wiki

ÂRIZ OLAN SEBEPLER MEYDANA GELDİĞİNDE KILINAN NÂFİLE NAMAZLAR HAKKINDA VÂRİD OLAN SAHİH HADÎSLER

Bu namazlar, cenâze, güneş tutulma, yağmur isteme, ta- hiyyetü’l-mescid, abdestten sonra iki rek’at namaz ve eve girildiğinde, ordan çıkıldığında kılman namaz, hayır namazı, hacet namazı, fakirlik başa geldiğinde kılınan namaz, anne-babaya iyilikte bulunma namazı, çok tevbe edenlerin namazı, ölüm sekeratı namazı, idrar akıntısının keffâreti olan namaz, diş ağrısı namazı, yağmur yağdığında namaz, yola çıkmak isterken kılınan namaz, tesbîh namazı, kazaya kalmış namazları kılmak için kılınan namaz, borç ödemek için kılman namaz gibi namazlardır. Bunun yirmi kadar olduğu söylenir. Bunlardan beşi fıkıh kitaplarında geçtiği için meşhur olanlarıdır: Cenâze namazı, güneş tutulma namazı, yağmur istek namazı, tahiyyetü’l-mes- cid namazı, istihâre namazı. Bunun altmcısı, abdestten sonra kılman iki rek’at namazdır. Bunu kılarken iki rek’at abdest namazı şeklinde niyet edilmez, belki nâfile namaz olarak niyet edilir. Bu namaz sünnettir. Bu hususta Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir : «Allahü Teâlâ buyurdu ki: Abdestsiz olduktan sonra ab- dest almayan kimse bana eziyet etmiş olur. Abdest aldıktan sonra iki rek’at namaz kılmayan kimse de bana cefâ etmiş olur.» Bu iki rek’at namazın birinci rek’atinde bir Fâtiha ve Âl-i Imrân sûresinden (VELLEZÎNE ÎZÂ FAALÜ FAHÎŞETEN…) Tâ (VE NÎ’ME ECRÜ’L-ÂMÎLÎN)’e kadar okunur. İkinci rek’atinde bir Fâtiha, Nisâ sûresinden de VE MEN YA’MEL SÛ- EN EV YAZLIM NEFSEHÛ YECÎDÎ’LLÂHE GAFUREN RA- HÎMA kısmı okunur. Sonra secde edilerek: «Ey mağfireti çok geniş olan! Beni bağışla. Ey rahmet ellerini açan! Bana merhamet eyle!» Ve sonra dilediği şekilde dilediği kadar duâ edebilir. Yedincisi, eve girildiğinde kılman namazdır. Bu da iki rek’attir. Her iki rek’atinde de Kur’ân’dan kolay gelen, kısımlar okunur. Namazdan sonra şu duâ yapılır: «Beni yaradan, barındıran, rızıklandıran Allah’a hamdolsun. Bütün bunları o yaparken benim hiç bir güç ve katkım olmamıştır..» Eve girdiğinde ise şu âyet okunur: «RABBÎ ADHÎLNÎ MUDHALE SIDKIN VE AHRÎCNÎ MUHRACE SIDKIN VEC- AL Lî MÎN LEDÜNKE SULTANEN NASÎRA = Rabbim! Beni dahil edeceğin yere hoşnudluk ve esenlikle dahil et; çıkacağım yerden de hoşnudluk ve esenlikle çıkar. Katmdan beni destekliyecek bir kuvvet ver!»213 Sonra şu duâ okunur: «Allah’ım! Girilecek yerin hayırlısını senden istiyorum. Çıkılacak yerin de hayırlısını senden istiyorum. Allah’ın ismiyle girdik, Allah’ın ismiyle çıktık Rab- bimiz!. Ancak Allah’a dayanıyoruz, O’na bağlanıyoruz..» Sonra çoluk-çocuğuna selâm verir ve Peygamber (S.A.V.)Efendimiz’e üç defa salâvat getirir. Çıkarken de böyle yapar.214 Sekizincisi, hâcet namazıdır. Bu, iki rek’attir; her rek’atinde sekiz Fâtiha ve yedi îhlâs okunur. Namazdan sonra secde edilerek şu duâ okunur: «Ey izzet ve satvet sâhibi!. Ey çok bağışlayan!. Ey en çok merhamet eden Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma! Şüphesiz ki sen vârislerin hayırlısısın. Dilersen hayırlı vâris ihsân edersin.» Bu duâ sekiz defa tekrarlanır. Bu duâyı okuyan ve bu namazı kılan kimse ölüm sekera- tınm acısını çekmez. Dokuzuncusu, fakirlik başa geldiği zaman kılman namazdır. Bu, dört rek’attir. Ali bin Hüseyn’den (R.A.) yapılan rivâyete göre, Ali kendi oğluna şu tavsiyeyi yapmıştır: «Oğulcağı- zım! Sana bir belâ dokunduğunda ya da size bir dert ve fakirlik geldiğinde abdest alıp dört rek’ât namaz kılın, sonra da şu duâyı okuyun: «Ey bütün şikâyetlerin arz olunacağı tek makam! Ey bütün gizli görüşmeleri ve gönülden geçenleri işiten!. Ey her türlü gizli ve kapalı şeyleri bilen!. Ey dilediği şeyi meydana çıkaran!. Her türlü belâyı keşfedip kaldıran!. Ey Musâ’yı, Muhammed Mustafa’yı ve îbrâhim Halil’i kurtaran!. Dert ve fakirliği şiddetlenen kimsenin duâsıyla sana yönelip duâ ediyorum.. Kuvveti zayıflayan, çaresi azalan fakirin, fakirlik içinde boğulanın, garip kalanın duâsıyla sana yalvarıyorum.. Bunların başına gelen dert ve fakirliği senden başkası keşfedip kaldıramaz. Ey merhamet edenlerin en çok merhamet edeni!. Senden başka ilâh yoktur.. Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim. Şüphesiz ki ben kendine, zulmedenlerdenim.» Ali bin Hüseyn (R.A.) devamla diyor ki: Kendisine belâ ve dert dokunan kimse bu duâyı okuyacak olursa, mutlaka Allah onun üzerinden o dert ve belâyı kaldırır. Onuncusu, anne-babaya iyilikte bulunma namazıdır. Bu, iki rek’attir. Perşembe akşamı, akşamla yatsı arasında kılınır.Her rek’atinde bir Fâtiha, beş Âyet-i Kürsî, beş Muavvazateyn okunur. Namazdan sonra Allah’a on beş defa istiğfar edilir; Peygamber (SA.V.) Efendimiz’e de on beş defa salâvat getirilir. Hâsıl olan sevabı ana-babasına bağışlar. Ebû Hüreyre (R.A.), Peygamber’in (S.A.V.) şöyle buyurduğunu rivâyet ediyor: «Kim bu namazı kılarsa, cidden o, ana- babasmın hakkını ödemiş olur.. Onlara karşı yapacağı iyiliği tamamlamış sayılır..» On birincisi, çokça tevbe edenlerin namazıdır. Bu, on iki rek’attir. Bu namaz cuma günü öğleyle ikindi arasında kılınır. Her rek’atinde bir defa Fâtiha, bir defa Âyet-i Kürsî, bir defa İhlâs ve birer defa da Muavvazateyn sûreleri okunur. Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Herhangi bir erkek ya da kadın cehâlet günlerinde namazı terketmiş, sonra pişmanlık duyarak tevbe etmişse; kılmadığı namazları kaza etsin. Artık Cenâb-ı Hakk, kıyâmet günü onu bundan dolayı hesaba çekip kınamaz. Ve onun kötülükleri yazılı amel sa- hifesini iyiliklere çevirir.»215 Yine yapılan sahîh rivâyete göre, Peygamber Efendimiz buyurdular ki: «Sizden biriniz namazdan uyuyakaldığı ya da gaflete düştüğü zaman (ümitsizliğe kapılmasın), onu hatırlayınca hemen kılsın.. Çünkü Cenâb-ı Hak, «namazı, beni hatırlamak için kıl!» buyurmuştur..»21® Diğer bir rivâyette ise, Hz. Enes bin Mâlik (R.A.), Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivâyet et- miştiı : «Bir namazı unutup kılmayan kimse, onu hatırlayınca kılsın. O namazın bundan başka bir keffâreti yoktur.» Diğer sahîh bir hadîste de buyuruluyor ki: «Kişiyle şirk (Allah’a eş koşma) arasında (en yakın mesafe), namazı terketmektir.»217 Tirmizî’nin rivâyetinde ise: «Kişiyle küfür» arasındaki (en yakın mesafe), ya da «Küfürle imân» arasındaki (en yakın mesafe), şeklinde belirtilmiştir. Ebû Dâvud’un tesbit ettiği ibârede ise, «Kul ile küfür» arasında (en yakın mesafe)… şeklindedir. Hazıet-i Büreyde’nin (R.A.) yapmış olduğu sahîh rivâyette, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Bizimle müşrikler arasındaki ahid, namazdır. Onu terkeden derin bir inkâra sapmış olur.»218 Sahîh bir rivâyette, Ebû Mulayh (R.A.) diyor ki: Bir kutsal savaşta Hazret-i Büreyde ile birlikte bulunuyorduk. Hava kapalı idi. Hz. Büreyde bizlere dönerek dedi ki: îkindi namazını geciktirmeden hemen kılın! Çünkü Peygamber (S.A.V.) Efendimiz buyurdu ki: «İkindi namazını terkeden kimsenin ameli boşa çıkar.»219 Büyük sahâbî îbni Mes’ud (R.A.) diyor ki: Hendek savaşı günü müşrikler, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’i dört vakit namazını kılmaktan meşgul ettiler, (Resûlüllah o gün dört vakit namazını kılmaya fırsat bulamadı). Geceden epey vakit geçmişti ki, Resûlüllah (S.A.V.), Bilâl’e ezan okuması için emretti. Sonra Peygamber (SA.V.) ikamet getirerek öğle namazını kıldı. Sonra tekrar ikamet getirerek ikindi namazını kıldı. Sonra yine ikamet getirerek akşam namazını kıldı. Sonra da ikamet getirip yatsı namazım kıldı. el^Maalim kitabında da böyle nakledilmiştir.220 Yine yapılan sahîh rivâyete göre, Resûlüllah’ın (SA.V.) şöyle buyurduğu tesbît edilmiştir: «Çocuk yedi yaşma girince namaz ile kendisine emredin!. On yaşma girince, (kılmadığı takdirde) onu dövün!»221 Tirmizî’den yapılan diğer bir rivâyette ise, «Çocuk yedi yaşma girince ona namaz kılmayı öğretin!. On yaşma girince (kılmıyorsa) dövün!..» buyurulmuştur. Ebû Davud’un yapmış olduğu bir başka rivâyette: «Çocuklarınız yedi yaşma girdiğinde onlara namaz kılmaları için emredin!. On yaşma girdiklerinde (kılmaktan kaçındıkları takdirde) dövün!. Ve bu yaştaki çocukların yatağını birbirinden ayırrn..» buyurulmuştur. Ebû Dâvud’un yapmış olduğu rivâyette ise: «Çocuk sağını solundan ayırd edecek duruma geldiğinde ona namaz ile emredin!.» buyurulmuştur. et-Tecrîd kitabında da aynı husus nakledilmiştir. Ebû Hüreyre’den (R.A.) yapılan rivâyette Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Âdemoğlu secde âyetini okuyup secdeye vardığında şeytan ondan uzaklaşıp ağlar ve şöyle der: Yazıklar olsun bana! Âdemoğlu secde ile emrolun- du; emre uyup secde yaptığı için ona cennet vardır. Ben secde ile emrolundum; bu emre uymadığım için bana cehennem vardır.»222 Aynı hadîse Tefsîr-i Kebîr’de de yer verilmiştir. el-Müdmerat kitabında belirtildiğine göre: Resûlüllah (S.A V.) Efendimiz, kızı Hz. Fâtıma’ya (R. Anhâ) şöyle demiştir: «Herhangi bir mü’min erkek ya da kadın vitir namazından sonra üç defa SÜBBÛHÜN KUDDÛSÜN RABBÜNÂ VE RABBÜ’L-MELÂİKETİ VE’R-RÛH der, sonra secdeye varır ve secdede iken beş aynı şeyi söyledikten sonra başını kaldırıp bir defa Âyet-i Kürsî’yi okur ve beş defa yine aynı şeyi söylerse, canımı kudret elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, o henüz bulunduğu yerden kalkmadan Allah onu bağışlar ve kendisine yüz hacc, yüz umre sevâbı ile şehîdler sevâbı verir ve ona bin melek gönderir de hepsi onun iyiliklerini yazar. Böylece o kimse bin köle azâd etmiş gibi olur. Allah onun du- âsını kabul buyurur. Kıyâmet günü cehennem ehlinden yetmiş kişiye şefâatte bulunma müsaadesi kendisine verilir; bu durumda ölecek olursa, şehîd olarak ölmüş olur.»On İkincisi: Ölüm sekerat namazıdır. Bu, iki rek’attir. Akşamla yatsı arasında kılınır. Her rek’atinde bir Fâtiha, üç Ih- lâs okunur. Bu namazı kılan kimseye Allah ölüm sekeratmı kolaylaştırır. On üçüncüsü: tdrar dokunma keffâreti namazıdır. Bu, iki rek’attir. Kuşluk namazından sonra kılınır. Birinci rek’atinde bir Fâtiha ve yedi Kevser sûresi okunur. İkinci rek’atinde bir Fâtiha, yedi îhlâs okunur. îdrar dokunmasına keffâret niyetiyle bu namazı kılan kimsenin Allah bedenine, elbisesine dokunan idrardan dolayı günahlarını bağışlar. On dördüncüsü: Diş ağrıları için kılman namazdır. Bu da iki rek’attir. Akşamla yatsı arasında kılınır. Her rek’atinde birer defa Fâtiha, Kâfirûn, îzâ câe nasrullah, îhlâs ve muavva- zeteyn sûreleri okunur. Bu namazı kılan kimse diş ağrısı görmez. Bu, Ebû Zer’den (R.A.) rivâyet olunmuştur.324 Kendileri diş ağrısından Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz’e şikâyette bulunduğunda Resûlüllah (SA.V.) ona bu namazı öğretmiş ve: «Bu namazı her gece kıldığın takdirde bir daha diş ağrısından şikâyetin olmaz» buyurmuş; o da böyle yapınca, bir daha diş ağrısı görmediğini söylemiştir. On beşincisi: Yağmur yağdığında kılınan namazdır. Bu da iki rek’attir. Ebû Ümâme’nin (R.A.) Resûlüllah (SA.V.) Efen- dimiz’den yapmış olduğu rivâyette buyuruluyor ki: «Kim yağmur indiğini görür de o sırada iki rek’ât namaz kılar, bunun rükû ve secdelerini lâyıkıyla yapar, tam bir huşû içinde yerine getirirse, Allah ona her katra için on sevap verir ve bu yağmurdan yeşeren her yaprak başma ona on sevab bahşeder.» On akıncısı: Yola çıkmak isteyen (sefer yapmak üzere bulunan) kimsenin kıldığı namazdır. Seferin âdâbmdan biri de, yola çıkmadan önce istihâre (hayır umma) namazı kılmak ve yola çıkarken de dört rek’ât namaz kılmaktır. Her rek’atinde bir Fâtiha ve bir îhlâs okunur. Sonra şu duâ yapılır: «Allah’
(ım! Bu namazla sana yaklaşmak istiyorum. Bu namazları benim çoluk çocuğuma ve malıma halef yap (ben dönünceye kadar çoluk çocuğum ve malım bu namazlar hürmetine korunmuş olsun)..» Böylece bu namaz sefere çıkan adamm yerine onun çoluk çocuğuna ve malına vekil olarak koruyucu olur. On yedincisi: Tesbîh namazıdır. Bu, yukarıdaki bahiste geçti. Cuma günü kılınır. On sekizincisi: Kazaya kalmış namazlar için kılınan namazdır. Rivâyete göre, akşam namazından sonra iki rek’ât namaz kılan ve her rek’atinde bir Fâtiha, bir Âyet-i Kürsî ve üç thlâs okuyan kimsenin kırk yıllık kazaya kalmış namazı yerine getirilmişçesine kendisinden kabul olunur.226 On dokuzuncusu: Borç ödemek için kılman namazdır. İb- ni Ömer’den (RA.) yapılan rivâyete göre, bir adam Hazret-i Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’e gelerek —ki bu adamm Üveys adında bir bedevî olduğu söylenir— «Yâ Resûlâllah! dedi, ürerimde bir hayli borç vardır.» Bunun üzerine Resûlüllah (SA.V.) şöyle buyurdu ona: «Dört rek’at namaz kıl, birinci rek’atte bir Fâtiha. on Felâk sûresi oku. ikinci rek’atte bir Fâtiha, on Kâfirini sûresi oku. Bu iki rek’ati bitirince selâmdan sonra otur ve su tesbîhi yap : «Sübhâne’llahi’l-ebediyyi’l-ebed, el vâhidi’l-ehad, Sübhâ- ne’llahi’l-ferdi’s-samed, ellezî refaas-samed bi-ğayri amed, el- müteferridi bilâ sâhibetin ve lâ veled..» Bu duâdan sonra kalk, iki rek’ât daha namaz kıl, birinci rek’atinde bir Fâtiha, üç Elhâkümü’t-tekâsür, üç ve’l-asri, üç îzâ zülzile ve üç de thlâs sûresini oku.. Namazı bitirince selâmdan sonra secdeye var ve yedi defa şu duâyı oku : «Allah’ım, her zor işte senden kolaylık istiyorum. Çünküher zor işte kolaylık meydana getirmek senin için çok kolaydır! » Sonra secdeden kalkıp otur ve on defa şunu oku: «Göklerin, yerin ve bütün âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun! Büyüklük ve yücelik göklerde de, yeryüzünde de ancak O’na mahsustur. O çok güçlü ve yegâne hikmet sâhibidir.» İşte bunu yerine getirecek olursan Allahü Teâlâ borcunu ödeme imkânlarını sana lütfeder. Yirmincisi: Uyumaya hazırlanırken kılman namazdır. Bu da iki rek’attir. Birinci rek’atinde bir Fâtiha, bir Âmene’r-Re- sûlü ve on ihlâs okunur, ikinci rek’atinde aynı sûrelere devam edilir. Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Kim bu namazı kılarsa şüphesiz ki ona bin altın Allah yolunda harcamaktan daha hayırlı olur. Aynı zamanda bin çıplağı giydirmekten de daha sevaplıdır.»

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir