DİŞLEMEK
DİŞLEMEK geçi. f. (diş’ten diş-le-mek). Bir şeyin bir parçasını ısırıp koparmak ve¬ya bir şeye dişlerini geçirmek: Selâhattin yere bakıyor, alt dudağını dişliyordu (K 1 ahır). II Dış diş yapmak. [| Mec. Rahatsız etmek: O alçakça nankörlükler, senin dı vicdanını dişledi (M. E. Yurdakul).
¦ Dişleme i. Mimar. Dis diş bezek, dan¬tel şeklinde süsleme.
¦ Dişlenme i. Dişçilik. Dişlerin çıkması. (Ağızdaki bütün dişlerin belirli çıkış zaman-ları vardır.)
387
6 yaşında 20 yaşında
¦ Dişilik i. Dişi cinsten olma hali: Ka dinin dişiliği her hareketinden belli oluyor Bot. Dişilik yitimi, apogami tipi, (LM) DİŞİCİK i. (dişi’den dişi-cik). Küçük dişi.
— Anat. Dişicik başı. Bk. TEPECİK.
~7w.Bot. Dişicik borusu, disi organın tepe¬ciği ile yumurtalığın arasındaki kısım. Ge¬nellikle borumsu biçimdedir. Tozlaşmadan sonra meydana gelen çiçektozu boruları bunun içinde gelişir. Bk. ANSİKL.
. “SJKL- . Dişicik borusunun uzunluğu çok değişiktir. Bazen hiç olmayabilir. Dişi- cık borusunu meydana getiren dilimler yu- murtalıgın kaç tane meyve yapraktan oluş-tuğunu gösterir. Dilimler belirli olabilece-
fildişi
tabakası
çiğneme yüzeyi
diş minesi
.taç
dişreti kenarı
dişeti
seman
atın dişleri
dişle
kedi balığında
İST<;İ:\K
kesici
dişler
insanda dişler
kök
kanal
diş çukuru
bağı
çene kemiği
UCU dişin yapısı
dişbudak yaprakları
diş çıkar
— Coğ. Bir kıyının diş biçimi alması.
* Dişlenmek geçz. f. Dişle ısırılmak.
Diş diş olmak. || Mec. Çekinilir, dediğim
yaptırır hale gelmek, (m)
DİŞLİ sıf. (diş’ten diş-li). Dişleri olan:
Gel benim altın dişlim (O. V. Kanık). J|
Mec. Kendisinden çekinilen, sözü geçen, nu-
fuzlu- Fakat o asırlarda herkes kapatma
tutamazdı. Dişli olmak icap ederdi (Ahmed
Rasim). Buranın ağa kısmı, dişli takımı
öfkeli olur (K. Tahir). || i. Dişleri olan çark.
ÇEŞ. DEY. Dişli tırnaklı, çetin. || İnci
dişli, düzgün ve küçük dişleri olanlar ıçtn
kullanılır.
— Anat. Kenarları girintili çıkıntılı olan
‘ bazı organlara denir. || Dişli boğ, omurili-
ğin yan yüzüyle sert zarın iç yuzu arasında
bulunan ve ince zardan oluşan telsel levha.
(Dış kenarı girintili çıkıntılı olduğu için bu
adı alır.) || Dişli kaslar, gögüstekı çift kas.
(Büyük dişli kas, ilk on kaburgadan kürek
kemiğinin omurga tarafındaki kenarına ka-
dar uzanır, göğsün üstüne doğru kıvrılır.
Koltuk altının iç kenarını meydana geti-
rir. Küçük dişli kaslar, göğsün arka yüzün-
de, biri üstte, diğeri altta bulunan iki kü-
çük kastır; bir aponevrozla birbirine bağla-
nır.)
— Bot. Karanfil, karamuk ve ortanca gibi meyvesi kapsül şeklinde olan bitkilerde kap¬sül kapaklarının veya çatlama çizgilerinin girintili çıkıntılı kenarları için kullanılır.
— Coğ. Dişli kıyı, kesikli, girintili çıkıntılı.
— Denize. Dişli kelebek, bir demiri fundo edileceği (denize atılacağı) ana kadar aynı durumda tutan düzenek. (Çiposuz bir de¬miri loçnsı içinde tutan vc demirin atılacağı
anda gevşetilen basit bir mekanizmadır. Demiri atmak için bu dişli kelebek gevşe¬tilir.)
— İnş. Dişli tuğla, kenar kısmında bir çıkıntı bulunan tuğla.
— Mekan. Dişli çark. || Dişli çark açma, dişli çarkların, freze bıçaklarının dişleri¬nin açılması. (Bu işlem sırasında, uygun profildeki kesici takım, işlenecek parçanın eksenine paralel [düz dişli veya alın diş¬li], eşik [konik dişli] veya helisel [helisel dişli] olarak hareket eder.) || Dişli çark açma tezgâhı\ dişli çarklar üzerine dış aç¬mağa yarayan takım tezgâhı. || Dışlı çor* grubu (takım dişliler), iki mil arasındaki hız tahvil oranı büyük olduğu zaman, ara¬ya vasat milleri ve dişli çarklar eklenerek yapılan dişli çark sistemi. || Dişli çarklar, üzerlerine tespit edilmiş oldukları milleri, sabit bir hız tahvil oranında döndüren dışlı makine elemanları sistemi. (Bk. ANSİKL.) || Dişli kavrama eğrisi boyu, bir dişli, çarkın bir dişinin, maşa sisteminin pinyon veya paletlerinden kurtulmasıyle aldığı yol. || Diferansiyel dişli çarklar. (Bk.