Genel

BERTOLT BRECHT

BERTOLT BRECHT

Modem tiyatronun simgesel siması Brecht, tiyatro yazan, sahneleme kuramcısı, şair, hikayeci, siyasî militan ve sinema adamı nitelikleriyle çağma damgasını vuran bir yazar oldu. Epik üslubun onun adı altında gelişmesi,

BERTOLT BRECHT

BERTOLT BRECHT

seyircinin aktörle özdeşleşmesini engelleyen «yabancılaştırma etkisi»nin kullanılması, «Aristotelesçi olmayan dramaturgi» kuramı, Brecht’in eserini, çoğu zaman dilinin zenginliğini ve şiirsel yaratıcılığını gölgeleyen kuramsal bir modele dönüştürdü.
Weimar Cumhuriyeti’nin içine girdiği bunalım ve nasyonal-sos-yalizmin yükselişi bağlamında, Marksizmi benimsemesi ve siyasetin temelinde iyilik ve kötülük gibi iki ana öğe bulunduğu düşüncesine dayanan ideal bir komünizm inancı, 1920’li yılların başlarından bu yana Brecht’in eserlerinin yol açtığı sert eleştirilerin ve çekişmelerin ana konusu olmuştur. Bununla birlikte onun eserleri, Alman tiyatrosuna bırakılmış en değerli miraslardan biridir ve günümüzde onun etkisinin izlerini taşımayan pek az sahneleme vardır.

TARAFLI BİR AYDIN

1898’de Augsburg’da kâğıt imalatçısı bir burjuva ailenin oğlu olarak doğan Brecht, 1917’de Münih Üniversitesi’nde edebiyat ve daha sonra tıp okudu. 1918’de hastabakıcı olarak askere alındı ve savaş dolayısıyla yaşadığı şok, ünlü «Ölü Askerin Efsanesi»ni yazmasına esin kaynağı oldu. Başlangıçta politikaya pek ilgi duymayan Brecht, kısa süre bir işçi ve asker konseyinin üyesi oldu ve Bavyera Konseyler Cumhuriyeti’nin bastırılışına tanık oldu. Alman burjuvazisinin davranışlarına baş kaldırarak, Münih’in bohemler dünyasında yaşadı ve «Küçük Burjuvalarda Düğün» adlı oyununda etkisi görülen «metafizik palyaço» Kari Valentin’le dostluk kurdu. 1919’da yeniden üniversiteye devam ederken, Rimbaud’nun ve Frank Wedekind’in etkisinde şarkılar ve baladlar yazdı. Bunlar daha sonra «Dua Kitabı» (Hauspostille) adlı şiir kitabında toplanmıştır (1927).

Burjuva değerlerini ayaklar altına alan anarşist ve toplumdışı bir kişi olarak yazdığı ilk oyunu Baal (bu eseri 1918’de’ yazmaya başlamıştır), genç Brecht’in kendisini canlandırmaktan geri kalmaz. 1921’de ikinci oyunundaki olayların geçtiği Berlin’e yerleş-
ti. «Geceyarısı Trampet Sesleri» (1922) adlı bu eser, sahne oyunudur ve bu oyunda savaş tutsağı olan bir askerin S ayaklanması sırasında geri dönüşü ve kazanç peşinde ko başka şey düşünmeyenlerin dünyasıyla yüz yüze gelişi ne de devrimciler cephesine katılma cesaretini göstererr latılır. Brecht bu arada Max Reinhardt’m Deutsches The (1924) ve Münih Oda Tiyatrosu’nda (1933) dramaturg c lıştı. «Şehirlerin Fundahğmda»d& (1923), modern toplun toplumun bencilliğine ilişkin eleştirel görüşünü sürdürc Adamdır1 âaysa Erwin Piscator’un deneylerinden esinleı sonucu olan «epik tiyatro» anlayışı kendini göstermeye

Bu dönemde sert çekişmelere yol açan Brecht’in tiyat cak 1928’de Üç Kuruşluk Opera’nm sahnelenmesiyle üne Bu başarı bir yanlış anlama (yazarın eleştirilerinin fark mamıştır) kadar, Kurt Weil’in müziğinin ilginç güzelliği! sonucuydu. Bu eserinin başlıca kişisi Mackie’nin ağıtı 1 içinde bütün dünyayı dolaştı ve yazarına şan, şeref ve s tirdi. Brecht, G. W. Pabst’m bu oyuna dayanarak çevir onaylamadı ve filmi yapan şirket aleyhine açtığı davayı Bu olay Brecht’in, «kapitalist» sinemayla olan ilişkileriı miştir. 1930’da sahneye konulan Mahagonny Şehrinin Y, Düşüşü sıradan bir başarı kazandı. Naziler, Kurt Weil’in re» ve «Musevî-zenci» müziğine karşı gösteriler düzeni

Weimar Cumhuriyeti’nin bunalımı, filozof Kari Korsch tisatçı Fritz Sternberg’in etkisinde Marksizmi benimsemi yan Brecht’in, estetik ve siyasî fikirlerini daha radikal ha Brecht artık tiyatroyu bir canlandırma aracı olarak değil değiştirmenin bir aracı olarak görmekteydi. Diyalektik m mi inceleyip öğrenmeye ve oyunlarında uygulamaya yön tu olan komünist müzikçi Hanns Eisler gibi Brecht de, Sc tikadan ayırmayı reddediyor ve bazı siyasî uygulamaları! nuçlarının içyüzünü açığa vuran durumları sahneye kc Kimi zaman Çin tiyatrosundan, Japon no oyunlarından Brecht’in eserleri (özellikle «Önlem» [Die Massnahme], ! münisder arasında bile bazı hoşnutsuzluklar uyandırdı.

Brecht, siyasî durum yüzünden oyunlarını oynatmak i çe daha büyük güçlüklerle karşılaşıyordu. Toplumsal ha. ve kapitalizmi alaya alan Jeanne d’Arc Duruşması, 1932 yı yoda ancak bazı bölümleriyle bir kez yayımlanabildi. B: S. Dudow ile birlikte sansür tarafından önce yasaklanan, silen bir film yapmıştı. «Donmuş Karınlar» (Die Kühle Wa lı bu filmde Berlinli işçilerin içinde yaşadığı sefalet, traj çekçi bir şekilde canlandırılmıştır. Brecht bu sırada, bir cephe kurulması için çağrıda bulundu. Almanya’da 193; oynanmış olan son oyunu, Gorki’nin romanından yaptığ lama olan Ana’dır (1932). Nazilerin nefret ettiği Brecht, tidara gelir gelmez Almanya’dan ayrılmak zorunda kale

Sürgünden «yeni Almanya’ya»

Böylece Brecht Prag’a, Viyana’ya, Zürich’e ve Paris’e j ha sonra Danimarka’ya yerleşti. Bu sırada çoğu, siyasî d sürgün yaşamını dile getiren şiirler yazdı. Ama Hitler o ilerlemesi dolayısıyla korkuya kapılarak, 1938’de İsveç’
ÜÇ KURUŞLUK OPERA

1928

Brecht, John Gay’in XVIII. yy’da yazmış olduğu bir taşlama ol; d Op>erası»mn (Bagger’s Opera) Londra’da kazandığı başarıdan eserin uyarlamasını yapmaya girişti. Amacı, iki yüzyıl sonra b çıkarılabilecek toplumsal eleştiriyi aktarmaktı. Brecht’in, klasi ve moda olan melodileri alaya alan bu eseri, dilenciler kralı P hum’un kızıyla evlenmeye hazırlanan çete başkam «Bıçak çe kie»nin çevresindeki haydutların yaşamım canlandırır. Polis Brown, Mackie’ye saygılanm sunmaya gelir ve onunla birlikte non’un Şarkısı »ra söyler. Bunların ikisi askerlik arkadaşıdır ve n nin farklılığına rağmen dost kalmışlardır. Çete başkam, çalıp <; m, kendisini koruyan polis şefiyle her zaman paylaşmaktadır. Londra’nın ayak takımının temsilcileri olan dilenciler, hırsızlar ler, kızım kaybetmek istemeyen Polly Peauchum’un ihban üze kie’nin peşine düşmüş olan polisle kovalamaca oynayarak sa boy gösterirler. Bir operete uygun düşen hikâyenin sonu mudi de noktalanır. Mackie’nin yakalandığı, idam edileceği ve kra taç giyeceği gün, Tiger Brown ortaya çıkar ve majestelerinin bağışladığım, soylular sınıfına yükselttiğini ve ona bir de şate ettiğini açıklar.

Yalanların alanı olan tiyatro, aym zamanda hakikatin de böyL konmasını sağlamaktadır. Bay Peachum’un sözde dilencilerini da gerçek yoksullar kalabalığı gizlenmiştir. Eserin büyük başar lerle alay eden ve burjuva saygınlığının sahte yammn iç yüzü seren entrikaların komik dinamizmi kadar, alaycılığa ve şarkıl; pıcı şiiri, uçan ve kaypak ezgileriyle hayranlık verecek şekilı leyen Kurt Weil’in müziğinden de kaynaklanmaktadır.
V- ‘
Cesaret Ana ve Çocuktan. Fotoğrafta, Berliner Ensemble sahnesinde, arabasıyla Otuz Yıl Savaşı’nin olaylarına kanşan kantinci kadını canlandıran Helene Weigel görülüyor. Brecht 1949’da Doğu Berlin’de eşi Helene Weigel’le birlikte kurduğu tiyatrosunda piyesleri sahneye koyma işini de bizzat yapılıyordu.

ikua salt;»;
‘ile’nin Yaşamı, Antoirıe Vitez’in 1990’daki sahnelemesiyle Comedie–çaise’de (Paris). Bilimin ilerlemelerine daha iyi hizmet edebilmek için, -çlannı herkesin önünde inkâr etmeyi kabullenen stoacı bir kişiliği olan et, yüce bir klasiklik taşıyan tarihî bir oyun yazma konusunda Brecht’e esin “ağı oldu. Yanıldığını kabul etmeyen bir otoriteyle çatışmaya kendisi de nş olan komünist yazar, kırgınlığını,«kahramanlara ihtiyacı olan ülkeye ne :«» sözleriyle dile getiren Galilei’nin içine düştüğü manevî çıkmazı büyük bir : e dile getirmiştir.
:esı yıl Finlandiya’ya gitti. 1941’de ABD’ye geçti ve Kaliforniya yerleşti. Eserlerinin oynanmamasına ve yayımlanmamasına |men, bu sürgün yılları çok verimli geçti. 1936’da nazilerin ırk ku-rJanyla alay eden Yuvarlak Kafalar ve Sivri Kafaları yazdı. Car-

■ Ananın Silahları’na (1937) İspanya Iç Savaşı, Hitler Rejiminin Kor-•.£ Sefaleti (1938) nasyonal-sosyalizmin canavarlıkları, esin kaygı oldu. Galile’nin Yaşamı, Arturo {Ji’nin Engellenebilir Yükselişi, Se-,-n m İyi İnsanı, Bay Puntilla ve Uşağı Matti, «Lukullus’un Sorgula-zs:», Cesaret Ana ve Çocukları «roman-kronik» olan Bay Jülius Ca–<• m İşleri’ni (Die Geschäfte des Herrn Julius Caesar) Finlandi-. ca yazdı. Amerika’da Şvayk Hitler’e Karşı üzerinde çalıştı. SS şe-a. Heydrich’i öldüren Çek direniş hareketini ele alan ve Fritz ile birlikte hazırladığı antifaşist bir film tasarısı olan Cellatlar : ölür (Hangmen Also Die), siyasî ve estetik anlaşmazlıklar dola-sıyla kâğıt üzerinde kaldı. Bu arada komünist müzikçi Hanns ¿erle olan dostluğu yüzünden 1947’de Amerikan Aleyhtarı Faa-retler Komisyonu tarafından sorguya çekildi. Brecht, Ameri-; dan ayrıldı ve Zürich yakınında Herrliberg’de bir süre kaldıktan ;nra, ekim 1948’de Doğu Berlin’e yerleşti.

Burada «yeni Almanya»nın doğuşuna yardımcı olacağını uman recht, sosyalist bir kültürün yaratılmasına katkıda bulunmak isti-;rdu. Oyunlarının sosyalist gerçekçiliğin dogmalarına aykın oluğunu ileri süren sert eleştirilere ve yönetmenlerin bu oyunları iğnelemekten kaçınmalarına rağmen karısı, oyuncu Helene Wei-îl’ie birlikte kurduğu Berliner Ensemble grubu, Cesaret Ana ve Kaf-:s Tebeşir Dairesi (Der Kaukasische Kreidekreis) ile büyük başarı-r kazandı. Brecht, 1953’te bir mektup yazarak, Doğu Berlin’deki ç: ayaklanmasını ezen Walter Ulbricht rejimini desteklediğini :Jdadı ve 1955’te Stalin ödülünü aldı. 1956’da Galilei üzerinde bir ¿neleme çalışması yaparken öldü. Kendi isteği uyarınca, Dorot-een mezarlığında Hegel’in mezarının karşısında toprağa verildi.
ESTETİK RADİKALİZM VE POLİTİKA

Brecht’in üslubunun evrimi, çağının tiyatro sanatındaki bunalımla ve iki dünya savaşı arası Almanyası’nm siyasî koşullarıyla yakın bir ilişki içindedir. Dramaturgide gerçekleştirmek istediği devrime adım adım yaklaşan yazıları, dışavurumcu tiyatroyu ve

o sırada egemen olan patetik duyarlığı eleştiren ilk oyunları (Ba-al, «Ceceyansı Trampet Sesleri», «Şehirlerin Fundalığında» da dahil olmak üzere bütün eserlerini açıklar. Dolayısıyla Brecht, dramaturg Emst Toller’in idealizmini ve insanoğlunun soyut ideallerle ilişki içine girince başkalaşıma uğrayacağı konusundaki çocuksu inancını bir yana iter. Dışavurumculardan daha genç olan Brecht, onların ham hayallerine katılmaz ve mistisizmlerinin karşısına da «Dua Kitabı»nda doruk noktasına ulaşan ve yanılgılardan sıyrılmış olan bir nihilizmi çıkarır. Öte yandan, natüralizmi ve onun olgulara aşırı önem vermesini reddeder ve toplumun mekanizmalarının anlaşılmasına ve dönüşüme uğratılmasına yardımcı olan bir tiyatroyu savunur.

Oyunlarında haritaları, istatistikleri, fotoğraf projeksiyonlarını ve film parçalarım kullanan Piscator’un etkisinde kalan Brecht, kendi «yabancılaştırma» efekti görüşünü iki yanlı bir hareketle uygular. Önce, tarihsel bir eylemi günlük ve bildik gerçeklere aktararak seyirciyi temsil edilen konuya yaklaştırır (iktidarın naziler tarafından ele geçirilmesi, Arturio Ui’nin Engellenebilir Yükselişinde bu yolla belli birtakım dalaverelerle özdeşleştirilmiştir) ve daha sonra, şematik bir dekor kullanarak ve canlandırdıklan kişilerle özdeşleşmedikleri gibi, onları eleştirmekten de geri kalmayan aktörlerin davranışıyla, oyundaki eylemi şaşırtıcı bir şey haline getirmek ve seyircinin bu konuda düşünmesini sağlamak için belli bir uzaklıkta tutar. Dramatik değil de «epik» olan bu tür bir sahneleme için Brecht, bir temsili, herhangi bir «sokak görüntüsü» olarak algılamayı sağlayacak bütün düzenlere başvurur. Aynca Çin tiyatrosundan da esinlenir. Brecht, 1935’te Moskova’da Pekin Operası’m ve aktör Mei Lan Fang’ı gördüğü zaman; eylemi, temsil etmeye değil de, telkin etmeye yönelen mekân, nesne, makyaj ve oynayış özellikleri karşısında şaşkına dönmüştü. Brecht gençliğinde, Augsburg’da hayran olduğu panayır görüntülerinin saflığını ve çocuksuluğunu da yemden bulmak ve canlandırmak istiyordu.

Epik üslup, kolektif kaderin, içinde yaşadıkları dünyadan ayrı ele alınmaları olanaksız kılan kişilerin, bireysel psikolojisinden daha önemli olduğu düşüncesine dayanır. Uysal bir işçi olan Galy Gay’in bir öldürme makinesi haline gelişini anlatan Adam Adamdır da Brecht, kahramanın büyük değişimlere uğrayabileceği ve toplumsal koşullar tarafından belirlendiği inancım açıkça ortaya koyar. Daha sonra, Üç Kuruşluk Opera, Mahagonny Şehrinin Yükselişi ve Düşüşü gibi eserlerinde epik tiyatro kuramını daha da ince eleyip sık dokuyarak ortaya koyar. Öncü müzikten veya caz müziğinden alınmış disonan akorlara dayanan Kurt Weil’in melodilerini kullanır, klasik operanın klişelerim paramparça eder ve bu operayı dilencilerin, hırsızların ve fahişelerin dünyasına aktarır. Kopukluklarla ve şok etkileriyle, hayranlık verici bir biçimde oynar ve hayale dalmak isteyen seyircinin bilincini ve eleştirme duygusunu her an sorguya çeker. Onun eserlerinde, oyunlardaki klasik entrika altüst edilmiş ve kimi zaman zorla anlaşılır bir şey haline getirilmiştir («Şehirlerin Fundalığında»),

Didaktik ve şiir

Brecht, siyasî olayların etkisi altında, epik tiyatronun didaktik ve müdahaleci işlevini vurgulamaktan geri kalmamıştı. Jeanne d’Arc Duruşması’mn ve özellikle didaktik oyunların, («Okyanus Üzerinde Uçuş», «Uzlaşmanın Önemi», Evet-DiyenlerleHayır-Diyen-ier, Der Jasager und der Neinsager) anlamı burada aranmalıdır. Gerçek diyalektik uygulamalar olan bu oyunlar, davramşları ele alarak bireysellikle kolektiflik arasında belli durumlarda kendini gösteren etkileşimi yakalamaya çalışır. Bu tip oyunlardaki soyutluğun amacı, seyirciyi hayran bırakmak değil, kendisini sorguya çekmek zorunda bırakmaktır. Nitekim Brecht’in sürgünde yazdığı antifaşist oyunlar Yuvarlak Kafalar ve Sivri Kafalar, Carrar Ananın Silahları, Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti, (her barbarlık hareketini tarihî bir perspektif içine oturtarak) seyircinin siyasî bilinci üzerinde etkili olmaya yönelir.

En ünlü olan, oyunlarında, (Sezuan’ın İyi İnsanı, Bay Puntilla ile Uşağı Matti, GaTıle’nin Yaşamı, Arturo Ui’nin Engellenebilir Yükselişi, Cesaret Ana ve özellikle Kafkas Tebeşir Dairesi), epik üslup daha da işlenmiştir ve basit yabancılaştırma efektlerine dayanmaktan çok, daha derin ve ince ilişkiler kurar, hikâyeye ve alegorik kahramanlarına şaşırtıcı bir şiirsellik kazandırır. □
TİYATRO

Başlıca eserleri

1922 «Geceyansı Trampet Sesleri» (Trommeln in der Nacht).

1923 Baal (Baal).

«Şehirlerin Fundahğtnda»

(Im Dickicht der Stadce).

1926 Adam Adamdır (Mann ist Mann). 1928 Üç Kuruşluk Opera (Dreigroschenoper).

1930 Mahagonny Şehrinin Yükselişi ve Düşüşü (Aufstieg und Fau der Stadt Mahagonny). Kuralla Kural Dışı (Die Ausnahme und die Regel). 1932 Ana (Mutter).

1935 Jeanne d’Arc Duruşması

(Die Heilige Johanna der Schlachthöfe).

1936 Yuvarlak Kafalar ve Sivri Kafalar.

1937 Carrar Ananın Silahlan

(Die Gewehre der Frau Carrar).

1938 Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti (Furcht und Elend des Dritten Reiches).

1941 Cesaret Ana ve Çocukları (Mutter Courage und Ihre Kinder).

1943 Galile’nin Yaşamı

(Das Leben des Galilei).

Sezuan’ın İyi İnsanı (Der gute Mensch von Sezuan).

1948 Bay Puntilla ile Uşağı Matti (Herr Puntilla und Sein Knecht Matti).

1951 «Lukullus’un Sorgulaması»

(Das Verhör des Lukullus).

1956 Komün Günleri

(Die Tage der Kommune).

1957 Şvayk Hitler’e Karşı

(Schwayk im Zweiten Weltkrieg).

1959 Arturo Ui’nin Engellenebilir Yükselişi (Der Aufhaltsame Auftieg des Arturo Ui).
Bertolt Brecht, her tür toplumsal haksızlığın içyüzünü ortaya sermek için, atayı ve karikatürleştirmeyi severek kullandı.
AYRICA BAKINIZ

► IB.ANSU Alman dili ve ed.

► işkili dram ve melodram

► IB.ANSU tiyatro

► iB-ANsıj tiyatro yönetmenliği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir