Sağlık Bilgisi

JEJUNUM VE İLEUM

.JEJUNUM VE İLEUM: İncebağırsağm duode- numdan sonraki bölümü “Jejunum” ve “İleum” tarafından oluşturulmaktadır. Dış görünüşü boğumlu olan incebağırsağm bu ilk 2/5’lik bölümü “Jejunum”, son 3/5’lik bölümü de “İleum” adını almaktadır. İleumu jejunumdan ayıran kesin bir çizgi yoktur. İncebağırsak dokusal özellikleri bakımından incelendiğinde, jejunumun yavaş yavaş ileuma dönüştüğü görülür. İncebağırsağm jejunum-ileum bölümü, jejunumun duodenuma birleştiği bölgeden başlar ve ileumun kalınbağırsağın başlangıcı ...

Devamını Oku »

DUODENUM (ONİKİ PARMAK BAĞIRSAĞI)

DUODENUM (ONİKİ PARMAK BAĞIRSAĞI): İncebağırsağm toplam uzunluğu 6-7 m kadardır, ancak bu uzunluğun ilk 25 cm ’lik bölümü duodenuma aittir. Buna göre duodenum, incebağırsağm en kısa bölümünü oluşturmaktadır. Duodenumun “Mezenter”i yoktur ve kısmen peritonla örtülüdür. Duodenum mideyle jejunum arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Genel olarak C harfine benzetebileceğimiz duodenum, pankreas başını çevrelemektedir. Karın ön duvarında göbekten geçen yatay tasarımsal bir çizgi çizdiğimizde, ...

Devamını Oku »

MİDE

3.MİDE: Mide, özofagusun sonuyla duodenu- mun (onikiparmak bağırsağı) başlangıcı arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Sindirim kanalının en geniş bölümü midedir. Yeni doğan bir çocukta midenin kapasitesi 30 mİ ’yken bu kapasite ergenlik çağında 1000, erişkinlik döneminde ise 1500 mİ ’ye çıkar. Midenin karın ön duvarındaki izdüşümü “Epigastrik”, “Umbilikal” ve “Sol hipokondriak” bölgelere düşmektedir. Midenin iki deliği, iki yüzü ve iki de kenarı ...

Devamını Oku »

SİNDİRİM SİSTEMİNE GENEL BAKIŞ

SİNDİRİM SİSTEMİNE GENEL BAKIŞ: Sindirim sistemi, yaklaşık 9 m uzunluğunda olan sindirim kanalı, bu kanala sindirim olayıyla ilgili salgılarını akıtan “Salgı bezleri” ve dişlerden oluşmuştur. Sindirim kanalının bölümlerini ağızdan başlayarak sıralarsak şu bölümlerle karşılaşırız: 1) Ağız boşluğu 2) Farinks (yutak) 3) Özofagus (yemek borusu) 4) Mide 5) İncebağırsaklar a) Duodenum (onikiparmak bağırsağı) b) Jejunum cj Îleum 6) Kalınbağırsaklar a) Kolonlar ...

Devamını Oku »

ÇOCUKLARIN YATAK ISLATMASI (ENÜREZİS}

ÇOCUKLARIN YATAK ISLATMASI (ENÜREZİS}: 5 yaşın üstündeki çocukların, yataklarını istem dışı olarak ve tekrarlayıcı bir biçimde ıslatmaları olayına “Enürezis” denilmektedir. Çocukların % 88’i 4.5 yaşma kadar idrarlarını kontrol etmeyi öğrenmiş olurlar. Enürezise erkek çocuklarında daha sık rastlanmakiadır ve ailesel eğilim göze çarpmaktadır. Enürezislerin küçük bir bölümü çocuğun idrar yollarındaki bazı anatomik bozukluklara bağlıdır. Enürezisin en sık rastlanan nedeni çocuktaki psikolojik ...

Devamını Oku »

MESANE TÜMÖRLERİ

MESANE TÜMÖRLERİ: Mesane tümörleri vücutta gelişen tümörlerin % 3’ünü oluşturmaktadır. Mesane tümörlerinin % 95’inden fazlası epitel hücrelerinden kaynaklanmaktadır. Epitel hücrelerinden kaynaklanan tümörlerin ise % 75’i kanser, % 25’i ise iyi huylu papilomlardır. Mesane tümörleri 40 yaşından sonra ve özellikle de 60 yaşından sonra sık görülürler. Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha sık olarak mesane tömürleri görülür. Bazı sanayi dallarında (örneğin ...

Devamını Oku »

MESANE TAŞLARI

MESANE TAŞLARI: Mesane taşlarına oldukça sık rastlanmaktadır. Çoğunluğu, böbrekten mesaneye düşmüş olan böbrek taşlarıdır. Böbrek taşı önce üretere oradan da mesaneyeulaşır. Mesaneye uiaşmış olan böbrek taşı, daha geniş olan üreter yoluyla vücuttan dışarı atılır. Mesane infeksiyonu mesane taşlarının oluşumunu kolaylaştıran bir etkendir. A vitamini eksikliği de mesanede taş oluşmasına yol açabilmektedir. Ağrı, mesane taşlarının en özgün belirtisidir. Kural olarak idrarın ...

Devamını Oku »

SİSTİT:

SİSTİT: Sistit, mesaneninbakteriyel infek- siyonudur. Sistitle birlikte, genellikle idrar ve üreme yollarının diğer bölgelerinde de iltihap bulunur. Buna göre sistit tek başına bir hastalık olmaktan çok, idrar ve üreme yollarının infeksivo- nunun bir bölümünü oluşturan bir infeksiyondur. Normal koşullarda mesane içindeki idrarda bakteri bulunmaz. Sistit yaratan bakteriler sıklık sırasına göre şöyle sıralanırlar: Eşeria koli, stafilokoklar ve streptokoklar. Bakteriler ve genellikle ...

Devamını Oku »

ÜRETER TAŞLARI

ÜRETER TAŞLARI: Üreterlerde saptanan taşların hemen hemen hepsi, böbrekten üretere düşmüş olan böbrek taşlarıdır. Üreter taşlarının yansından fazlası, üreterlerin 1/3 son bölümünde bulunurlar. Üreter taşlarının oluşumları için söylenebilecek belirtiler, böbrek taşlan ile aynı olduğundan, burada bunları yinelemiyoruz. Üreter taşlarının verdiği belirti ve bulguların başlıcaları şiddetli ağrı ve hematüridir. Ağrı, üreter içinde hareket eden taşın yarattığı şiddetli üreter spazmına bağlıdır. Taş üreter ...

Devamını Oku »

BÖBREK TÜMÖRLERİ

BÖBREK TÜMÖRLERİ: Böbrek tümörleri vücutta oluşan bütün tümörlerin % 2’sini oluşturmaktadır. Ancak böbrek tümörlerinin % 90’ı habis özelliktedir. Habis böbrek tümörlerinin % 85’i adenokarsinomdur. Böbrekte gelişen adenokarsinom, böbrek tüplerinin epitelinden kaynaklanmaktadır. Böbrek adenokarsinomunun diğer adlan “Hipernefrom” ve “Grawitz tümörü” dür. Böbrek adenokrasinomu genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde, kadınlara oranla iki kat daha sık görülmektedir. Habis böbrek tümörleri, çoğunlukla ...

Devamını Oku »

POLİKİSTİK BÖBREK

POLİKİSTİK BÖBREK: Doğumsal bir anormallik olarak böbrek dokusunun irili ufaklı çok sayıda kistlerle dolu olması haline polikistik böbrek denilmektedir. Kistler normal böbrek dokusunun yerini almıştır. Bu nedenle böbrek işlevleri hastalığın’ ağırlığına paralel olarak bozulur. Anormalliğin oluşunda kalıtımın önemli etkisi vardır ve aynı ailenin birçok üyesinde görülebilir. Ağır vakalarda çocuklar ölü olarak doğabilirler ya d^ doğumdan kısa bir süre sonra ölebilirler. ...

Devamını Oku »

BÖBREK TAŞLARI

BÖBREK TAŞLARI: Amerika Birleşik Deyletleri’nde hastaneye yatan her 1000 hastanın l ’inde yatış nedeni böbrek taşıdır. Yapılan otopsilerde ise taş vakalarına % 1 sıklıkta rastlanmıştır. Buna göre böbrek taşlarının daha genel bir yaklaşımla idrar yolları taşlarının büyük bir bölümü sessizdir. Yani hastayı rahatsız edici herhangi bir belirti ortaya çıkarmaz. Kimyasal yapılarına göre, birbirinden farklı böbrek taşlarına rastlanabilir. Kimyasal yapısı ‘‘Kalsiyum oksalat”, ...

Devamını Oku »

AKUT PİYELONEFRİT

AKUT PİYELONEFRİT: Akut piyelonefrit, böbrek tubuluslarının ve böbrek pelvisinin aniden iltihaplanması olayıdır. İltihaplanma genellikle iki taraflı, yaygın ve cerahatli özelliktedir. İltihabın etkeni genellikle “Eşeria koli” adlı bakteridir. Buna göre piyelonefrit böbrek tubuluslarım ve f)elvisini tutan bir infeksiyon hastalığıdır . nfeksiyonun etkeni olan bakteri, çoğunlukla aşağı idrar yollarından yukarıya doğru tırmanarak, piyelonefrit tablosunu yaratmaktadır. Çok daha ender vakalarda bakteriler kan yoluyla ...

Devamını Oku »

İDRARDA BAKTERİ BULUNMASI (BAK- TERİÜRİ)

İDRARDA BAKTERİ BULUNMASI (BAK- TERİÜRİ): İdrarda çok miktarda bakteri bulunması olayına “Bakteriüri” denilmektedir. İdrarda en çok koli, stafilokok ve streptokok bakterilerine rastlanmaktadır. Bakteriüride, idrar bulanık bir görünüm kazanmaktadır. Bakterilerin kaynağı idrar yollarındaki herhangi bir yapı olabileceği gibi, bağırsaklar ya da bademcikler de bakteriler için bir odak oluşturabilir. Tedavide bakterilerin kaynağı bulunup, buraya yönelik bir tedavi programı uygulanmalıdır.

Devamını Oku »

İDRARDA CERAHAT ÇIKMASI (PİÜRİ)

İDRARDA CERAHAT ÇIKMASI (PİÜRİ): İdrara cerahat karışması olayına “Piüri” denilmektedir. Bu durumda idrarda akyuvarlar bulunur. Santrifüj sonrası idrardan elde edilen çökelti mikroskop altında incelendiğinde, her mikroskop alanında normalde 3-5 lökosit bulunur. İdrarda cerahat bulunması, yani piüri, idrar yollarında iltihabi bir olayın bulunduğuna bir kanıttır. Bazen de üreme yollarındaki bir iltihap, piüriye neden olabilir. Bazı vakalarda ise iltihabın bulunmasına karşın, piüri ...

Devamını Oku »

İDRARDA HEMOGLOBİN ÇIKMAM (HE™ MOGLOBİNÜRî)

İDRARDA HEMOGLOBİN ÇIKMAM (HE™ MOGLOBİNÜRî): idrarda hemoglobin bulunması olayına “Hemoglobinüri” denilmektedir. İdrardaki hemoglobin yeterli düzeye eriştiğinde, idrarın rengi kırmızıya dönebilir. 20.31. İDRARDA MİYOGLOBİN ÇIKMASI (Mİ- YOGLOBİNÜRİ): Zedelenmiş kaslardan açığa çıkan miyoglobinin idrar içinde atılması olayına “Miyoglobinüri” denilmektedir. Miyoglobin idrarı kırmızıya boyayabilir.

Devamını Oku »

İDRARDA KAN ÇIKMASI (HEMATÜRİ)

İDRARDA KAN ÇIKMASI (HEMATÜRİ): İdrarda alyuvarların bulunması olayına “Hema- türi” denilmektedir. İdrara karışan alyuvarlar fazla olursa, idrar çıplak gözle incelendiğinde bile kırmızı görülür. Buna “Makroskoik hematü- ri”denilmektedir. Alyuvarların miktarı az olduğundaysa, ancak mikroskobik incelemede alyuvarlar görülebilir. Bu duruma “Mikroskobik hematüri” denilmektedir. Kanama çok fazla olduğunda, idrar tamamen kan görünümündedir. Bu duruma ise “Masif hematüri” denilmektedir. Bir mİ kan, 500 mi ...

Devamını Oku »

İDRAR RENGİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER

İDRAR RENGİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: İdrar içinde çıkartılan bazı maddeler idrara değişik renkler kazandırır. İdrardaki renk değişiklikleri ve bunların kaynaklandığı nedenler şunlardır: Renksiz idrar: Fazla miktarda sıvı içmek, kronik glomerülonefrit, diabetes insipidus, diabetes mellitus (şeker hastalığı) v San idrar: Yoğunluğu yüksek idrar. Tetrasiklin, piridin ilaçlarını alanlar Turuncu idrar: İdrarda ürobilinojenin fazla bulunması Kırmızı idrar: Hemoglobin,miyoglobin, fenolftale- in, anilin boyalan, alyuvarlar. Bulanık beyaz ...

Devamını Oku »

İDRAR AKIŞINDA BOZUKLUKLAR:

İDRAR AKIŞINDA BOZUKLUKLAR: İdrar akış hızının azalması ve/veya idî*arın incelenmesi ve/veya idrar etme süresinin uzaması ve/veya damlalar halinde çıkartılması ve/veya aniden kesilmesi durumlarına idrar akışı bozuklukları denilmektedir. İdrarın aniden kesilmesi, mesanedeki bir taşın üretranın iç deliğini aniden tıkaması halinde görülür. Bazen de mesanedeki bir tümör uzantısının aynı deliği tıkamasıyla gelişir. Prostat hiperplazisi vakalarında idrarın akış hızı zamanla azalır,idrar etme zamanı ...

Devamını Oku »

İNSAN VÜCUDUNDA BULUNAN TÜM KASLAR,HASTALIKLARI VE TEDAVİLERİ

Sağlıklı bir vücutta kaslar iskeletin temel öğeleridir

26.1.KASLARA GENEL BAKIŞ: Vücutta iskelet sisteminin ve iç organların hareketlerini sağlamakla görevli olan kas sistemi a) “Çizgili Kaslar” b) “Düz Kaslar” ve c) “Kalp Kası” olmak üzere üç çeşittir. Çizgili kasların kasılmaları kişinin bilinci tarafından denetlendiğinden bunlara “İstemli kaslar” da denir. Düz kaslar ve kalp kası istem dışı olarak çalışan kaslardır. Kişi bu kasların kasılmalarını bilinciyle, yani istemiyle denetle- yemez. ...

Devamını Oku »