Endokard Hastalıkları
ENDOKARD HASTALIKLARI Endokarditis
En çok görülen şekli akut ateşli romatizma esnasında romatik endokarditis olarak görülür. Subakut bakteriel endokarditis (Romatik endokarditis. Endokarditis ienta) beta hemolitik streptokoklarının A grubundaki mikroplarla meydana gelir. Evvela tonsillalar çok defa enfekte olur ve bu enfeksiyondan 8-14 gün sonra da hastalık iltihabı reaksiyonla beraber muhtelif dokularda kendini gösterebilir. Subakut enao- kartisin sebepleri ise daha çok akut bakte- riyel enfeksiyonlardır. Stafiiokokus aureus. streptokokus viridans. pnömokok, gono kok gibi mikroplar sayılabilir. Romatizma! endokarditis de çok defa miyokard ve pe- rikard da tutulur. Bu durumlarda pankar- ditisten bahsedilir. Endokarditis çok defa kalb kapakçıklarını tutar. En çok tuttuğu kapakçık mitral kapakçıklardır ve bundan sonra da aort kapağı, daha sonra triküspit kapağı çok nadir olarak da pulmoner kapakçıklar hasta olabilirler. Endokarditisin semptomlarını şöyle şaşalayabiliriz: Sub- febril ateş hastaların % 90’mda mevcuttur. Kalb kapakçıklarının iştiraki hastaların % 85’inde olabilir. Emboliier % 75’inde, anemi 9c 66’sında splenomegali % 50, kalb yetersizliği % 30’unda, hemolitik ikter % 15’inde olmak üzere görülebilir. Emboli bazı vakalarda hastalığa elverişli olarak göze çarpar, beyinde böbrek arterlerinde,
periferik ekstremitelerde görülebilir. Anemi infeksiyöz toksik bir şekildedir. Mekanik bir değişiklikle eritrositler veriköz kalb ; kapakçıklarında hemolize olurlar ve bu şekilde hemolitik bir ikterde meydana gelebilir. Splenomegali retiküioendotelyai sistemin hastalığa karşı gösterdiği reaksiyon sonucudur. Davul tokmağı şeklindeki parmaklar saat camı şeklindeki tırnaklar ve derideki Ossler nodülleri hastaların üçte birinde aşağı yukarı bulunabilir. Laboratuar bulgusu olarak yüksek bir sedimen- tasvon, lökositoz, formülde sola kayma, hipokrom bir anemi, elektroforezde 2 glo- bülinlerin ve gamaglobülinlerin artışı görülür. Antistreptolizin titrasvonu yükselmiştir. Vakaların % 80’inde kriyoglobülin tespit edilebilir.
Tedavi için lüzumlu diagnostik tedbir kan kültürüdür. Kan kültürleri antibiyotik tatbikatından evvel yapılmalı ve birkaç defa tekrarlanmalıdır. Bilhassa ateşin yüksek olduğu devrelerde yapılmalıdır. Arte- riyel kandan alınması çok daha pozitif sonuçlar verir.
Elektrokardiyogramda- ekseriya non- spesifik ST değişiklikleri görülebilir. EKG bunun dışında tamamen normal olabilir.
Ekokardiyografi kapak bozukluklarının belirtilerini gösterebilir. Toraks radyografisinde kalb hudutlarının büyüdüğü bazen de kapakçıkların kalsifiye olduğu tespit edilebilir. Bakteriler sebep olmuşsa o bakteriye karşı tesirli olan antibiyotik kullanılmalıdır. Bakteri cinsi tespit edilemiyorsa î evvela çok yüksek dozda günde 20 ila 40 j milyon penisilin kullanılır (40.000.000 ünite) veya 5 gr. ampisilin gibi semisentetik penisilinler de faydalıdır. Penisiline karşı allerji mevcutsa sefalosporin günde 3 defa 4 gr. verilmelidir. İlave olarak gentamisin
1 defa 80 mgr. intramüsküler olarak verilir.
Romatik romatizmal endokarditis de ise antibiyotik refakatinde antifilojistik ilaçlarda verilmelidir. Mesela aspirin günde ‘ 5 ilâ 10 gr. veya fenilbutazon 3 defa 20 ! santigram verilebilir.–Romatizmal endokar- ditte steroidler çok tesirlidir. Yalnız bak- teriyel endokarditis beraber ise önce onun i konfrol altına alınması ondan sonra steroid tedavisine başlanması icap eder. Erken safhada kapak bozuklukları teessüs ediyorsa endokarditisin devamına rağmen kapak değiştirilmesine lüzum hasıl olabilir. Akut I safhanın tedavisinden sonra hastalar hiç olmazsa 6 ay daha penisilin veya penisil .
I deriveleri ile kontrol altında tutulmalıdır.
Endokardit geçirmiş bir hastada diş çekimi tonsillektomi veya diğer başka türlü operasyonlar yapılacaksa mutlaka operasyondan evvel ve sonra uzun süre endokardit profiiaksisi yapılmalıdır. Müdahaleden 1 ila
2 gün evvel mutlaka günde 3 gr. Ampisilin verilmeli ve müdahaleyi takiben en az 5-7 gün tedaviye devam edilmelidir.
Akut hastalık esnasında emboliler görülüyorsa antikogulan tedavi (Markumar) verilebilir, Embolilerde 1-2 sene antikogulan tedaviye devam edilmelidir. Kalb büyüklüğü devamlı kalıyor ve miyokardiyo- patiye doğru bir gidiş varsa tedavi hayat boyu sürdürülmelidir. Koli, proteüs, psödo- monas veya klebsiella grubu bakterilerle meydana gelen endokaraitler büyük problem olmaktadır. Bunlarda kombine bir tedavi şarttır. Aminoglikozidlerle beraber cephalosporin mesela azolosidin ve sül- famid grubundan bactrim kombinasyonları yapılmalıdır. Bunlar yapılırken de antibi- yograma göre hareket edilmesinde fayda vardır.
Endokard Fibrozu
Endokard fibrozunun sebebi belli değildir. Endokardda meydana gelen kalınlaşma kapaklara etki edebilir. Burada bilhassa fibroelastozla endomiyokardivo fibrozu ayırmak lazımdır. Sonuncusunda kalb ade- lesinde hastalığa yakalanmıştır. Klinik tablo mitral kapak bozuklukları veya bir kalb yetersizliği şeklinde kendini gösterir. Digital glikozidleriyle kalb yetersizliğinin tedavisine yardımcı olunabilir. Yine bu hastalıkta kapak bozukluğu ileri derecede ise kapak değişmesi hastaya faydalı olur.
Bu arada lupus erythematodosis visce- raiis endokarditisinden (Lipman – Sack) bahsetmek yerinde olur. Trombotik lez- yonlar mitral kapakçıkları tutarak demin yukarda behsettiğimiz tabloyu meydana getirebilirler.
Karsinoid sendromunda endokardm iştiraki de mevzubahis olabilir. Burada doğrudan doğru ya serotoninin kapaklar üzerinde trombotik lezyonlar meydana getirmesi mevzubahistir. Daha çok mitral ve triküspit kapakçıkları tutar.
Endokarditis löffler de bu arada zikredilmesi icap eden hastalıklardan biridir. Eozinofili ile beraber seyreder, ilerleyici bir hastalıktır. Prognozu fenadır. Sebep olarak da allerji tahmin edilmektedir. Endokarditik prosesler bu hastalıklarda karaciğer, dalak ve akciğerleri tutabilir.
Perikard Hastalıkları Perikarditis
Perikarditisin sebepleri arasında en çok görülenler şunlardır: Virüs enfeksiyonları, akut romatizmal ateş, böbrek yetersizliği, bakteriye! enfeksiyonlar (Tüberküloz) kollejen hastalıkları, (Lupus eritematosus) göğüs travmaları. Miyokard enfarktüsünde de perikarditis görülebilir veya tümörlerin kalb adelesini veya peri- kardı tutması da perikarditis nedeninden biridir.
Kuru perikarditis ve epanşmanlı perikarditis (perikarditis eksüdatif) olarak iki şekil birbirinden tefrik edilmeüdir.
Başlıca semptomlar şunlardır: Nefes darlığı, kalb bölgesinde tazyik hissi, perikarditis sikada tipik olarak perikard frotma- m duyulur. Sistolik ve diastolik olarak sürekli bir ses halindedir. Perikardda epanş- man teşekkül ederse frotman kaybolur. Laboratuar bulguları ise esas hastalığın şekline göre değişiktir.
Elektrokardiyogramda ST segmerıtinde bir yükselme görülür. S bütün derivasyonlar- da derinleşmiştir. Daha sonraki safhalarda ST yükselmesi kaybolur. T dalgaları silik görülür veya negatifleşir. Bu değişikliklerin miyokard enfarktüsünde R dalgasının iniş kolundan itibaren başladığına dikkat etmek lazımdır. Yine perikarditis hiçbir zaman 0 dalgası tesis etmez ve R amplitüdü oldukça düşük görülür.
Perikardit tedavisinde esas hastalığın tedavisi toatndir. Bazen perikarditis kons- trikti^a dâ (Panzerherz) perikardm sertleşmesi ve. kireçlenmesi meydana gelir. Bu ise kalb hareketlerini mahdut kılar, kalb debisini düşürür. Bu takdirde ameliyatla bunların temizlenmesi icap edebilir.
Perikard Epanşmanı
Perikarditısika yani kuru perikarditte epanşman meydana geldiği zaman frotmanı kaybolur. EKG’de voltaj düşmesi daha çok belirir. Röntgen filminde çadır kalb dediğimiz kalb figürü meydana gelir. Filmde kalb ve diafragma arasındaki açı kaybolmuş, yuvarlak bir şekil almıştır. Ekokardiyografi yapılma imkânı varsa ekokafdiyografide, ekoya sağır bir bölge rastlanır, yani bu bölgede ekokardiyogram bir görüntü vermez, radyoaktif maddelerle yapılan araştırmalarda ca kalbin gerçek sınırıyla toraks filmindeki smır arasındaki mesafe açık bir şekilde epanşman olduğunu gösterir. Kompüter tomografide ekokardiyogramm gösteremi- veceği kadar küçük epanşmanlar dahi belirli bir şekilde tespit edilebilir. Perikard epanşmanı çok ileri derecede artmışsa bu takdirde mutlaka bir perikard ponksiyonuyla bunu boşaltmak icap eder. En kolay ponksiyon yeri epigastrium üzerinden ster- numun 2-3 cm. altından oldukça kalınca bir kanülle perikard boşluğuna girmektir. Bunun için kanül 33° civarında itilir, tahminen 5 cm. sonra perikard boşluğuna girilmiş olur. Likitin azalmasıyla ••beraber kalb adelesi daha iyi fonksivone eder. Hemodinami düzelir ve hasta rahatlar. Medikamantöz tedavi daha çok hastalığın esas sebebine göre yapılmalıdır. Mesela, tüberkülozsa tüberkülo statikler verilmelidir ve avm zamanda tüberküloz tesbit edilmişse dikkatli bir miktarda steroid kullanılmasında yarar vardır. Primer üremik perikar- ditisde ise likit mutlaka ancak hemodializ veya peritonöializiyle beraber azaltılabilir. YTalnız ponksiyon yapılması faydalı olmayacaktır.
Kronik rezidivler gösteren perikard epanşmanlarında ise daha çok cerrahi denenebilir. Burada perikardla plevra arasında bir birleşme temin edilir. Bu şekilde plevra sahası daha geniş bir rezorbsıvon imKâm olduğu için perikard epanşmanmm birikmesine engel olur.
Kalb Tamponadı
Perikard tamponadı oldukça tehlikeli bir tablodur. Perikard yapraklan arasında kalbin hareketlerini engelleyecek şekilde çok fazla miktarda epanşman toplanmıştır. En çok miyokard enfarktüsünde miyokar- dın yırtılmasıyla meydana gelir. Hasta derhal kardiyojenik şoka girer, çok nadir olarak ani bir operatif müdahale ile kurtarmak mümkün olabilir. Bazen ani ve süratli epanşman toplaması da perikard tamponadma sebep olabilir. Bu takdirde aniden yapılacak bir perikard ponksiyonu hayat kurtarıcı olur.