Genel

DİZEL

DİZEL

DİZELDİZEL

DİZEL i. (mucidi Rudolf Diesel’in adın¬dan). Mekan. Gazoil veya ağır yağlarla çalı¬şan içten yanmalı motor. (DİZEL MOTORU,
AĞIR YAĞ MOTORU, ENİEKSİYONLU MOTOR
da denir). || Dizel-elektrik lokomotifi, dizel motoruyle çalışan lokomotif. Dizel motoru bir elektrik jeneratörünü tahrik eder, je¬neratör de dingillere kumanda eden motor¬ları besler. || Dizel-hidrolik lokomotifi, bir

dizel motoru tarafından sağlanan gücü, hid-rolik veya hidromekanik bir transmisyon¬la tekerleklere intikal ettirilen lokomotif.
|| Dizel yağı, ağır yağla çalışan dizel mo-torlarında kullanılan yakıt. || Yarı dizel, daha az tazyikle çalıştığı için, elektrikle ateşlemeyi gerektiren dizel motoru.
— Petr. Gazoil (gaz yağı) ile fuel-oil ara-
G X A
sında petrol damıtma ürünü. ||
100
sayısıyle belirleyen büyüklük. Bu formülde G, A.P.i. cinsinden yoğunluk: A, ürünün anilin noktası’dır.
— ANSİKL. Mekan. Dizel motoru iki veya dört zamanlı devirle çalışabilir ve aşağı yukarı tamamen benzin motoruna benzer. Aradaki tek fark, dizel motorlarında kar¬büratör ve gerçek anlamda bir ateşleme sistemi bulunmamasıdır. Silindir, gaz hava karışımı yerine, temiz hava emer ve sı¬kıştırır. Sıkıştırma zamanının sonunda bu te¬miz hava yüksek basınç altında doğru¬dan doğruya yanma odasına püskürtülen ya¬kıtla karışır. Genellikle yüzde 15 oranın¬dan fazla sıkıştırılan havanın sıcaklığı yükselir ve yakıt hava karışımı kendi ken¬dine alevlenir. Piston yalnız temiz hava sı¬kıştırdığı için, yakıt püskürtülmedikçe ateş¬leme başlamaz. Kam milleri krank miliy¬le beraber çalışan bir veya birkaç küçük pompa aracılığıyle, yakıt pistonlara dağı¬tılır. Bir taşıtta pompaların debisi ve gücü gaz pedalıyle ayarlanır. Pompa ile ayarla¬nan yakıt, bir enjektör’le silindirlere püskür¬tülür. Enjektörün görevi, yakıtı küçük zer¬recikler haline getirerek havayle tamamen karışmasını sağlamaktır. Çok hassas olan bu organın çalışmasını inceden inceye a¬yarlamak gerekir. Aksi takdirde, yakıt ta¬mamen yanmayacağı için motordan koyu siyah bir duman çıkar. Yanma odası deği¬şik şekillerde olabilir. Direkt püskürtmeli motorlarda silindir başlığı, üst kısmından supaplarla dağıtım yapılan benzin motor- larındakine benzer ve enjektör, ateşleme bujisi durumundadır, ön yanma odalı mo¬torlarda, piston başlığında ön hücre veya ön yanma odası denilen bir oyuk bulunur. Bu oyuğun piston tarafındaki yanma oda¬sı ile bağlantısı vardır. Enjektörün bu o-yuğa yerleştirilmesi, mümkün olduğu kadar tam yanma sağlayan bir gaz akımı elde etmek imkânını verir. Genellikle sıcak tu¬tulan bu oyuğun, motor soğutulurken de soğumamasına dikkat edilir, bu da yakıtın kolayca yanmasını sağlar. Soğumuş moto¬run harekete geçirilmesi silindir başlığı içi¬ne tespit edilmiş «ısıtma» bujisiyle sağla¬nır. Bir kontakt sonunda bataryadaki akım, bujinin içindeki tel elektrot’a iletilir. Ak¬kor derecesinde kızan tel, ateşleme kendi kendine meydana gelene kadar ilk alevlen-meyi sağlar.
Dizel motorların üstünlüğü, benzinden daha ucuz olan ağır yakıtlarla yüksek bir ran¬dıman sağlamasıdır.
• Tarih, ilk dizel motoru 1897’de Alman¬ya’da yapıldı. Bundan önceki 37 yıl içinde, kıvılcımla ateşlenen dizel motorları ticarî amaçlarla imal edilmişti. Sıkıştırma ile a¬teşleme sisteminden ilk defa söz edenin, fransız bilim adamı N.L.S. Carnot olduğu
sanılır. Carnot, Refléxiotıs sur la Puissance Motrice du Feu et les Machines Propres à Développer cette Puissance (Ateşin Tahrik Gücü ve Gücü Geliştirecek özel Makine¬ler üstüne incelemeler) adlı eserinde, silin¬dir içindeki havayı basınçla sıkıştırarak, ilk hacminin on dörtte birine indirmek ve böylece yakıtı ateşleyebilir hale getirmek imkânından söz eder. Ancak, modern oto¬mobillerdeki dizel motorlarının temel ilke¬sini ilk defa tasarlayan fransız bilgini Alp¬honse Beau de Rochas’dır (1862). De Roc- has’nın ilkeleri, 1876 yılına kadar uygu¬lanamadı. Hava karışımının, yanmadan ön¬ce silindir içinde sıkıştırılması ilkesine da¬yanan ilk motor ise, Nicolaus Otto tara¬fından imal edildi. Otto’nun bu motorunu örnek alan ve üzerinde çalışmalar yapan Rudolf Diesel, dizel motorlarını gerçekleş¬tirdi.
Rudolf Diesel, o güne kadar yapılmış olan motorlardan farklı olarak, sadece hava-ya- kıt karışımının yanma oranında bir değişik¬liği öngörüyordu. Buna göre yakıt, pisto¬nun ilk devrinde son derece yavaş yana¬cak, böylece basınçta bir artış olmayacak¬tı. Kıvılcımla ateşlenen motorun birdenbire infilâk etmesine engel olmak için, yanma olayını yavaşlatmak gerekiyordu. Diesel bu amaçla, silindirdeki hava-yakıt karışımını indüklemek yerine sadece havayı indükle¬meyi ve böylece havayı, yakıtı ateşlemeye yeterli ısıyı sağlayacak kadar sıkıştırmayı teklif etti. Bu sayede pistonun inişi sırasında yakıtın yanma odasına azar azar püskürtül¬mesi sağlanacaktı. Yakıtı bu metotla tutuş¬turmak için havanın, santimetre kare ba-şına 35 kg’lık bir basınç yapacak şekilde- sıkışarak 550°C’lık bir ısı sağlayacağını he-sapladı. Diesel, büyük bir ihtimalle, bu sisteme göre çalışan bir motorda her çeşit yakıtın kullanılabileceğini sanmıştı. Bu yüzden de, en ucuz yakıt olan toz kömürle işleyen bir motor yapmayı teklif etti. Al¬manya’daki kömür madenlerinde büyük his¬sesi olan Krupp şirketi, Diesel’in bu tek¬lifini malî yönden destekledi. Bununla bir¬likte kömürle işleyen dizel motoru fikrinden kısa sürede vazgeçilerek, Augusburg’daki Maschinenfabrik atelyelerinde petrolle işle¬yen bir motor üzerindeki çalışmalara devam edildi. Büyük güçlüklere ve başarısızlıklara rağmen sürdürülen bu çalışmalar, 1897’de ilk dizel motorunun yapılmasıyle sonuçlan¬dı. Ne var ki, ilk dizel motorlarının, üret¬tikleri enerjiye oranla çok ağır olması, bu motorların yalnız sabit enerji kaynakları o¬larak kullanılmasını gerektiriyordu, ilk di¬zel motoru, beygir gücü başına 205 kg a- ğırlığındaydı. Dizel motorları, Birinci Dünya savaşında ilk defa denizaltılarda kullanıldı. Otomobil sanayiinde kullanılabilecek ölçüde küçük ve hafif dizel motorlarının yapımı ise ancak 1922 yılında Almanya’da mümkün oldu. Bu dizel motorlarına yeni kullanma alanları sağladı. İlk dizel lokomotiflerinin demiryollarında kullanılması ise 1934 yılın¬da gerçekleşti. Bundan sonra dizel motor¬larının imalinde büyük ve hızlı bir gelişme devresi başlar. 1935 Yılında Amerika’da di¬zel motorları imali 100 000 beygir gücünü aştı. 1937’de ise bunun iki katını buldu.
Dizel tipleri
• Çok hızlı dizel motorları. Bu gruba giren
solda, el dizgisi (mürettip harfleri kumpasta ve bir satır halinde yan yana getiriyor); yanda, dizgi-tertip (sütunlar halinde biraraya getirilen satırlar sayfa düzeni için çembere alınıyor)

dizkapağı kemiği (anat.j

Jan OLUGOSZ

dizel motorlarında, silindir sayısı 1-16 ara- atılması için pistonun yaptığı birinci ve fotoğrafçılık metotlarının bütünü. (Bu fi-
sında, silindir çapları 9-18 sm arasında dördüncü hareket arasındaki iki hareket de lim veya kâğıttan baskı klişeleri elde edi-
değişir; krank mili dakikada 1 200 ile 4 000 işlemin tamamlanması için gerekli olan ha- lir.) [Eşanl. fotodİzgI.] (Bk ansİkl ) II Ka-
dem yapar. Silindirler, başlangıçta art arda reketlerdir. lol ışınlı dizgi makinesi, magnetik bir a-
sıralanırken, günümüzde V şeklinde düzen- İki zamanlı motorlarda giriş ve çıkış (eg- landa, bu alanın yoğunluğunca az veya çok
lenmege başlanmıştır. Bunlar daha çok trak- zos) devirleri yoktur. Silindirlerin dışında ve sapmaya uğramış katot ışınlarının has-
törler ve kamyonlarda kullanılır, iki zaman- basınç altında tutulan hava, piston patlama- sasiyetjnden faydalanarak fotoğraf tekniği i-
lı ve dört zamanlı devire gore çalışır; ba- devrinin sonuna yaklaşırken pencereler yo- le çalışan dizgi makinesi (Bk. ANSİKL.) II
zılarında yanma odaları bölümlüdür. Bu luyle içeriye girer (bk. şekil 2). İçeriye giren Makine dizgisi, kelime, satır, baslık ve say-
grup dizellerin en tipik örneği, 12 silindirli, hava akımı silindir kafasındaki ikinci bir faların dizgi makinesiyle düzenlenmesi is-
i.kL/,aIianİ1’ SİUndir ^P. 11 sm, dakikada sıra silindir pencereleri veya supapları yo- |emi. (Bk ANSİKL.) II Mikser dizgi makine-
2 100 devir yapan, azami 482 B.G. kuvve- luyle egzos gazlarını dışarıya atar. Buna si, iki, üç, dört ve altı mağazalı dizgi ma-
linde^ motorlardır. Butun, dizel motorlarında siipiirme işlemi denir, (lm) kinelerinin, mağaza değiştirme işlemini elek-
alasırnından yapıhmş bindir yatakîkrı kTne DİZELLEŞTtRME i. Bir demiryolu idaresi- tronik tekniğiyle ve düğmeler aracılığıyle ger-
fesmt ¿dilfr Avrıca vataklai da silindirlerin nin cer »raçlannı değiştirerek buharlı loko- çekleştiren çeşidi (Mikser düzeneği olmayan
kızmaması icin su do u sü ndir blokların n motifler *erine di«’ motorlu (dizel-elektrik fok mağazalı* dizgi makinelerinde bu iş-
icine verlestirilir Hava silindir blokları a veya dizel-hidrolik) lokomotifler veya nor- lem, operatör tarafından ve mekanik düze-
rasına yerleştirilmiş bir Roots körüğüyle, mal katarlar yerine dizel motorlu mototren- nekle gerçekleştirildiği ıçm zaman kaybına
yakıt ise silindir kafalarındaki enjektörlerle ler koyma5′- Ilı! I™ h„İl Siw
sağlanır. Pistonlar, bağlama çubuklarından — ANSiKL. A.B.D.’de tüzelleştirme hare- , k bırakılarak sanrın ortasfna eelecek se
yataklara püskürtülen yakıtla soğutulur. Mo- ketine İkinci Dünya savaşı sırasında başlan- /J,. j i ” ?. ¡ff
torun ağır olmaması ıst«niyorsa alüminyum mış ve bu teşebbüs 1945-1955 yıllan arasın- d,zg-‘’
alaşımından yapılmış silindir blokları da da birçok demiryolu şebekelerine yayılmış- i? sfSr ™un^ kelime kesme”
kullanılabilir. Alüminyum alaşımlı dizel mo- tır. Bu hareket, katara, üçü dördü birarada A 1“, . kelime kesme
torlarında 12 silindirli bir model, azamî ve- bağlanabilen yüksek güçte (1 500 ile 2 000 JT
rimde B.G. başına 3 kg ağırlığmdadır. beygir gücü) lokomotiflerin seri halinde ya- f.. .? y l makineye kumanda eden bir ordı-
. 0r(a Htzl, dizel motorları Dakikada 900 P.mVgerç’ekleştirilmiştir. Sabit tesisler L- S y die“ ^fr’di^^dfzgi’T tem
ile .1 200 devir yapan bu dize, motorlar, peCTnelde^nen'”erin”haT ANSÎKL> » Uzfktan^dizgi*öizTZiinek
denizcilikte, demiryollarında ve sabit ener- ^trolden elde: edilen türevlerin har- rine kumanda edecek deIikli itler üzerine
jı merkezlerinde kullanılır. Bu alanda kul- çanmasına ımKan veren ou gelişmeye oan- eerevı: ««arertM’fn telli veva teki? «îctemlp
lanılmak üzere, 2 000 B.G. kuvvetinde mo- kalar da yardım etmiştir. Avrupa’da ise di- aktarılmas. Bk ™İ!-
torlar da yapılmıştır. Daha yüksek güç ge- ^elleştirme, otoray (mototren) denilen hafif T^YP.
rektiği zaman, iki zamanlı veya dört za- dizel makinelerinin yapılmasıyle 1930 yılla- A1T£,*T,X „
manii türbo süper şarjlı motorlara başvu- rı°da başlamış, bu lokomotiflerin giicü ve ANSİKL. Matbaac. El dizgisi. Hurufat
rulur. Ağır işlerde kullanılacak motorun sayısı yükselmekte devam etmiştir, ilk örnek- kasaları önünde duran mürettip, kasanın
gövde kısmını çelikten yapmak gerekir. 20 ler hariç, esas dizel lokomotiflerinin yapımı- gözlerinden harfleri bir bir alır ve kumpa-
ile 25 sm çapındaki silindirler krank mili- na İkinci Dünya savaşından sonra başlana- sa yerleştirir. Satır boylarının kesinlikle e-
nin hızını dakikada 800 devire kadar yük- bilmiştir. Günümüzde, Avrupa’da hafif ve §it olması için, çeşitli kalınlıklardaki es-
sekebilir yollu, A.B.D.’de ise ağır ve yolsuz mo- paslar ile, kelime arası boşlukları azaltır
imâl erimektedir âîinX çaplS“ 74STm nlmaya doğru gidilmektedir. * 5 £*?«***•
kadar olan bu motorlar iki zamanlıdır. • Türkiye’de de dizelleştirme çalışmaları SSLJ,H.r y «,vL£h,
Krank mili dakikada 115 devir gibi düşük yapılmakta ve buharlı lokomotiflerin yerine 5 devam eder, sonra bir sicimle bu
bir hızla çalışır ve motorun gücü 12 500 -B. dizel lokomotifler konulmaktadır. Ayrıca,
G. kadardır. yurt içinde de Eskişehir Demiryol fabrika-
Şimdiye kadar yapılan dizel motorlarının en larında dizel lokomotif yapımı öngörülmüş
büyüğü, Kopenhag’daki H.C. Orsted elek- ve yılda 30 lokomotif yapılması karar-
trik firması tarafından imal edilmiştir. Bu laştırılmıştır. Bunlar 2 400 ve 1 800 beygir …
dizel motorunun çift hareketli sekiz silin- gücünde olacaktır. Nitekim bu program ge- beri, matbaa harflerinin fotoğrafını çek-
diri vardır. Silindirlerden her birinin çapı reğince 1972 yılı sonuna kadar 98 adet a- mek, sonra da saydam hurufat matrislerini
84 sm’dir ve 22 500 B.G. kuvvetindedir. Dü- nahat dizel elektrik lokomotif yapılacaktır, kullanmak düşünülüyordu. Bu araştırmala-
şük hızlı dizel motorları, genellikle sabit Bunların 74’ü 2 400 BG’de, 24’ü ise 1 800 rın sonucu iki tip filim dizgi (veya foto-
enerji kaynağı olarak, bazen de denizcilik BG’de olacaktır. Ayrıca, ikinci beş yıllık dizgi) makinesi oldu.
alanında kullanılır. plan döneminde 34 tane de dizel manevra ı. Birinci tip filim dizgi makineleri bilinen
• Gaz dizelleri. Bu tip dizel motorları, ye- lokomotifi yapılacaktır. (LM) mekanik sisteme göre, sadece madenin (kur-
terli hacimdeki gazı hava akimiyle indük- DİZGE i. (dizmek’ten diz-ge). Yeni. Sis- §un) yerini bir fotoğraf gereci almış olarak
ler ve toplam yakıtın yüzde 5’i kadar kü- tem. (M) işler.
çük bir yakıt miktarını, tutuşturmayı sağla- DİZGİ i. (dizmek’ten diz-gi). Matbaac. Mat- Bir Intertype yapımı olan Fotosetter*in gö-
mak amacıyle zamanında püskürterek bir baa harflerini kelimeler, satırlar, sayfalar rünüşü, mekanik dizgi makineleri gibidir,
çeşit pilot şarj ödevini gorur. Püskürtülen meydana getirmek üzere düzenleme işlemi: Kurşun potasının yerine bir fotöğraf ma-
yakıtm duşuk seviyede tutulmasında amaç, …daha yazım dizgiye giderken parasını al- kinesi konmuştur.
yanma odasındaki hava-gaz karışımına yakı- d,m (Y.Z. Ortaç). [Sayfa düzenleme işlemine Hurufat şeffaftır ve matrisin düz yüzeyin-
tın iyice karışmasını ve tutuşmanın sürek- tertin* denir- di7ei-tertin terimi her ikî ici^mî ^ v î marnsın auz yüzeyin
lilipini sa §1 a m aktır fi ayla ralıcan dizel mn- \ p ? ,, £». ?** ,. p terimi ner ıkı işlemi de, yanı yan ında yer alır; mekanik dizgi
kapsar.] || p*zş\ makinesi, tıpografı v.b. tek- makinelerinde olduğu gibi, matrisin if’ine
sütun veya sayfayı sıkıca bağlayarak, bir
köşeye ayırır; sayfa veya forma tertip e-
dilirken, bu hazır sütun veya sayfalar,
plan gereğince biraraya getirilir.
Filim dizgisi. Geçen yüzyılın sonundan
torlarının bir başka tipi ise, çift yakıtlı di- niklerden flvdalanar^ Wl7k Lna ,ncien . 2Çlugu *T’ marnsın ıç ine
zel motorlarıdır. Bu motorların gaz tertiba- ”ebaz?dSîmliS Yazılmamıştır. Klavye tuşlarına basarak dı-
tındaki fark daha fayla vakit nikkiirtphii , • , ar?a sayta dız„mege yarayan zılen matris satırı, projeksiyonla
tındaki tark, aana i azla yakıt püskürtebil- makıne. (Turkçede aynı anlamda, maki- ve her harfin bir bir resmi çekilir
mesı ve gaz ikmali yetersiz olduğu zaman neıerın marka veva tin adlan olan linntin çeKiıır.
daha Î\7 pay inHiikİPVPrpt cpkilHp Hii7pn1pn. . . ^ . Rir Mnnntvnp vanımı nlan nnn
daha az gaz indükleyecek şekilde düzenlen- enter[İD vh kelimeler de kullanılır^ II m«* Bir Monotype yapımı olan Monophoto, bi-
miş olmasıdır Sabit dizel enerji merkezle- tan veya sondan] Boshl dizg, sayj{, linen delikli şerit klavyesiyle (monotip klav-
“?.de- motorları tercih e- gereğince sat,rl:,nn başında veya sonunda fs,) çal,5,r-. Bl”?da makine kurşun po-
dı ır. Çunku tabii veya sum gazlar kulla- belli bir boşluk bırakarak dizme işlemi. (Bu tasının yerim bir fotoğraf ünitesi alır,
nıldıgı zaman birim enerji başına masraf, en jsıemıe siif„niar veva hamlıkla mptîn Çemberde matrisler yerine, harflerin nega-
ucuz yakıttan daha düşük fiyata mal olmak- smda is^enen araMtîar “‘IH a”‘ >if Altaıtel bulunur. Monophoto
Temel ilkeler
içten yanmalı ve karşılıklı hareket eden pis-
tonlu bütün motorların temel ilkeleri şöyle
sıralanabilir:
1. hava akımı silindirlere, emme supapla-
rından gönderilir;
sında istenen aralıklar sağlanır. Aynı
lamda başa dayalı, başa ve sona da\
veya sona dizgi terimleri de kullanılıı
Blok dizgi, alt alta gelen satırların l>.ı-k
sırasında baş ve son hizası .bakımının
_ nun, hata-
satırı kazıyarak yerine düzeltilmiş satı-
rı yapıştırma esasına dayanan, filim üze-
rinde tashih sistemi de vardır.
2. İkinci tip filim dizgi makineleri, alı¬şılmış dizgi makinelerine hiç benzemeyen,
şif boyda olması. ]| Cebir dizgtsi, basım _ .
cılık tekniğinin alışılmış dizgileri dışında bir optik ve elektronik tekniğinin son gelişme-
işlem gerektiren, matematik veya başka ko- lerinden faydalanan makinelerdir. Bunların,
nularla ilgili işaretler, formüller ve he- ayrı unsurlardan meydana gelen yeni bir
sapların dizilmesi. || Doğrudan. sayfa diz- donanım tarzı vardır.
2. hava akımı basınç altında sıkıştırılır, gisi, ofset tekniğiyle basımda, özel makine- İki fransız mühendisinin (Higonnet ve Moy- tutüştürülür ve yakılır; lerın, ınce_ madenî levhalar veya plastikleş- roud) eseri olan Lumitype-Photon, modern
3. ısınmış gazların genleşmesiyle meydana tırılmış kağıt tabakalar üzerine, yağlı bir elektronik tekniği kullanan ilk dizgi ma- gelen basınç, pistonu aşağı doğru iter; mürekkeple, sayfa veya forma bütünleri diz- kinesidir. Elektrikli bir yazı makinesi klav-
4. yanma sonucunda meydana gelen fazla- mesı işlemi. || El dizgisi, kelime, satır ve el yesi ile. bir hesap ve kontrol düzeneğinden
Roman DMOWSK i llklar egzos supabı ile silindirden dışarı atı- başlıkların bir mürettip tarafından ve el ve bir fotoğraf cihazından meydana gelir.
üt’ v A- i u • ¦ « İ . Ezilmesi işlemi. (Gazete mürettiphane- Operatör tuşlara basmakla yetinir; hiç bir
Eger silindire gelen hava, pistonun aşağı lerınde özellikle başlık dizen işçilere başlıkçı hesap, ayar ve tashih yapması gerekmez;
doğru inmesiyle emme supabından içeriye denir.) [Bk. ANSİKL.] || Espaslı dizgi, harf- bu işlemler için de özel tuşlar vardır. Sayfa
alınıyor ve yanmış gaz pistonun yukarıya ler veya kelimeler arasında istenen ölçüde düzeni göstergesi, bir plana göre çalışma-
doğru hareketiyle egzos supabından dışarı- boşluk bırakılarak yapılan dizgi. (Bk. ES- sını sağlar. Geleneği bozarak bu ılk fran-
ya anlıyorsa, bu işlem pistonun dort ayrı PAS.) || Filim dizgisi, negatif veya fotoğraf sız Lumitype’lerinde, kadrat yerine metre
hareketiyle tamamlanır (bk. şekil 1). Havanın kâğıdı üzerinde, kontak veya projeksiyon sistemi kullanılmış ve birim olarak mili-
ıçerıye alınması ve yanmış gazın dışarıya yoluyle dizilmiş metin elde etmeyi sağlayan metrenin onda biri alınmıştır; harflerin bü-

yüklüğüne olduğu gibi, satır aralarına, boş-luklara ve her çeşit dizgi hesap ve ayarla¬rına da bu birim uygulanmıştır. Makinenin fotoğraf ünitesi kısmında, üzerinde matris¬ler bulunan bir molt (disk) aralıksız döner; bir stroboskop* flaşı zaman zaman bu dö¬nüşü optik olarak durdurur ve gereken harflerin fotoğrafını çeker.
Bir Linotype yapımı olan Linofilm, dört ayrı üniteyi biraraya getiren bir bütündür: bir klavye, bir fotoğraf ünitesi, bir şerit terkibi ve kumpas düzenekleri. Bu sonuncu düzenek, akla gelen her ölçüde büyütme ve küçültme imkânları olan bir sayfa dü¬zeneğidir. Saydam kâğıt üzerine çizilmiş bir plan çerçevesi içinde, operatör, dizdiği satırı buzlu bir cama yansımış olarak gö¬rür ve çekmeden önce, satırı istediği yere kaydırır.
Delikli şeritlerden emir alan filim dizgi makinelerinin fotoğraf üniteleri büyük hızla çalışır: Lumiîype 723’ün saatte dizgi sayısı 20 000 ile 80 000 harf arasında değişir.
Filim dizgisi esasına göre çalışan baslık makineleri, başlık satırları veya kısa ve süslü metinler dizmeğe yarayan, daha sade makinelerdir. Bunlarda operatör, ya şeffaf matrisleri bir kumpas’ta eliyle yan yana ge¬tirir ve satırın bir filim veya kâğıt üzeri¬ne kopyası alınır (Hadego’da olduğu gibi); veya bir disk yahut şerit üzerinde bulunan matrislerden istediklerinin bir bir kopyasını alacak bir ‘düzeneği harekete geçirir. Bazı başlık makineleri kontak yoluyle, çoğunluğu ise projeksiyon ile çalışır ve bu sonuncu¬larda, harflerin büyütülmesi, küçültülmesi, isteniyorsa biçim değiştirilmesi mümkün o¬lur. Bunlardan pek çok alanda, haritacılık¬ta, sinemada v.b. yerlerde faydalanılmakta¬dır. j Yazı makinesinden çıkmış metinleri, daha iyi bir görünüş vermek üzere filim üzerine geçiren makineler de vardır (Optype gibi). Bunlarla her çeşit tashih, ayarlama, büyü¬tüp küçültme, eğriltip doğrultma işlemleri yapılabilir. Kâğıt üzerine inen tuş, optik olarak satır satır okunur; özel bir kamera, fotoğrafı çekilmeden önce satırları istenen biçime sokar. Filim üzerine yapılmış bütün dizgilerde, provadan, ozalit kâğıdına isten¬diği kadar kopya çekilebilir.
• Katot ışınlı dizgi makinesi’nde, ışıma, önce bir ilk saptırma sisteminden geçirile¬rek, seçilen harfin üzerine yöneltilir. Sonra ikinci bir saptırma sistemi uygulanarak, har¬fin istenen yere, meselâ baskıda kullanıla¬cak filim üzerine yansıması için ışınlara verilecek yön sağlanır. Gerekli net’liğin el¬de edilmesi için, harfler, her biri objektif karşısında tek kalacak şekilde bir kafes tarafından çerçevelenmiştir. Harflerin gö¬rüntüsü bir televizyon ekranına da yansıtı- labilir ve bu durumda dizginin tümünün bir kerede fotoğrafı çekilebilir. Bir katot ışınlı dizgi makinesi olan Zip’in dizgi hızı, sani¬yede 150 harftir. Daha hızlı çalışan maki¬neler de yapılmıştır.
• Makine dizgisi. Günümüzde, başlık diz¬gisi dışında hemen bütün dizgi işlemleri ma¬kinelerle yapılmaktadır. Dizgi makinelerin¬de daktilo makinelerininkine benzer bir klav¬ye vardır. Bazı makinelerde (linotip [Lino¬type], entertip [İntertype], tipo dizgi [Typog- raph] v.b.), klavyenin tuşlarına dokununca harekete geçen harf matrisleri otomatik ola¬rak yan yana gelir ve bir bütün halinde dö¬külecek olan satır için kalıp vazifesi gö¬rür. Diğer makinelerde (monotip [Mono¬type]), klavyenin tuşları bir kâğıt şeridinde delikler açar ve daha sonra döküm kısmına geçen delikli şerit istenen sıra^ uyarınca harflerin ayrı ayrı dökümünü sağlar. Klav¬ye ve döküm kısımları ayrı olan monotip dizgi makinelerinde uygulanan dizgi prensi¬bi, büyük hızla dizen ve klavyelerin yerini delikli şerit okuyucu cihazları almış olan li¬notip ve entertip’lerde de kullanılır. Uzaktan dizme sisteminde de (teletayp), bu prensip¬ten faydalanılır: şeritte delikler, telgraf yo¬luyle alınan elektrik vurgularıyle açılır. Baş¬lık (ludlov [Lüdlovv]) ve çizgi (Elrod) dö¬ken özel makineler de vardır.
• Otomatik dizgi. Telgraf gerçekleşeli beri, dizgi makinelerini uzaktan yönetmek ve diz¬gi işini hızlandırmak düşünülmüştür. 1929’- da, teletayp (Teletypesetter veya TTS), özel bir klavyeye delikli şerit ile kumanda ederek
dizgi imkânını sağlamıştı. Monotip siste¬minde de zaten, dizgi iki ayrı işleme bö¬lünüyordu: bir kâğıt şeritte delikler açılma¬sı ve bu şerit ile döküm kısmına kumanda edilmesi. Otomatik dizgi sistemleri de bu prensibe dayanır ve bunlarda işlem, önce bir ilk şeridin delinmesi, sonra tashihli şeridin elde edilmesi ve bu şerit ile dizgi makinesinin harekete geçirilmesi olarak sıra¬lanır.
İlk şeritte, yazı makinelerine benzer ve de¬liciye bağlı bir klavyeli makine ile delikler açılır. Elektrikli özel klavyelerde gerçekleş¬tirilen gelişmelerle, saatte ortalama 10 000 ile 15 000 işaret yazma imkânı sağlanmış, sa¬atte 29 000 işaretlik rekora da ulaşılmıştır. Klavyeyi müsvedde okuyan bir makineye bağ¬layarak, elle yazmadan otomatik yazmaya geçmek suretiyle, bu hızı daha da arttırma çareleri aranmaktadır. Amerikan yapımı bir makine, özel bir büyük harf katalogu uya¬rınca yazılmış müsveddeleri şimdiden hata¬sız okumakta ve bilinen daktilo makineleri¬nin yazılarını ve el yazısı müsveddeleri oku¬yabilecek makineler üzerinde de çalışılmak¬tadır. Elde edilen ilk delikli şerit üzerin¬de (fr. bande au kilomètre, alm. éndlosst- reife, ing. idiot tape) harf, rakam ve nokta-lamalar, espaslar, paragraflar, satır aralık¬ları için özel işaretler bulunur. Kullanıla¬cak harfin çeşidi, puntosu, ayar ve öbür özelliklerle ilgili emirler şeridin baş tarafı¬na kod gereğince işaretlenmiştir.
Bu ilk şerit üzerinde, tashih cihazlarıyle, satır sonu kesme ve ayar işlemleri için yarı veya tam otomatik düzeneklerle gerek¬li çalışma yapılır. Tashih için operatör, i¬kinci bir şeridi, sadece düzeltilecek satırları yazmak ve bunların referans numaralarını da belirtmek suretiyle deler, ilk şerit ile tashih şeridi, bir tashih veya şerit mikser makinesine (Robotype gibi) birarada takı¬lır; bu makinelerin iki okuyucusu ve tek sorti’si (çıkışı), bazen de şifresiz, yani oku-nabilir prova veren bir baskı düzeneği vardır.
Yarı otomatik bir satır sonu kesme üni¬tesi (msl. Linasec), bir sayıcı, bir şerit o¬kuyucu, bir katot tüpü ile bir delici’den meydana gelir. Tashih görmüş, ama sa¬tır ayarı yapılmamış şerit, okuyucu’nun ö¬nünden geçer. Kesilecek bir kelime varsa bu, katot tüpü üzerinde görünür ve ma¬kine durur. Operatör işe karışarak, ekran¬da görünen harfler arasındaki düğmeler¬den birine basarak kelimeyi istenilen yer¬den keser. Çalışma hızı saniyede bir satır kadardır. Tam otomatik ünitelerde, kelime kesme işlemi, operatör işe karışmaksızın ve büyük bir süratle yapılır. Bunlar, hafıza cihazları olan özel ordinatörlerdir. Bir u¬sulde, onbinlerce kelimenin şeritlere veya magnetik plaklara kaydedildiği hafıza-lûgat- ler kullanılır. Bir diğer usul, ünlü ve ün¬süzlerin, çok kesin esaslara göre üçer veya dörder harflik gruplar halinde toplanması demek olan mantıkî hafıza’ya dayanır; or- dinatör kesilecek kelimede harflerin sıralanı¬şını inceler ve hafızasında mümkün dilim¬leri tarayarak kelimede bu temel gruplar¬dan birini bulmağa çalışır. Bu istatistik kurallara sığmayan kelimeler (yaklş. ol. yüzde 10) hafızada ayrı bir istisnalar listesi teşkil eder ve gerekiyorsa makine bu liste¬ye başvurur.
Bu makineler, saniyede milyonlarca işlemi gerçekleştirmekle birlikte, elektromekanik e-lemanları yüzünden iş üretimleri sınırlı kal-maktadır. Delikli şeritlerin okunma hızı saniyede 500 ile 1 Ô00 işaret,- çıkış şeridi¬nin delinme hızı ise saniyede 100 ile 300 kelime kadardır.
Son yıllarda ticari nitelik kazanmış olan ordinatörlü dizgi sistemleri arasında Fa- irchild’i, Harris-İntertype’ı ve Monotype- Giittinger SA’yı sayabiliriz. Bunlar yanında, çok maksatlı ordinatörlerden dizgi işleri¬nin hazırlanması ve uygulanmasında da ge¬niş çapta faydalanılmaktadır. Tashih, ke¬lime kesme, ayar işlemleri dışında bu ma¬kineler, ilân sayfalarının, reklâm dizileri¬nin, telefon rehberlerinin, lügatlerin v.b.’nin tertibinde, metinlerin yerleştirilmesi ve mi- zanpaj’da da kullanılır. •
+ Dizgici i. Matbaac. Yeni. Bk. MÜRETTÎP. (LM)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir