ÇANAKKALE; Çanakkale Boğazının iki kıyısında
(Avrupa ve Asya üzerinde) yer alan, üstün tabiat
güzellikleri yanında Türk târihinde destanlar
yazıldığı bir ilimiz. 25°35′ ve 27°45′ doğu boylamları
ile 39°30′ ve 40°45′ kuzey enlemleri arasında
yer alır. Edime, Tekirdağ, Balıkesir, Marmara
Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Trafik numarası
17’dir.
İsminin Menşei
Çanakkale’nin ilk ismi “Troas”tır. Sonradan
“Hellespont” ismiyle anıldı. Osmanlı Devletinin
Çanakkale’yi fethinden önce “Dardanellos” adını
almıştı. Fâtih Sultan Mehmed Han, Çanakkale’nin
Anadolu topraklarında bir kale yaptırdı. Bu sebeple
şehre “Kale-i Sultânî” ismi verildi. Son asırlara
kadar bu isimle anılan şehir, kalenin çanağa
benzemesi veya çanak-çömlek sanâyiinin ileri olması
ile “Çanakkale” ismiyle anılmıştır.
Târihi
Çanakkale, Anadolu’nun ve Ortadoğu’nun stratejik
bir bölgesidir. Bu sebeple geçmişte pekçok
istilâlalara uğramıştır. Çanakkale il merkezine 30 km
mesâfede bulunan Truva harâbeleri en eski yerleşim
merkezlerindendir. Truva iki bin sene Anadolu’nun
bir kültür merkezi olmuştur. Truva harâbeleri 9
yerleşme katına sâhiptir. M.Ö. 3200 ile M.S. 400 seneleri
arasına âittir. M.Ö. 1200 târihinde Akalılar
(Akhaialılar) Truva Kalesini ele geçiremeyince gemilerine
bindiler, kale dibinde ise tahtadan yapılmış
büyük bir at bıraktılar. Bu atı kale içine alan Truvalılar,
zafer şenlikleri yaparken, at içinde gizlenen
Akalar, kale kapılarını açarak gemideki diğer askerlerle
birlikte saldırıp şehri ele geçirdiler.
Bu bölgeyi Akalardan sonra Ispartalılar, M.Ö.
6. asırda Persler ve M.Ö. 4. asırda Makedonya
Kralı İskender işgâl etti. İskender, M.Ö. 334’te
Çanakkale Boğazından geçti. İskender ölünce MakedonyalI
generaller, bu bölgeye sâhib olmak için
devamlı mücâdele ettiler. Neticede Roma İmparatorluğu
bölgeye hâkim oldu. Roma M.S. 395’te
ikiye bölününce, bu bölge Doğu Roma’nın payına
düştü. Bir ara Hun Türkleri geçici olarak bu bölgeye
sâhib oldular. İslâm orduları 668, 672 ve 717
senelerinde kudretli donanmalarıyla Çanakkale
Boğazından geçerek İstanbul’u kuşattılar ve Çanakkale
bölgesini üs olarak kullandılar.
Bizans, Lâtin, İtalyan cumhuriyetleri ortaklaşa
bu bölgeye hâkim oldular. 1071 Malazgirt Zaferinden
sonra Selçuklular Çanakkale’ye kadar
geldiler. Fakat Çanakkale Boğazını tam olarak ele
geçiremediler. 1097’de Haçlı seferlerinde İznik’i
Haçlı ordusu işgâl edince, Selçuklular Marmara ve
Ege Denizi kıyılarından içlere doğru taktik îcâbı
çekildiler.
1113’te Emir Muhammed komutasındaki Türk
birlikleri Çanakkale’ye kadar geldilerse de, 11471149 İkinci Haçlı Seferi sebebiyle geri çekildiler.
Anadolu Selçuklu Devletinden ayrılarak bağımsız
olan Karesi Beyliği, Çanakkale’yi kesin olarak ele
geçirdi. 1345’te Orhan Gâzi zamânında Karesi Beyliği
Osmanlı Devletine katıldı. Türkler Avrupa’ya
Çanakkale’den geçerek çıktılar. Şehzâde Süleymân
Paşa tarafından 1349’da Gelibolu fethedildi. Birinci
Murad zamânında 1362’den sonra Boğaz’ın bütün
kıyılarını Osmanlılar fethettiler. Tanzimata kadar
Gelibolu Cezayir-i Bahri Sefid (Akdeniz Adaları)
veya Kaptan Paşa eyâletinin merkeziydi. Çanakkale,
Kocaeli, Rodos, Oniki Ada, Asya adaları (Midilli,
Sakız ve diğerleri), İyonya adaları (Korfus, Kefalonya
ve diğerleri) Siklad adaları ve Egriboz Adası
bu eyâlete bağlı idi. Çanakkale’nin Truva ile ilgisi
yoktur. Çanakkale şehrini Fâtih Sultan Mehmed
Han kurmuş ve geliştirmiştir.
Fâtih’ten sonra da coğrafî durumu îtibâriyle gelişmesine
devâm etmiştir.
. Tanzimattan sonra Biga bağımsız sancağının
merkezi olmuştur. Cumhuriyet devrinde kendi ismini
taşıyan ilin merkezi olmuştur. Birinci Dünyâ
Savaşında İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları Çanakkale
Boğazını geçip, İstanbul’u ele geçirmek,
Rusya’ya boğazlar yolunu açmak için saldırdılar. Savaş
3 Kasım 1914’te İngilizlerin Seddülbahir’i denizden
dövmesiyle başladı. 19 ve 23 Şubat 1915 saldırılarından
netîce alamayınca, 18 Mart 1915’te büyük
bir saldın yaptılar. Bu saldında düşman, 3’ü büyük
zırhlı olmak üzere 9 savaş gemisi kaybetti. 11
savaş gemisi de ağır yaralandı. Denizden netîce
alamayan düşman kuvvetleri, 25 Nisan 1915’te Seddülbahir
ve Arıbumu’na kuvvet çıkardılar.Seddülbahir, Arıbumu, Morto Koyu, Alçıtepe,
Kanlısırt, Conk Bayırı, Kabatepe, Kocaçimen ve
Anafartalarda çok kanlı mevzi ve göğüs göğüse savaşlar
oldu.Türk askeri kahramanlık destanları
yazdı. “Çanakkale geçilmez!” fikrini kabullenen
düşman kuvvetleri, hezîmetlerini sineye çekerek 9
Ocak 1916’da çekilip gittiler. Düşmanın çoğu müstemleke
askeri olan 252.000 kaybına karşılık 253
bin kaybımız oldu. Bu savaşta Osmanlı Devleti en
seçkin ve genç evlatlarını kaybetmiştir. (Bkz. Çanakkale
Savaşları)
Fizikî Yapı
Çanakkale topraklannm yarısı ormanlarla kaplı,
geri kalan yarısı da ekime elverişlidir. Ekime elverişli
olmayan kısım % 3’tür. Arâzinin % 15’i
ovalardan, % 45’i dağ ve yaylalardan ve geri kalan
% 40’ı platolardan ibârettir. İl toprakları oldukça
dalgalıdır. Orta kısımlar daha çok tepelik bir görünüş
içindedir. Arâzi volkaniktir.
Dağları: Marmara bölgesinin Uludağ’dan sonra
en yüksek dağı Kazdağı (Karataş Tepesi, 1774
m), Çanakkale ili içindedir. Diğer dağlar Kazdağı
etrâfında yer alırlar.
Kırlangıç Tepe (1339 m), Gürgen Dağı (1450
m), Arpatarla Tepe (1307 m), Tekekaya Tepe (1383
m), Katran Dağı (1330 m), Susuz Dağı (1010 m),
Eğrimermer Tepe (1398 m), Ardıçbaşı Dağı (1355
m), Kalafat Tepe (1417 m), Kalburcu Tepe (1307
m) ve Sazak Tepe (1184 m)dir. İlin Rumeli yakasındaki
en yüksek dağ Koru Dağ olup 726 m’dir.
İlin Işıklar Dağının uzantıları Boğaz ve Saros Körfezine
dik yamaçlar şeklinde iner. 400 metreden azdır.
Bunlar Yassı Tepe (374 m), Kömür Tepe (404m), Bakacak Tepesi (253 m), Üveylik Tepe (363
m), Gâziler Tepesi (260 m), Karaburun Tepe (423
m) ve Kocaçimen Tepe (305 m)dir. Gökçeada’nın
en yüksek yeri Tepeköy (678 m), Bozcaada’nın
ise Göztepe (192 m)dir. Yaylaları azdır. Biga Yarımadasında
ve Ayvacık yakınlarında bulunur.
Ovaları: Ovalar az olup, arâzinin % 15’idir.
Başlıca ovalar, Kavak Ovası (Saroz Körfezi yakınında),
Yalova Ovası (Kumköy), Kilye ve Pirsen
ovaları (Gelibolu), Biga ve Karabiga ovaları,
Agonya Ovası (Yenice), Bayramiç ve Kumkale
ovaları ise eski Menderes’in aktığı alanlardır.
Akarsuları: Akarsuların hepsi Kazdağı’ndan
ve çevresinden çıkan küçük akarsulardır. Yazın suları
çok azalır. İlkbahar ve sonbaharda su seviyeleri
yükselir. I\ızla Çayı: Çal dağından çıkar. Bâzı derelerle
birleşerek Ege Denizine dökülür. Uzunluğu
50 kilometredir. Eski Menderes Çayı: Kazdağı’ndan
çıkar, Ezine yakınında Akçin Çayı ve sonra
da Dümrek Çayı ile birleşir. Karanlık limanda Ege
Denizine dökülür. Uzunluğu 110 kilometredir. Sarıçay
(Kocaçay): Kirazlı Dağ ve Aladağ’dan çıkan
derelerin birleşmesi ile meydana gelir. Çanakkale’de
denize dökülür. Uzunluğu 40 kilometredir. Kocabaş
Çayı: Aladağ, Akdağ ve Sapçı Dağından çıkan dereler
ve diğer küçük dereciklerin Biga yakınında birleşmesi
ile meydana gelip, Marmara Denizine dökülür.
Uzunluğu 80 kilometredir. Kavak Çayı: Gelibolu
Yarımadasından geçerek Saroz Körfezine
dökülür. Uzunluğu 50 kilometredir. Gönen Çayının
kaynaklan Çanakkale ilindedir. Kepez ve Burgaz dereleri
de bu ilçenin akarsularıdır.
Gölleri: Çanakkale ilinde büyük göller yoktur.
Yazın kuruyan Tuzla Gölü (Gelibolu Yarımadasında)
ile Emir Gölü (Biga Yarımadasında) en
önemlileridir. Atikhisar Barajı 37 m yükseklikte,
60 milyon m3 su toplanır. Uzunhızırlı Sun’î
Gölünde 500 bin m3 su toplanır.
Çanakkale Boğazı: Avrupa ve Asya’yı ayıran
Marmara Denizini Ege Denizine bağlar. Marmara
ve Karadeniz’den gelen az tuzlu hafif sular üstten
Ege Denizine; Akdeniz’den gelen çok tuzlu ağır sular
alttan Marmara Denizine ulaşır. En derin yeri
100 metredir. Derinliği 60 m olan bir çukurdan sular
akar. Avrupa kıyısı 78 km, Asya kıyısı 94 kilometredir.
Orta çizgi 65 kilometredir. En dar yeri
1375 m, en geniş yeri 2570 metredir.
İklimi ve Bitki Örtüsü
Genel olarak ılıman sayılır. Akdeniz iklimiyle
Karadeniz iklimi arasında bir geçiş iklimi husûsiyeti
gösterir. Edremit Körfezinde Akdeniz iklimi
hüküm sürerken, orta kısımda ve Gelibolu
Yarımadasında havalar soğuk geçer Balkanlar üzerinden
gelen soğuk rüzgârlar tesirli olur. Kar yağışı
azdır. Yağış kış ve ilkbaharda fazladır. Yıllık yağış
miktarı 600-1200 mm arasındadır. Don olaylarıfazladır. Senede bir aya yakın donlu geçer. Sıcaklık
-10° ile +38° arasında seyreder.
Çanakkale’nin ancak % 3’ü ekime elverişli değildir.
% 53’ü ormanlarla ve % 10’u çayır ve mer’alarla
örtülüdür. Ormanlar iç bölgelerde daha kesiftir.
% 34 arâzide çeşitli tarım ürünleri ekilir. Orman bakımından
en zengin illerimizden biridir.
Ekonomi
Çanakkale ilinin ekonomisi tarıma dayanır.
Sanâyi yeni yeni gelişmektedir. Turizm, balıkçılık
ve ormancılığın ekonomideki yeri giderek artmaktadır.
İmâlat sanâyi gelişmektedir. Balık, üzüm
ve seramik meşhurdur.
Tarım: Çanakkale’de ekilen arâzi 200.000
hektara yakındır. Ayçiçeği üretiminde Türkiye’nin
ikinci ilidir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa,
yulaf, çavdar, susam, tütün, baklagiller (fasulye,
nohut, bezelye ve börülce)dir. Bağcılık çok ileridir.
Çavuş, hafızali, kozak, karadikenli, elhamra,
karasakız ve mevrupalya üzümleri meşhurdur.
Zeytin istihsalinde Balıkesir, İzmir ve Aydın’dan
sonra dördüncü sırada yer alır. 35.000 hektarlık
zeytinlik sahası vardır. Kavun, karpuz, şeftali, ceviz,
erik, badem, vişne, elma, armut, kiraz gibi
meyveler ve domates ve biber başta olmak üzere,
patlıcan, pırasa, lahana, ıspanak ve havuç gibi
sebzeler de bol miktarda yetişir. Seracılık için
bölge çok elverişlidir. Sıcak termal suları çoktur.
Tarımda, sulama, gübreleme, ilaçlama ve modern
tarım araçlarının kullanılması ileri seviyededir.
Hayvancılık: Çanakkale il sınırları içinde
hayvancılığın önemli bir yeri vardır. Koyun, keçi
ve sığır beslenir. 50.000’e yaklaşan arı kovanlarından
elde edilen bal çok güzel kokulu ve lezzetlidir.
Çoğu çam balıdır. Türkiye’nin mühim bir
balıkçılık merkezidir. Balık bakımından çok zengindir.
Tekir, mercan, barbunya, sardalya, lüfer, palamut,
kılıç ve kolyoz gibi balıklar en çok avlananlarıdır.
Lapseki, Biga ve Gökçeada halkının
çoğunluğu geçimini balıkçılıkla temin eder.
Ormancılık: Çanakkale il topraklarının %
53’ünün ormanlarla kaplı olması sebebiyle ormancılığın
ekonomide mühim yeri vardır. 217 köyü
orman içinde, 204 köy orman kenarındadır.
Her sene ortalama olarak 850.000 ster yakacak
odun yanında, 170.000 m3 tomruk, 20.000 m3 mâden
direği, 14.000 m3 sanayi odunu, 950.000 m3
kağıtlık odun ve 5000 m3 telgraf direği Çanakkale
ormanlarından elde edilir. Ormanlarda kızılçam,
karaçam, köknar, fetkek çamı, kayın, kestâne,
meşe ve gürgen gibi ağaçlar bulunur.
Mâdencilik: Çanakkale il sınırları içinde zengin
mâden yatakları tesbit edilmesine rağmen, ancak
bâzıları işletilmektedir. Zengin kurşun, demir,
bakır, altın, çinko, antimon, molipten, pirit ve
arsenik yatakları henüz işletilmemektedir.Seramiklerin direncini artıran Wollastonit’in
Türkiye’de çıkarılan miktarının % 75’i ve seramik,
kaplama, boya ve ilaç sanâyiinde kullanılan
“talk” Çanakkale’de çıkarılır. Zengin linyit yataklarından
bir kısmı işletilmektedir.
Sanâyi: Yakın zamâna kadar tarıma dayalı sanayi
bulunuyordu. 1973’ten bu yana başta seramik
olmak üzere taş ve toprağa dayalı sanâyi oldukça gelişmiştir.
Çanakkale 1973’te “kalkınmada öncelikli
iller” arasına alınınca büyük gelişme olmuştur.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfûsu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
432.263 olup, 168.529’u şehirlerde, 263.734’ü
köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü: 9737 km2
olup, nüfus yoğunluğu 44’tür.
Örf ve âdetleri: Çanakkale bölgesinde eski
çağlardan bu yana birçok milletler ve medeniyetler
gelip geçmiş, fakat 11. asırda Türklerin yerleşmesi
ile Türk-İslâm kültürü hâkim olmuş, eski
kültürler unutulmuştur. Diğer illerde olduğu gibi,
Çanakkale’de de Türk İslâm kültürünün değer ölçüleri
örf ve âdetlerde ve sosyal hayâtın her cephesinde
görülür. Türkülerinde kahramanlık hâkimdir.
“Çanakkale içinde aynalı çarşı-Ana ben gidiyorum
düşmana karşı” gibi. Türk devri ve eski
çağlarla ilgili çeşitli efsâneler vardır. Oyunları
zeybek tipidir. Batı Anadolu’nun tesiri vardır. Müziğinde
ise Trakya’nın tesiri hâkimdir. Müzik âletleri
davul, zurna, def, dilli kaval ve zilli maşadır.
Mahallî kıyâfet düğünlerde giyilir. Bindallı, balkaymak,
üçetek, libade, çendil, şalvar, bürümcük,
oyalı yazma ve başaltın kadın kıyâfetleridir. Erkek
kıyâfetleri ise potur, kuşak, tozluk, beyaz yün çorap
ve çarıktır. Başlıca oyunları ağır halay havası,
bıçak havası, dört güllü, hora, Gelibolu zeybeği,
harmandalı, karşılama ve sepetçioğlu zeybeğidir.
Meşhur yemekleri ise, sahan mantısı, kaçamak,
saray tatlısı, basma helva, simit lokumu ve
köy azığıdır. Halıcılık, çanak-çömlek, testi, toprak
işi el san’atları köylerde çok ileridir. Sarı killi toprağın
fırınlanması ile yapılan çanak-çömlek (seramik)
meşhurdur.
Eğitim: Eğitim bakımından Türkiye’nin 76
ili içinde üçüncü sıradadır. Okur-yazar nisbeti %
85’e yakındır. Okulsuz köy yoktur. Bütün ilde 15
lise ve 30 meslek ve teknik lise vardır. Eğitim
Enstitüsü, Eğitim Fakültesi olmuştur. Elektronik,
halıcılık, işletme-muhâsebe, harita ve kadastro ve
inşaat, seramik bölümlerini ihtivâ eden Meslek
Yüksek Okulu da fakülte hâline gelmiştir.
İlçeleri
Çanakkale, biri merkez olmak üzere 12 ilçeden
ibârettir.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
81.435 olup, 53.995’i ilçe merkezinde 27.440’ı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27,
İntepe bucağına bağlı 11 ve Kirazlı bucağına bağlı
11 köyü vardır. Yüzölçümü 949 km2 olup, nüfus
yoğunluğu 86’dır. İlçe toprakları ovalardan yüksekliği
az tepeler ve yaylalardan meydana gelir. Kıyı
ovasının hemen ardından başlayan tepelerin
yüksekliği doğu ve güneydoğuya gidildikçe artar.
İlçe topraklarını Çanakkale, Koca Çay ve Sarı
Çay sular. Tepeler ormanlarla kaplıdır.
Ekonomisi tarım ve sanâyiye dayalıdır. Başlıca
tarım ürünleri buğday, arpa, pamuk, üzüm, zeytin,
baklagiller olup, akarsu boylarında sebze ve meyve
yetiştiriciliği yaygındır. Hayvancılık, balıkçılık
ve ipekböcekçiliği yapılır. İldeki sanayi sektörünün
çoğu merkez ilçededir. Konserve fabrikası,
Petrokimya fabrikası, yağ ve sabun fabrikaları,
deri işleme atölyeleri ve orman ürünlerini işleyen
işletmeler başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Çanakkale Boğazının en dar kısmının
doğu kıyısında kurulmuştur. Şehir Fatih Sultan
Mehmed Hanın yaptırdığı Çimenlik Kalesi etrafında gelişmiştir. Kocaçay şehri ikiye böler. Bir liman
şehri olan ilçeden îstanbul-lzmir karayolu geçer.
Çanakkale-Eceabat arasında devâmlı feribot
seferleri ile Asya-Avrupa bağlantısı sağlanır. Çanakkale
limanından ithalat ve ihracat da yapılır.
Ayvacık: 1990 sayımına göre toplam nüfusu
30.534 olup, 5595’i ilçe merkezinde, 24.939’u köylerde
yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 39, Gülpınar
bucağına bağlı 19, Küçükkuyu bucağına
bağlı 16 köyü vardır. Yüzölçümü 874 km2 olup, nüfus
yoğunluğu 35’tir. İlçe toprakları, güney ve batısındaki
dar kıyı ovaları ve hemen bunun ardından
yükselen plato ve tepelerden meydana gelir. Bölgenin
en yüksek dağı olan Kazdağ, ilçenin batısında
yer alır. İlçe topraklarını Tuzlaçayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri zeytin, tahıl, baklagiller ve meyvedir. İlin
en zengin zeytinlikleri bu ilçededir. Hayvancılık
ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Balıkçılık
ve turizm özellikle kıyı kesimlerin geçim
kaynaklarındandır. İlçede zeytini işleyen küçük
atölyeler vardır.
İlçe merkezi, Baba Burnunun yakınında tepelik
bir alanda kurulmuştur. Eski ismi Ayvalı
Oba idi. Çanakkale-İzmir karayolu ilçeden geçer.
İlçe merkezinin çevresinde bölgenin en zengin
zeytinlikleri yer alır. İl merkezine 73 km mesâfededir.
Ticârî ilişkilerini il merkezinden çok, 59
km mesâfedeki Balıkesir’in Edremit ilçesi ile kurar.
Târihî Assos şehri, ilçenin yakınındadır. Belediyesi
1876’da kurulmuştur.
Bayramiç: 1990 sayımına göre toplam nüfusu
31.949 olup, 10.156’sı ilçe merkezinde, 21.793’ü
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
32, Evciler bucağına bağlı 15, Yiğitler bucağına
bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 1275 km2 olup,
nüfus yoğunluğu 25’tir. İlçe toprakları genelde
dağlıktır. Güney ve doğusunda Kaz Dağı yükselir.
Eski Menderes Çayı vâdisinde Bayramiç Ovası
yer alır. Dağlar gür ormanlar ile kaplıdır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, baklagiller,
elma ve üzümdür. Hayvancılık ekonomik
açıdan önemli ise de çayır ve mer’aların ekim alanı
yapılması yüzünden büyük ölçüde gerilemiştir.
Meşe palamutlarından çıkarılan tanen önemli gelir
kaynağıdır.
İlçe merkezi Eski Menderes Çayı kıyısında
kurulmuştur. Çevresi ormanlık olup, çay kısıyında
Meşe korulukları vardır. İl merkezine 75 km mesâfededir.
İlin tabiî güzelliği bakımından en güzel
ilçesidir. Belediyesi 1982’de kurulmuştur.
Biga: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
75.513 olup, 20.753’ü ilçe merkezinde, 54.760’ı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
37, Bakacak bucağına bağlı 16, Balıkçıçeşme bucağına
bağlı 17, Gümüşçay bucağına bağlı 13,
Karabiga bucağına bağlı 8, Sinekçi bucağına bağlı
11 köyü vardır. Yüzölçümü 1331 km2 olup nüfus
yoğunluğu 57’dir. İlçe toprakları, Marmara
denizi kıyısında yer alan ovadan ve bunun hemen
ardından yüksekliği az olan tepelik arâziden meydana
gelir. Biga ovası Kocabaş çayının taşıdığı
alüvyonlu topraklarla kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tanm ürünleri
tahıl, ayçiçeği ve susamdır. Sebzecilik yaygın
olup, en çok domates üretilir. Hayvancılık tanmdan
sonra önemli gelir kaynağıdır. En çok sığır ve koyun
beslenir. Kıyılarda, özellikle Karabiga’da balıkçılık
yapılır. Süt, konserve ve yem fabrikaları
başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Peynir üretiminde Çanakkale’nin
en ileri ilçesidir. İlçe merkezi, kıyıdan
24 km içeride, Ballıkaya Tepesinin eteğinde kurulmuştur.
Çan ve Lapseki üzerinden iki ayrı yolla
il merkezine bağlanır. İl merkezine Çan üzerinden
101 km, Lapseki üzerinden 98 km mesafededir.
Karabiga iskelesi İstanbul ile ulaşımda önemlidir.
Bozcaada: 1990 sayımına göre nüfusu
1903’tür. Köyü yoktur. Yüzölçümü 36 km2 olup,
nüfus yoğunluğu 53’tür. Ege Denizinin kuzeydoğusunda,
Çanakkale Boğazına 19 km, Çanakkale
kıyılarına 6 km uzaklıkta bir adadır. Toprakları
genelde düz olup, hafif engebelidir. En yüksek
noktası 191 m ile Göztepe’dir.
Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayanır. Bağcılık
çok gelişmiş olup, çavuş üzümü çok meşhurdur.
Ada çevresinde avlanan balıklar, İstan-bul’a gönderilir. Üzüm işleyen fabrikaları başlıca
sanayi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi liman çevresinde
kurulmuştur. Anadolu kıyısındaki odun iskelesinden
düzenli motor ve feribot seferleri vardır.
İlçe belediyesi 1923’te kurulmuştur.
Çan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
51.713 olup, 23.855’i ilçe merkezinde, 27.858’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
45, Etili bucağına bağlı 23 köyü vardır. Yüzölçümü
1722 km2 olup, nüfus yoğunluğu 30’dur. İlçe
toprakları engebelidir. Dağ ve tepeler fazla yüksek
değildir. Dağlar arasında fazla büyük olmayan
Çan Ovası yer alır. Ovayı Güllü Çayı sular. Dağlar
gür ormanlarla kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri tahıl, baklagil, şekerpancarı, ayçiçeği tütün,
sebze ve meyvedir. Hayvancılık gelişmiş olup,
en çok sığır beslenir. Türkiye’nin en büyük fabrikalarından
olan seramik fabrikası başlıca sanâyi
kuruluşudur. İlçe topraklarında bulunan linyit, kaolin
ve alçı taşı yatakları işletilir. Halı ve kilim dokumacılığı
köylerde yaygındır. Orman ürünlerini
işleyen atölyeler vardır.
İlçe merkezi Çan Deresi ile Kocakonak Tepesinin
güney yamaçları arasında kurulmuştur. Çanakkale-
Balıkesir karayolu ilçeden geçer. Seramik
fabrikası ilçenin gelişmesinde büyük rol oynamıştır.
İlçe belediyesi 1945’te kurulmuştur. İlçede
her sene seramik bayramı düzenlenir.
Eceabat: 1990 sayımına göre toplam nüfusu
9671 olup, 4055’i ilçe merkezinde, 5616’sı köylerde
yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 12 köyü vardır.
Yüzölçümü 490 km2 olup, nüfus yoğunluğu
20’dir. İlçe toprakları, yüksekliği az tepeler ve
bunlar arasında yer alan küçük düzlüklerden meydana
gelmiştir. Üç tarafı denizle çevrilidir. Anafartalar
limanının doğusunda Tuz Gölü yer alır.
Ekonomisi balıkçılığa dayalıdır. Eceabat’ta büyük
balıkçı teknelerinin sığındığı dalgakıranlar
vardır. Avlanan balıkların büyük kısmı İstanbul’a
gönderilir, bir kısmı da konserve fabrikasında işlenir.
Hayvancılık ve tarım gelişmiştir. En çok koyun
ve sığır beslenir. Başlıca tanm ürünleri buğday,
ayçiçeği, bakla, zeytin olup, ayrıca az miktarda
elma, şekerpancarı, pamuk ve üzüm yetiştirilir.İlçe merkezi, Çanakkale Boğazının batı kıyısında,
ve il merkezinin tam karşısındaki koyda
kurulmuştur. Trakya’yı Anadolu’ya bağlayan karayolu
ulaşımı Eceabat-Çanakkale arasında çalışan
feribotlarla sağlanır. İlçe belediyesi 1923’te kurulmuştur.
Ezine: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
34.234 olup, 11.167’si ilçe merkezinde, 23.067’si
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 39,
Geyikli bucağına bağlı 11 köyü vardır. Yüzölçümü
474 km2 olup, nüfus yoğunluğu 72’dir. Biga Yarımadasında
yer alan ilçe toprakları, deniz kıyısında
yer alan ova ve bunun ardından yükselen dağlardan
meydana gelir. Kuzeyinde Kayacı Dağı, güneyinde
Kavak Dağı yer alır. İlçe topraklannı Eski Menderes
Çayı ve kolları sular. Dağlar ormanlarla kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa, bakla, fasulye, ayçiçeği,
susam, pamuktur. Sebze ve meyvecilik gelişmiştir.
En çok zeytin ve domates üretilir. Hayvancılık
ekonomik açıdan ikinci derecede gelir kaynağıdır.
Düz kesimde sığır, dağlık ve yaylalık alanlarda koyun
ve keçi beslenir. Ege kıyılarında ise balıkçılık
yapılır. Çimento fabrikası, tuğla ve kiremit fabrikası,
zeytinyağı imalathâneleri, plastik işleme tesisleri
başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Akçin Deresi kenarında, kurulmuştur.
Çanakkale-İzmir karayolu ilçenin doğu
kıyısından geçer. İl merkezine 46 km mesâfededir.
İlçe belediyesi 1886’da kurulmuştur.
Gelibolu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
40.020 olup, 18.670’i ilçe merkezinde 21.350’si
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14,
Bolayır bucağına bağlı 4, Kadıköy bucağına bağlı
8 köyü vardır. Yüzölçümü 806 km2 olup, nüfus
yoğunluğu 50’dir. İlçe toprakları Gelibolu yarımadasında yer alır. Genelde düz olan ilçe topraklarının
en yüksek noktası 404 m ile Kömürtepe’dir.
Cumalı ve Kavak dereleri ilçe topraklarını sular.
Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayalıdır. Başlıca
tarım ürünleri arpa, şekerpancarı, buğday, ayçiçeği,
üzüm ve zeytindir. Marmara ve Ege kıyılarında
yaşıyan halk balıkçılıkla uğraşır. Hayvancılık
gelişmiş olup, koyun sığır ve keçi beslenir.
Konserve fabrikası, Selektör fabrikası, zeytinyağı
ve ayçiçeği yağı imalathâneleri, tanm araç ve gereç
atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Marmara Denizinden Çanakkale
Boğazına girişte boğazın batı kıyısında kurulmuştur.
Büyük bir limanı vardır. Buradan ihrâcat ve ithâlât
yapılır. Keşan-Eceabat karayolu ilçenin batı kıyısından
geçer. Gelibolu-Lapseki arasında düzenli
arabalı vapur seferleri yapılır. İl merkezine 47 km
mesafededir. Evliyâ Çelebi’ye göre Gelibolu ismi
“Veli bol” veya “Geliri bol” isminden gelmektedir.
Avrupa kıtasında ilk Osmanlı fethi Gelibolu olup,
1354’te Gâzi Süleyman Paşa tarafından fethedilmiştir.
İstanbul’un fethine kadar deniz üssü ve tersâne
olarak kullanılmıştır. Çanakkale Savaşlarında
önemli muhârebelere sahne olmuştur.
Gökçeada (İmroz): 1990 sayımına göre toplam
nüfûsu 7948 olup, 6074’ü ilçe merkezinde
1874’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa
bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 279 km2 olup,
nüfus yoğunluğu 28’dir. Türkiye’nin en büyük adası
olan Gökçeada’nın toprakları düz olup, en yüksek
noktasi 672 m ile İlyas Tepedir. En önemli
akarsuyu Büyükdere olup, bu çayın üzerinde sulama
ve içme suyu ihtiyacını karşılamak için kurulan
bir baraj vardır.
Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayalıdır. Adanın
büyük kısmı zeytinlikler ve bağlarla kaplıdır.
Akarsu boylarında ada ihtiyâcını karşılamak için
tahıl ekilir. Hayvancılık gelişmiş olup, adada bir
Devlet üretme çiftliği vardır. En çok koyun beslenir.
Ege Denizinde avlanan balıklar İstanbul’a
gönderilir, Kıyılarındaki otel, motel ve tatil köyleri
yazın turistik açıdan önemlidir.
İîçe merkezi, adanın doğu kesiminde 50 m
yükseklikte bir tepenin üzerinde kurulmuştur. İlçe
merkezine 6 km mesafedeki Kuzu limanından
Çanakkale’ye düzenli feribot seferleri yapılır. İlçe
belediyesi 1902’de kurulmuştur.
Lapseki: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu
24.545 olup, 5789’u ilçe merkezinde, 18.756’sı
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı
23, Mey çayır bucağına bağlı 9 ve Umurbey bucağıma
bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 955 km2
olup, nüfus yoğunluğu 26’dır. Biga Yarımadasının
kuzey kesiminde yer alan ilçe toprakları, fazla
yüksek olmayan dalgalı düzlüklerden meydana
gelir. Başlıca akarsuyu Umurbey Deresidir.
Ekonomisi tarım ve balıkçılığa dayalıdır. Başlıca
tarım ürünleri buğday, üzüm, elma, yulaf,
zeytin ve baklagiller olup, ayrıca az miktarda arpa
ve ayçiçeği yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir.
Tabiî kumsalları ile Çardak bucağı yazın ilgi görür.
İlçe topraklarında barit yatakları vardır.
İlçe merkezi, Çanakkale Boğazının doğu kıyısında
tabiî bir liman kıyısında kurulmuştur. İl
merkezine. 40 km mesâfede, gelişmemiş bir yerleşim
merkezidir. Gelibülu Lapseki arasında düzenli
feribot seferleri yapılır.
Yenice: 1990 sayımına göre toplam nüfusu
42.798 olup, 6517’si ilçe merkezinde, 36.28 l ’i
köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 7,
Kalkım bucağına bağlı 17 ve Pazarköy bucağına
bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 1367 km2 olup,
nüfus yoğunluğu 31’dir. Biga Yarımadasının doğusunda
yer alan ilçe toprakları, fazla yüksek olmayan
engebeli alanlardan meydana gelir. Dağlık
kesimler kestane, kayın, meşe, kızılçam ve karaçam
ormanları ile kaplıdır. Gönen Çayı, Kocabaş
Çayı başlıca akarsularıdır. İlçe topraklarında bakır,
kurşun, çinko, kaolin, kil ve linyit yatakları vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, yulaf, arpa, tütün olup, ayrıca az
miktarda üzüm* elma ve baklagiller yetişir. İlçe tütünü
Agonya tütünü adıyla meşhurdur. Hayvancılık
önemli gelir kaynaklarındandır.
İlçe merkezi, Çanakkale-Balıkesir karayolunun
kıy ısındadır. Bir Türkmen aşireti tarafından İnceköy
adıyla kurulmuştur. Zamanla gelişerek Yenice
ismini almıştır. İl merkezine 97 km mesâfededir.
İlçe belediyesi 1936’da kurulmuştur.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Çanakkale tabiî güzelliklerle, târihî zenginliklerin
kucaklaştığı bir ildir. Her köşesi târih doludur.
Arkeolojik eserlerin yanında, yemyeşil tepeler,
masmavi bir deniz ve tertemiz sahilleri ile turizme
çok müsaittir.
Târihî eserler: Çanakkale târihî eserler bakımından
oldukça zengindir. Beş bin senelik bir târihin
harâbelerini ve zamânımıza ulaşan eserlerini
görmek mümkündür
Çimenlik Kalesi: Çanakkale Boğazının Anadolu
kıyısında Kocaçay ağzındadır. 1452’de Fâtih Sultan
Mehmed Han tarafından Bizans’a denizden gelecek
yardımı önlemek için yapılmıştır. Kânûnî devrinde
1552’de tâmir görmüştür. Diğer ismi, Kale-i Sultan’dır.
Dış surlar ve iç kale olmak üzere iki kısımdır.
Nara Kalesi: Çanakkale’ye 6 km uzaklıktadır.
1807’de başlanmış olan yapımı İkinci Mahmud
Han devrinde tamamlanmıştır.
Bozcaada Kalesi: Venedikliler zamânmda yapılmış,
Fâtih Sultan Mehmed devrinde tâmir ettirilmiştir.
Dış surlar ve iç kaleden meydana gelen
kale, son yıllarda da tâmir görmüştür.Bigalı Kalesi: Eceabat’a 5 km uzaklıktadır.
Yapımına 1807’de başlanmış olup, İkinci Mahmud
Han devrinde tamamlanmıştır.
Kilitbahir Kalesi: Deniz kilidi mânâsındadır.
1462’de Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından
yaptırılmıştır. Eceabat’tadır. Hiçbir yerde uygulanmamış
bir plânı vardır. Dış kale iç kale ve sarı
kaleden meydana gelmiştir.
Seddülbahir Kalesi: Boğazı takviye için,
1659’da Frenk Ahmed Paşa tarafından Rumeli yakasında
yaptırılmıştır. Günümüzde yıkık durumdadır.
Gelibolu Kalesi: Eski devirlerden kalan kale,
Bizans İmparatoru Birinci Jüstinianus tarafından
tâmir ettirilmiştir. Günümüzde sâdece bir burcu
kalmıştır.
Babakale: Ayvacık ilçesinin Babakale köyündedir.
On yedinci asırda Kaymak Mustafa Paşa
yaptırmıştır.
Atikhisar: Halk arasında Gavur Hisar denilen
bu kale, Çanakkale-Balıkesir karayolu üzerinde
yüksek ve sarp bir tepe üzerindedir. Osmanlı tekniğinin
izlerini taşır. Gözetleme kuleleri, su sarnıçları
ve surlar vardır.
Fâtih Câmii: Kalenin doğusunda çarşının güney
ucundadır. 1452’de Fâtih Sultan Mehmed yaptırmıştır.
1862/1863’te Sultan Abdülazîz Han döneminde
yenilenmiştir.
Abdurrahmân Câmii: Osmanlı câmilerinin
ilk örneklerindendir. Orhan Gâzi döneminde yapılmıştır.
Sultan İkinci Mahmud Han devrinde tâmir
edilmiştir. Ezine ilçesindedir.
Sefer Şah Câmii: Ezine ilçesinde 14. asırda
Yıldırım Bâyezîd Han zamânmda yapılmıştır. Câminin
yanında Sefer Şahın türbesi vardır.
Aslıhan Bey Câmii ve Külliyesi: Ezine’ye
12 km uzaklıkta Kemâli köyünde olup, câmi, hamam
ve türbeden meydana gelmiştir. Sultan Birinci
Murad döneminde yapılmıştır. Türbe, câminin kuzeyinde
olup, günümüze ulaşan en eski türbedir.
Câminin batısında yer alan hamam ise, en eski
Osmanlı hamamlarındandır.
Hüdâvendigâr Külliyesi: Ezine’ye 40 km
uzaklıkta Tuzla köyündedir. Câmi, medrese ve
hamamdan meydana gelmiştir. Câmi, 1366’da yapılmıştır.
Medrese câminin batısındadır. Dershâne
ve on odadan meydana gelmiştir. Zamânımıza sâdece
bir odası ulaşabilmiştir.
Ulu Câmi (Hüdâvendigâr Câmii): Sultan
Birinci Murad döneminde ulu câmiler plânında
yapılmış bir câmidir. Gelibolu’da olup, bölgenin en
büyük yapısıdır. 1667’de onarılmış, 1889’da yeniden
yaptırılmıştır.
Azebler Namazgâhı: Gelibolu’da 1407’de
yaptırılmıştır. Bu tür eserlerin en güzelidir. Günümüzde
yıkık vaziyettedir.
Gâzi Süleymân Paşa Câmii: Orhan Gâzi devrinde
yapılmıştır. Câminin mihrabı ve batı duvarı
ilk günkü hâlini korumaktadır. Birkaç sefer tâmir
görmüştür.
Süleymân Paşa Câmii: Orhan Gâzi döneminde
yapılmıştır. Süslü mihrâbı ve minâresi ilk
şeklini korumuştur. Lapseki ilçesindedir.
Hüdâvendigâr Câmii: Sultan Birinci Murâd
döneminde yapılmıştır. Lapseki ilçesinin Umurbey
köyündedir.
Yâkup Bey Külliyesi: Lapseki ilçesinin Çardak
bucağındadır. Câmi, medrese, okul ve handan
meydana gelen külliyeyi 1472’de Gâzi Yâkup Bey
yaptırmıştır. Medrese günümüzde tamâmiyle yıkılmıştır.
Ahmed Bîcân Türbesi: İkinci Murad Han
zamânmda yapılmıştır. Tek kubbeli güzel bir yapıdır.
Türbede yatan zât devrinin büyük âlimlerinden
idi. Gelibolu’dadır.
Sarıca Paşa Türbesi: Sultan İkinci Murad
Han devri devlet adamlarından Sarıca Paşaya âittir.
Gelibolu ilçesindedir.
Yazıoğlu Türbesi: Aynı ismi taşıyan câmiye
bitişik üstü açık bir türbedir. Tâmir edilirken ilk
özelliğini kaybetmiş olup Gelibolu’dadır.
Gâzi Süleymân Paşa Türbesi: Rumeli fâtihi
ve Orhan Gâzinin oğlu Süleymân Paşanın türbesidir.
Gelibolu’nun Bolayır köyündedir. 1549’da tâmir
edilmiştir.
Anıtlar: Birinci Dünyâ Harbinde târihin en
kanlı savaşlarından birinin cereyân ettiği Çanakkale
topraklarında 250.000 Türk şehidi yatmaktadır.
Bu şehitlerin aziz ruhlarını anmak ve hâtıralarına
hürmet için “Çanakkale Şehitler Anıtı” yapılmıştır.
21 Ağustos 1958’de tamamlanmıştır. Hisarlık Burnu
ucundadır. Bütün boğazdan görülen anıtlar,
41,70 metre yükseklikte, 4 m aralıkla 4 büyük sütun
üzerine kuruludur. Gövde 30×30 metredir.
İçinde “Harp Müzesi” vardır. Şehitleri şu mısralar
ne güzel anlatmaktadır:
“Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna Yârab, ne güneşler batıyor!”
“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.”
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı!
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı,
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı,
Verme, dünyâları alsan da bu Cennet vatanı!..
Diğer anıt ve şehitlikler ise; Bahriye Şehitliği
ve Anıtı, İntepe Şehitliği, Anadolu Hadiye ve
Rumeli Mecidiye Şehitliği, Üsteğmen Haşan ve
Teğmen Mesvuf Şehitliği, Gelibolu Şehitliği, Biga Şehitliği ve Anıtı, Yahya Çavuş, Mehmed Çavuş,
Sorok ve Yamut âbideleri, Conkbayırı Mehmetçik
Park Anıtı, Tek Çam Anıtıdır.
Müzeler:
Atatürk Müzesi: Çanakkale Savaşları sırasında
Mustafa Kemâl’in (Atatürk) tümen karargâhı
olarak kullandığı Çamyayla köyündeki ev
müze olarak kullanılmaktadır.
Arkeoloji Müzesi: Kazılarda çıkan târihî eserlerin
muhâfaza edildiği bir müzedir.
Harp Eserleri Müzesi: Seddülbahir bölgesinde
şehitler anıtı içindedir. 1171’de açılan müzede
Çanakkale Savaşları sırasında bölgede kalan silahlar
sergilenmektedir.
Eski Harâbeler: Truva Harâbeleri Çanakkale’ye
32 km uzaklıktaki eski bir şehir harabesidir. İlk
çağ halk şâirlerinden Homeros’un îlyada destanı
bu şehirden bahseder. Burası dünyânın en meşhur
müzelerinden biridir. Arkeolojik kazılarla tamâmen
ortaya çıkarılan bu şehir harâbeleri görülmeye
değer bir târih hazînesidir. Truva M.Ö. 3200 ile
M.S. 400 yılları arasında 9 defâ yıkılmış ve yeniden
kurulmuştur. 1873’te Sehliemanın tarafından ilk
defâ bulunmuştur. Bu harâbeler Çanakkale Boğazma
hâkim olan Hisarlık Tepe üzerindedir.
Truva Harâbeleri yanında Arkeoloji Müzesi
vardır. Truva’da kazılar kat kat yâni üst üstedir. 2
ile 16 m derinlikte 9 şehir vardır. Truva kazılarında
çıkan târihî eserlerin mühim kısmı Avrupa müzelerine
kaçırılmış, ancak 1923’ten sonra çıkarılanlar
İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Truva Arkeoloji
Müzesinde muhâfaza altına alınmıştır.
Blegen’in tespit ettiği kronolojik sıraya göre 9
Truva şöyledir: M.Ö. 3200-2600, 2600-2300,
2200-2050, 2050-1900, 1900-1800, 1800-1300,
1300-1100, 700-350, 350-M.S. 400.
İskender amiral gemisinden mızrağını Truva
istikâmetine atarak Asya seferinin başladığını anlatmak
istemiştir. Anadolu’nun en önemli antik
şehirlerinden biridir. Assos: Ayvacık ilçesine bağlı
Behramkale köyünde M.Ö. 7. asırda kurulmuş bir
yerleşim merkezidir. Denize hâkim tepe üzerindeki
akropol, 3 km uzunluğunda bir surla çevrilidir.
Agora tiyatro ve Athena tapınağı vardır. Alexsandrea:
Çanakkale’ye 50 km uzaklıkta Dalyan
köyünde Alexandrea-Troas harâbeleri surlarla çevrilidir.
Bu kenti İskender’in generallerinden Antigonos
kurmuştur. Lampsakoz: Lapseki ilçesinde
Lampsakoz (Pitiyara) şehir harâbeleri ve Roma
devrine âit lahit ve kitâbeler bulunmaktardır. Sestos:
M.Ö. 650 senesinde Aiciler tarafından koloni
olarak kurulmuştur. M.Ö. 300 senesine âit seramikler
bulunmuştur. Şehrin iç kalesi hâlen durmaktadır.
Sarnıçlar kullanılmaktadır. Eceabat’a 4
km mesafededir. Dardanos: Çanakkale’nin 10 km
yakınında İzmir karayolu üzerindedir. Eski bir şehir
harâbesidir. Diğer harâbeler Chyrse, Perkote,
Arisbe, Parion, Priapos, Kebrene, Skepsis ve tapmağı
bulunan Neandrea şehir kalıntılarıdır.
Mesire yerleri: Zengin tabii güzellikler, ilde
çok sayıda mesire yerinin meydana gelmesine yol
açmıştır. Bunlardan meşhur olanları şunlardır:
Yaykm: Çanakkale-Çan karayolu üzerindedir.
Karaçam ormanları içinde, bin kişiye yakın kişinin
dinlenebileceği bir piknik yeridir.
Balaban: Çanakkale-Çan karayolu üzerinde
bir dinlenme yeridir. Çam, meşe, kestane ağaçlarıyla
kaplıdır. İçme suyu çok güzeldir.
Millî Park: Gelibolu Yarımadasında 33.000
hektarlık bir arazidir. Savaş alanları, anıtlar, şehitlik,
güzel koylu, temiz kumsallan ve ormanlık tepeleriyle
yeşil vâdiler bulunur. Gezi ve piknik yeridir.
Karantina: Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde
il merkezine 15 km uzaklıkta, deniz kenarında
bulunan bir dinlenme yeridir.
Kepez: İl merkezine 5 km uzaklıktadır. Çanakkale-
İzmir karayolu üzerindedir. Denize 1 km
olup, meyve bahçeleriyle çevrelenen ve Çanakkale
boğazının güzelliği seyredilebilen bir dinlenme
yeridir.
Kaplıcaları: Çanakkale kaplıca ve ılıcalar
bakımından da çok zengin bir ilimizdir. Bu şifâlı
suların bâzılarında banyo kürleri, bâzıları ise içilerek
çeşitli hastalıklara iyi gelir.
Çan Kaplıcası: Çan-Balıkesir karayolu üzerindedir.
Banyo tedâvîsi romatizma, mafsal romatizması,
nefrit ve kadın hastalıklarına iyi gelir.
İçme tedâvisi ise karaciğer, barsak, safra kesesi ve
idrar yolu hastalıklarına faydalıdır.
Küçük Çetmi Kaplıcası: Ayvacık ilçesinin
Küçükçetmi köyündedir. Sıcaklığı 14°C olup, karbonhidratlıdır.
Kestanbol Ilıcası: Ezine’nin Kestanbol köyündedir.
Banyo tedâvîsi romatizma, nefrit, kadın
hastalıklan, cilt hastalıklan, gut, siyatik, barsak parazitleri
ve kırıklar için çok faydalıdır. Eski devirlerden
beri kullanılmaktadır.
Külcüler Kaplıcası: Bayramiç ilçesine 18
km uzaklıkta orman içindedir. Dört bin senedir
kullanılan kaplıca, kadın hastalıklarına iyi gelir.
Kirazlı-Balaban Mâden Suları: ÇanakkaleÇan
karayolu üzerinde Kirazlı bucağındadır. Böbrek
taşlarını düşürmede çok faydalıdır.
ÇANAKKALE
03
Kas