wiki

DAVET

Dâvet eden zâta yakışan kötü kimseleri değil, iyi kimseleri dâvet
etmektir. Resûl-i Ekrem (S.A.V.) bir kişiye duâsm da:
«Yemeğini iyiler yesin.» (40) demiştir. Yine Resûl-i Ekrem
(S.A.V.)
«Ancak iyilerin yemeğini ye, yemeğini de ancak iyiler yesin.» (41)
buyurmuştur. Zenginleri değil, hâssaten fakirleri seçmelidir. Nitekim
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendim iz:
«Yemeklerin en fenası, zenginlerin dâvet edilip de fakirlerin çağı­
rılmadığı düğün yemekleridir.» (42) buyurmuştur. Dâvetinde akrabalarını
ihmâl etmemek ve onlan sırasıyla çağırmak lâzımdır. Çünkü
bu gibi cemiyetlere onları çağırmazsa aralarının bozulmasına sebeb
olur. Dâvetinde gösteriş ve âlâyişten kaçınmalıdır. Gâyesi gönül almak
ve Peygamberimiz Efendimizin (S.A.V.) sünnetini yerine getirmek
olmalıdır. İcâbetten hoşlanmayan veyâ kendisinden hoşlanılma

yanı çağırm am alı, seve seve geleni çağırm alıdır. Süfyân-ı Sevrî: Sevmediği
kimseyi dâvet etm ek bir hatâdır. Şâyet bu zât, dâvete icâbet
ederse h atâ iki olur. Ç ünkü istem eyerek onu yemeğe zorlam ıştır. Takvâ
sâhiblerini dâvet etmeli, fâsıkları dâvet etmemeli, dedik. Ç ünkü m üttakiyi
yedirm ekte ibâdetine, fâsıkı yedirm ekte ise fışkına yardım cı
olm ak vardır. Bir terzi, İbn M übârek’e: «Ben, su ltân ların elbiselerini
dikerim , acaba onların zulüm lerinde onlara yardım cı oluyor muyum?»
diye sordu. İbn M übârek: «Hayır, yardım cı olan sen değil, sana iğne
ile ipliği satandır. Sen ise, zalemenin tâ kendilerindensin.» dedi.
Dâvete icabet, sünnet-i m üekkededir. H attâ bâzı yerlerde vâcib
olduğunu söyleyenler de vardır.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) E fendim iz:
aK üra’ denilen yere de [Tebûk yakınında bir yerdir.] dâvet edilsem
; icâbet eder, bir paça yemeği ikram etseler kabûl ederdim» (43)
buyurm uştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir