BİLGE KAĞAN
Göktürkleri elli yıllık Çin esâretinden kurtararak ikinci defâ Gök-Türk Hâ- kanlığını kuran İlteriş (İPİ, devleti toplayıp tanzim eden) ünvânı ile anılan Kutluk Kağanın büyük oğlu. 684 yılında doğdu. Babası Kutluk Kağan öldüğü zaman kardeşi Kültigin’le birlikte, küçük yaşta olmaları sebebiyle, amcaları Kapağan Kağanın ve millet emekdârı, büyük müşavir Vezir Bilge Tonyukuk’un himâyesinde büyüdü. O zaman Bilge Kağan 8, Kültigin Han 7 yaşında idiler. Amcası Kapağan Kağan tarafından 14 yaşında “şad” tayin edilerek devlet hizmetine girdi. Vezir Tonyukuk kumandasında Göktürk Hâkanlığının İnal ile birlikte sevkettikleri batı orduları grubunda yer aldı. İnal Kağanla birlikte Altayları aşarak Bolçu’da On-ok ordusunu mağlup etti ve Seyhun (Sir der- ya= İnci Nehri) kıyılarına ulaştı. Tonyukuk’un başkumandanlığını yaptığı bu ordunun başında Mâverâünnehr’e kadar dayanan Bilge Kağan, Kızıl Kum Çölüne girerek güney istikâmetini aldı. Göktürk Abidelerinde tezik şeklinde zikredildiği gibi, ilk defâ olarak batıda Müslüman Araplarla karşılaşıldı (701). 709 yılında Kırgızlar’ın komşusu olan ve Yukarı Kem-İrtiş arasında bulunan Çikler ile Isıg Gölünün batısında yaşayan Azları, Hâkanlığa bağladı. 710 yılında kardeşi Kültiginle birlikte zaman zaman başkaldıran Kırgızları mağlup etti. 714’te Çin’in yığınak merkezi olan Beşbalık’ın kuşatılmasına, İnal Kağan, Tunglu Tekin ve eniştesi ile birlikte katıldı. 22 Temmuz 716 târihinde Çinlilerle münâsebet kuran Bayırkular’ın amcaları Kapağan Kağanı pusuya düşürerek öldürmeleri üzerine karışıklığa sürüklenmiş olan devletin yükünü, Kapağan Kağanın oğullarını ve taraftarlarını bertaraf ederek, kardeşi Kültigin’le birlikte yüklendi. Kültigin’le birlikte seferler yaptı. Memlekette karışıklıklar çıkaran Dokuz Tatarlar ve Oğuzlar üzerine yürüyerek bozguna uğrattı. Kültigin’in aşırı derece ısrarı üzerine 716 yı- F, lında hükümdar oldu. Gök-Türk orduları başkumandanlığını yüklendi. O zamana kadar bu vazifede bulunan baba yâdigarı Bilge Kağanın kayın babası vezir Tonyukuk da devlet müşâviri olarak kaldı. İçte ve dışta yaptığı mücadelelerde büyük başarılar kazandı. Yurtsuz milleti yurtlu, fakir halkı zengin ettiği gibi, devleti ve milleti için canla başla çalıştı. 717 yılında Uygur İl-teber’i Kargan Savaşında yendi. Bir yıl sonra da isyâna teşebbüs eden Kar- luklarla savaştı ve gâlip geldi. Bilge Kağan, Çinlilerle iyi münasebet kurmak istiyordu. Bu Tonyukuk’un da arzu ettiği bir durumdu. Fakat Çinliler Türk birliğini bozmak için Beşbalık’taki Basmillar ile anlaşmışlardı. Bütün bunlar Çinlileri çok iyi tanıyan ve vaktiyle Kutluk (İlteriş) Kağanla birlikte istiklal mücâdelesi veren Vezir Tonyukuk tarafından gâyet iyi biliniyordu. Onun planı sâyesinde Basmillar Beş- balık’ta kuşatılarak mağlup edildi. Entrikalarının boşa çıktığını gören Çin de baskı altına alındı. Çin ordusu Kan-su’da bozguna uğratıldı (Eylül 720). Daha sonra çeşitli seferler düzenlendi. Kitanlar ve Tatabılar saf dışı bırakıldı (722-723). Bütün bu hâdiselerden sonra Çin iyi geçinme noktasına geldi. 725 yılında Çin İmparatoru tarafından gönderilen elçiyi Bilge Kağan, Kültigin ile Tonyukuk’un hazır bulunduğu bir mecliste kabûl etti. Bilge Kağan, 725 yılında kayınbabası Tonyu- kuk’u 731 yılında da 47 yaşında olan kardeşi prens Kültigin’i kaybetti. Bu iki Türk büyüğünün ölümü hâkanlıkta büyük boşluklar meydana getirdiği gibi, millet de, başta Bilge Han olmak üzere büyük üzüntü içine düştü. Orhun Kitâbeleri’nde bu husus: “Küçük kardeşim Kültigin öldü, görür gözüm görmez oldu, bilir bilgim bilmez oldu, zamânın takdiri Tanrı’nındır. Kişi-oğlu ölmek için yaratılmıştır, kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryad ederek yanıp yakıldım.” şeklinde Bilge Kağan’ın ağzından, kendi inançlarına göre, bir nevi tevekkül içinde anlatılmaktadır. Bu iki büyük millet ve devlet emekdarının hatırasına Bilge Kağan zamânında bengü taşlar(kalıcı eserler) dikilmiş, hizmetleri ve düşünceleri kendi ağızlarından verilmiştir. 734 yılının yazında K’i-tan ve Tatabılara karşı Töngez Dağında kazanılan savaş, Bilge Kağanın en son zaferi oldu. Bütün ömrünü milletinin birliği ve büyüklüğü için geçirmiş olan Bilge Kağanın 19’u “şad” 19’u da “kağan” olmak üzere 38 senelik bir hizmeti vardır. Son zamanlarında Çinli bir prenses ile evlenme arzusu Çin imparatoru tarafından kabul edilmişse de, Çinlilerce aldatılan Buyruk-çor tarafından zehirlenmiş ve 25 Kasım 734 târihinde, milleti büyük bir yas içinde bırakarak 50 yaşında vefât etmiştir. Adına oğlu tarafından Baykal Gölünün güneyinde, Orhun Nehri Vâdisinde, Koşo Tsaydam Gölü civârında Bilge Kağan Âbidesi diktirilmiştir. Âbideyi yeğeni Yollug Tigin kaleme almış ve 34 günde tamamlatmıştır. Kitâbelerde görüleceği üzere, Bilge Kağan milletine bağlı, dindar bir hükümdardır. Böyle olmasına rağman yeni bir dînin arayışı içinde olduğunu söylemek mümküdür. Çünkü onun yerleşik hayâta geçmek isteği ve kuracağı şehirlerde budist mâbetlerine yer verme teklifi kayın babası Tonyukuk tarafından reddedilmiştir. Şâyet sağlıklarında İslâmiyet ülkelerine ulaşabil şeydi, Türklüğün eski yurdunda alperenlerin, gâzilerin daha erken görüleceği büyük ihtimal dâhilindeydi. Tonyukuk’un Bilge Kağanı bu iki düşüncesinden men edişi, Çin’e karşı kendilerini müdâfaa şuuru iledir. Fakat bu fikir, netîce olarak sonraları Türk dünyâsının İslâmiyete geçmesine zemin hazırlamıştır.