Resülullah^ Mekke’de yaşanan sıkıntı ve işkencelere bir çözüm
yolu bulamayınca müslümanlara şu tavsiyede bulundu: “isterse
niz ve yapabilirseniz, Habeşistan’a sığının. Zira orada ülkesinde
kimseye zulmedilmeyen bir hükümdar var. Orası bir doğruluk
ve hakikat ülkesidir. Allah işlerde bir kolaylık verene kadar orada
kalın.”
Bu, Resûlullah’ın(sas) belirttiği gibi geçici bir hicretti, yeni bir
yurt edinme girişimi değildi. Böylece nübüvvetin beşinci yılın
da müslümanların bir kısmı, birkaç ay arayla, kafileler hâlinde
Habeşistan’a göç ettiler. İlk kafilede on bir erkek, dört kadın
bulunmaktaydı. Daha sonra göç edenlerle birlikte toplam
muhacir sayısı yüzü aştı. Habeşistan’a gidenler arasında Hz.
Peygam berin^ kızı Rukıyye ve eşi Osman b. Affân da vardı.
Bu arada Kureyşliler Habeşistan’a elçiler göndererek müslüman-
ların iade edilmesini istediler. Habeşistan Necâşîsi Ashame âdil
bir hükümdardı. Müslümanları dinlemeden kararını vermedi.
Bu görüşmede Ca’fer b. Ebu Tâlib, müslümanların sözcüsü oldu.
Büyük bir cesaret ve açıklıkla İslâm inançlarını açıkladı, müslü-
manların yurtlarını niçin terketmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Sonunda Kureyş elçileri Mekke’ye eli boş döndüler
Habeşistan’a Hicret
21
Ağu