Mekke’de kalan müslümanların yaşadıkları güçlükler devam ediyor ve onları daha çetin günler bekliyordu.
Müslüman olsun ya da olmasın, bütün Hâşimoğulları, kabi- leci geleneğin bir gereği olarak Hz. Muhammede(sas) destek veriyordu. Müşriklerin Hz. Muhammed’le(sas) mücadele edebilmeleri için bu desteği kırmaları gerekiyordu. Müşrikler, Hâşimoğulları’ndan, Hz. Muhammed’i (sas) kendilerine teslim etmelerini istediler. İstekleri yerine getirilmezse Hâşimoğulları ile ve müslümanlarla bütün ilişkilerini keseceklerini bildirdiler. Hâşimoğulları bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine müşrikler, bundan böyle kendilerinden hiç kimsenin onlarla konuşmayacağını, alışveriş etmeyeceğini, onlardan biriyle evlenmeyeceğini ilân ettiler. Bu kararlarını yazarak Kâbe’ye astılar. Bu yazıyla başlayan boykot iki üç yıl devam etti. Bu süre boyunca Hâşimoğulları ve müslümanlar Mekke’nin mahallelerinden birinde kuşatma altında tutuldular, sadece haram aylarda dışarı çıkabildiler.
Nihayet müşrik de olsa insaflı birkaç kişi çıktı ortaya. Hedefleri boykotun kaldırılmasıydı. Bu kişilerden biri olan Züheyr, bir sabah Kureyş’in ileri gelenlerine şöyle dedi: “Ey Kureyş topluluğu! Yaptığımız şey, insanlığa yakışmaz. Biz her imkândan yararlanırken kabilemizin bir kolu olan Hâşimoğulları’nın aç bırakılması insafa sığmaz. Bu karar bozulmalıdır. Andolsun ki bu zalim ahitnâme yırtılmadıkça buradan ayrılmayacağım.”
Kureyşliler bu konu üzerinde tartışırlarken Hz. Peygamber(s a s) boykot kararını içeren, Kâbe’deki yazının kurtlar tarafından yendiğini haber verdi. Müşrikler, bu haber kendilerine ulaşır ulaşmaz, yazının asılı olduğu yere gidip baktılar ve gördüler ki söylenen doğruydu. Baştaki “Bismikellahümme” sözü dışındaki bütün yazılar yenmişti. Kâbe’ye asılan yazı indirildi. Böylece boykot sona ermiş oldu
Boykot
21
Ağu