Sağlık Bilgisi

İDİOPATİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA (ITP)

İDİOPATİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA (ITP): Bilindiği gibi normalde 100 mİ. kanda 15000-400000 trombosit bulunur. 100 mİ. kandaki trombosit sayısı 100000’in altına düştüğünde, trombosit azlığından, yani “Trombositopeni”den söz edilir. “İdiopatik trombositopeni purpura”da (ITP) herhangi bir dış etken saptanamadan trombosit azlığının, yani trombositopenin geliştiği ve kanama eğiliminin arttığı görülür. ITP’de trombo- sitlere karşı “IgG” yapısında otoantikorlar saptanmıştır. Yani vücut kendi trombositlerine karşı antikorlar ...

Devamını Oku »

HODGKİN HASTALIĞI

HODGKİN HASTALIĞI: Hodgkin hastalığı genellikle 20-40 yaşları arasındaki erkeklerde görülür. Daha az olara. da kadınlarda görülmektedir. Hastada genellikle boyun bölgesinde koltuk altında ve/veya kasık bölgeside yavaş, ama ilerleyici bir biçimde büyüyen lenf bezi ilk belirti olarak ortaya çıkar. Lenf bezi ellendiğinde, derialtmda sert ve ağrısız bir kitle olarak hissedilir. Buna ek olarak, halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, terleme, ateş, bel ağrıları, karın ...

Devamını Oku »

LENFOMALAR ÖLDÜRÜCÜ KAN HASTALIĞI

LENFOMALAR: Lenfomalar, genellikle lenf bezlerinde lenforetiküler dokudan kaynaklanan çoğunlukla öldürücü olan habis bir kan hastalığı grubudur. Bilindiği gibi lenforetiküler dokularda, başlıca iki tip hücre bulunmaktadır. Bunlar, “Lenfositler” ve “Retikülositler”dir. Bu hücrelerin her ikisi de ilkel bir ana hücreden değişerek gelişirler. Başlıca dört çeşit lenfoma vardır. Bunlar sırasıyla; 1) Hodgkin hastalığı 2) Lenfosarkom 3) Retikulum hücreli sarkom 4) Dev foliküllü lenf ...

Devamını Oku »

KRONİK LENFOSİTER LÖSEMİ

KRONİK LENFOSİTER LÖSEMİ: Kronik lenfositer lösemi, lösemik hücrelerin anormal ve aşın bir biçimde çoğalmalarıyla kendini belli eden bir kan kanseri tipidir. İşlev olarak etkin olmayan ancak uzun süre yaşayabilen lösemik hücreler farklılaşarak olgun hücre görünümü kazanırlar. Hastalık daha çok 30-60 yaş arasında ortaya çıkar. Hastalığın belirtileri yukarıda sözünü ettiğimiz tipteki lösemik hücrelerin kemik iliğini, dalağı, karaciğer ve leiıf bezlerini sarmasından ...

Devamını Oku »

KRONİK GRANÜLOSİTER LÖSEMİ

KRONİK GRANÜLOSİTER LÖSEMİ: Kronik granülositer lösemide, lösemik özellik kazanan kan hücreleri, akyuvarların “Granülosit” denilen hücreleridir. Kronik granülositer lösemi her yaşta ortaya çıkabilir. Ama 30-40 yaşlan arasında daha sık görülür. Kronik granülositer lösemi hastalığı iki dönemde gelişimini tamamlar. Bunlardan birincisine “Kronik dönem” İkincisine de “Blastik dönem” denir. Kronik dönemde lösemik hücreler olgun granülo- sitlere doğru daha fazla değişirler. Oysa hastalığın ikinci dönemi ...

Devamını Oku »

KRONİK LÖSEMİLER

KRONİK LÖSEMİLER: Kronik lösemiler, lösemik hücrelerin akut lösemilere oranla olgun akyuvar hücrelerine doğru daha çok değiştiği kan kanseri tablolarına verilen addır. Önemli iki kronik lösemiyi inceleyeceğiz. Bunlar “Kronik lenfositler lösemi” ve “Kronik granülositer lösemi”dir. Kronik lösemilerde hastaların yaşam süreleri akut lösemilere oranla daha uzundur.

Devamını Oku »

AKUT LÖSEMİLERDE TEDAVİ

Akut lösemiler. Lösemi hastasının kemik iliği (sol üst) ve kan hücreleri (alt). Lösemili hücrelerin enjektöre alınması (sağ üst) ve virüs sayımı (alt).

AKUT LÖSEMİLERDE TEDAVİ: Akut lenfoblastik lösemilerde çeşitli tedavi programları uygulanmaktadır. Burada yalnız birini vereceğiz. Kısaca VAMP denilen tedavi programıı da “Vinkristin”, “Ametopterin” “G Merkaptopürin” ve “Prednizon” adlı dört ilaç belli bir program içinde kullanılmaktadır. Vinkristin haftada bir kez damar içine yapılır. Amatopterin dört günde bir kez damar içine yapılır. 6-Merkaptopürin ve predinzon her gün ağızdan alınır. Bu tedavi, hastanın kan ...

Devamını Oku »

AKUT LÖSEMİLER VE BELİRTİLERİ

AKUT LÖSEMİLER VE BELİRTİLERİ: Akut lösemilerde ortaya çıkan belirtileri başlıca üç grupta ele alabiliriz. Gelişen belirtiler, lösemik hücrelerin kemik iliğini sarıp normal kan hücrelerinin oluşumunu engellemelerine bağlıdır. Üç grup yakınmalar sırasıyla 1) Anemiye 2)Akyuvar azlığına (lökopeni) ve tansiyon bozukluğu ve 3) Trombosit azlığına (Trombopeni] bağlıdır. Anemiye (alyuvar azlığı) bağlı belirtiler, halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, çarpıntı sık soluma, yorgunlukla gelen nefes ...

Devamını Oku »

AKUT LÖSEMİLER

Ortadaki lösemi hücresidir

AKUT LÖSEMİLER: Habis tümör hücresi özelliğindeki akyuvarların, kan yapıcı organlarda anormal ve denetsiz bir biçimde çoğalmaları ve bu çoğalmanın hastalığın başlangıcından beri özellikle genç akyuvarları içermesi “Akut lösemi” olarak adlandırılır. Anormal çoğalan hücrelerin tipine göre başlıca dört çeşit akut lösemi vardır. Bunlar sırasıyla 1) Akut lenfoblastik lösemi (ALL), 2) Akut mieloblastik lösemi 3) Akut monoblastik lösemi ve 4) Akut stemcell ...

Devamını Oku »

METHEMOGLOBİNEMİA KAN HASTALIĞI

Methemoglobirıemi

METHEMOGLOBİNEMİA: Kandaki methomoglobin miktarının normalin üstünde olmasına “Methemoglobinemi” denilmektedir. Bilindiği gibi akyuvarlardaki oksijen taşıyıcı hemoglobinin yapısındaki demir iki değerlikli indirgenmiş demirdir. Ferröz demir denilen bu indirgenmiş demir, oksijen ve/veya karbon dioksidi kolayca kendisine bağlar ya da bunları kolayca kendisinden uzaklaştırır.   Oksijeni, yukarıda değindiğimiz biçimde taşıyan hemoglobine, “Oksihemoglobin” denir. Hemoglobindeki demir  üç değerlikli yükseltgenmiş olarak bulunduğunda, hemoglobine bağlanmış olan oksijen ve ...

Devamını Oku »

POLİSİTEMİA VERA HASTALIĞI NEDİR ?

Polisitemia vera

POLİSİTEMİA VERA: Polisitemia vera, aşırı miktarda alyuvar, akyuvarların granülosit hücreleri ve trombosit yapımıyla özellenen bir hastalıktır. Polisitemia verada hemoglobin yoğunluğu da yükselmiştir. Hastalık sinsice başlar, ancak sürekli bir biçimde ilerler. Erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık rastlanmakta olan bu hastalık, genellikle orta yaşlı ya da daha yukarısındaki kimselerde görülür. Polisitemia vera hastalığında gelişen belirti ve yakınmalar, hastalığın neden olduğu kan ...

Devamını Oku »

TALASEMİK ANEMİLER

TALASEMİK ANEMİLER: Bilindiği gibi, hemoglobin kimyasal olarak “Hem” ve “Globin” moleküllerinden kurulmuştur. Globin protein yapısındadır. Alfa, beta, gama ve delta olmak üzere dört ayrı çeşit globin vardır. Her globinin sentezi, ayrı bir gen tarafından kararlaştırılır. ‘Talasemihastalarında, doğumsal ve genlere bağlı bir bozukluk olarak globin proteininin bir ya da birkaçı normalden az yapılmaktadır. Beta talasemia denilen durumda beta globini, ala talasemia ...

Devamını Oku »

ORAK HÜCRELİ ANEMİ (SICKLE- CELL ANEMİSİ)

ORAK HÜCRELİ ANEMİ (SICKLE- CELL ANEMİSİ): Bilindiği gibi hemoglobin sentezi,kromozomlardaki genler tarafından kararlaştırılır. Bazı insanların genlerindeki bir bozukluk nedeniyle, alyuvarlarda “Hemoglobin S” denilen anormal bir hemoglobin sentez edilir. Hemoglobin S, alyuvarların orak biçimini almalarına neden olur. Akdeniz ülkeleri halkında, Amerika Zencilerinde,Tropikal Afrika’da, Türkiye’de orak hücreli anemiye % 10 sıklıkta rastlamlabilir. Oraklaşmış alyuvarların esnekliği azalır. Bu durumda alyuvarlar geçtikleri ince kılcal ...

Devamını Oku »

HEMOLİTİK VE YAPIM BOZUKLUĞU ANEMİLERİ

HEMOLİTİK VE YAPIM BOZUKLUĞU ANEMİLERİ: Bazı anemiler hem alyuvarların yapım bozukluklarından, hem de hemolizden kaynaklanmaktadır. Orak hücreli anemi (sickle- cell), talasemia yapım bozukluğu ve hemolizle kendini belli eden anemilerdir. Böbrek, karaciğer ve tiroit hastalıklarının bir bölümünde de bu gibi anemiler gelişir.

Devamını Oku »

ALYUVARLARDAKİ ENZİM BOZUKLUKLARI NEDEN OLUŞUR?

ALYUVARLARDAKİ ENZİM BOZUKLUKLARI: Bilindiği gibi alyuvarlar, akciğerlerden dokulara oksijen taşımaktadırlar. Bu görevi yerine getirebilmeleri için hemoglobinin yapısındaki demiri indirgenmiş durumda tutmalı, kendi bikonkav yapılarım korumalı ve taşıdıkları oksijeni de kendileri için fazla kullanmamalıdırlar. Alyuvar zarının da gerek işlev gerekse yapı bakımından sağlam kalması gerekir. Yukarıda saydığımız koşulların yerine getirilmesinde alyuvarlardaki enerji üretim biçimi önemli bir görev üstlenmektedir. Bilindiği gibi hücrelerdeki ...

Devamını Oku »

HEMOLİTİK ÜREMÎK SENDROM

HEMOLİTİK ÜREMÎK SENDROM: Genellikle çocuklarda görülen bir hastalıktır. Virüs hastalığına benzeyen bir hastalıktan sonra hastalarda, hemolitik anemi, trombosit azlığına bağlı purpuralar , böbrek yetmezliği ve yüksek tansiyon gelişmektedir. Hastalar kan nakli ve dializle tedavi edilirler.

Devamını Oku »

TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA (TTP)

TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA (TTP): TTP, nedeni bilinmeyen ve her yaşta insanı tutabilen bir hastalıktır. Ancak genç erişkinleri ve kadınlan daha çok etkiler. Purpura, derideki küçük kanamalardır. Bu kanamalar küçük mor lekeler biçiminde görülür. Zamanla kahverengine dönebilir. Bu kanamaların toplu iğne başı büyüklüğünde olanlarına peteşi denir. TTP hastalarında, bilinmeyen bir neden bağlı alyuvarlar hemolizi sonucu anemi gelişir. Yine bilinmeyen bir nedene ...

Devamını Oku »

KALP KAYNAKLI HEMOLİTİK ANEMİLER

KALP KAYNAKLI HEMOLİTİK ANEMİLER: Kalp kapağı bozukluklarında ya da yapay kalp kapaklarından geçerken kan, anormal akımların etkisinde kalmaktadır. Bu gibi şiddetli akımlar, alyuvarların parçalanarak damar içi tipinde hemoiize uğramalarına neden olur.

Devamını Oku »

KALITSAL STOMATOSİTOZ

KALITSAL STOMATOSİTOZ: Bu hastalığın da temel nedeni bilinmemektedir. Alyuvarların ortasında soluk bir alan görülür. Hücre yüzeyi ve hücre zarındaki lipid miktarı artmıştır. Hücre zan sodyum ve potasyuma karşı fazla geçirgendir. Bu hücreler kolayca hemoiize uğrarlar. Hastalarda hafif anemi ve dalak büyümesi vardır. Tedavi amacıyla dalak çıkartılır. Ama bu da hemolizi tümüyle ortadan kaldırmaz.

Devamını Oku »

KALITSAL ELİPTOSİTOZ

Eliptositler

KALITSAL ELİPTOSİTOZ: Bu da tıpkı kalıtsal sferositozda olduğu gibi, alyuvarların bikonkav biçimlerini kaybetmeleriyle ortaya çıkan ve kesin nedeni bilinmeyen bir hastalıktır. Bu hastalıkta alyuvarlar elips biçimindedirler. Esneklikleri azalmış olduğundan, dalaktan geçerlerken parçalanıp hemoiize uğrarlar. Alyuvarlardaki biçim bozukluğu kalıtsal sferositozdaki gibi bir mekanizmayla gelişmektedir

Devamını Oku »