Çok eskidenberi türlü kültürlerin kaynaştığı A fyo n ’da, folklor konuları zengin ve çeşitlidir. Bura folklörü, araştırma yapacaklar için çok çekicidir. Biz burada sadece «Kına koyma» âdetine temas edeceğiz. Kına gecesinde kadınlar ve kızlar, türlü renklerde, alacalı «Şatarın»
sırmalı ve morlu kırmızılı çepkenler giyerler. Genç kızlar ve kadınlar ellerine birer yanmış mum alarak gelini ortalarında hazırlanmış olan bir yere oturturlar çengiler ve çalgıcılar def ve darbuka çalarak aşağıdaki kına türküsünü hep bir ağızdan söylerler
Kına Türküsü
Kınası karılır tasta,
Oğlan evi pek havasta ;
Kız anası kara yasta.
Sağdıcım kınan kutlu olsun,
Orda dirliğin tatlı olsun,
– Kavuştak – Kızınız gidiyoru, Nazınız gidiyoru ;
Bugün akşamlık, Yarın öğlenlik, Misafir kaldı;
Söylemez oldu.
Tuz kabını tuzsuz koyan,
Koca evi ıssız koyan,
Anasını kızsız koyan,
Sağdıcım kınan kutlu olsun,
Orda dirliğin tatlı olsun.
Bıı türküden bir parça söylenince hep birlikte kalkılır, başka odada ulunan anne ve teyzenin yanına gidilerek geline e! öptürülür. Tekrar el ir ler kına tepsisi ortaya gelir; gelinin iki yanında bulunan iki genç ız geline kınayı yakar. (Geline kına yakanların başından nikâh geç- ıerniş kız olması şarttır.) Bir müddet daha türküye devam edilir ve ıerasime nihayet verilir. Islâmoğlu Türküsü : Islâmoğlu Afyon ve Denizli havalisinde ya- amıştır; çok yiğit bir adammış. Devrin kötülüklerine dayanamıyarak ilâhlanıp dağa çıkan Islâmoğlu, hükümet kuvvetleriyle çarpışmağa başar. Birgün yine bu kuvvetlerle çarpışırken hükümet kuvvetlerini A fyon alisinde sıkıştırıp yener. Dâvasında haklı olan bu halk kahramanı maz- um halktan da yardım görerek yıllarca bu bölgede hüküm sürmüştür. Halk çok sevdiği Islâmoğlu’na türküler yapmıştır. A fyonun özel ve güzel âdetlerinden biri de evlenme çağına gelen Afyonlu kızların her yıl Hıdırellezde, sabahleyin çok erken Afyon Kale- inti çıkıp (K ız geldi) adını taşıyan kalenin gediklerinin birisinden kısmet stemeleri için dışarıya doğru seslenmeleridir ki ; aşağıda yazıldığı veçhile ıhenkli olarak şöyle seslenirler.
- Ahdim ahdim Altın bahtım Evlenmek vaktim. (Ora inanına göre, burada dilekte bulunan Afyoftlu olmıyan kızla- “in da dilekleri kabul olunurmuş).
YETİŞTİRDİĞİ BÜYÜK ŞAHSİYETLER VE MİLLETVEKİLLERİ
Mevlânâmn Divân-ı Kebirini İrandan memleketimize getiren şair ve müfcasavvif Mehmet Semâi, meşhur hattat Ahmet Şem settin, Ahteri-i KeFair Lügati’nın sahibi Şemsettin Ahteri, Tıbbiyenin en eski muallimlerinden ve Tababet Lügati’nı yazan M azhar Paşa ve büvük şairlerden S uttani Divâni, Demirci Ulu, Dehşeti, Harâbi, Sandıklılı Fikri, A fyo n ’a. adi ariyle şeref verirler.