EBÛ KÂMİL ŞUCÂ’; meşhur Müslüman cebir
ve matematik âlimi. İsmi Şucâ’ bin Eşlem bin Muhammed
Hâsib el-Mısrî olup, künyesi Ebû Kâmil’dir.
Matematikçiler arasında İbn-i Eşlem el-Hâsib
(hesab, matematik bilgini) adıyla meşhur oldu.
Doğum ve vefât târihleri belli değildir. Kaynaklarda
850-950 (H. 236-339) seneleri arasında yaşadığı
ifâde edilmektedir. Aslen Mısırlıdır.
Ebû Kâmil Şucâ’, matematik ve bilhassa cebir
sahasındaki başarılarıyla dikkat çekti. Ünlü matematikçi
Harezmî ile aynı devirde yaşadı. Harezmî’nin
eserlerinden çok istifâde etti. İkinci dereceden
cebir denklemlerini, Harezmî’nin metodu
ile çözüyordu. Bununla yetinmeyen Ebû Kâmil, bu
çözüm metodlarma bâzı orijinal îzâhlar getirdi.
Lineer (birinci dereceden), kuadratik (ikinci dereceden)
ve daha üst derecedeki denklemler, belirsiz
denklemler ve tam sayı problemlerine âit
çözüm yolları ortaya koydu.
Cebir târihinde ilk defâ olarak ikinci derecenin
üstünde denklemlerin çözümünü tam bir hassâsiyetle
gerçekleştirdi. Bu yüzden ona, Harezmî’den
sonra ikinci cebir teorisyeni gözüyle bakılmaktadır.
Cebirdeki bu otoritesini, İslâmiyette
fıkıh bilgisinin en mühim konularından birisi olan
ferâiz (mîrâs taksimi) hesaplarının çözümünde
kullandı.
Ebû Kâmil Şucâ’ın en meşhur eseri Kitâb-ül-
Cebr vel-Mukâbele adlı kitabıdır. Bu eserinde
Harezmî’nin cebirini geliştirmek gâyesini gütmüştür.
Eserin önsözünde Harezmî’ye olan şükranlarını
dile getirmiş, birinci bölümünde Harezmî’nin
cebirini özetleyip ilâvelerle açıklamıştır.
Burada katsayıları irrasyonel (köklü) sayı olan karışık ikinci derecede denklemlerin çözümlerini
göstermiştir. Böylece, Yunanlıların irrasyonel
sayılarla ilgili yanlış bilgilerini çürütmüştür.
Eserin ikinci bölümünde, kendinden önce gelen
Yunan ve İslâm cebircilerinin çözmekte güçlük
çektikleri hattâ çözemedikleri geometrik problemlerin,
kendi keşfi olan, cebirsel çözüm metoduyla
kolaylıkla çözülebileceğini ortaya koymuştur.
Bu bölümde çözdüğü problemler, bir dâire
içinde çizilmiş eşkenar beşgen, ongen ve onbeşgenin
kenarının uzunluğunun nümerik olarak tâyinini
ihtivâ etmektedir. Bu kenarları cebirsel
denklemlerle hesaplayarak, cebirsel denklemleri
öklit geometrisine uygulamıştır.
Eserin üçüncü bölümüne, ikinci dereceden
belirsiz eşitlikler ve bu tür eşitlik sistemleriyle
başlamaktadır. Kendisi bu eşitliklerin bâzılarının
yeni, bir kısmının daha önce incelenmiş olduğunu
söylemektedir. Bu ikinci tip eşitlikler Ebû Kâmil’in,
Diophantos ve Aritmeticca’nın tesiri altında
kalmadığını göstermektedir. Ebû Kâmil, bu
denklemlerden sonra, birinci dereceden denklem
sistemlerini de ihtivâ eden eğlendirici (dinlendirici)
matematik problemleri üzerinde durmaktadır. Eserinin
sonunda muayyen bir sayıdan başlayan sayıların
karelerinin toplamını veren ifâdeler üzerinde
bilgi verilmektedir.
Kendisini, El-Kerhî ve Ömer Hayyâm tâkib ettiler.
Batı âleminde ise Leonardo Fibonacci, Ebû
Kâmil’in metodunu benimsedi. Florian Cajori, matematik
târihi ile ilgili eserinde, mîlâdî 13. asrın ortalarında
Ebû Kâmil’in eserlerinin batı bilim dünyâsında
ve İslâm âleminde matematik ilimleri dalında
yegâne başvuru kaynağı olarak kabul edildiğini
ifâde etmektedir.
Ebû Kâmil Şucâ’nm yazdığı eserlerden bâzıları
şunlardır:
1) Kitâbu Kemâl-il-Cebri ve Temâmihi ve-
Ziyâdetihi fî Usûlihi: Bu eserinde Harezmî cebrini
olgunlaştırdı ve yeni cebir metodları geliştirdi.
Eserde, Ebû Berze’yi tenkid etti ve cebirdeki hatâlarını
ortaya koydu.
2) Kitâb-ut Tarâif-fi’l-Hisâb: Bu eserde üç,
dört ve beş bilinmeyenli denklemlerin çözüm metodları,
örnekleriyle îzâh edilmektedir. Cebir problemlerinin
çözümünde nesneler yerine harfler sembol
olarak kullanılmaktadır. Eserin bir nüshası
Hollanda’nın Leiden şehrindeki ünlü kütüphânede
bulunmaktadır.
3) Kitâb-üş-Şâmil fil-Cebr vel Mukâbele,
4) Kitâb-ül-Vesâya bil Cüzûrî, 5) Kitâb-ul-Cem’
vet-Tefrîk, 6) Kitâb-ül-Hatâeyn, 7) Kitâb-ül-
Kifâye, 8) Kitâb-ül-Mesâha vel Hendese, 9) Kitâbü’t-
Tayr, 10) Kitâbul-Miftâh-il-Felâh, 11)
Risâle fil-Muhammes vel-Mu’aşşar.
EBÛ KÂMİL ŞUCÂ
18
Eki