ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV

ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV

ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV

Kısa hikâyenin ve oyun yazarlığının büyük ustası Çehov; XX. yy’ın başında ünlü oyun yönetmeni Stanislavski’ye de esin kaynağı oldu; Stanislavski oyuncunun içtenlik arayışına, ruh durumlarını ve nüanslı davranışları ifade edişine dayalı oyun kuramım ondan esinlenerek biçimlendirdi. Çehov hem doktor, hem edebiyatçı olarak duygusal nostalji ile Slav egzotizmini eşanlamlı lalacak eserler yarattı.Yazılanndan fışkıran o «sevimli hava» zamanla insanlık durumunu bilinçli, hatta acımasız ve trajikomik bir açıklıkla ifade eder oldu.

RUHLARIN DOKTORU

Bir toprak kölesinin torunu ve bir bakkalın oğlu olan Anton Çehov, 1860 yılında Azak Denizi kıyısındaki liman şehri Tagan-rog’da doğdu. Çocukluğu, zorba bir baba yanında ve altı çocuklu bir aile içinde oldukça sıkıntılı geçti. Doğaya âşık bir hayalperest olan Çehov, hayatını kalabalık bir aile içerisinde ve baba baskısı altında sürdürmeyi öğrendi. 1879’da liseyi bitirdi ve babasının iflasından sonra Moskova’ya kaçmış olan ailesinin yanına gitti. 19 yaşında tıp öğrenimine başladı ve bir yandan da edebiyada iş hayatına atılarak, hayatı boyunca sorumluluğunu taşıyacağı ev halkının geçimini üstlendi. Çehov gülmece dergilerine değişik takma adlarla hikâyeler ve röportajlar yazdı.

Üniversitedeyken 1880’li yılların siyasî taşkınlıkları (II. Alek-sandr’ın öldürülmesi) dışında kalmayı bildi; ideolojilerden ve aşırılıklardan kaçınırken, acımasız bir gözlemci olarak çok ciddî bir saptamada bulundu: «Bütün Rus kötülüklerinin anası, tüm partilerde ve eğilimlerde eşit ölçüde var olan bilgisizliktir». Büyük muhafazakâr gazete Novoje Vremya’ran yöneticisi, daha sonra da kendisinin yayıncısı olan Aleksis Suvorin ile tanıştı ve onunla dost oldu. Dr. Çehov’un ikili hayatı, hikâyelerinin 1884 yılında yayınlanan ilk kitabıyla somudaştı: «Tıp benim yasal eşim, edebiyat ise metresimdir» diye yazacaktı. 1890 yılında altıncı hikâye kitabı da yayımlandı.

Büyüyen şöhretine ve yeni başlamış olan verem hastalığına rağmen, Sibirya sınırındaki Sahalin Adası’na gitti. «Hayatta korkunç olan ne varsa, bir yerde gizlilik içinde yapılır» gözleminde bulunuyor ve (toplama kampındaki hükümlülerin çok kötü bir hayat sürdürdükleri bu adadaki) bu «gizlilik» üzerine incelemeler yapmak kararlılığıyla, XX. yy’da bütün Avrupa’yı temelden sarsacak olan toplama kampları üzerine bilgi topluyordu. Burada üç ay kaldıktan sonra dönüşünde toplama kampları üzerine son derece belgesel (yer yer coğrafî, sosyolojik ve psikolojik) bir inceleme yazdı. «Sahalin Adası»mn (Ostrov Sahalin) 1893’te yayımlanması üzerine, kitabında tanımladığı bedensel cezalar yürürlükten kaldırıldı.

Çehov 1891’de (tedavi olmak için 1894 ve 1897’de tekrar döneceği) Fransa’ya ve İtalya’ya gitti. Floransa’ya ve Venedik’e olan büyük hayranlığına rağmen, Rusya’nın ve Moskova Ovası’nın özlemiyle geri döndü; 1892’de Melihovo’da bir mülk alarak ailesini oraya yerleştirdi ve böylelikle hekim-yazar aynı zamanda bahçıvan oldu. Ziyaretçilerin baskınına uğrayan konuttan uzakta yaptırdığı küçük bir kulübede 6 Numaralı Koğuş, «Kara Keşiş»i ve Martı’yı yazdı. Çoğu defa parasız sürdürdüğü hekimlik etkinliği, 1892-1893’te bir kolera salgını dolayısıyla iki katına çıktı ve bu olay, Köylüler (Mujiki) adını verdiği şiddet yüklü eserine ilham kaynağı oldu. Kendi hastalığı ise toplumsal yükümlülüklerini yavaşlatmadı: üç okul yaptırdı, 1899’da Volga yörelerini kasıp kavuran açlık üzerine kamuoyunun dikkatim çeken çalışmalar yaptı ve yardım topladı.

1897’de verem iyice ağırlaştı ve bu yüzden hastalığını ciddîye almak zorunda kalıp Melihovo’yu satarak, Moskova dolaylarını terk etti ve Kırım’ın daha kuru havasını seçti. 1899’da Yalta’ya yerleşti ve orada küçük bir çiftlik edindi. 1901 mayısında, üç yıl
önce Moskova’da, Marti’nın kazandığı büyük başarı sırasın: nişmiş olduğu genç tiyatro oyuncusu Olga Knipper’le ev. Eşi Moskova’da çalıştığı için, üstelik sevmediği bir yörede,’ yalnız kaldı; ölüme mahkûm olduğunu bilerek acı çekti vc madan yazdı. Son oyunu olan Vişne Bahçesi’nin büyük başar şahit olup, hastalığının biraz iyileşir gibi olmasından yarar, rak, karısıyla birlikte Almanya’ya bir gezi yaptı; ama 19(K muzunda yolda, Badenweiler yakınlarında, 44 yaşındayken:

SABIRLI VE METİN

Her türlü sistemin, dogmatizmin ve zorbalığın düşman ve çılgınca bir tempoyla çalışan Çehov, aynı zamanda bir çeler yumağıydı; hayata âşıktı, ama ağır biçimde hastaydı: ç: • yarlı ama bilinçliydi; sevecen ama tutkusuzdu. Bütün va-gerçekle yoğun bir iç içelik (kendi toplumsal etkinlikleriyle olaylara karşı sürekli yansız davranma, uzaklaşma ve kayıt; arayışıyla geçirdi. Eserleri, köleliğin olumsuz yan etkilerin. erdirme çabasındaki (toprak köleliği ancak 1861’de kaldınln”-özgür bir insanın bir tür iç yapılanmasını, kuruntu ve yar—£ dan kurtulma ve önceden verilmiş tüm cevaplan yadsıma s_ ni yansıtır. Sahalin’den döndükten sonra bir süre için uzlaşır., duğu Tolstoy’un düşüncelerinden uzaklaşır ve 6 Numar.: ğuş’ta doğaya dönüşün ve dinî çileciliğin tutucu karanlığına : halete karşı bir tutumu benimser. Aşırıya kaçmaksızın bilin:; üşmeye ve tıbba inanır. Kendisinin ve diğer insanların ac„;: ölümle baş başa geçirdiği uzun bir süreden sonra abartısız ;r vecenliğe, yaşamın acımasız olduğu görüşüne ulaşır.

Hak arayışına, yazılarındaki doğru, gösterişsiz, sade, ke:.’ açık, nesnel üslupla cevap verir. «Sanatçı ne yarattığı kişL=r. de onların neler söylediklerini yargılamamalıdır, sadece bir tanık olmalıdır» der Çehov.

Beklenmedik olayların ve etkilerin bulunmadığı, tüm sorgulamaların çok sağlam ve tutarlı ayrıntılarda sımsıkı ve.: örüldüğü hikâyelerinde, ülküleştirilmemiş birtakım gerçekli” radan varlıkları ve güncel hayatı anlatır. Az sözle çok şey sr_-üslubu, imalı ve kesindir: «Ne kadar kısa olursa o kadar iyi: Çehov, kafasındaki nesnel ayrıntıları (sesler, jesder, renfc-çimler, tadar) fazla biriktirmeksizin bir araya getirir. Kullan: f ve simgeler üzerindeki çalışmasıyla saydamlaşan bir gerçe?-yarı yolda devreye giren üslubunda, çabucak geçiveren küç-rıntılar (gürültüler, renkler, görüntüler), konu dışı lirik sapr. acımasız fırça darbeleri; karmaşık, uğultulu ve çelişkili duyg-deleri, Rus doğasının betimlemeleri ve diyaloglar, acı tatlı r_‘ rışım içinde birbirleriyle kaynaşır. Hemen her hikâyesinde ‘. Ienen ve genellikle üçlemeli (üç kısımda yapılanan cümleli’ ritme dayanan bu müzikal üslup, söylemi bitireceğine sar_’. niden başlatan çelişkili bir uyumla, birdenbire tamamİ£r_-okurda, bir ikileme düşüyormuşçasına bir duygu uyandım

ÇEHOV’UN OYUN YAZARLIĞI

Çehov’un tiyatrosunda da aynı hava sürüp gider. Bu havî şılıklı sıradan konuşmalar, uzun sessizlikler, doğrudan ve;: Iambaçlı konuşmalar, ses tonlarında iniş çıkışlar, kaymalar : -veya konuşmalar, tutarsız ve birbirinden kopuk diyaloglar^ lir. Bütün bunlar öyle bir düzen içinde kurulmuştur ki, hay = kendisi gibi görünürse de, her şeyden önce bir kurgudur.

Çehov ilk büyük oyunu olan Ivanov’u (1889) ve yeniden u dığmda Vanya Dayı (1897) adını alacak olan Orman Cini’r_ yazmadan önce, büyük bir başarı kazanan kısa vodviller yaz bu deneyim onun tiyatro olanaklarını (kişi tiplerini) olağan -büyük bir beceriyle kullanmasını sağladı. Yazarın kendis: : ’ larının sahne tekniklerine uygun olmadığım ileri sürecek v= ; matik biçimi aşağılamakla suçlanacaktır. Nitekim Orman C : ve Martı’mn ilk sahnelenişleri (1896) tam bir başarısızlıkla s: * lanmıştır. Çehov hayatı kendi doğal akışı içinde sahneye u; ve romana özgü zaman kavramını ele alarak, âdeta «tiyatr: yatro olmaktan çıkarmıştır». Ne var ki, Çehov yeni bir dre.-pısı keşfeder: bu yapı, bir grup yararına kahramanın ortadar ■■ dırılması, merkezden yoksun bir koroda herkesin kişiliğin: -•:’ ma çabasıdır (bunu da, her biri en az diğeri kadar önemsiz; arasında paylaştırarak yapar). Çehov bunu, tiyatro ti::,:’ (dram, fars, komedi, trajedi) birbirine karıştırarak, zamana i i kırı bileşimlere önem vererek oluşturur.

Görünürde sanki yeterince hareket yokmuş izlenimi ü bile ve kişiler birbirlerinden dünyayı değiştirmek için duy£- -özlemler ve bunu gerçekleştirme yolunda yapmaları gerek.. ı. şimlerdeki yetersizlikleriyle ayrı düşseler bile, aslında sa:” –
VİŞNE BAHÇESİ

Çehov’un son oyunu olan Vişne Bahçesi, aym zamanda onun şaheseridir. Liyubov Ranevskaya, kızıyla birlikte Paris’ten döner, kardeşi Gayev’in yaşamakta olduğu ve kendisinin doğduğu eve tam da vişnelerin çiçek açma zamanında geri gelir. Tutumsuz ve kaygısız olan ev sahipleri, gırtlaldarına kadar borca batmışlardır. Mülkün haraç mezat satılmasını önlemek isteyen kâhya Lopakin, onu kiralamayı önerir. Ağabey ve kız kardeş «anlamazlıktan gelirler». Bu nedenle, kesinleşen satış işlemi de tam Ranevska-ya’nın bir eğlence düzenlediği sırada gerçekleşir. Anne ve babasının toprak kölesi oldukları bu mülkü Lopakin satın almıştır. Bahçe üzerinde villalar yaptırmayı tasarlamaktadır. Soğuk bir sonbahar sabahı mülkün eski sahiplerinin her biri bir yana kaçarken, kazma ve balta darbeleri de ağaçlan birbiri ardından devirmeye başlamıştır. Kaçanlar yaşlı bir uşağı evde unuturlar. Her biri yeni bir yaşamın hesaplarını yapmaktadır, ama tümü de çiçeğe durmuş ağaçların mevsimlik beyazlığında canlanan gerçek güzellik unutulmuş-ve bir yana atılmıştır.

Oyun, işlevini üç aşamada gerçekleştirir: küçük hikâye, ailenin başından geçenlerdir; büyük hikâye, toplumsal dönüşüm ve değişimlerdir; üçüncü-süyse olaylann simgesel görüntüsüdür. Çehov, oyununun bir komedi olduğunun altını çizer. Bazen acımasız, bazen tadı ve gülünç bir gerçeklik aracılığıyla, bizlere ne geçmişe bir öykünme, ne de bir trajedi; ama sürekli değişmekte olan dünya üzerinde düşünme fırsatı sağlar.

ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV

j-j – değildirler: Çehov onları yoğun bir güncellik içinde, _ – “Sİantı ve eğlencelerinde (yaş günleri, yıldönümleri, top-balolar, kır gezileri), kâh dramatik olaylarda (yangın,

. ayrılık), kişisel yaşamların ve ortak yaşamın en has-. tilannda sergiler.

snlük yaşamın kaygısına kapılmış adan kahramanlar

-; : karakterlerinin sahnede varoluş biçimlerinden biri de,

– ruçok etkinlikte bulunur gibi görünseler de, aslında du-

■ : rekleyiş (ki bu, absürd tiyatronun habercisidir) içinde ol-

Bu hayadarının boşa geçtiğine inanan sıradan kahra-sahnedeki varlık biçimlerinden biridir. Oyunlar, aynı

– is gerçek ve simgesel olan büyük ve bütünleyici bir görü-

resinde (vahşî doğa [Martı], Moskova [Üç Kızkardeş, :_îğanüstü güzel bir bahçe [Vişne Bahçesi, 1904]) ve kökle-

• -uaduğu şehirden veya evden uzaklarda yalnızlığa mah–.iiiLlar arasındaki ilişkiler üzerine, bazen ayrılık acılarına

olarak oluşturulmuşlardır.

• îhramanlar orta sınıftan gelen toprağa bağımlı, asker, ay-: i sanatçı kökenlidirler. Değişik yaşlarda olan bu insanla-;i-~da akrabalık, dostluk veya patronluk (efendi ve uşak) : r. vardır. Aralarında genellikle bir hekim ve gözbağcı

(Vişne Bahçesi) örneğindeki gibi toplumsal konumu . :.snmemiş birileri bulunur. Kişilikleri ayrıntılı biçimde çi-;_an bu kompleksli kahramanlar, neşeyle keder arasında zslı, belirgin bir nedeni olmaksızın çeşidi etkinliklerde _t pek çok ve coşkulu heyecanlar yaşarlar; kimi zaman :_k ederken, kimi zaman da sessiz beklentilerle vakit ge-

hiçbir şeyi açıklamaz, oyunlarındaki gedikleri oluştu-. Hissizlik ve bekleyiş anlarında yorumu, izleyicinin hayal-r sırakır. Bazen jestlerden, bazen birtakım ses veya gürül-îie getirilen bu sıkıntı ve düşünce anlarında söylenen ka-ienmeyen de anlamlıdır. Kişilerinin başvuracakları şiddet —esela intihar gibi eylemler (Üç Kızkardeş, Marti), içinde ırkları sorunları çözümlemez, sadece bunların bir çıkış :_zîadığının altını çizer. Bu oyunlarda müzik, yazının mü-kadar önemli bir yer tutar (Çehov müziğin kullanımını -it:r).

ritmen Stanislavski, Çehov’un oyunlarını okuyup inceler _r. «psikolojik gerçekçiliği» sayesinde 1898’den başlayarak r.-a’da başarıya ulaşmasını sağlar. Bu gerçekçiliğe göre; rjların iç dünyalarındaki yoğunluk dışarıya yansıttıkları aşlarıyla bütünleşebilir. Böylece seyirciye oyun metninde Elalarında geçen ve repliklerin anlamını güçlendiren veya _ söyleyerek replikleri zenginleştiren karşılıklı bakışlar, jest-
ler ve sahne oyunları gibi sözsüz birçok öğenin yarattığı tüm gizli içeriği duyumsatmak gerekmektedir.

İşte, Çehov tiyatrosu geleneksellik kazanan bu yorumla Avrupa’da sahnelendi. Fransa’ya bir Rus göçmeni olan Georges Pitoeff kanalıyla girdi ve 1950’li yıllarda onun oğlu Sacha tarafından yinelendi. Bundan on yıl sonra Çek Otomar Krejca, geleneksel Çe-hovcu nüanslı davranışları canlı ruhsal çığlıklara dönüştürdü. Çağımız sahnesi ise Çehov’a güçlü bir geri dönüş yaptı: Peter Bro-ok, Giorgio Strehler veya Peter Stein gibi en başarılı Avrupalı yönetmenler, Vişne Bahçesi’nin veya Üç Kızkardeş’in değişik olduğu kadar çarpıcı yorumlarını sundular.

Bu oyunların başarısı, büyük ideolojilerin çöküşüyle açıklan-maktadır. Bir düşünce ustalığından uzak olan Çehov, bireysel trajik ile siyasal veya toplumsal bağlantıların uzlaştırılamıyacağını gösterir; bununla birlikte, toplumun kültür ve bilimle daha iyi duruma getirilebileceğim savunarak, yanılsamasız davranışa kapıları açar. Tüm olayları, hayatın kendi güncelliği içerisinde, bağlamlarından soyudamaksızın dile getirerek, önemli sayılan olgularla önemsiz gibi görünenler arasındaki alışılagelmiş ayrımı tartışma konusu yapar. Bir doktorun titiz bakışıyla olaylara yaklaşan ve öğretici olmaktan çok, alaycı bir söylemle hem başkalarıyla hem de kendisiyle dalga geçen Çehov, her türlü duygu aşırılığını önlemeyi, trajik olanı alışılmamışla ve komik olanla bağdaştırmayı başarır. Alçakgönüllü ve farklı bir sanat aracılığıyla ortaya, insanoğlunun varlığı üzerine temel sorular koyar. □
VanyaDayı. 1969’da Modern Tiyatro’da(Paris); Luce Garcia-Ville ve aynı zamanda oyunu sahneye koyan Sacha Pitoeff.
BAŞLICA ESERLERİ
Hikâyeler
1888 Bozkır (Step)
1892 6 Numaralı Koğuş
(Polata No 6)
1894 «Kara Keşiş»
(Çemıy Monah)
1899 Küçük Köfekli Kadın
(Dama S sobaçkov)
Oyunlar
1888 Ayı (Medved)
1889 İvanov (Ivanov)
1896 Martı (Çayka)
1897 Van ya Dayı
(Dyadya Vanya)
1900 Üç Kızkardeş (Tri Sestri)
1904 Vişne Bahçesi
(Vişnyovi Sod)

Mart. 1898’de Moskova’da, Stanislavski’nin kurduğu Sanat Tiyatrosu’nca yeniden oynanışı (ortada, Çehov’un müstakbel eşi Olga Knipper’in arkasında, sigara içen Stanislavski; önde, bir minderin üzerinde oturansa Meyerhold). Oyun, iki yıl önce büyük bir hayal kınklığı uyandırdığı ilk oynanışından sonra, büyük bir başan kazanır.
AYRICA BAKINIZ

– ıa.A‘isiı absürd

– ».»sil komedi

– IB.ANSU Rus dili ve edebiyatı

– lE-»ı.s.l tiyatro

– mil tiyatro yönetmenliği

– ib-aksu trajedi

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*