Kronik sürrenal yetersizliği, eskiden tüberküloza bağlı olarak görülmekte ise de, şimdi tüberküloz vakalarının ancak -% 30’un-da etyolojik faktör olarak gösterilebilir. Vakaların büyük bölümü idiyopatik olup
otoimmün adrenalik sonucu oluşan atrofi nedeni ite görülür. Histoplazmosis, sarko-idoz, hemokromatoz, amiloidoz ve nadiren lösemik infiltrasyon sonucu da kronik sürrenal yetersizliği oluşabilir.
Sürrenal korteksinden salgılanan bu hormonların özelliklerim şu şekilde özetli-yebiliriz:
1 – Glukokortikoidler: Bunların başında kortizol gelir: fakat deoxycorticosterone da bu gruba dahil edilir. Cortizoi günde 20 mg kadar salgılanır. Bu grubun fizyolojik etkilerini özetlersek;
a) Glukoneojenezi (proteinden glukoz oluşumunun) ve karaciğerdeki glukojen deposunu arttırmak,
b) Adale ve yağlardan glukoz utilizas-yonunu azaltmak,
c) İnsüiine karşı etki,
d i Arteri olar tonusu düzenlemek ve kan basıncının devamını sağlamak,
e l Böbrek kan akımını arttırmak ve su atılımım fazlalaştırmak,
f) Farmakolojik dozlarda iltihabi reaksiyonun şiddetini azaltmak,
g) Yağ dokusundan yağ asidi oluşumunu arttırmak.
Cortisoiun % 90’ı, Cortisol Bağlayıcı Globulin’e (CBG) bağlanır; CBG bağlama kapasitesi dışında kalan Cortisol, albümüne bağlanır, geri kalan küçük bir kısım serbest halde bulunur ve metabolik olarak aktiftir. Cortisolün yan ömrü 90 dakika kadardır. Cortisolde de “Circadian” ritm mevcuttur; sabah saat 8 civarında en yüksek düzeydedir ve 16 mcg/dl kadar bulunur; 7-8 mcg/ dl’a kadar normal sayılır.
Cortisol ‘ü etkileyen hipofızer hormon ACTH (adrenokortikotropin) dir. ACTH verilişinden 4 dakika sonra adrenal kan akımı artar ve Cortisol prodüksiyonu fazlalaşır. 48 saat sonradan başlayarak giderek siirre-nal ağırlığı artar ve 4 gün sonra aşikâr hale gelir ve iki misline çıkar. ACTH, 39 amino asid içeren bir polipeptidtir. 24 N terminal amino asidi içeren bölüm biyolojik aktivi-tesi için gereklidir. Diğer bölümü de aller-jik reaksiyonlara neden olan kısmı olarak tanınmaktadır. Bu yönden şimdi artık 24 N terminal içeren yapay ACTH (Tetrakasak-trin) kullanılmaktadır.
2- Mineralokortikoidlere başlıca aldosteron dahildir ve günde ortalama 100 mcg. kadar salgılanır.
Aldosteronun önemli etkileri arasında böbreklerde distal tübüllerden sodyumun