”BENİM OSMANLILIĞIM OSMANLI BANKASI’NIN OSMANILIĞI GİBİDİR”
Boşo, Osmanlı Mebusan Meclisi ‘nde Manastır Serfıçe mebusu idi. Aşırı derecede Rum milliyetçisiydi. Rumluğu, Rum kilisesini ve mekteplerini Osmanlı mebusu olmasına rağmen mecliste, hükümet nezdinde ve matbuatta müdafaa eder, hiçbir şeyden çekinmezdi. Rumların lehinde ve Osmanlı’ya muhalif herhangi bir teşebbüs varsa, öteki mebuslar ile birlikte, fakat onların başında mutlaka Boşo bulunurdu. Bu fanatik ve hırçın Rum mebus kendisinin bir Os- manlı mebusu olduğunu asla hatırına getirmez hatta: “Benim Osmanlılığım, Osmanlı Bankası’nın Osmanlılığı gibidir.” derdi.
Osmanlı Bankası’nın sermayesi, idare meclisi ve bütün memurları yabancı olup yalnız adının Osmanlı oluşu Boşo’yu bu yolda bir teşbihte bulunmaya sevk etmiştir.
Tarihin ne garip cilvesidir ki Osmanlı çöktükten sonra onun adı her yerden, her şeyden sökülüp atıldığı halde, yaşarken ona en yabancı bir müessese sayılan bu banka o adı yaşatmış, hatta bu adı muhafaza edebilmek için bir hayli uğraşmıştır. Evet, tarihin ne garip cilvesi değil mi? Acaba Boşo da Yunanistan’a giderek orada yine Serfıçe mebusu olduktan sonra, sayelerinde Rumların mesut ve ferah yaşadıkları Osmanlılığı yâd ve müdafaa etti mi?
Tarih yalnız iyilerin değil, Boşo gibi kişilerin de adını sinesinde ibret olarak saklar.
Kaynak: Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.3, İstanbul 1977, s. 136C.