GEBELİK VE ENFEKSİYON
Gebelik, enfeksiyon hastalıkları açısından özel bir durum oluşturur. Bu durum aşağıda özetlenen hususların dikkate alınmasını gerektirir.
1. Gebelikte bir enfeksiyona bağlı olmaksızın lökositoz, eritrosit sedimantasyonunda hızlanma ve bazan antikardiyolipin antikor pozitifliği (yalancı reaginik sifiliz testi pozitifliği) görülebilir.
2. Bazı enfeksiyon hastalıkları (akut viral hepatit, su çiçeği; kızamıkçık…) gebelikte ağır seyreder. Gebeliğin immuniteyi baskılayıcı etki yaptığı kabul edilmektedir.
3. Bazı enfeksiyon hastalıkları (üriner enfeksiyonlar, vaginal kandidiyaz, listeriyoz…) gebelerde daha sık görülmektedir.
4. Bazı enfeksiyon etkenleri gebede antena-tal dönemde plasentadan geçerek fötüse ulaşabilirler (konjenital enfeksiyonlar) ve fötüste muhtelif konjenital defektler, hasarlar oluşturabilirler. Buna, TORCH kompleksi (TO= Toxoplasma, R=Rubella, C=Cytomegalovi-rus, H = Herpes Simples) veya TORCHES kompleksi (T=Toxoplasma, O=Other – diğer ajanlar, R=Rubella, C=Cytomegalo virüs, HE= Herpes simplex, S—Syphilis) veya daha geniş olarak SLAVE TORCH kompleksi S=Syphilis, L=Listeria, A—Australya antijeni (HBsAg) ve Adenovirus, V=Varicella -Zoster ve Vaccinia, E=Epstein-Barr virusu) denmektedir. Bazı araştırıcılar bu gruba coxsackie B virüsünü da ilave ederler.
Yeni doğanda, plasentadan geçemeyen spesifik IgM antikorlarının gösterilmesi konjenital enfeksiyonun vuku bulduğunu işaret eder.
5. Genel kural olarak, gebelikte canlı (atenüe) aşıların yapılmaması uygundur. Bu aşılar gebe için olmasa bile, plasentadan geçerek doğmamış yavru için tehlikeli olabilirler. Gebe yönünden büyük risk sözkohusu ise, atenüe polio aşısının yapılmasına izin verilebilir. Toksoid aşıların hepatit B aşısının gebelik boyunca yapılmasmda sakınca yoktur. Kızamıkçık geçirmemiş ve aşısız (seronegatit) gebe kadına, gebeliği sona erince atenüe kızamıkçık aşısı yapılmalıdır. Ailede gebe bulunması, ailenin diğer fertlerine yapılacak atenüe aşı programından vazgeçilmesini gerektirmez.
6. Bazı enfeksiyon etkenleri ( H sımp-lex tip 2, hepatit B virusu, gonococcus, chlamidialar, cytomegalovırus) postnatal dönemde ve çoğunlukla bebek doğum kanalından geçerken onu enfekte ederler.
7. Gebelik sırasında oluşan enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde uygun ama zararsız antimikrobik ajanın seçilmesi önemlidir.
Tetrasikünler yüksek dozda verildiği zaman, gebelerde çoğunlukla fataı sonuçlanan akut yağlı karaciğer dejenerasyonuna neden olabilirler. Aynca fötusta diş kalsifi-kasyonunun başladığı 4. aydan önce verildiği takdirde, sonradan, dişte sarı diskolo-rasyon ve mine hipoplazisine neden olduğu gösterilmiştir. Son trimestrde verildiği zaman kemiklerde depolanarak normal iskelet büyümesini inhibe eder. Gebelikte kullanılmamalıdır.
Aminoglikosidler (streptomisin, kana-misin, gentamisin…) fötüş te ototoksits gösterebilirler.
Kloramfenikol terapötik dozda, perina-tal dönem hariç, fötüse zararlı bulunmamıştır. Ancak perinatal dönemde kullanılmamalıdır. Çünkü yenidoğan, plasenta yoluyla aldığı kloramfenikolu enzim yetersizliğinden konjuge edemediği için antibiyotiğin “gri bebek sendromu”na (abdominal distan-ayon, gri siyanoz, letaıji, solunum güçlüğü ve ölüm) neden olabileceği gösterilmiştir.
Metronidazoi ise kemiricilerde teratojenik, karsinojenik bulunmuştur. Mutasyon yapıcı etkisi vardır. Pirimetamin, griseofulvin, vidarabin de teratojeniktir. Bunların gebelikte kullanılması sakıncalıdır.
Sulfonamidler genellikle gebelerde zararlı bulunmamıştır. Ancak doğumdan hemen önce yüksek dozda verilecek olurlarsa, kompetitisyonla bilirubinin albumin ile (üleşmesini önleyerek kernikterusa neden olabilirler. Ko-trimokzazol ise fofik asid
noksanlığına yol açabilir.
Buna karşılık penisilinler, (ampisilin, amoksisilin dahil) sefaloporinler, linkomi-sin. eritromisin (karaciğeri hasarlayabilen estolat bileşiği hariç), izoniazid, etambutoi trimetoprim, asiklovir gebelikte güvenle verilebilir görünmektedirler. Rifampisin K vitamini ile desteklenerek verilmelidir (poetna-tal kanama).
Bebeğe sütle geçiş nedeni ile, süt emziren anneye kloramfenikol (kemik iliğine etki?), sulfamid ve ko-trimoksazol (G-6-PD eksikliği varsa hemölitik anemi), izoniazid (nöropati ve könvülsiyonlar) ve metronidazol (sütün lezzetinin acılaşması) ve tetrasiklin (belki kemik ve dişlere etki) verilmesinden kaçınılmalıdır.
Kortikosteroidler hayvan deneylerinde teratojenik bulunmuştur. İnsanda da bazı gözlemler vardır (damak yanğı, erken doğum, anansefali, plasental yetersizlik sendromu…). Bu nedenle gebelerde kullanım; için iyi düşünülmelidir.
Gebelikte enfeksiyonlar veya tedaviden dolayı ciddi fötal hasarlanmamn söz-konusu olduğu hallerde gebeliğin sona erdirilmesi endikedir.