kölelikten sonradan kurtulmuş kişi. Eski Atina’da azatlı köleler aşağılan- mazdı; aralanndan siyasal ve ekonomik alanlarda yükselenler de çıkardı. Daha sonraları Helenistik dönemde bazı Yunan topluluklan eski köleler için farklı düzenleme ve kısıtlamalar getiren yasalar çıkardılar. Eski Yunanlılara göre soydan gelen bir ayrıcalık olan yurttaşlık, azatlı kölelere kapalıydı. Roma hukukunda ise azat edilen köle, yurttaşlık haklarından tam olarak yararlanamamasına karşın, gerekli yasal işlemleri yerine getirerek yurttaş olabilirdi. Ortaçağ İspanya’sında devlete ve kiliseye ait köleler, pek az kurtulma umudu taşır, ama sıradan serflere tanınmayan bazı ayrıcalıklardan yararlanırlardı; sayısız kısıtlamalar altında yaşayan azatlı kölelerin, kölelerden daha iyi durumda oldukları söylenemezdi. Karolenj döneminde, bir azatlı kölenin soyundan gelenler, ancak üç kuşakSelçuk göçleri sırasında bölgeye gelen Türklerle eskiden beri bölgede yaşayan İranlIların ve öteki halkların etnik bir karışımıdır. Nahçıvan’da yaşayanların hemen hepsi Aze- ridir. Buna karşılık Dağlık Karabağ’da nüfusun yaklaşık yüzde 75’ini Ermeniler oluşturur. En büyük azınlık grubu Ruslardır. Toplam nüfusun yandan fazlası kentlerde yaşar. Ekonomi. Azerbaycan gelişmiş bir sanayi ve tarım ülkesidir. Son yıllarda ağır sanayiye daha çok önem verilmesiyle geleneksel petrol ve doğal gaz sanayileri büyük ölçüde gelişmiştir. Bu arada makine sanayisi, hafif sanayi ve gıda işleme de önem kazanmaktadır. 20. yüzyıla dünyanın başlıca petrol üreticisi olarak giren Azerbaycan, petrol antma sanayisinin doğum yeri olarak kabul edilir. 1901’de toplam dünya petrol üretimi içinde yüzde 50 olan payı sonraki yıllarda azalmakla birlikte önemini korumuştur. Azerbaycan’ın petrol ve doğal gaz dışındaki doğal kaynakları iyot bromürlü sular, kurşun, çinko, demir, bakır cevheri, nefelin siyenit, tuz, kireç ve mermerdir. Sanayinin gerek duyduğu elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 90’ı termik santrallardan karşılanır. Büyük bir çeşitlilik gösteren sanayinin temelini enerji, imalat ve kimya gibi ağır sanayi dalları oluşturur. Yapay gübre, tanm ilaçları, kauçuk, makine yağı, plastik ve metalürji sanayileri de gelişmiştik. Ülkede
aynca elektrikli makinelerle petrol ve doğal gaz sanayilerinde kullanılan makine ve donanımlar üretilir. Bu makine ve donanımla- nn bir bölümü ihraç edilir. Başlıca hafif sanayi ürünleri pamuklu ve yünlü dokuma, ayakkabı ve ev eşyalandır. Gıda işleme fabrikalan Azerbaycan’ın her yerine yayılmıştır. Bir başka ekonomik etkinlik de balıkçılıktır. Hazar Denizinde avlanan mer- sinbalığı yumurtasından dünyaca ünlü havyar elde edilir. Azerbaycan topraklannın yalnızca yüzde 7’si tarıma elverişlidir. En önemli tarımsal ürün tahıldır; pamuk ikinci sırada yer alır. Yetiştirilen üzümün büyük bölümü şarap üretiminde kullanılır. Ülkede ayrıca çeşitli sebze ve meyvelerle ceviz ve fındık yetiştirilir. Bazı bölgelerde ipekböcekçiliği yapılır. Hayvancılık fazla gelişmemiştir. Azerbaycan’ın ekonomik bakımdan en gelişmiş ve en kalabalık bölgesi Hazar Denizi kıyısındaki Apşeron’dur. Önemli sanayi merkezlerinin çoğu, doğal kaynaklar bakımından çok zengin olan bu bölgede toplanmıştır. Örta Asya’yı Kafkasya’ya bağlayan yollar buradan geçer. Apşeron bölgesindeki başlıca kentler, bir petrol sanayisi merkezi olan Bakû ile bir demir-çelik ve metalürji sanayisi merkezi olan Sumgait’tir. Güneydeki Lenkoran bölgesi zengin bir doğal bitki örtüsüne sahiptir. Bu bölgede çay, üzüm, Cirinç, tütün ve turunçgillerle çeşitli sebze- :r yetiştirilir. Lenkoran’da yaşayan İran
71 Azerbaycan
kökenli Talişler halı ve kilimleriyle ünlüdür. Şirvan Azerbaycan’ın tarım ve sanayi bakımından en gelişmiş bölgelerinden biridir. Şirvan Ovasının ortasında yer alan bu bölge şaraplanyla tanınır. Kura Irmağının güneyindeki Mugano-Salyanı bir pamuk üretim merkezidir. Bu bölgede birçok çırçır fabrikası kurulmuştur. Apşeron’un kuzeyindeki Kuba-Haçmaz bölgesinde koyun beslenir, tahıl ve sebze yetiştirilir. Güneybatıdaki Dağlık Karabağ’da koyun ve domuz yetiştiriciliği önem taşır. Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan sınınnda yer alan Gence- Kazak bölgesinde gıda, makine, metalürji ve kimya sanayileri gelişmiştir. Şeki- Zakatalı bölgesi cumhuriyetin başlıca ceviz ve fındık üreticisidir. Azerbaycan’daki ırmakların çoğu ulaşıma elverişli olmadığından yük taşımacılığı daha çok demiryoluyla yapılır. Ülkedeki demir- yollannın oldukça büyük bir bölümünde elektrikli trenler işler. Bakû ile Türkmenistan’ın Krasnovodsk kenti arasında feribot seferleri düzenlenir. Azerbaycan’da ayrıca çeşitli bölgeleri birbirine bağlayan gelişmiş bir karayolu ağı vardır. Yönetsel ve toplumsal koşullar. Azerbaycan, SSCB’nin 1991 sonunda dağılmasına değin birliği oluşturan cumhuriyetlerden biriydi. O dönemde en yüksek yönetim organıgörüşleriyle Azeri düşüncesinde sarsıcı bir etkide bulundu. Arap alfabesi yerine Latin alfabesini savunan Ahundzade, İslamlığı ilerleme ve kalkınmada en büyük engel sayıyordu. Azeri tiyatrosunu kuran da Ahundzade oldu; tiyatro yapıtlarında halkın yaşamından seçtiği konuları gerçekçi bir anlayışla yansıttı. Halk edebiyatı da 19. yüzyılda büyük canlılık kazandı. Bu yüzyılın önele gelen âşıkları arasında Kasım Bey, Âşık Hüseyin, Âşık Abbas, Âşık Elesger sayılabilir. Seyyid Azim Şirvani gibi azınlıkta kalan bazı şairler de klasik tarzı sürdürmeye çalışmışlardır. Rusya’daki 1905 Devrimi, Azerbaycan edebiyatında milliyetçi akımların güçlenmesine yol açtı. İrşad, Füyuzat, Hayat, Açık Söz, Terakki gibi yeni gazete ve dergilerin yayımlanması ile Rusya’daki Türkler arasında siyasal ve edebi iletişim daha da yoğunlaştı. 1908’de Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyetin ilan edilmesi, Rusya’daki Türkler arasında olumlu yankılar uyandırdı. Azeri edebiyatında milliyetçilik ve Türkçülük gündemdeki ilk sırayı aldı. Ahmed Ağaoğlu ve Hüseyinzade Ali Juran bu akımın önderliğini üstlendiler. Özellikle Hüseyinzade’nin bütün Türklerin birleşmesi yönündeki savı büyük ilgi topladı. Cafer Cabbarlı, Çelil Mehemmed Kuluzade gibi yetenekli yazarların toplumsal, tarihsel, romantik, mizahi oyunlarıyla tiyatro da bu dönemde gelişimini sürdürdü. Üzeyr Hacıbekov, opera ve operetleriyle büyük ün kazandı. Çelil Mehemmed Kuluzade’nin çıkardığı Molla Nes- reddin adlı mizah dergisinin çevresinde birçok yetenekli yazar ve şair toplandı. Bu gençler arasında özellikle Sâbir siyasal ve toplumsal yergileriyle tanındı. Günümüz Azeri edebiyatı. Azerbaycan’ın kuzey kesimi, Bolşevik yönetimin eline geçtiği 1920’den sonra SSCB’nin bir parçası oldu; 1936’da da SSCB’ye bağlı Azerbaycan SSC kuruldu. 1939’da Kiril alfabesi kullanılmaya başladı. Azerbaycan’da ün kazanan şairler arasında Resul Rıza, Samed Vurgun, Osman Sanvelli, Bahtiyar Vahabzade, Nebi Hazri Babayev, N. Genceli, N. Abbaszade; roman ve öykü yazarları arasında M. Said Ordubadi, Sülaymanı Sani Ahundov, Yusuf Vezir Çemenzeminli, Mir Celal, Mirza İbra- himov, Hesen Seyidbeyli, Yusuf Ezimzade, S. Rehimov, Bayram Bayramov; tiyatro yazarlan arasında da C. Cabbarlı, H. Cavid, Sabit Rehman, C. Mecnunbeyov, Settar Ahundov, Enver Mehmedhanlı sayılabilir. Azerbaycan’da gelişen yeni dönem Azeri edebiyatı, Rus ve Batı edebiyatından etkilenmesine karşın, özgün bir yapı taşımaktadır. Azerbaycan’ın İran sınırları içinde kalan kesiminde Azerice yayın yasaklandığı için, burada yaşayan Azeri şair ve yazarlar (örn. Şehriyar, Samed Behrengi, Mirza Ali Mu- ciz, Etimad, Ali Tude^ Tebrizli Ali) yapıtlarını Farsça yazdılar. Âşık geleneği ise özellikle İran Azerbaycanı’nda varlığını sürdürmektedir.