EUGENE İONESCO

EUGENE İONESCO
BAŞLICA ESERLERİ

1950 Kel Şarkıcı

(La Cantatrice chauve).

1951 «Ders» (La Leçon).

1953 «Görev Kurbanları»

(Victimes du devoir)

1954 «Amedee va da Nasıl Kurtulmalı?»

(Amedee, ou Comment s’en debarrasser?).

1956 «Alma Doğaçlaması»

(L’împromptu de l’Alma).

1959 «Kiralık Katıl»

(Tueur sans gages).

1960 Gergedan Hhınoceros).
1962 Krallar da Ölü
Xe roi se meurt). le Pieton
«Hava Yayası. de I’air).

«Susuzluk ve Açlık» (La Soif et la Faim).

«Macbett».

Yalnız Adam (Le Solıtaire).
1963
1965
1972

1973
Krallarda Ölür.

Başlıca kişisi ölüm kaygısına ve umutsuzluğa kapılmış olan oyunda trajik olan komik olanı bastınr.
26 kasım 1912’de Romanya’nın Slatina adlı küçük bir şehrinde doğan Eugene lonesco, 1913’te ailesi tarafından Fransa’ya götürülür. Avukat olan babası dört yıl sonra mesleğini sürdürmek için Bükreş’e döndükten sonra Fransız annesiyle yalnız kalır. Yatılı bir okula yerleştirilir ve çok yalnızlık çeker. Ancak Paris’teki ilk yıllarından başlayarak Luxembourg parkındaki Kukla tiyatrosuna tutkuyla bağlanır: «Oradaydım, ve orada bütün gün büyülenmiş olarak kalabilirdim. Oysa hiç gülmüyordum.» On yaşındayken «Vatan İçin» (Pro Patria) adlı «okul defteri sayfasıyla 32 sayfalık bir kahramanlık piyesi» yazar.

Babasıyla annesinin boşanma kararında velayeti babasına verildiğinden, babasının ardından o da Bükreş’e gider, 1925’te orada liseye girer. Yeni bir dili, ona «dünyanın en güzel dili» olarak tanıtılan Romenceyi öğrenmeye koyulur. Aynı yıllarda tam bir değişim geçirmektedir: «Cildim artık körpe değildi; gözlerim parlaklığını yitirmiş, burnum büyümüş ve dudaklarım kalınlaşmıştı; çirkinleşmiştim.» Böylece diliyle ve bedeniyle kendinden uzaklaşma ona yazma hevesi verecektir. On yedi yaşına doğru, bir şiir kitabı yayımlar: «Küçücük Yaratıklar İçin Etejiler» (Elegies pour des etres Minuscules). Bu arada bir de oyun kaleme alır. Birçok Romen dergisiyle uzun ve verimli bir işbirliğinin başlangıcı olarak 1930’da Zodiac dergisinde ilk edebiyat eleştirisini yayımlar.

1932’de, Bükreş’te üç konferans vermiş olan Marinetti’nin söylediklerinden ve Benedetto Croce’nin estetiğinden etkilenerek, o dönem Romen edebiyatının ünlü üç büyük adamına saldırarak ilk skandalim yaratır. 1935’te Bükreş’te bir liseye Fransızca öğretmeni olur. Ertesi yıl evlenir. O günlerde sokaklarda faşist zorbalık kol gezmektedir. 1938’de Fransız hükümetinden bir burs elde ederek Paris’e gider.

Savaşın başlaması onun 1940’ta yeniden Romanya’ya dönmesini zorunlu kılar. Ancak iki yıl sonra bir daha dönmemek üzere Romanya’dan kaçar. Fransa’da Lyon’a yerleşerek, çeşitli Romen dergilerinde faşizme karşı yazılar yazmaya ve birçok yayınevi için çalışmaya devam eder. Kabare ve avangard tiyatro ile düşüp kalkan İonesco’da, «arkadaşlarını güldürmek için, o dönemdeki realist geleneğin tersi doğrultuda ve bir özgürlük göstergesi olarak, sahte bir oyun» düşüncesi belirir. Bu düşünce ile 1948-1949 arasında Kel Şarkıcı (Cantatrice chauve) piyesini yazar. Oyun 1950’de sahnelendiğinde eleştirmenlerce soğuk karşılanır.

O dönemde tiyatro dünyasım harekedendiren kalem tartışmalarındaki tutumuyla tanınan lonesco, 1952’den başlayarak yeni eserler verir. İonesco, resmî başarıya da kavuşmuştur: 1970’te Fransız Akademisi’ne girer.
Bu oyun yazan 1950’den itibaren, tiyatroda yerleşmiş gelenekleri bozarak, dil ve jest arasındaki uyumsuzlukla beslenen garip bir komediyi sahneye sokmuştur. Gülünç bir metne dramatik bir oyun, dramatik bir metne gülünç bir oyun kuralının geçerli olduğu bu absürd tiyatro dünyasında anlamın yok oluşu, her şeyden önce insanoğlunun kesin yalnızlığıyla ve var oluşunun anlamsızlığı trajedisiyle belirgin

somut bir gerçeklik haline gelir.
«SESLER»E İNDİRGENMİŞ BİR C

Eugene lonesco Assimil metoduyla İngilizce öğreniri? cüklerin anlamlarım kaybedebileceğini ve ortada «ses»ts bir şey kalmayacağım fark eder. Kuşkusuz bir klişeler v sözler yığını olan ilk oyunu insanları güldürmeye çalışa: rodi gibi görünebilir, ama Kel Şarkıcı, aslında bir huzursa: baş dönmesi, bir mide bulantısı gibi duyguları dile getirir Çünkü o dönemde onun aradığı mizah değildi, o «dilin : ni» yeni keşfediyordu.

Samuel Beckett’le birlikte absürd tiyatronun gerçek olan lonesco sadece gülünç durumları sergilemekle ye Anlam üreten makinelerin en mükemmeli olan dilin bili yamadığı ve unutturamadığı insanlık durumunun garipli, gilemeye çalışır. Bir oyundan öbürüne, lonesco bu karma kineyi en küçük çarkını tanıyıncaya kadar küçük parçala: İnsanoğlunu canavarlarından kurtarmak için, eserlerinin i ci aşamasında karikatürleşecek derecede tutarsız, ama bu le özgürleştirici yeni bir dram dili yaratır.

Gülme, saçmayı aşmanın bir yolu

İonesco dilin somut durumlardan bağımsızlık kazanıp, ları kendi iç kurallarına bağlı tutabileceğinin ayrımına v bulgu, seyircilerin alışık olduğu klişe ve görüntüler üzerin cı bir etki yapar. Avangardların dünyayı değiştirme savlar lunduğu o dönemde lonesco, gülmeyi kullanarak saçma meye çalışıyordu.

Kel Şarkıcı’di, «tanıdıklar» arasında geçen olağan bir g< yan Smith’in söylediği şu sözlerden başlayarak saçma bu durumuna dönüşmekteydi: gariplik, her şeyin durmadan nir gibi göründüğü insan düşüncesinin en karanlık yerleri mak için bayağılık yaldızlarına bürünür. Üstelik, konuşma tekrarlar hiçbir biçimde durumlardaki tekrarlarla bağıntı dir. İki dünya birbiriyle hiç karşılaşmadan üst üste Smith’ler ve Martin’ler de apayrı dünyalarda yaşamaktad ünlü olan sahnede, Martin çifti uzun bir dizi tümdengelim lamaları sonunda, aynı yatakta yattıkları, aym evi paylaş her gün karşılaştıkları ve gerçekten beraber yaşadıkları iç: koca olduklarının ayrımına varırlar.

Ciddîlik, yolundan çıkarak bir yinelemeler komedisine şür ama aym zamanda «dili yadsıyan bir şiir» ortaya çıkar no). Bu, günlük cümlelerin anlamları üzerine bunaltıcı sı kaynaklık eden bir komedidir. 1957’ye kadar, dil, İonesco’r oyununda, insandaki en karanlık yanları özgürleştirecek malar yapar. Örneğin «Ders»te (La Leçon) boş ve hiçbir ani; mayan konuşmasıyla sürüklenen donuk bir profesör, ke; mutlu bir genç kızı bir kurbana dönüştürür. Hocanın tek öbürünün sözlerinin alıştırıla alıştırıla öldürülmesidir.

ınlam bakımından altüst edilirken, sözdizimi bakımından iz kalır: lonesco’nun kişileri gramer bakımından kusursuz :r içinde birbirinden ilgisiz sözcükler sıralarlar. alyeler’de insanların boyun eğmesi ve uyuşukluğu îones-acımasız eleştirisine uğrar. Oyunları içinde en ünlüsü, bir ‘ir eve kapatılmış, düşkünlüklerini kabullenmiş iki yaşlı in-ramını konu alanıdır. Oldum olası hep aynı hareket ve yinelemeye mahkûm bir tiyatronun bu zavallı kişileri esri umutsuzca ardı ardına sayarlar. Oysa yaşlı adam insan-:aracak, kendisini bir kahraman yapacak bir mesaj iletme-ımektedir. İnsanlığın en önde gelen temsilcileri adaya bektedir. Sahneyi baştan başa adeta yutarcasma kaplayan reler bu iki yaşlı insana pencereden son olduğu bilinen bir seçeneğinden başka bir seçenek bırakmazken, beklenen ;ileri varmış gibi gösteren tek şey, yaşlı karıkocanın onlar ıırladıkları konuşmalarıdır. Hatta imparatorun kendisinin ;elmesi bile hiçbir etki yaratmaz. Yaşlı karıkocanın yerine layı yapacak kişi sağır ve dilsizdir, tonesco’nun dünyasm-t yok gibidir, insan, sözcükler, nesneler veya varlıklar dün-loldursa da, insanoğlu yalnızdır.

azmalarının gerçek veya düşsel etkisiyle kişi kendi âlemin-ıneler tarafından kovulur: bu nesneler Yeni Kiracı’da mobil-Amedee ya da Nasıl Kurtulmalı?»da sürekli büyüyen bir ka-■sGörev Kurbanlarımda fincanlardır.

ASİKÇİLİĞE DÖNÜŞ

ıoğlu üzerindeki sorgulamalarını daha ileri götürme zo-ğunu duyumsayan lonesco, yeni bir yola girer ve 1957’ye ster istemez klasikleşir.

’da «Alma Doğaçlamasının (l’lmpromptu de l’Alma) ilk îinde, absürd tiyatro savunucularıyla Brecht tiyatrosu yan-arasındaki çatışmaya katılır, lonesco’nun toplumsal eleşti-işirken meydan okuduğu konu burjuva toplumu ve dilinin sinden Brecht tiyatrosununkilere yakın olumlu değerleri laktı. Ama gerçekçi tiyatronun kurallarına boyun eğmedi, gelenleri hiç değişmeden kabullenen kahramanın karşısı-;işime açık varlıklar koydu. İnsanın tarihteki rolünün sap-içinde olan tiyatro yerine, somut ve tarihsel durumlardan nsanoğlundaki bunalım, ölüme karşı direniş ve savaşım irinin derinlerine ulaşmak için mutlağı gösteren bir tiyatro ‘. Aldatıcı «ayna etkisi» ile değerlenen kimi burjuvaların niş törelerini veya ezilmişlerin bilinçlenmesini yansıtan tisi, insanın varoluş durumunu aydınlatmaya çalışarak karşı u nedenle, absürd tiyatronun sağladığı kazançları yitirme-:rçekçi tiyatronun kurallarını bir bir yeniden uyguladı, lan böyle lonesco için tiyatro, oyunlarında ancak daha ırı tümüyle ele alacağı «iç dünya»ran sahneye yansıması-İO’lerin başında, birçok oyununda yer alacak olan Berenger snişçi, boyun eğmeyen ve başkaldıran yeni bir kahraman :ilecektir. «Kiralık Katil» (Tueur sans gages) adlı oyunda er, sırasıyla politik söylemin geçersizliğine, toplumun ka-ğına, polisin savsaklamasına ve bu durumu ile dünyanın lamazlığına meydan okur. O uzun son söylevde de Katil, ıek için gerçekten hiçbir nedeni olmadığının ayrımına va-kadar saçmalık karşısında Berenger, tutamak noktası bul-güçlük çeker ve söylemi batağa saplanır. Berenger, «Hava >nda (Pieton de l’air) «ışık ülkesine yükselmeye» çalışır. Je-Susuzluk ve Açlık»ta (la Soif et la Faim) «öldürücü yara» adlandırdığı «varoluşun en derinindeki boş yeri» doldur-ıiçbir şey, hiçbir kimse gelmez.

d dönem oyunlarında, tıpkı sözcükler gibi varlıklar da hiç-Drtaya çıkıp, yeniden oraya düşer. Yazarına uluslararası ün liran Gergedan (Rhinoceros) adlı trajik oyunda Berenger. danlaşmaya», insanların hem değişime hem de benzerleş-ten hastalığa karşı direnmek isteyen tek insan olduğunun na varır. Berenger’in kendisi başkalaşmayı talep ettiğinde :şit totalitarizmi açık bir biçimde çağrıştıran bir olgu) bu lilir. Berenger insan olarak kalacaktır ancak ahlakî direnişi ilamını yitirecektir.

tjedinin yenilenmesi

ci döneminde lonesco yeni bir tiyatro biçimini sahneler. – da Ölür ile, Racine’nin şemasına göre, daha perdeler kalkmaz oyun çözümleme noktasındadır. Kral sahneye iiraz duraksamadan sonra, ona şu haber iletilir: «Majes-size öleceğinizi söylemek zorundayız.» Seyirci, sırasıy-ın kızgınlık, isyan, çaresiz bir umut, sonunda kabullen-dmdan da onu hiçliğe götürecek olan kadere boyun eğ-
me duygularından geçe geçe can çekişmesine tanık olur.

Bilincin bu gelişimi oyunda yavaş yavaş kukladan başlayıp, lirizmden, kara mizahtan, komikten, son olarak da duygusallıktan geçer. Burada nesnelerin hızla çoğalması tersine dönüşür: dünyayı boşluk yutup yok etmektedir. Can çekişmenin yayılışı, tüm krallıkta yıkımlarla imgelenir: saray duvarlarında çadamalar olur ve her şey çukurlara ve dipsiz uçurumlara yuvarlanıp gider. Kralın bilincindeki bu daralma, sahnede kozmik bir olay durumuna gelir.

Temsil, eylemin süresi içinde yer alır. Ondan sonra, oyuncuların konuşmaları doğrudan doğruya seyirciye seslenen bir dilekçeye ve sahne de insan ruhunun kuşattığı bir alan durumuna dönüşür. Dünyayı açıklamak savında olmayan lonesco, daha çok insanlık durumunun duygusal olarak kavranışım önerir: «Ben bir şeyleri anlatmam, gösteririm» der. Demek, bu ikinci dönemin orta yerinde görüntünün süreci yer almaktadır, lonesco için tiyatro, genellikle dramatik eylem dediğimiz şeyde kimlik saptamak değildir. Ona göre «tiyatro, gitgide büyüyüp yoğunlaşan durumlarla konumların bir çeşit art arda gelişidir». Bu şiirsellik ona, bir mesaj verirken bile burjuva tiyatrosunun yumuşak duygusallığından kaçınmayı sağlar.

lonesco Beckett’la birlekte, trajedi ve komedinin aynı kaynaktan beslendiği eserler sunar; bu kaynak insanın başkasıyla payla-şılamayan, kesin ve bunaltıcı yalnızlığıdır. «Sezgisel düşünceyi» «yargılayan düşünce»ye (Benedetto Croce bu ayrımı yapmıştır) yeğleyen lonesco, insanı ruhsal arayışında yükselmeyi bekleyen ama çöküşüne yönelen, ışığı sezen ama gecenin karanlığına gömülen bir varlık gibi betimler. Bununla birlikte oyun yazarı, ne denli saçma olursa olsun, yaşamın, yalnız yaşamın, insana dünya yüzünde düşlediği yere kavuşma umudunu verdiği izlenimini uyandırır. □
Uyumsuzluğun nedenleri. Kel Şarkıcı (yanda) toplumsal rolleri içinde donup kalmış kişilerin karikatürünü sunarken “Amedee ya da Nasıl Kurtulmalı?” (altta) görülmemiş acayip bir durumu sergiler.
AYRICA BAKINIZ

—►EMÎ absürd —Beckett (Samuel)

—►EM3 Brecht (Bertoldt)

—►EHE9 komedi —► H3H] tiyatro —►İMMİ trajediEUGENE İONESCO

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*