Avustronezya dilleri ;

. Malezya-Poli- nezya dilleri Avusturya, tam adı a v u s t u r y a c u m h u r iy e t !, Almanca r e b u p l i k ö s t e r r e i c h , Orta Avrupa’nın güneyinde, denize kıyısı bulunmayan dağlık ülke. Yüzölçümü 83.856 km2, nüfusu (1991) 7.815.000’dir. Başkenti Viyana’dır. Batıda İsviçre ve Liechten- stein, kuzeybatıda Almanya, kuzeyde Çek Cumhuriyeti, kuzeydoğuda Slovakya, doğuda Macaristan, güneydoğuda Slovenya ve güneybatıda İtalva ülkeyi çevreler. DOĞAL YAPI YÜZEY ŞEKİLLERİ. Kuzeydoğu kesiminde, Alpler’in doğu kenarıyla Bohemya ve Mo- ravya’nın tepeleri arasından Macaristan Ovasına akan Tuna Irmağı dışında, Avusturya’nın genel görünümünde dağlar ve ormanlar belirleyicidir. Öteden beri Avrupa’nın büyük kentlerinden biri olan başkent Viyana, Tuna’nın dağların arasından çıkarak görece kurak düzlüklere girdiği yörede kurulmuştur. Alpler’in Avusturya sınırları içindeki en yüksek tepesi batıda yükselen Grossglock- ner’dir (3.797 m). Kireçtaşından oluşan Avusturya Alpleri, kuzey ve güney sıradağları olmak üzere ikiye ayrılabilir. Sarp ve engebeli bu iki sıra, kristal kayaçlardan oluşan ve daha yumuşak biçimli bir orta dağ dizisiyle birbirinden ayrılır. Ülkenin fiziksel belkemiğini oluşturan bu dağ kütlelerinin kuzeyinde, Kuzey Alpler’le Tuna arasında tepelik bir Alp altı kuşağı yer alır. Tuna’nın kuzeyinde zengin ormanlarla kaplı yamaçlar uzanır. Viyana’nın doğusundaki alçak bölgeler, Macaristan Ovasının batı uzantısı görünümündedir. İRMAKLAR VE GÖLLER. Avusturya bir göller ülkesidir. Çoğu, özellikle Salzkammer- gut çevresindekiler. Buzul Çağı aşınımıyla oluşmuştur. En büyükleri, bir bölümü komşu ülkelerin sınırları içinde kalan, batıda Konstanz Gölü (Bodensee) ve doğuda Neu- siedl Gölüdür (Neusiedler See). Avusturya topraklarının yüzde 96’sındaki akarsular Tuna’ya dökülür. Karadeniz ile Kuzey Denizi arasındaki su bölümü çizgisi Avusturya’nın kuzeyinden geçer. Tuna ile Akdeniz ve Atlas Okyanusuna dökülen ırmakların arasındaki su bölümü çizgisi de ülkenin batı sınırıyla çakışır. Güneyde Kar- nik Alpleri, daha batıda ise Alpler’in ana sıraları, Po İrmağının akaçladığı bölgenin su bölümü çizgisini belirler. İKLİM. Avusturya’nın nemli batı bölgeleri Atlantik ikliminin etkisi altındadır. Bu kesimlerde yıllık yağış 1.000 mm dolayındadır.Ülkenin doğusu, özellikle daha kuru ve kara ikliminin etkisi altında kalan kesimler daha düşük yağış alır. Alçak bölgelerde ve tepelik doğu bölgelerinde ocak ayı sıcaklık ortalaması — 1°C, temmuz ayı ortalaması ise 20°C’dir. 3.000 m’den yüksek yerlerde sıcaklık — 11,3°C (ocak) ile 2,1° C (temmuz) arasında değişir. Buralarda kar kalınlığı ocak ayında yaklaşık 3 m, temmuzda ise 1,5 m dolayındadır. Egemen rüzgâr batıdan eser. Bu nedenle, batı bölgelerde yüksek olan nemlilik, doğuya doğru giderek azalır. BİTKİ ÖRTÜSÜ VE HAYVAN VARLIĞI. Toplam alanının üçte ikisi orman ve çayırlarla kaplı olan Avusturya, Orta Avrupa’nın en ormanlık ülkesidir. Ormanların egemen ağacı ladindir; melez, kayın ve meşe ağaçlarına da sıkça rastlanır. Alpler bölgesinde ve dağ eteklerinde iğneyapraklı ormanlar belirleyiciyken, daha ılık bölgelerde yaprakdö- ken ormanlar ağırlık kazanır. Bugün yasalarla koruma altına alınmış olan yabani hayvanlar arasında boz ayı, kaya kartalı, iki şahin türü, doğan, baykuş, turna, kuğu ve leylek sayılabilir. Avlanma, yılın belli dönemleriyle sınırlanmıştır. En çok avlanan hayvanlar geyik ve tavşandır. Irmaklarda alabalık, gölgebalığı, berlam, turnabalığı, tatlı su levreği ve sazan bulunur. NÜFUS. Avusturya’da kırsal yerleşim dokusu yüzyıl

yüzyıllarca önce, Alp tipi çevrenin koşullarına
Avusturya Alpleri’nde bir köy Avusturya Kültür Ofisi izniyle göre biçimlenmiştir. Yeni kırsal yapılaşma da, özellikle ülkenin batı ve orta kesimlerinde, halen bu eski geleneklerin etkilerini taşır. Buna karşılık ülkenin doğusunda, özellikle alçak bölgelerde kırsal yerleşme, hava koşullarından çok tarımsal gereksinmelere göre biçimlenmiştir. Avusturya büyük ölçüde kentleşmiş bir ülkedir. 20. yüzyılın sonlarında ülke nüfusunun yaklaşık yansı, nüfusu 10 binin üstündeki kent ve kasabalarda, beşte biri de Viyana’da yaşıyordu. Eyalet başkentleri II. Dünya Savaşı sonrasında nüfus bakımından
5 Avusturya
büyüdü. Avusturya’nın ikinci büyük kenti Graz, Balkanlar’a bir giriş kapısı niteliğindedir. Innsbruck, Avusturya’nın batı kesimindeki kuzey-güney trafiği üzerinde bir kara ve demiryolu merkezidir. Salzburg, müzik kültürü ve Barok yapılar bakımından Avrupa’nın en ünlü kentlerinden biridir. Linz önemli bir sanayi merkezidir. Klagen- furt ise ülkenin İtalya ve Yugoslavya ile bağlantısını sağlayan yollar üzerinde yer alır. AvusturyalIların hemen tümü Almanca konuşur. Burgenland’da yaşayan Hırvat ve Macarlar, Kârnten’in güneyinde yaşayan Slovenler ve Viyana’da yaşayan Çekler ülkedeki küçük azınlık gruplarıdır. Nüfusun yaklaşık yüzde 85’i Katolik, yüzde 6’sı Protestandır. Ülkenin en batıdaki eyaletlerinde, özellikle Vorarlberg’de, lehçeleri İsviçre Almanca- sına benzeyen Alaman gruplan yaşar. Öte yandân, Salzburg, Yukan Avusturya ve doğu eyaletlerinde yaşayanların konuştuğu lehçe Bavyera lehçesini andırır. Steiermark ve Kârnten’de konuşulan lehçe, ülkenin batısında konuşulandan kolaylıkla ayırt edilebilir. Genelde Avusturya’da konuşulan Almanca, Almanya’dakine göre daha yumuşak, daha yayvan ve daha melodiktir. II. Dünya Savaşı sonrasında, Avusturya’da doğum oranı ve yaşam süresi sürekli olarak artmış ve büyüyen nüfus, özellikle batı eyaletlerinde sanayi tarımın yerini aldıkça, giderek kentlileşmiştir. Bununla birlikte birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi nüfusun büyüme hızı oldukça düşük, yaşam süresi ise uzun olduğundan, Avusturya nüfusu gitgide yaşlı bir nüfus halini almaktadır. 1980-89 arasında ülke nüfusunun yıllık büyüme hızı yalnızca yüzde 0,1’di. 1980’lerin sonunda 15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 20’den az, 60 yaşın üstündeki nüfusun payı ise yüzde 20’den fazlaydı. Ortalama ömür erkekler için 69 yıl, kadınlar için 76 yıldır. Doğum oranlan eyaletten eyalete değişir; genelde Katolikliğin güçlü olduğu batı eyaletlerinde ve kırsal alanda yüksek, kentsel merkezlerde düşüktür. Viyana’nın, Nazi döneminde neredeyse tümüyle yok edilen Yahudi nüfusu (1938’de yaklaşık 200 bin), savaş sonrasında gelen mülteciler ve kırsal kesimlerden göç edenlerle ancak bir ölçüde yenilenebilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında ülke dışına göç edenler bir nüfus kaybı yaratmışsa da, Doğu Avrupa ülkelerinden Avusturya’ya yönelik mülteci akını bu kaybı da bir ölçüde karşılamıştır. 1956’da Macaristan’da yaşanan çalkantılar 180 bin kadar Macarın Avusturya sınırını geçmesine ve yeni mülte

ci sorunlarına yol açmıştır. Ama Macar mültecilerin çoğu 10 yıl gibi bir süre içinde başka ülkelere göç etmiştir. EKONOMİ Avusturya’da karma bir pazar ekonomisi vardır. Ekonomi temelde imalat sanayisi ile ticarete dayanır. 1989’da gayri safi milli hasıla (GSMH) 131.899 milyon ABD Dolan, kişi başına düşen GSMH ise 17.360 dolardı. GSMH’deki yıllık artış (1980-89) yüzde 1,9’du. GSMH içinde tanmın payı yüzde 4, imalat sanayisininki yüzde 34, inşaatınki ise yüzde 8’dir. EKONOMİNİN YÖNETİMİ. Avusturya’nın karma ekonomisinin kabaca dörtte üçünü oluşturan özel sektör, tanm ve gıda işleme, orman ürünleri ve kereste, kâğıt, dokuma ve giyim, gıda ve içki sanayileri ile toptan ve perakende ticarette yoğunlaşmıştır. Tekelci yoğunlaşma düşük düzeydedir, ama lonca benzeri kooperatiflerin belirli bir etkisi vardır. 1946’da Avusturya Parlamentosu, o tarihte Sovyet denetimi altında tutulan Avusturya sanayisinin büyük bölümünü millileştirdi. Millileştirme en büyük üç bankayla, demir- çelik, aluminyum ve makine sanayilerinde yoğunlaşmış 70 kadar büyük kuruluşu kapsıyordu. Bunun ardından gelen yeniden düzenlemeyle, millileştirilen kuruluşların sayısı 19’a indi. Yüzyılın son çeyreğinde, millileştirilmiş kuruluşların üretiminin net değeri, sanayide üretilen toplam değerin yaklaşık dörtte biri kadardı. Millileştirilen sanayi kuruluşlarının çoğu anonim şirket olarak düzenlenmiştir ve bir kamu kuruluşu olan Avusturya Sanayi Dairesi (ÖIAG) tarafından yönetilir. Yönetim kurulu hükümeti temsil etmekle birlikte, işletme kararlarında bağımsızdır. Federal vergi gelirlerinin en önemli kaynaklan gelir ve kurumlar vergileri ile dolaylı gelir vergisidir. 1973’te satış vergisi yerine, çeşitli maddelerde farklı oranlarda uygulanan katma değer vergisi getirilmiştir. Bütün satış ve işlemler katma değer vergisi kapsamı içindedir. Harcamalar içinde sosyal güvenlik ilk sırayı alır (toplamın yaklaşık beşte ikisi); onu sağlık, eğitim ve kamu hizmetleri izler. DOĞAL KAYNAKLAR. Avusturya dünyanın önde gelen doğal magnezit üreticisidir. Kârnten magnezit üretiminin ana merkezi
Viyana Ormanları bölgesinde bağcılık Avusturya Kültür Ofisi izniyle dir. Son yıllarda geliştirilen yeni ergitme ve işleme yöntemleri üretimde belirgin bir artış sağlamıştır. Demir cevheri yatakları, Avusturya’nın toplam demir üretiminin ana bölü
münü sağlayan Steiermark eyaletinde Erz- berg’de ve Kârnten eyaletinin Hüttenberg bölgesinde yer alır. Schwechat’taki büyük petrol rafinerisi, ülkenin toplam petrol ve petrol ürünleri tüketiminin dörtte üçünü karşılar. Öbür madencilik ürünleri arasında kum, çakıl, kuvars kumu, grafit, jips, anhidrit, kil ve tungsten sayılabilir. II. Dünya Savaşı’ndan beri Avusturya Avrupa’ nın önde gelen hidroelektrik üreticilerinden biri haline gelmiştir. Ülkenin elektrik gereksiniminin yüzde 70’i hidroelektrik santral- lardan karşılanır. TARIM. Ekilebilir toprakların büyük bölümü, başta buğday ve arpa olmak üzere, tahıl üretimine aynlmıştır. Ayrıca şeker pancarı, mısır, patates, çavdar ve yulaf üretilir. Tarıma elverişli topraklann sınırlılığı nedeniyle, II. Dünya Savaşı sonrasında yoğun bir tarımsal modernleşme programı başlatılmıştır. Örneğin 1939-79 arasında traktör sayısı 1.800’den 300 bine çıkmıştır. Kırsal ekonomiye küçük işletmeler egemendir, ama bazı büyük orman malikâneleri de varlığını sürdürmektedir. Ülkenin alçak bölgelerinde çayırların bolluğu ve yem üretimi sığır besiciliğini geliştirmiştir. Süt ürünleri üretimi gereksinimin üstündedir. Bütün olarak alındığında, tarım çeşitlenmiştir ve ülke gereksiniminin yüzde 90’ını karşılar. Avusturya’nın geniş ulusal ormanlarından elde edilen kerestenin yalnızca bir bölümü ülkede işlenir. İşlenmemiş kereste ülkenin başlıca ihraç kalemlerinden biridir. Orman- lann yarıdan fazlası küçük işletmelere, kalanı ise eski büyük malikânelere ya da devlete aittir. SANAYİ. Sanayi ve ticaret milli gelirin en önemli kaynaklarıdır. II. Dünya Savaşı sonrasında demir-çelik üretimi büyük ölçüde arttı; örneğin pik demir ve ham çelik üretimi 1950-80 arasında üç katma çıktı. Ülkenin demir cevheri varlığına karşın, çelik üretimindeki artış hurda demir ve demir cevheri ithalini zorunlu kılmaktadır. 1960’larda ve 1970’lerde alüminyum üretimi Avusturya’nın en önemli imalat sanayisi kollarından biri haline geldi. Öteki imalat sanayisi kolları arasında makine, taşıtlar, metaller, içecekler ve tütün ürünleri, dokuma ve giyim eşyası, kimyasal madde ve gıda üretimi sayılabilir. TİCARET. Avusturya’nın dış ticaretinde Almanya, İtalya, Japonya ve İsviçre ilk sıraları alır. Avusturya’nın, Avrupa Topluluğu (AT) ülkeleriyle ticareti de önemlidir. Üyesi olduğu Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkeleriyle ticareti daha azdır. Avusturya’nın başlıca ihraç ürünleri makine, ulaşım donanımı, mamul mallar, kâğıt ve kâğıt ürünleri ile kimyasal maddelerdir. Makine, ulaşım donanımı, temel mamul mallar, kimyasal maddeler ve gtyim eşyası başlıca ithal kalemleridir. AT’nin ülke dış ticaretindeki önemli rolü, hükümeti 1977’de toplulukla bir serbest ticaret antlaşması yapmaya itmiş, 1989’da ise tam üyelik için başvuruda bulunulmuştur. Turizm Avusturya’nın önde gelen gelir kaynaklarındandır. 1950’den 1980’e yabancı turistlerin Avusturya’da geceleme süresi yaklaşık 20 kat artmıştır. Bu dönemin sonlarına gelindiğinde turistlerin harcamala- n, Avusturya’nın ödemeler dengesi açığını büyük ölçüde karşılayacak düzeyi bulmuştur. FİNANS. Para politikası Maliye Bakanlığı ve Avusturya Ulusal Bankası tarafından belirlenir. Bankanın hisselerinin yarısı hükümete, yarısı da çeşitli ekonomik kurumla- ra aittir. Yönetim kurulu başkanı, iki başkan yardımcısı ve kurulun büyük bölümü hükümetçe atanır. Döviz akımının denetim
7 Avusturya
ve yönetimi de bankanın görevleri arasındadır. Cari hesap işlemlerinde tam bir özgürlük, dış ülkelerle sermaye hesabı işlemlerinde de liberal bir rejim uygulanır. Çeşitli başka kurumlar da mali hizmetler sağlar. Bunlar arasında anonim şirket yapısındaki ticari bankalar, özel bankalar, tasarruf bankaları, yerel ipotek kuruluşları, tarım kredi kooperatifleri, sanayi kredi kooperatifleri, yapı kooperatifleri ve ihtisas bankaları sayılabilir. Viyana’nın coğrafi konumu, doğu-batı ticaretinde önemli bir mali merkez olmasına yol açmıştır. ULAŞIM. Avusturya’nın merkezî konumu, ülkenin Avrupa karayolu, demiryolu, hava ve suyolu ulaşımındaki rolünü belirler. II. Dünya Savaşı’nda çok hasar gören karayolu ağı, savaş sonrasında büyük ölçüde artan trafiğe uygun bir hale getirilmiştir. Avusturya karayollarının çoğu Alpler’deki görkemli geçitlerden geçer. 1960’larda federal hükümet tarafından yaptınlan doğu-batı karayolu Viyana ile Salzburg arasında hizmet verir. Bu yol aynı zamanda Salzburg’un Münih’le bağlantısını da sağlar. Henüz proje aşamasındaki Trans-Avrupa Kuzey-Güney Karayolu Avusturya’nın 9 ülkeyle bağlantısını sağlayacaktır. Ülkedeki toplam motorlu taşıt sayısı 1950-80 arasında 10 kat artmıştır. Avusturya demiryolu ağının yüzde 41’iyle 381 köprü II. Dünya Savaşı sırasında tahrip olmuştu. Yeniden yapılırken, demiryolu trafiğinin üçte ikisinden fazlasını taşıyan federal demiryolu ağının yarıdan fazlası elektrikli hatta çevrilmiştir. Avusturya de- miryollan kamuya aittir. Ama önceden Ulaşım Bakanlığı’na bağlı olan demiryolu yönetimi 1969’da bağımsız bir ticari kuruluş haline gelmiştir. Tuna Irmağı, Almanya ile Karadeniz arasındaki en önemli su bağlantısıdır. Federal hükümete ait Tuna Buharlı Gemi Şirketi’ nin bu suyolu üstündeki yük ve yolcu trafiğinde ağırlıklı bir yeri vardır. Tuna üzerindeki başlıca limanlar Viyana ve Linz’ dir. Avusturya’nın kıyısı bulunmamasına karşın, devlete ait tersanelerde inşa edilen gemiler kendi gereksinimini karşıladığı gibi, çeşitli ülkelere de satılmaktadır. Mart 1958’de hizmete başlayan Avusturya Havayollan (AUA) Avrupa’nın her yerine ve birkaç denizaşırı ülkeye sefer yapmaktadır. Ülkenin ana havaalanı Viyana’nın batısındaki Wien-Schwechat’tır. YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR YÖNETİM. 1920 Anayasası’na göre Avusturya bir demokratik cumhuriyettir. Federal bir devlet olan Avusturya kendi kendini yöneten dokuz eyaletten oluşur: Burgen- land, Kârnten, Aşağı Avusturya, Yukarı Avusturya, Salzburg, Steiermark, Tirol, Vorarlberg ve Viyana. 1934’te Avusturya anayasası, şansölye En- gelbert Dollfuss ve Kurt von Schuschnigg yönetimlerindeki otoriter rejim tarafından feshedildi. Bu rejim de, 1938’de Avusturya’nın Hitler tarafından Nazi Almanyası’na katılmasıyla (Anschluss) ortadan kaldırıldı. 1945’te Avusturya bağımsızlığına kavuşunca, 1920 Anayasası 1929’da geçirmiş olduğu değişikliklerle yeniden canlandınldı ve ardından İkinci Cumhuriyet’in anayasal ve siyasal yaşamının temel taşı haline geldi. Yürütme yetkisi federal başkan ve kabine tarafından paylaşılır. Başkan, halk tarafından altı yıllık bir görev süresi için seçilir. Aynı zamanda başkomutanlık görevini de üstlenir. Dört yıllık yasama dönemi sırasında parlamentoyu feshedebilir ve yeniden seçime gidebilir. Parlamento da yasa yoluy
Çek yazarların klasik ve çağdaş yapıtlarının sergilendiği bu tiyatronun yanı sıra, genellikle grotesk oyunlar sunan bir “mahzen tiyatrosu” eğilimi giderek yaygınlaşmaktadır. Viyana Devlet Operası, Milano’daki La Scala ya da Hamburg ve Münih operaları düzeyindedir. Viyana Filarmoni Orkestrası dünyanın neredeyse bütün müzik merkezlerinde konserler vermiştir. Gottfried von Einem en ünlü çağdaş AvusturyalI bestecidir. Gösteri sanatlarının büyük topluluklar tarafından yakın bir ilgiyle izlendiği Avusturya’da Viyana’dan başka büyük kentler de kendilerine özgü kimlikleri olan tiyatro ve opera merkezlerine dönüşmekte, öğrenciler çok genç yaşlarda kültürel’ yaşama katılma olanağı bulmaktadır. Viyana’da doğmuş sayılan modern müziğin önde gelen yaratıcıları arasında Arnold Schoenberg, Alban Berg ve Antön von Webörn önemli yer tutar. Avusturya’nın 20. yüzyıldaki en ünlü mimarı olan Clemens Holzmeister, Salzburg’da yaptığı iki festival
Parlamento’nun bir oturumu Avusturya Kültür Ofisi izniyle binasında klasik ve çağdaş tiyatro yapısı üsluplarını başarıyla bağdaştırmıştır. Batı Avusturya’da pek çok çarpıcı gökdelen yapmış olan Linzli mimar Artur Perotto’ nun çağdaş mimarlık üzerideki etkisi de yadsınamaz. İngiliz heykelci Henry Moore’u anımsatan heykelleriyle Fritz Wotruba uluslararası üne ulaşmıştır. Dünyaca ünlü ressam Oskar Kokoschka ve Alfred Kubin çağdaş Avusturya resminin öncüleridir. AvusturyalI bir grup genç gerçeküstücü ressamın yapıtları uluslararası sergilerde yer almaktadır. Halk sanatı ve gelenekleri Avusturya’nın batı kesiminde, özellikle Tirol bölgesinde, yerel yönetimlerin desteğiyle yaşatılmaktadır. Avusturya’nın en eski akademik araştırma kuruluşu, geleneği ortaçağın sonlarına uzanan Bilimler Akademisi’dir. Korner Vakfı ve Renner Vakfı gibi daha çağdaş bilim kuruluşları bilimsel araştırma ve başka kültürel çalışmaları destekler. 1970’te kurulan federal Bilim ve Araştırma Bakanlığı, üniversite kuruluşlarının ve bilimsel araştırmanın geliştirilmesinden sorumludur. TARİH TARİHÖNCESİ VE ROMA DÖNEMİ. İnsan yerleşimine ait ilk izlerin Alt Paleolitik Çağa değin uzandığı bugünkü Avusturya topraklarında İlk Demir Çağında (İÖ 800- 450) Hallstatt kültürünün var olduğu, İÖ 400’lerde Doğu Alpler üzerinden gelen Keklerin Noricum Krallığı’nı kurduğu, batıdaysa Raetialılann egemen olduğu bilinmektedir. Yörenin zengin demir yataklarına ve stratejik konumuna ilgi duyan Romalılar, İÖ 15 dolaylarında Tuna’ya kadar olan topraklan Raetia, Noricum ve Pannonia eyaletleri olarak imparatorluğa kattılar. Aynca bölgede geniş bir yol ağı kurdular. Bu dönemde Tuna boylannda Carnuntum, Vindobona (Viyana), Lauriacum gibi kent
ler, Brigantium, Juvavum (Salzburg), Viru- num (Klagenfurt yakınlarında) ve Flavia Solva (Leibnitz yakınlannda) gibi yerel yönetim birimleri (municipium) ortaya çıktı. Tuna’nın kuzeyine yerleşmiş olan Germen kabilelerinin İS 166-180 arasında sürdürdüğü akınlar nedeniyle bu eyaletlerin düzenli gelişmesi durakladı. 3. yüzyılda Romalılar Alaman akınlan karşısında sınır- lannı koruyamaz hale geldiler. 5. yüzyılda Hunlann ve Doğu Germenlerinin saldınları sonucu Tuna boyundaki Roma savunma sistemi çöktü. Bu yörede 4. yüzyılda bir Hıristiyan kültünün var olduğuna ilişkin arkeolojik kanıtlar vardır. Eugippius’un yazdığı Aziz Severi- nus’un yaşamöyküsü, 5. yüzyıldaki dramatik olaylan anlatan önemli bir kaynaktır. Bu tarihlerde Avusturya topraklarına yerleşen Rugi, Got, Langobard gibi Germen kabileleri yüzünden Noricum halkı 488’de İtalya’ ya doğru çekilmek zorunda kalmıştır. ERKEN ORTAÇAĞ. Germen ve Slav yerleşimleri. İS 6. yüzyılı belirleyen başlıca olaylar Bavyeralıların doğudan saldıran Slavlarla mücadelesi ve Alamanların bugünkü Vorarlberg yakınlanna yerleşmesiydi. Bavyeralılar Frankların siyasal etkisi altındaydı; Slavlanysa Avarlar yönetiyordu. 639’da Frank kralı I. Dagobert’in ölümü üzerine Agilolfing hanedanından Bavyeralı dükler bağımsızlıklannı kazandılar ve batıdan gelen Hıristiyan misyonerleri desteklemeye başladılar. 7. yüzyılın sonunda Aziz Rupert, Salzburg kilisesini kurdu. Bu arada Bavyeralı göçmenler Carinthia (Karaten) ve Styria (Steier) vadilerine yerleşmeye başladılar. 8. yüzyılın sonlarında komşu Frankların imparatoru Charlemagne önce Bavyera Düklüğü’nün, ardından A varların egemenliğine son verdi. Franklar güneydoğu sınırlanndaki bu yeni kazanılmış topraklarda sınır eyaletleri (Mark) kurdular. Tuna kıyılanndaki Avar sınır eyaletlerinde huzursuzluklar ve Bulgarlarla Moravyalıların baskılan yoğunlaşırken, bölgede Hıristiyanlaştırma ve Germenleştirme çabalan sürmekteydi. Frank krallarının Kilise’ye ve soylulara bağışladıklan topraklara Bavyeralı ve Frank çiftçiler yerleşti. 881’de Viyana ya- kınlanna kadar gelen ve 906’da Moravya’yı ele geçiren Macarlar, Aşağı Avusturya top- raklannın büyük bir bölümünde egemenlik kurdularsa da, 955-960’larda Germen kralı I. Otto tarafından geri püskürtüldüler. Babenberg hanedanı. Babenberg hanedanından I. Leopold döneminde Macarlarla yapılan bir savaş sonunda ülkenin doğu sının Viyana Ormanlarına kadar dayanmıştı. I. Leopold’ün ardılı I. Heinrich dönemindeyse Viyana’nın çevresi de Germenlerin eline geçti. Markgraf (sınır kontu) Adalbert döneminde Macarlar ve Moravya- lılarla yapılan savaşlarda yitirilen Aşağı Avusturya topraklan, yeniden ele geçirildikten sonra Neumark (yeni sınır eyaleti) adı altında örgütlendi ve Babenberglerin kuzeyindeki Bohemya sınır eyaletleriyle birlikte bir süre bağımsız olarak varlığını sürdürdü. Bu dönemde toprak haklan konusunda öbür soylu ailelerden farklı bir durumu olmayan Babenbergler, dokunulmaz Kilise topraklan yüzünden sınırlannı genişletmekte güçlük çekiyorlardı. Avusturya, Alman kilisesinin denetimi konusunda anlaşmazlığa düşen papa ile Kutsal Roma- Germen imparatoru arasındaki savaşların dışında kalamadı. Bu çatışmalara karşın varlıklannı korumayı başaran Babenbergler III. Leopold döneminde (1095-1136) tarihlerinin ilk parlak günlerini yaşadılar. Leopold, Alman imparatoru V. Heinrich’in kız kardeşiyle evlenip kraliyet ailesiyle kan bağı
kurarak kendine güç ve ün sağladı. Ülkeyi bir prenslik (principatus terrae) olarak niteleyen ilk Avusturya markgrafı III. Leopold’ün din adamlanyla da arası iyiydi. Çeşitli dinsel topluluklar için vakıflar kuran, Cistercium tarikatını Heiligenkreuz’a yerleştiren ve Klosterneuburg Manastın’nı onartan Leopold’ün adı, 15. yüzyılda kilise azizleri listesine alındı. Leopold’ün ölümü üzerine Babenbergler kendilerini Almanya’nın soylu ailelerinden Hohenstaufenlerle Welfler arasındaki çatışmanın içinde buldular.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*