AVUSTURYA

AVUSTURYA

* AVUSTURYA. Orta Avrupa’da devlet. —7 fias 000 nüf. (1990).
TARİH
■ Sosyalistlerin iktidara gelişi
1970 martında yapılan genel seçimlerle, Avusturya Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk kez bir sosyalist, Bruno Kreisky*, hükümet başkanı oldu. Kreisky’nin partisi (Sozialistische Partei Österreichs, SPÖ) oyların yüzde 48’ini alarak Ulusal Konsey*dc (Nationalrat) 81 sandalyeyle nisbi bir çoğunluk sağlarken. dört yıldır tek başına iktidarda o-lan Halkçı Parti (österreichische Vokspar-tei, ÖVP) oyların yüzde 44,7’sini (78 sandalye) toplayabildi. Halkçılarla anlaşma sağlayamayan Bruno Kreisky, sosyalist bir azınlık hükümeti oluşturmak zorunda kaldı. Son der-cce dar bir manevra alanına sahip olan Kreisky, ilk reformlarını gerçekleştirebilmek amacıyla, Ulusal Konsey’de 6 üyesi olan liberallere (Freiheitliche Partei Österreichs. FPÖ) dayandı. Böylecc SPÖ ve FPÖ, üye sayısı 165’ten 183’e çıkartılan Ulusal Konsey’de sandaleylerin daha adaletli dağılımını sağlayan «seçim yasasına i-lişkin küçük reform»u birlikte oyladılar. Ayrıca askerlik alanında gerçekleştirilen bir reformla askerlik süresi 9 aydan 6 aya indirildi.
Kreisky dönemi
1971 temmuzunda Ulusal Konsey erken seçim kararı aldı. Bu seçimler, aynı yılın 10 ekiminde, «kızıl şansölye»ye^ 93 milletvekilliğiyle mutlak çoğunluğu, ‘’ rakiplerinden Halkçılara 80, Liberallere 10 sandalye kazandırdı. Böylece «Kreisky dönemi» gerçekten başlamış oldu. Federal başkan Franz Jonas’m (1899 – 1974) ölümünden sonra, SPÖ üyesi olmamasına karşın sosyalistler tarafından aday gösterilen Rudolf Kirchsch-lâger*’in (Ek 2) oyların yüzde 51,7’sini a-larak cumhurbaşkanı seçilmesi Bruno Kreisky için yeni bir zafer oldu. Bu zaferi pekiştiren 4 ekim 1975 genel seçimlerinin U-lusal Konsey’deki sandalye dağılımında hiçbir değişiklik getirmeyen sonucu, şansölyeye hükümetini sürdürmek olanağını verdi. Sosyalist hükümetin bu sürekliliği büyük ölçüde, özellikle toplumsal alandaki reformculuğuna ve Bruno Kreisky’nin yürüttüğij danışmacı politika sayesinde elde edilen tatmin edici ekonomik tabloya bağlıydı. Kirchschläger, 1980 mayısında cumhurbaşkanlığına yeniden seçildi.
yoğun bir reform programı
Hükümet, ceza yasası (1803) ya da aile hukuku (1811) gibi bazıları monarşi döneminden kalmış kurumların işleyişini yenileştirmeye önem vedi.
Sosyalist hükümetin ilk hedeflerinden biri öğrenim koşullarını iyileştirmekti. Böylecc öğretim kurumlarının sayısını çoğaltan on yıllık bir program hazırlandı ve hemen uygulamaya kondu. 1971 ve 1972’de öğrencilere okul güzergâhı üzerindeki ulaşım araçlarının ve okul kitaplarının parasız olması sağlandı. 1975 nisanında ise, sadece Sosyalistlerin oylarıyla kabul edilen bir üniversite reformu yasası, üniversitelere belirli bir özerklik sağladı ve öğrencilerin kendi ku-rumlarının yaşamına katılmasıyla, profesörler topluluğunun ayrıcalıklarına son verdi.
1973 kasımında Ulusal Konsey oybirliğiyle yeni ceza yasasını kabul etti. Ama ççcuk aldırmanın suç olmaktan çıkarılması sadece Sosyalistlerin oylarıyla gerçekleşti. Bir ay sonra yeni bir iş yasası onaylandı, öte yandan, evlenmenin yasal sonuçlarına ilişkin federal yasa ev işlerinde ve çocuğun c-ğitiminde erkekle kadının kesinlikle eşit olduğunu ilan etti. Ayrıca, 1978 temmuzunda, boşanma formaliteleri de hafifletildi.
«toplumsal barış»m bilançosu
İzlediği danışmacı toplumsal politika, Bruno Kreisky’nin, Avusturya’yı Batılı ulusların bir çoğunu derinden etkileyen bunalımın sonuçlarından büyiik ölçüde korumasını sağladı.
Avusturya, l^işi başına 7 730 dolarlık gayrı safi milli hasılası ile dünyanın «süper -zenginler kulübü»nün 18 ülkesi arasında yer alır. Ayrıca, yüzde 2,1 ile işsizlik ve yüzde 3,6 ile enflasyon oranı en düşük ülkelerden biridir. Bu olumlu bilançoyu gölgeleyen tek gelişme, devlet borçlarının muhalefet tarafından aşırı olarak nitelenen artışıydı (1969’da 43,6 milyar şilin, 1976’da 196 milyar şilin). Bu artişın en önemli nedeni. tam istihdamı sürdürmek amacıyla yapılan kamu yatırımlarıydı. Dolayısıyla, hükümet. 1977 eylülünden başlayarak, bütçe açığını azaltmak ve ödemeler dengesini sağlamak amacıyla bir dizi önlem aldı.
Ülkenin ekonomik politikasının toplumsal taraflar arasında işbirliğine dayanması boşuna değildi. Yirmi yılı aşkın bir süre önce kurulan bu «Sozialpartnerschaft», sosyalist yönetimle birlikte yaşamsal bir ö-nem kazandı. Ekonomideki büyük çıkar gruplarının temsilcileri (işyeri yöneticileri, sendikacılar, ziraat odalarının yöneticileri) düzenli aralıklarla hükümet başkanının başkanlığında biraraya gelirler. Adı «Karma Komisyon» (işverenler ile işçilerin eşit sayıda temsil edildikleri organ) olan bu merci son yıllarda özellikle enflasyonla savaşımda kendini kanıtladı. Ücret, görüşmeleri ise. devlet müdahalesi olmadan doğrudan doğruya sendikalar ile işverenler tarafından yürütüldü. Ve gerçekten, toplumsal ilişkilerin böyle son derecede yetkin danışma kurumlan bünyesinde uyumlulaştırılması. A-vusturya ekonomisinin sağlıklı olmasına hiç de küçümsenemeyecek bir katkıda bulundu. örneğin. 1978’de hükümet, kendisine 4 milyar şilin gelir sağlayacak olan bir tasarı hasırladı. Karayolu taşımacılığından vergi alınmasını öngören bu tasarı, «Karma komisyon»ca aşırı bulundu. Ama bütçede karşılaşılan güçlükleri gözönünde tutan komisyon, söz konusu miktarı 2 milyara indirmekle yetindi.
Ayrıca, sanayi işçilerinin işyerlerini işverenle ortaklaşa yönetimin kapsamı sosyalistler tarafından genişletildi: işletmelerdeki
gözetim konseyi üyelerinin üçte biri emek-‘çilerin temsilcilerinden oluşturuldu. Bu reformun amacı ise. zaten daha önce «Sozialpartnerschaften güvence altına aldığı «toplumsal barış»ı daha da geliştirmek değil, ama, Bruno Kreisky’nin deyişiyle «ekonomik demokrasi»ye geçişi sağlamaktı. Avusturya’da toplumsal ortamın ne denli huzur içinde olduğunu ortaya koymaya yal-jıız şu veri yeter: 1978’de ülkede işçi başına ortalama grev süresi iki dakikadan azdı
Sosyalistlerin sürekli ilerleyişi
Avusturya, nükleer- enerjinin kullanımına i-lişkin bir referandum düzenleyen ilk ülkedir. 5 kasım 1978’de 5 milyon seçmen, Vi-yana’ya 50 km kadar uzaklıktaki Zwentendorf atom santralinin hizmete açılması konusunda oy vermeye çağrıldı. Seçmenlerin yüzde 64,1’inin katıldığı bu oylamada, oy verenleri yüzde 50.47’inin olumsuz oy-\ larıyla, santralın hizmete açılması reddedildi. Sonunda, 1979 ocağında, bu oylamadaki yenilgisi ve partisi içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle durumu zayıflayan Bruno Kreisky erken seçim kararı aldı. 6 mayısta arka arkaya üçüncü, kez avusturyalılar mutlak çoğunluğu B. Kreisky’ye verdiler. Hatta SPÖ oyların yüzde 51,17’sini alarak U-lusal Konsey’de 2 üyelik daha kazandı. Böylece sosyalistlerin sandalye sayısı 95’e çıkarken. Halkçılarınki bir önceki seçimlere göre 2 azalarak 78’e düştü. Liberaller ise 10 üyelik elde ettiler; Bu seçimler sırasında SPÖ. .9 eyaletin (Lander) 8’inde kazançlı çıkarken, o güne kadar «Siyahlar»ın (halkçılar) kalesi olan tarım ağırlıklı eyaletlerde de ilk sıraya yerleşti. Bu sonuç Sosyalistlerin 1945’ten beri sürekli ilerlemelerini açıklıkla ortaya koymaktaydı.
Nisan 1983’te yapılan genel seçimlerde Sosyalist Parti parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti; 183 sandalyenin ancak 90’ını alabildi. Muhalefetteki muhafazakâr Halkçı Parti ise KI sandalye elde etti. Başbakan Bruno Kreisky başbakanlıktan çekildi, fakat parlamentodaki en büyük parti Sosyalist Parti olduğundan hükümeti kurma görevi, Kreisky’nin kabul etmemesi üzerine, gene Sosyalist Parti’den Fred Sinowatz’a verildi. Sinowatz. Liberal Parti’vle koalisyon yaparak hükümeti kurdu.
1 U.KK NTKI’S MKIIKKZ MU s
Aşağı Avusturya 1 439 100 Viyana 1 515 600
Bıırgcnland 272 300 Eisenstadt 10 600
Karnten 536 700 Klagcntaıt 86 300
Salzburg 441 800 Salzburg 138 2(H)
Steiermark 1 187 500 Graz 243 400
Tirol 586 100 Innsbruck 116 1(H)
Viyana 1515 600 Viyana 1 515 600
Vorarlberg 305 600 Bregenz 24 7(H)

AVUSTRALYA
başkanlan ve Üyeleri; Milli Savunma Bakanlığı Askeri. Adalet İşleri başkanı, Askeri** Adalet Teftiş Kurulu başkanı, Genelkurmay Adli Müşaviri, sıkıyönetim adli müşavirleri ve sıkıyönetim/ askeri, mahkemelerinde görevli hakim ve savcılar ile yardımcıları, başka hizmetlere atanmış olsalar itibaren üç yıl sıkıyönetim askeri mah-‘| kemelerinde avukatlık yapamazlar. TCCîHeTerınde avukatlık yapamazlar. Avukatların ücret tarifeleriyle ilgili olarak da şöyle bir değiişklik kabul edildi: Dava veya işin değeri ve miktarı üzerinden nisbi olarak takdir edilecek avukatlık asgari ücret tarifesindeki esaslar, bir milyar lirayı a-şan bölümde ise binde bir oranı Uygulanır. Avukatlık kanununa göre teşekkül eden baroların kuruluşlarına gelince, konu henüz bir kanunla düzenlenmiş değildir ama, 1982 Anayasasının kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküllerine- ki, baro da bu teşekküllerdendir- ilişkin temel hükümleri bundan sonraki düzenlemelerle barolara yansıtılacaktır: Organlarının yargı gözetimi altında gizli oyla seçilmesi gib] ,Bk. EK
•AVUSTRALYA, Qkyanusya’da devlet. —16 804 000 nüf. (1990)
TARİH
İgçi Partisi iktidarda (1972-1975)
1972 aralığında yapılan seçimler Avustralya’nın siyasal yaşamında büyük bir deği-
AVUSTRALYA b aç İte a üretim
buğday 10-18 Mt
sığır 30 M baş
koyun 135 M baş
yün 0,7 Mt
ct 3 Mt
taşkömürü 80 Mt
linyit 33 Mt
petrol 21 Mt
doğal gaz 7 Milyar m:s
demir 53 Mt
elektrik 90 Milyar kWs
çelik 8 Mt
boksit 25 Mt
alüminyum 0,3 Mt
kurşun 0,4 Mt

EYALET NÜFUS BAŞKENT Ncrt’S
Avustralya Başkent
Toprağı 241 300 Canberra 241 300
Batı Avustralya 1 242 800 Perth 883 600
Güney Avustralya 1 293 800 Adelaide 993 300
Güney Yeni Gal 5 078 500 Sydney 3 193 300
Kuzey Ülkesi 115 900 Darwin 35 300
Queensland 2 197 400 Brisbane 1 015 200
Tasmanya 417 700 Hobart 168 500
Victoria 3 853 500 Melbourne 2 739 700
öteki büyük kentler
Newcastle 379 800 Gold Coast 143 3(H)
Wollongong 224 000 Geelong 141 100
şikliğe yol açtı. 23 yıllık muhalefetten sonra işçi Partisi yeniden iktidara geldi. E. Gough Whitlanj başbakan oldu. İşçi Partisi, radikal militan tutumunu yumuşatmayı ve sağın geleneksel oy tabanı olan orta sınıfı kendisine çekecek biçimde reformizme ağırlık vermeyi bildi.
lşçi-Partisi’nin programı, milliyetçi bir uyanışa ve ABD ile fazla yakm bağlar kurul-masıhm reddine dayanır. İşçi Partisi ayrıca, Fransa’nın Pasifik’teki nükleer denemelerinin sürmesine karşı çıkacağını duyurdu. Program içte enflasyona karşı herkesin ortak çabalarına dayalı bir savaşım planı öngörüyordu. Anarşik kentleşme hareketi durdurulacak, yönetsel merkezcilik güçlendirilecekti. işçi Partisi ayrıca, o güne kadar ülkenin siyasal yaşamının ve ekonomik gelişmesinin dışında tutulmuş olan yerli toplulukların haklarının tanınacağını ilan etti. Hükümetin ilk sekiz ayı, seçim zaferinin coşkusuyla geçti. Ancak, kısa sürede, sorunlar gün ışığına çıktı ve muhalefet kendini toparlamaya başladı. Hükümet, halkın pek hoşlanmadığı, vergilerin ve faiz oranlarının arttırılması, gelirlerin denetlenmesi yönünde önlemler almak zorunda kaldı.
Başbakanın bütçeyi oylamayı reddeden meclisi dağıtması üzerine 1973 aralığında erken genel seçimler yapıldı, işçi Partisi az bir farkla çoğunluğu yeniden elde etti.
Whitlam, seçim çevrelerinin yeniden belirlenmesini kabul ettirmeyi başardı.
1975’de, hükümet üyelerini de kapsayan ve bakanlar kurulunun durumunu daha da zayıflatan iki skandal patlak verdi. Başbakan yardımcısı James Cairns, büyük bir inşaat işinin finansmanı için Suudi Arabistan’dan kredi almaya kalkışmakla suçlandı. Olay birkaç ay sonra yeniden alevlendi. Madenler ve Enerji bakanı, petrodolar piyasasından bir borç alma istemini sonuçlandırmak için komisyon almakla itham edildiler. Olaya adları karışan her iki bakan istifa ettiler ve yeni atamalar tam bir karışıklık içinde yapıldı.
Bütçe oylaması 1975 kasımında işte bu ortamda gündeme geldi. Liberal muhalefet lideri Malcolm Fraser, İşçi Partisi’ne pazarlık önerisinde bulundu. Buna göre, iktidar partisi erken seçimlere gitmeyi yükümlenirse libealler bütçe yasasına olumlu oy vereceklerdi. Whitlam bu öneriyi reddetti. Böylece yeni bir bunalım başladı. İngiltere kraliçesi tarafından atanan Genel vali sir John Kerr. Whitlam’i görevinden uzaklaştırdı ve Fraser’i vekâleten bir hükümet kurmakla görevlendirdi.
Coşkuyla başlayan İşçi Partisi deneyimi karışıklık içinde sona erdi. Ekonomik bunalım ve işsizlik, ‘savaştan beri en kaygı verici düzeye ulaştı.
Muhafazakârların iktidara dönüşü
Muhafazakârların zaferini vurgulayan a-ralık 1975 seçimlerinden sonra. Malcolm Fraser, İşçi Partisi’nin iktidarda kalmasını isteyen emekçilerin sert gösterilerine karşın liberal çiftçi koalisyonunu kurdu.
28 bakandan oluşan yeni hükümet de, çalışan nüfusun yüzde 5’inc ulaşan işsizliğe ve 1978’de yüzde 15’e varan enflasyona karşı savaşımda başarı sağlayamadı. Bu hükümet de mali skandallardan kurtulamadı.
1979 temmuz ve ağustosunda patlak’ veren liman işçileri ve kamu sektörü çalışanlarının grevi ülkeyi felce uğrattı. Fraser, ülkenin yıkımını istemekle suçladığı sendikaları kapatmakla tehdit etti, tşçi Partisi muhalefeti yeniden toplandı ve temmuzda Tas-manya eyaletinde yapılan kısmi seçimlerde başarılı da oldu.
Dlkedeki ekonomik durgunluğun iktidar a-leyhine kullanılacağı endişesine kapılan ve İşçi Partisi genel başkanı Bili Hayden’in günden güne yıpranan liderliğinden yararlanmak isteyen başbakan Malcolm Fraser erken seçim kararı aldırdı. Fakat’ bu a-râda yapılan İşçi Partisi genel başkanlık seçimine Avustralya Sendikalar Konseyi ACTU’nun eski başkanı Bob Hawke, rakibi Bill Hayden’i devirerek partinin başına geçti; yıpranmamış ve güçlü bir lider olarak Fraser’in karşısına dikildi. Mart 1983’ te yapılan erken genel seçimler sonunda
başbakan Malcolm Fraser’in Ulusal – Liberal koalisyonu, yerini İsçi Partisi’ne bıraktı ve Bob Hawke başbakan oldu (Bk. EK 3)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*