Ayasofya’nın Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Onarımları

Ayasofya’nın Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Onarımları

1453 yılında İstanbul’un fethiyle birlikte Türklerin eline geçen Ayasofya, Fatih Sul-tan Mehmet’in ılkTiImazını (.1 Haziran 1453) burada kılmasıyla birlikte camiye çevrilmiştir.

Çeşitli tarihi belgelerden, İstanbul’un fethini izleyen günlerde Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u ve Ayasofya Kilisesi’ni çok harap bulduğunu öğreniyoruz. Bu dönemde İstanbul’u ziyaret eden seyyahlar 15. yüzyıl İstanbul’undan bahsederken, Şehrin en önemli yapısı olan Ayasof-va’nın bazı kapılarının yere düştüğünü, içinin harap durumda olduğunu ve çevresinde hatta yapıya bitişik yerlerde gecekondu gibi evler bulunduğunu yazmışlardır.

İstanbul’un fethiyle birlikte Fatih Sultan Mehmet şehrin imarına hemen başlamış bu arada Ayasofya’ya da ayrı bir önem vermiştir. Ayasofya için bir vakıf kurmuş ve çeşitli mülklerin gelirlerini bakım ve onarım için Ayasofya’ya bağlamıştır. Fatih Sultan Mehmet’in El-Cami’ül Kebir-ül Atik ismi ile tanımlanan vakfiyeden Aya-sofya’nm onarımına çok önem verdiği anlaşılmaktadır.
Ayasofya Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle birlikte bazı değişiklikler yapılmış, ancak ‘Trinanm esas yapısı olduğu gibi” korunmuştur. Hatta insan figürlü mozaiklerin üzerleri bile Fatih döneminde kapatılmamıştır. Absise bir mihrap yapılmıştır. Yapının genel temizliği ve bazı küçük onarımlar yapılmıştır. Camiye çevrilişinden hemen sonra yarım kubbelerden birisi üzerine ahşap bir minare yapıldığı bilinmektedir. Bir rivayete göre, İstanbul’un fethinden önce Ayasofya’yı onarmak üzere gelen Ali Nec-car isimli bir Türk mimarı galeriye çıkışı sağlayan dört köşedeki rampalardan birinin içine merdivenler yaparak gelecekteki minarenin kaidesini hazırlamıştır. Daha önceden yapılan dış narteksin üzerinde bulunan çan kulesi fetihden sonra da korunarak 17. yüzyıla kadar gelmiştir. Ancak bu kulenin minare olarak kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. Ancak Fatih Sultan Mehmet’in, Ayasofya’ya bir minare yaptırdığı bilinmektedir. Bugünkü tuğla minarenin o devre ait olduğu iddia edilmektedir.
Ayasofya’nın ana giriş kapıları

Ancak bazı tarihi kaynaklardan ve belgelerden de Sultan II. Selim döneminde Fatih minaresinin yıkıldığı daha sonra bugünkü tuğla minarenin yapıldığı, Fatih minaresinin de Sultan II. Beyazıt zamanında onarım gördüğü bilinmektedir.

Ayrıca Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’nın kuzeyine bir medrese yaptırdı. Sultan II. Beyazıt (1481-1512) devrinde yapının içindeki bazı mozaikler 1506 tarihinde kireçle kapatıldı. Medrese üzerine de bir kat ilave yapıldı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566), Macaristan-Budin seferinden sonra 1526 tarihinde mihrabın sağ \e solunda bulunan şamdanlar Ayasof-
nan’ı alarak yapıya gelmiş, durumu görerek önlem alınmasını istemiştir. Ayrıca Peçevi İbrahim Efendi’den de, Sultan II. Selim’in kubbeyi sağlamlaştırdığı, bazı koruyucu payandalar ve iki minare yaptırdığın;
“ügrennieKtc-y

Sultan II. Selim’in emriyle Mimar Sinan yapıya bitişik-olan evleri ka 1 clırcarak y a p ı n – n etrafını temizlemiş ve caminin iki yanında 35 şer arşınlık (yaklaşık 24 metre) yeri boş bırakarak yollar açtırmış, Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı minarey: kaldırtmış, kuzey-batı ve gfe— ney-batıya aynı zamanda piyanda işlevi de görecek iki s»— nareyi yaptırmıştır. Ayasor-ya’nm kuzeyinde yıkılan evlerden boş kalan yere dayanak c -mak üzere iki payanda yaptırmıştır. Sultan II. Selim’in banlattığı bu restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürmüş, ancak Sultan III. Murat’ın saltanatının ilk yıllarında tamamL-nabilmiştir.

Sultan III. Murat döneminde (1574-1595) güney cephedeki Bizans döneminden kahr. payanda duvarları yüksekn-miştir. Yine yapının içinde n; bazı değişiklikler olmuş, cin lerle bezeli hünkar mah: mimber, vaaz kürsüsü, mür. -zin mahfili bu yıllarda mıştır. Sultan III. \i
Ayasofya’nın Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Onarımları
Ayrıca Edirne Kadısı Muhammet bin Aliyyi’l Fereri tarafından (H: 926) Miladi 1519 tarihin-dc hazırlanan Ayasofya Vak îfları tahrir defterin-de caminin işleri için 62 kişilik bir ekip görevlendirildiği öğrenilmektedir. Padişahın bu Vakfiyesi ile de Ayasofya’nın yüzyıllar boyunca yaşaması sağlanmıştır.

Osmanlı döneminde yapılan onarmalarla Mus-lihiddin Mimar Sınan-ı Atik’in, Mimar Ayaş’ın, Mimar Hayrettin ve Mimar Sinan’ın Ayasofya’ya büyük emekleri geçmiştir.
(1/U^-l/JO) zamanına Kac;~ Ayasofya’ya küçük çaplı (Tarımlar yapılmış, özellikle kurşun örtüleri yenilenmiştir. Sultan III. Ahmet döneET^
ue sıvaıar venucnmıs. esıu ;
vürlerde ve resimlerde gön. kubbeye asılı muhteşem_ top kandil asılmıştır.

Suitan I Mahmut 1754) döneminde, V. ya’nm ana mekanında ik’ ; yanda arasına saray kütüpfc-sini halka açmak amacıyla kütüphane yaptırılmıştır. -ca bahçeye imaret, m.’ mektebi ve şadırvan yapm~ mıştır. Hazine binası erzak J–posuna çevrilmiş ve çan k . de kaldırılmıştır. Sultan .. Mahmut (1808-1839) c -c-
yaya vakfedildi. Utak tefek onarımlar olmasına rağmen en önemli restorasyonlar Sultan II. III Selim döneminde (1566-1574) yapıldı. Sultan II. Selim’in hükümdarlığının son yıllarında Ayasotya’nın duvarları dışa doğru açılmaya başlamış ve bunun sonucu olarak da yapı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Ta-rihçi Selanikli Mustafa Efendi yapının bir buçuk zirâ kadar yana meylettiğini kaydetmiştir. Padişah yanına devlet büyüklerini ve hassa mimarları ve Mimar Si-

ainde, 1809 yılında Ayasof-va’nm genel bakımı yapılmış

*c ouu aıum uçulanmış uı

1 kese= 25 altın, 1 altın= 1 gr. hO cm dir)

Ayasofya Sultan III. Mustafa döneminde (1754-17741
¡•t lipılı nıcDir heıec sıınu-
müze ulaşamamıştır.

Ayasofya 2. büyük onarımı Sultan Abdulmecid döneminde 1839-1861) görmüştür. Mallan Beytülmal’e kalan Şeyhülislam \lekkizade Ahmet Efendi’nin

DSiüSinü Dil nUKCâf üâ pâüİŞâîi eklemiş ve isviçreli mimar G/l’. Fossati’ye Ayasofya’nın restorasyonu verilmiştir. Bu restorasyon için toplam 200 bin altın harcanmış (1 altın= 7 gr 61 cm) ve onanında 800 işçi çalıştırılmıştır. Onarımlar 1847 de başlamış 1849 tarihinde tamamlanmıştır. Yapının iç ve dış sıvaları tamamen değiştirilmiştir. Mozaikleri meydana çıkarılarak temizlenmiş ve onarıldıktan sonra haçlı ve insanlı olanların üzerleri yeniden ince bir badana tabakası ile kapatılmıştır. Sultan III. Ahmet ve I. Mahmut dönemlerinde değişiklikler gören Hünkar mahfili bugünkü şeklini almış, binanın dışı sıvanarak kırmızı yollu sarı boya ile boyanmıştır. Kubbeyi dıştan destekleven kemerler de
meydana çıkarılan mozaiklerin desenlerini Fossati’nin kurdu-

ğu lorvcıv-u^ıı yiiıaııaııaıcıiY yız,-

miştir. Fossati’den önce yayınlanmaya kalkınca da iki mimarın arası açılmıştır.

19. vü/.vılın baslarında Ava-
Ivü-t vuıncıa IstariıHii a yelen bu genç Fransız mimar Ayasof-ya’nın yalnızca Bizans döneminin değil Türk döneminde eklenen imaret, türbeler ve medrese gibi yapılarının da planlarının hazırlanması amacıyla Pa-ns AKaaemisı îiüciî öucîfCr.

temiş, üiı\.C hanuı ■!-s -…. j. i ■«_

ne karşın 1906 \ kabul edilerek Kendisine 2shhj frank verilmiştir. 2 yıî iüren çalışma süresinde plan, kesit ve cephe ööıiinümlcn cî/ılmıştır.

A\asofva 10 lemmu/. 1894 \ıluıda meydana gelen depremde son dercce hasar görmüş, onarımı için birçok AvrupalI mimarla bağlantıya geçilmesine rağmen, Balkan Savaşı-’mn başlaması nedeniyle onarım uzun süre yapılamamıştır. Ancak dış ülkelerin basınında Ayasofya ile ilgili bazı haberlerin çıkması Osmanlı hükümetini rahatsız etmiş ve Ayasof-ya’nın onarımı tekrar gündeme gelmiştir. Fransa’dan, İtalya’dan ve İngiltere’den yine birçok mimarın davet edildiği
narteks ele alınmış, iki yerde açılan tuğla kemerler kapatıl-mışiîf. Bahçede de stbyan mektebi onarılmıştır. Ayrıca İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden getirilen İstanbul’daki yıkılmış va da harabe olmuş dieer Bi-
edilen II, Ayasofya’nın girişini ortaya çıkartmıştır. İşlenmiş buvuk mermer mımjrı parçalar bugün Ayasofya’nın bahçesinde sergilenmektedir. Bugünkü yapıya zarar vereceği endişesiyle kazı durdurulmuştur.

Ayasofya’nın restorasyonuna 1982 yılından sonra büyük önem verilmiş, kubbe kurşunları değiştirilerek bazı çatlaklar onarılmış ve galeriye çıkan rampalar yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca bu dönemde Fatih Sultan Mehmed’in bahçeye yaptırdığı ve 1935’de çok harap durumda olduğu için yıktırılan medresenin kazısı yapılmıştır. Zamanla toprak dolgu altında
Bakanlığı tarafından Ayasof-ya’nın restorasyonuna büyük önem verilmiş ve çalışmalar hiç durmadan günümüze kadar devam ettirilmiştir. Kurşun örtünün yenilenmesi kırık pencerelerin tamir edilmesi, mermerlerin temizlenmesi gibi çalışmalar devamlı olarak yapılmaktadır.

Sürekli bakım ve onanınla yaşatılan Ayasofya bugün birçok yabancı bilim adamının ilgisini çekmektedir. Değişik üniversitelerden bilim adamları, özellikle yapısal açıdan Aya-
v iiiiiuaı
du dönemde yaplimişur. Ayrıca çift demir çemberlerle kubbe takviye edilmiş, üst galeride 13 adet sütun düzeltilmiştir. Bazı kapılar da yenilenmiştir.

Yapının bahçesine namaz saatlerinin ayarlanması için,
«Pinfle saatlerin
duğu muvakkıdhane binası yapılmıştır. (Bugün büro olarak kullanılmaktadır). İsviçreli Mimar G. T. Fossati Ayasofya’nın tam bir rölevesini çıkarmak için bazı ölçüler almıştır. G. T. Fossati Ayasofya’nın büyük bölümünü kapsayan bir albüm hazırlamış ve daha sonra bunları Torino’da açılan mimari sergide sergilemiştir.

Fossati’nin Ayasofya’daki çalışmaları sürerken, bu kez Prusyalı mimar W. Salzenberg, padişahın özel izniyle İstan-Jıul’a gelerek vapıvı incelemiş.
ve bunlara rescorasyoıı pıojesı hazırlatıldığını Vakıflar’da bulunan bazı belgelerden biliyoruz. Ancak bu defa da I. Dünya Savaşı patlak verince çalışmalar durmuştur.

Ayasofya’nın Cumhuriyet Dönemi Onarımları

Ayasofya 1934 yılında Atatürk’ün isteği ve Bakanlar Kıj-rulu’nun da 14 Kasım 1934 gün ve 94041 sayılı kararı ile 1 Şubat 1935’den itibaren müze olmuştur.

Ayasofya’nın onarımma başlanmadan önce etrafındaki yapılar yine Bakanlar Kurulu kararı ile kamulaştırtarak yıkılş#ş ve etrafı temizlenmiştir. Aya-sofya’nın batı cephesinin sıva ve badanaları yenilenmiş dış
ıvaıaıı ou meuıese temizlenmiş, medresenin temel duvarları ortaya çıkınca onarılmış ve röle-vesi çıkarılmıştır.

1982 yılına gelene kadar Ayasofya’da çok önemli restorasyon çalışmaları olmamış, ancak 1934 yılında yapı müzeye çevrildikten sonra üzeri sıvalı olan mozaiklerin üzerlerinin açılması için Amerikalı Whitte-mare görevlendirilmiştir. Yapı 195.3-1957 yıllarında Y. Mimar Cahide Taner tarafından da onarım görmüştür. Bu dönem çalışmalarında ağırlık sıva ve kurşun tamirlerine verilmiştir. Batı yönündeki payandalar sıva raspaları yapılarak yenilenmiş, daha önceki onarımlarda payandaların bozulan eksenleri sıva ile düzeltilmiştir. Hünkar mahfili girişindeki döşemeler tamamıyla yenilenmiştir.
—SUiya İ1C llgliClllııüKıCüif:—idŞi- –

yıcı sistemin deprem karşısındaki davranışı, deformasyonla-rı, eski onarımları, malzemedeki kimyasal bozulmalar araştırma konularını oluşturmaktadır.

ABD’den Princeton Üni-versitesi’nden Prof.Dr. Ahmet Çakmak ve Boğaziçi Üniversi-tesi’nden Prof.Dr. Mustafa Erdik başkanlığında bir ekip

1989 yılından bu yana sürdürdükleri proje ile strüktürün deprem karşısındaki davranışını incelemekte ve gerekli tahkim ve takviye geresinmelerini araştırmaktadırlar.

Yine Japonya’dan Tsukuba Üniversitesi’nden Prof.Dr. Ke-nichiro Hidaka ile İTU’den Prof.Dr. Müfit Yorulmaz başkanlığında bir ekip 1991-1993 yılları arasında yaptıkları çalışmalarla kubbenin mevcut du-
tr»n1ı
hıılı

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*