«Yemek içmekten kesilen hasta misâli, gibi,
ilim ve hikmetten mahrûm kalb de ölüme mahkûmdur» diyor. Bu söz
doğrudur; çünkü vücûdun gıdâsı yemek içmek olduğu gibi, kalbin
gıdası da ilim ve hikmettir. Kalb de bunlarla yaşar. İlimsiz kalb ölü
me mahkûmdur. Fakat aşın korku, yaranın acısını duyurmadığı gibi,
aşın dünyâ sevgisi de bu hissi ibtâl etmiştir. Ölüm, dünyâ telâ-
şesini kaldırınca, ayılan sarhoş veyâ korkuyu atan insânm sızılannı
acı acı duyması gibi, bu hastalık da, bütün çıplaklığıyle ortaya çı
kar, inşân helâk olduğunu anlar, tahassür içinde kalır. Fakat ne
fayda? Nitekim «İnsânlar uykudadır; ölünce uyanırlar» buyurulmuş,
fakat bu son nedametin fayda vermiyeeeği de anlatılmıştır. Perdenin
aradan kaldırılacağı büyük günden Allah’a sığımnz.
Feth-i Mûsılî: «
02
Şub