«Cebrâil bana vahiy ile geldiğinde ilk gönlüme ilka ettiği şey, BÎSMİLLÂHlRRAHMÂNÎRRAHÎM oldu.»587 Yapılan sahîh rivâyete göre, Hazret-i Osman (R.A.), Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz’den Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’den sordu. Resûlüllah (SA.V.) ona şu cevabı verdi: «Bismillâh, Al- lah’m isimlerinden bir isimdir. Bununla Allah’ın en büyük s- mi arasındaki yakınlık, gözün beyazıyla siyahı arasındaki yakınlık gibidir.»888 Şa’bî’den yapılan rivâyette buyuruluyor ki: «Allah’ın en büyük ismi, Y ALLAH’dır.»889 Diğer bir hadîs-i şerifte: «Allah’ın en büyük ismi, ALLAH- dır. Kur’ân-ı Kerîm’e de her isimden önce Allah ile başlandığına dikkat etmez misiniz?»860 buyuruluyor. Yine bu konuda Resûlüllah (S.A.V.)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: «Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm indiği zaman gökteki melekler buna çok sevindiler; Arş titredi. Bismillâh ile birlikte bin melek indi. Bu, meleklerin imânını artırdı. Cinler yüzükoyun yere kapandılar. Felekler bundan dolayı harekete geçti. Melekler Besmele’nin azametinden dolayı baş eğip kü- çüldüler.» «Bismi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm indiği zaman, dağlar tesbîh getirdi. O kadar ki bu tesbîhi Mekke ehli ve o bölgede bulunanlar işitti. Bunun üzerine dediler ki: «Muhammed dağları büyüledi.» Cenâb-ı Hak bir duman gönderdi de Mekke ehli üzerinde gölge oldu. Râvî devamla diyor ki: Resûlüllah, (S.A.V.) «Kim Bismil- lâh’ı gönülden inanarak okursa, onunla birlikte dağlar da tesbih getirir. Ancak ne var ki dağların bu teşbih sesi duyulmaz.»561 buyurdular. Diğer bir rivâyette ise şöyle deniliyor: «Dağlar ve taşlar teşbih eder. Ancak ne var ki insanlar bunların teşbihlerini işitmezler. (Gönül kulağı açık olanlar belki duyabilir).» «Bir çıkmaza sürüklenir, sıkıntıya düşersen, Bismillâhi’r- rahmâni ’r-rahîm ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi ’l-aliyyi ’I- azîm söyle.. Cenâb-ı Hak bu sebeple bunu söyliyenden belânın bir nice çeşitlerini geri çevirir.»542 Konumuzla ilgili hadîs-i şerifler : «Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm diyen kimseden Cenâb-ı Allah belâ, gam, keder ve üzüntüden yetmiş kapıyı çevirip kapatır.»549 «Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz. Bismillâhi’r-rahmâni’r- rahîm el-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn’i okur, bismillâh’ı bir âyet sayar, Ğayri’l-mağdûbi aleyhimi bir âyet saymazdı.»564 c «Şey tan’m insanlardan çalmak istediği Kur’ân’dan en büyük âyet, BisnüUâhirrahmânirrahim’dir.»586 «İnsanların Allah kitabında en çok gaflet ettikleri âyet, Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’dir. Bu âyet Süleyman bin Dâvud müstesnâ Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz’den başka hiçbir kimseye inmemiştir.»586 Büyük sahabî Büreyde (RA.) diyor ki: Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz bana: «Süleyman Peygamber’den başka bir peygambere inmeyen bir âyetten sana haber vermedikçe cami’den çıkmayacağım. O âyet ancak sana inmiştir. Sonra da sordu: — Namaza başlarken ne ile Kur’ân’a başlarsın? — Bismillâhi ’r-rahmâni ’r-rahîm ile — işte o, işte o!.. Buyurdular.»îbni Abbas (R.A.) diyor ki: Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm ininceye kadar sûrelerin bölümünü bilmiyorlardı. Bezzar buna ilâveten diyor ki: Bismillâh inince, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz sûrenin bununla bittiğini anladı. Böylece başka bir sûreye başlayıp yöneldi.888 İbni Abbas yine diyor ki: Daha Önceleri müslümanlar bir sûrenin bitiş kısmını bilmiyorlardı. Bismillâh ininceye kadar bu böyle devam etti. Besmele inince, sûrenin nerede bittiğini bilmiş oldular.889 Bu konuda îbni Abbas başka bir rivâyetle diyor ki: Cebrâil gelip Peygamber (SA.V.) Efendimiz Bismillâh’ı okuyunca, bunun sûre olduğunu (sûre başlangıcı bulunduğunu) anlamış oldu.870 îbni Mes’ud (R.A.) Hazretleri diyor ki: «Bizler, iki sûre arasındaki fasılayı, Bismillâhi’r-rahmâni’r- rahîm ininceye kadar bilmiyorduk.» Ebû Şâmme bu konuda diyor ki: İhtimal ki bu, Cebrâil (A.S.) sûreyi Resûlüllah’a okuyup öğrettikten ve Resûlüllah (S.A.V)’in de o sûreyi iyice belledikten sonra Cibril’in TESMİYE ile emretmesi devresinde olmuştur. Böylece Resûlüllah (S.A.V.) sûrenin bittiğini ve başka bir sûreye geçildiğini bilmiş oluyordu. Resûlüllah Efendimiz’in «Besmelenin inmesi» şeklinde tâbir kullanması, onun her sûrenin başında Kur’ân’dan (bir âyet) olduğunu bildirmek içindir. Diğer bir ihtimalle, her sûrenin tüm âyetleri, Besmele’nin inişinden önce indiği, sûre tamamlanınca da Cebrâil Besmele’yle inip sûreyi belli ölçüde arzetti- ği olabilir. Böylece Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz sûrenin bittiğini anlar ve başka bir âyet oraya ilâve etmezdi. Yapılan rivâyete göre, îbni Abbas (R.A.) diyor ki: « Seb’u’l-Mesânî Fâtihatü’l-Kitab’dır.»Bunun üzerine soruldu : — Bunun yedinci âyeti nerede? — Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’dir, diye cevab verdi.571 Sahîh rivâyette, Hazret-i Ali (R.A.)’den soruluyor : — Seb’u’l-Mesânî nedir? — El-hamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn’dir, diyor. — Ama bu altı âyettir!. — Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm de bir âyettir.072 Vâhidî’nin İbni Ömer (R.A.)’den yaptığı rivâyete göre: «Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm, her sûrede inmiştir.» (Böylece Bismillâh… her sûrede bir âyet olarak bulunur.) Rivâyete göre, İbni Ömer (R.A.) namazda Bismillâhi’r-rah- mâni’r-rahîm’i okur, sûreyi bitirince de okur ve şöyle derdi: «Mushafta ancak okunsun diye yazılmıştır.»879 Ebû Hüreyre’den yapılan rivâyette^ Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyuruyor ki: «El-hamdü’yü okuduğunuzda Bismil- lâhi’r-rahmâni’r-rahîm’i de okuyun. Doğrusu Fâtiha ÜMMÜ’L- KUR’ÂN = Kur’ân’m anası ve Kitab’m anasıdır ve o Seb’u’l- Mesânî’dir. Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm ondan bir âyettir.»574 Safvân bin Selîm’den yapılan rivâyete göre, Safvân diyor ki: Cinler insanların hem öte-berisini, hem elbisesini kullanıyorlar. Sizden biriniz bir elbise aldığında veya çıkarıp bir yere koyduğunda Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm desin. Çünkü Allah ismi mühürleyicidir. (Ona artık cinler yanaşamaz).875 Atâ’ Hazretleri ise şöyle diyor: «Geceleyin eşekler anırmaya başlayınca, siz şöyle söyleyin: Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm, Eûzü billâhi mineşşeytani’rracîm.»576 «Öğretmen çocuğa Bisnüllâhi’r-rahmâni’r-rahim deyince, hem öğretmen için, hem çocuk için, hem de onun ana-babası için cehennemden kurtulma beratı yazılır.»877 İbni Abbas (R.A.)’den yapılan diğer bir rivâyette, diyor ki; Resûlüllah (S.A.V.)’in şöyle buyurduğunu işittim: «İnsanların hayırlısı ve yeryüzünde yürüyenlerin hayırlısı, muallimlerdir Din ne kadar eskimeye yüz tutarsa onlar onu tazelerler. Onlara veriniz, onlarla çekişmeyiniz ve onlan (beldenizden) çıkarmayınız! ,»8T8 Yapılan rivâyete göre, İbni Mes’ûd (R.A.) demiştir ki: «Kim on dokuz zebânîden kurtulmak istiyorsa, Bismillâ- hi’r-rahmâni’r-rahlm’i okusun. Tâ ki Allah bunun her harfine karşılık ona bir cennet lûtfede..»57” «Kim Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’i okursa, ona her harf başına dört bin iyilik yazılır. Her harf başına dört bin kötülüğü silinir. Dört bin derece yükselir.»080 (Bunun tahdid değil de kesretten kinâye olduğu söylenir.) Konumuzla ilgili diğer hadîs-i şerifler: «Ağaçlar kalem, denizler de mürekkep olsaydı; cinler ve insanlar toplanıp meleklerle birlikte bir kitap hazırlayıp Bis- millâhi’r-rahmâni’r-rahîm’in mânasını yazmaya başlasalar ve buna iki milyon yıl devam etmiş olsalardı onun yüzde birinin mânasını yazmaya güç getiremezlerdi.»681 «Kul, Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm deyince, cennet ehli «Lebbeyk ve Sa’deyk = Buyur, seni bekliyoruz, saadetle, gel» der ve şunu ilâve eder: «Allah’ım! Falan kulun Bismillâhi’r rahmâni’r-rahîm dedi. Allah’ım! Onu cehennemden çıkar, cennetine koy.»582 «Kıyâmet günü bir kavim, Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyerek gelir; onların iyilikleri kötülüklerinden daha ağır basar. Diğer ümmetler bu kavmin bu durumunu görünce, «iyilikleri ne de ağır basıyor!» derler.»588 Çünkü onlann ilk sözü ve sözlerin başı, Bismillâhirrahmâ- nirrahîm’dir. Bu da Allah’ın büyük isimlerindendir. Eğer .bu isim terazinin bir kefesine, yerler, gökler ve içindekiler de diğer kefesine konulsa, Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm ağır gelir. Cenâb-ı Hak bu Besmele’yi bu ümmet için her türlü belâdan güven yapmış, kovulan şeytandan koruyucu kılmış, her türlü hastalığa şifâ yapmış, yere batmaktan, yangından, başka şekle girmekten koruyucu etmiştir. Bütün bunlar Bismillâh’m bereketiyle sunulmuştur.684 «Mi’rac’a çıktığım gece, semalara doğru yolculuk yaparken, cennetlerin hepsi bana arzolundu. Cennette dört ırmak gördüm: Biri su, biri süt, biri şarap, biri de bal idi. Nitekim Allah bunu beyân ederken buyuruyor ki: «Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rablerinden mağfiret vardır.»585 Bunun üzerine Cebrâil’e dedim ki: Bu nehirler nereden geliyor ve nereye gidiyor? Cebrâil (A.S.) cevap verdi: Havz-ı Kevser’e doğru akıp gidiyor. Ancak nereden geldiğini bilmiyorum. Siz Allah’tan sorarsanız, bu hususu size ya bildirir veya gösterir. (Veya ben Allah’a duâ edip bu hususu size bildirmesini ya da göstermesini dileyeyim). Ve sonra Cibril Rabbine duâ etti. Bunun üzerine bir melek Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’e selâm verdi ve dedi ki: Yâ Muhammed! Gözlerini yum. Peygamberimiz bunu ifâdeden sonra şöyle devâm etti: Meleğin işâreti üzerine gözlerimi yumdum. Sonra melek bana :Şimdi gözlerini aç, dedi. Açtım, bir de ne göreyim, ben bir ağacın yanında bulunuyorum. Orada inciden bir kubbe vardır. Kapısı yeşil yakuttandı. Kilidi altından idi. Eğer dünyadaki bütün insanları ve cinleri o kubbenin üzerine koymuş olsalardı, dağ başına konan bir kuş kadar gözükürlerdi veya denize atılmış bir badem… îşte o dört ırmağın o büyük kubbenin altından çıktığını gördüm. Dönmek istedim. Fakat o melek bana dedi ki: Bu kubbenin içine niçin girmiyorsun? Nasıl girebilirim? Üzerinde kilit vardır!? dedim. Hem bu kilidi nasıl açabilirim? diye ilâve ettim. Melek bana: O kilidi aç, dedi. Nasıl açayım? diye sorduğumda, onun anahtarı senin elinde bulunuyor, dedi. Hani nerede dediğin anahtar? diye sorduğumda; onun anahtarı, Bis- millâhi’r-rahmâni’r-rahîm’dir, dedi. Bunun üzerine kilide yaklaştığımda, Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm dedim; kilit açılıver- di. Kubbenin içine girdim; gördüm ki o dört ırmak bu kubbenin içindeki dört rükünden akıp çıkıyor. Melek bana, baktınız mı? diye sordu. Evet, dedim. îkinci kez bak, dedi. Baktığımda, kubbenin dört rüknü üzerinde Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm yazılı duruyor. Su ırmağı, Besmele’nin Mîm’inin deliğinden, süt ırmağı, Allah lâfzının (hâ) harfinden, şarap ırmağı Rahmân’m (mîm)’inden, bal ırmağı da Rahîm’in (mîm)’inden çıkıyordu. O zaman bildim ki bu dört nehir Besmele’den geliyor. Ve sonra Cenâb-ı Allah buyurdu ki: «Yâ Muhammed! Ümmetinden kim beni bu isimle anarsa, hâlis bir kalb ile Bismillâhi’r-rah- mâni’r-rahîm derse ona şu dört ırmaktan içiririm.»585 Başka bir rivâyette şu ilâveye yer verilmiştir: Cumartesi günü su ırmağından, pazar günü bal ırmağından, pazartesi günü süt ırmağından, salı günü şarap ırmağından içilir. Cennet ehli bunlardan içince sarhoş olur ve uçarlar. Bu uçuş bin yıldevam eder. Tâ ki miskten büyük bir dağa ulaşırlar. Selsebil bu dağm altından çıkar. Ondan da çarşamba günü içerler. Sonra tekrar bin yıl uçarlar; tâ ki büyük bir saraya gelmiş olurlar. O sarayda yüksekçe sedirler vardır. Üzerine otururlar. Üzerlerine zencebîlden bir şarap iner. Ondan da içerler. Bu perşembe gününe rastlar. Sonra (BA’) çeşmesinden yaratılan beyaz bir buluttan yağmur yağar onların üzerine. Bu yağış, bin yıl hülle (cennet elbiseleri), bin yıl çeşitli cevherler şeklinde iner Her bir cevherle birlikte bir huri bulunur. Sonra bin yıl daha uçrlar; tâ ki MAK’AD-t SIDK denilen mevki’a varırlar. Bu cumaya tesadüf eder. Ebediyyet sofrasına ve onun yiyeceklerini yemeğe otururlar. Üzerlerine, sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecek iner. Ondan içerler. Bütün bu kerametler thlâs ile Besmele’yi okuyan, iyi amellerde bulunan, günah ve kötülüklerden kaçman kimseler içindir.587 «Cennette CEBEL-I RAHMET adında bir dağ vardır. Üzerinde KASRÜ’L-İSLÂM isimli bir saray bulunur. Bu sarayın içinde BEYTÜ’L-CELÂL adında bir ev vardır. Sarayın on iki bin kapı kanadı bulunuyor. Kapının iki eşiği arası beşyüz yıllık mesafedir. Bu kapılar ancak Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm diyen kimseye açılır.»
BESMELE-t ŞERÎFENİN FAZİLETİ HAKKINDA VÂRİD OLAN SAHÎH HADÎSLER
29
Eki