Galya
Kabaca günümüzdeki Fransa’ya denk düşen bölgeye, Eskiçağ’da verilen ad.
İ.O. 900’e doğru, Orta Avrupa’dan geldiği sanılan Keltler, Atlas okyanusu, Pireneler, Akdeniz, Alpler ve Ren ırmağı arasında kalan topraklara sızdı; yerli halklar¬la karışarak egemenliğini onlara kolayca kabul ettirdi. Bu yerli halklar henüz tunç çağında yaşarken, yeni ge¬lenler demir işlemeyi biliyorlardı. Keltler İ.Ö. 500’e doğru özellikle Garonne ve Sen ırmakları arasına yer¬leşmişken, yaklaşık 300 yıl sonra da, Belgalar Sen ve Ren ırmakları arasına yerleştiler. Her iki topluluk da yol¬culuklarında, ırmak yollarından yararlanmışlardı.
İ.Ö. VI. yy’da Yunanlıların kurdukları Massalia (Mar-silya), çok geçmeden bölgede küçük kentler yarattı (Ni¬ce, vb.). Ama Yunanlılar, etkilerini Durance ırmağının ötesine uzatamadılar ve Ligurialılara ileGalyalılara karşı kendilerini korumak zorunda kaldılar. Galyalılar, İ.Ö. V. yy’da Bretagne, İspanya ve Kuzey İtalya’ya göçtüler. İ.Ö. 390’da Roma surlarına kadar yaklaştılar. Yüzyıl sonra Delphoi’yi yağmaladılar ve Phrygia’yı işgal ettiler. Ama siyasal örgütlenmeleri zayıftı ve birbiriyle sürekli savaşan 90 halktan (siteler) oluşuyorlardı. Siteler, bü¬yük toprak sahiplerinin oluşturduğu soylu sınıf tarafın¬dan yönetiliyordu.
Sonraki yüzyıllarda Keltler, İspanya’da Kartacalılara boyun eğdiler; İtalya’da Romalılar tarafından püskür-tüldüler; Almanya’da Kimmerlere ve Tötonlara yenildi¬ler. İ.Ö. 125 yılında Romalılar, Massalia’nın çağrısıyla Güney Galya’yı bir Roma eyaleti haline getirdiler. Bu sefer sırasında Arvernilerin Keltler üstündeki egemenli¬ğini ortadan kaldırarak, Galyalılar arasında sürüp giden anarşiyi körüklediler.
Germenler ve Romalılar arasında yok olma tehlike¬siyle karşı karşıya kalan Galyalılar, Sezar’ın becerikli si-
Galya’da yapılmış funç maske.
yaseti sonucunda Roma egemenliğini seçtiler. Onların çağrısıyla bölgeye giren Sezar, Galya’nın fethini ta¬mamladı (İ.Ö. 58-51 ).Arvernilerin önderi Vercingeto- rix, İ.Ö. 52 yılında genel bir ayaklanma başlatarak, Se- zar’ı önce Gergovia’da yendi; ama Alesia’da kuşatıldı ve teslim olmak zorunda kaldı. Zincire vurularak Ro- ma’ya götürüldüyse de, Sezar bu cezayı yeterli bularak savaş suçlularını bağışladı: Bu yüzden, Galyalılarm seç¬kin tabakası çok geçmeden Roma uygarlığını benimse¬di. Görünüşte hiçbir şey değişmemişti, ama temel öz¬gürlükler ortadan kalkmıştı. İ.Ö. 27’de Augustus, günü¬müzdeki Provence (Fransa) bölgesini içeren eyaleti ku¬rarak Narbonnensis adıyla Senato’nun yönetimine ver¬di. Galya’nın geri kalan bölümüyse üç eyalete (Akitan- ya; Lyon bölgesi; Belçika) bölündü ve I.S. 17 yılında Lugdunum’da (Lyon) oturan bir yüksek görevli tarafın¬dan yönetilmeye1 başlandı; din adamları sınıfını oluştu¬ran drüvidlerin ellerinden yargıçlık hakkının alınmasıyla etkileri azaldı ve çok geçmeden bölgede eski Yunan- Roma tanrıları benimsendi. Halkların romalılaştırılması- nı ve denetlenmesini kolaylaştırmak için, Claudius dö¬neminde, Galya soyluları Roma senatosuna alındılar.
Galya’da çiftçilik gelişip, buğday üretimi artarken, üzüm yetiştiriciliği kuzeye de yayıldı ve bölge, impara¬torluğun en zengin eyaletlerinden biri haline geldi. Sa¬nayide büyük gelişmeler oldu. Demir işçiliği ve cam üretimi (üretim yöntemleri titizlikle saklanarak babadan oğula aktarılıyordu), çevreye ün saldı. Karayolu ağı ge¬lişti. Birçok zengin kent kuruldu. Bunların başlıcaları dört bölgenin merkezleriydi: Burdigala (Bordeaux); Narbo (Narbonne); Lugdunum (Lyon); Augusta Treve- rorum (Trier). Kalıntıları günümüze kadar gelen (Autun, Nimes ve Orange’da) Roma anıtları yapıldı. Ama o sıra¬lar Lutetia (bugünkü Paris), yalnızca şarapçılığıyla tanı¬nan küçük bir kentti.
III. ve IV. yy’larda Germen akınlarının tehlikesi arttı. Alamanlar ve Franklar, Galya’yı iki kez (258-276) yakıp yıktılar. IV. yy’da ekonomik açıdan yeni bir gelişme gö-rüldüğü bölgede, büyük mülk sahipleri, tahkimli villalar yaptırdılar. Batı Roma İmparatorluğu 476’da yıkılıp Ro- ma’yla ilişkilerin kesilmesiyle, Galya’da Franklar döne¬mi başladı. Clovis (481-511), katolikliği kabul ederek piskoposların desteğini sağladı ve Galya-Romalılara egemenliğini kabul ettirerek, Franklar adını benimsetti.
galyum
Periyodik çizelgenin İHA grubunda yeralan kimyasal element. Simgesi Ga olan galyumun atom sayısı 31, atom ağırlığı 69,72’dir. Varlığı ilk olarak 1875’te Fransız kimyacısı Lecoq de Boisbaudran tarafından çinko sül¬für filizinden yalıtılmıştır. Nispeten ender metallerden¬dir; çinko ve germanyum sülfürlü filizlerinde az miktar¬da galyum sülfür (Ga2S3) olarak bulunur. Potasyum hid-roksitte çözünen oksidinin (Ga203f ya da sülfatının (Ga2[S04]3) elektrikle ayrıştırılmasıyla elde edilir; yarıi-letkenlerin yapımında kullanılır.
Gama, Vasco da
Portekizli denizci (Sines,Alentejo 1469’a d.-Koçin, Hindistan 1524). Kral Manuel’in verdiği dört gemiyle, Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a ulaşmak için yola çıkan Vasco da Gama (1497), Ümit burnunu dolaşıp (22 Ka¬sım 1497), Sofala’ya, Mozambik’e, Kiloa’ya, Momba- sa’ya, Melinda’ya (Mayıs 1498) ulaştı ve 30 Ağustos 1499’da, Mogadişu ve Zengibar yoluyla geri döndü. Hindistan amiralliğine atanıp, Hindistan’da ticaret işlet¬meleri kurmak için 20 gemiyle yola çıktıysa da, fırtına nedeniyle Brezilya kıyılarına sürüklenmesi (1500) üstü-
Portekizli gemici Vasco da Gama’mn, döneminde yapılmış bir minyatürü. Vasco da Gama, Avrupa He Hindistan arasındaki ticaret yolunu bularak, Hindistan’la ticareti Arapların tekelinden çıkarmıştır. (Ulusal Kitaplık, Paris.)
ne, sefer başarısızlıkla sonuçlandı. 1502’de 21 gemilik bir filoyla yeniden yola çıkıp, Sofala, Mozambik ticaret merkezlerini kurdu. Koçin kralıyla antlaşma imzaladı. Dekkan kıyılarında ticaret merkezleri kurup, Portekiz egemenliğini yerleştirdi. 1503’te Lizbon’a dönüp, yirmi yıl sonra, Joao III tarafından Hindistan kral naipliğine getirilince yeni bir sefere çıktı (1524-1525) ve Koçin’de öldü.
gamaglobülin: Bk. GLOBÜLÎN.
gama ışınları
Nükleer geçişler sırasında yayınlanan elektromagnetik ışınımlar. Gama ışınları ilk olarak uranyum, radyum,
toryum gibi doğal radyoaktif maddelerin yaydığı ışınlar olarak belirlenmiş ve Yunan abecesi’ndeki gama (A) harfiyle adlandırılmışlardır. Hiçbir elektrik yükleri yok¬tur; özellikleri X ışınlarına benzer. X ışınlarından farkla¬rı, kökenlerindendir: Cama ışınları çekirdek süreçleri tarafından, X ışınlarıysa atom süreçleri tarafından yayın-lanırlar.
Gama ışınları, ışık hızıyla yayılırlar: 2,997925×101(l cm/saniye. Bir betatronda ya da başka hızlandırıcılarda radyoaktif kobalttan elde edilirler. X ışınlarından daha yüksek enerjili olduklarından maddeye daha iyi işledik¬leri için, tıpta (kanserli urların tedavisi), biyolojide ve metalürjide yaygın biçimde kullanılırlar.
Gambetta, Léon
Fransız siyasetçisi (Cahors 1838-Ville-d’Avray 1882). İtalyan asıllı bir bakkalın oğlu olan Léon Gambetta, avu-katlık yapıp (1860-1868), 1869’da Marsilya’dan cum-huriyetçi milletvekili seçildi ve “uzlaşmaz”ların muha-lefetinin başına geçti.Cumhuriyetin kurulduğunu ilan ettikten (4 Eylül 1870) sonra, ulusal savunma hüküme-tinde İçişleri bakanlığını üstlendiyse de, istemediği hal¬de mütareke imzalanmasından sonra, seçimlerin hazır¬lanması konusunda görüş anlaşmazlığına düşerek hü¬kümetten ayrıldı. Yeniden milletvekili seçilip (Şubat 1871 ), kısa süre sonra, Alsace-Lorraine’in bırakılmasını protesto ederek milletvekilliğinden ayrıldı. Ama tem¬muz ayında yeniden seçilip, monarşi siyasetine karşı çı¬karak, meclisin dağıtılmasını istedi. 1875 Anayasası’nın ılımlı rejimini benimsedi ve bu Anayasa’dan yararlana¬rak cumhuriyetçi düşünceleri başarıya ulaştırmaya ça¬lıştı. 16 Mayıs 1877’de meclisin dağıtılmasından sonra kovuşturmaya uğradı. Thiers’nin ölümüyle Cumhuri¬yetçi Parti’nin başkanlığını üstlenip, yeniden milletvekili seçildi. Bütçe komisyonu başkanlığı (1878-1879), MN- let Meclisi başkanlığı yapıp (1879-1881), başbakanlığa getirilince (Kasım 1881) düşlediği “büyük kabine”yi kurmayı başaramadı ve radikallerin “oportünistlik”, “diktatörlük” suçlamaları karşısında devrildi (26 Ocak 1882). Birkaç ay sonra kendini vurup (kaza olup olma¬dığı aydınlatılamamıştır), iyileşemeyerek öldü.