Doğa, Bilim ve Şiir

DOĞA, BİLİM VE ŞİİR

Gaston Bachelard’a (1884-1962) göre, doğanın kurucu elemanları olarak kabul edilen dört eleman (su, hava, toprak, ateş) aslında edebî imgelemin en eski örnekleridir. Bachelard bu alandaki araştırmasını, ilk bölümünü bilim felsefesine ayırdığı eserinin ikinci bölümünde sürdürmüştür. Ateşin Psikanalizi (La Psychanalyse du Feu, 1938), Su ve Düşler (L’eau et les reves), 1942), Hava ve Düşler (L’Air et les Songe, 1943), iradenin Düşleri ve Toprak (La Terre et les Reveries de la Volanti 1946), Dinginliğin Düşleri ve Toprak (La Terre et la Reverie du re-pos, 1948). Bu eserler, sübjektivite ekseni çerçevesinde hayalî bir doğalcılık kurar. Bachelard, Husserl’e özgü fenomenolojiniıı ve Jung’a has psikolojinin izinde, arkaik, kendiliğinden değerlendirilen ve bilinçaltının derinliklerine itilmiş ilkel bir doğayı yeniden keşfeder. Böylelikle, Bachelard’a göre, insanın kafasında uyanan bütün hayallerin kökü, bütün «komplekslerin ve bütün «yalancı sorunların» kaynağı olan primitif, bilmecemsi bir doğaya uzanır. Bu kompleksleri ve sorunları bilimin aşması gerekir. Doğanın dört kurucu elemanı, bizi birbirine zıt hayallere sürükleyerek büyülün ölü yakma/erime (ateş), yıkanma/boğulma (su), yükselme/düşme (hava), irade/sükûnet (toprak). Böylece (aynı zamanda doğurgan ana ve mezar olan ve kendine has ikili yanı gereği) doğa, matematik bilimin karşısında, insanlığın hayalinde kendi küllerinden şiirsel olarak durmaksızın yeniden doğmayı sürdürür.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*