hava
Başlıca bileşenleri azot ve oksijen (hacim olarak % 78 ve % 21) olan gaz. Hava Yer yüzeyinde yaklaşık 1 kg/ cm•؛ olan kararlı b؛r kütleyle Yer’¡ kuşatarak atmosferi oluşturur. Bazı başka gezegenlerde de eskiden hava, yani birer atmosferleri bulunduğu, ama çekim alanları zayıf olduğu için, zaman içinde yitirdikleri düşünülmuktedir, ivmesi, kaçış hızının (yani, bir gezegenin çekim gücünden kurtulmak için ulaşılması gereken hızın) % 20’sinden az olan atmosferler, kararlı kabul edilir. Kaçış hızının 11 km/saniye olduğu Yer’de, yanardağ patlamaları sırasında bile bu tür ivmeler olmaz.
Atmosfer, stratosfere çıkılıncaya kadar, kuru havanın bileşenleri olarak, ana gazların yanı sıra argon (% 0,93) ve karbon dioksit (”/<0,03ا)de içerir. Çoğunlukla atmos- ferin alt yarısında değişik miktarlarda su buharı vardır. Hava kütlesinde su buharının oranı, yaklaşık o – °/4 ه arasında değişir. Bununla birlikte, yoğuşabilirtoplam su içeriği (bir hava sütunundaki su buharı miktarı), düşük sıcaklıklarda 1-2 cm’yi, ılık ve nemli atmosferdeyse 6 cm’yi çok seyrek aşar. Ana gazların, ışınımları neredey- se tam geçirmelerine karşılık, çok küçük miktarlardaki su buharı ve karbon dioksit, dalga boyu uzun olan ışı- nımları .soğurur ve yayarlar; bu da “sera etkisi” denilen olaya neden olur. Bu yüzden, son yıllarda havada göz- lenen karbon dioksit artışının iklimleri etkileyebileceği düşünülmektedir. Milyonda bölümün kesirleriyle ölçü- len bir ؛z (eser) gaz olan stratosferdeki ozon, Güneş’ten gelen morötesi ışınımları büyük miktarda soğurarak stratosferin ısınmasını sağlar ve Yer’deki yaşamı öldürü- cü güneş ışınlarından korur. Havanın sıkıştırılabilire özelliği çok fazla olduğu için, atmosferin üst sınırını ke- sin olarak çizmek olanaksızdır. Basınç, 16 km yüksek- likt10 ,<؛’un çarpanı oranında azalır; sözgelimi, deniz düzeyinde 1 atmosfer olan basınç, 16 km yükseklikte 0,1 atmosfer, 32 km’deyse yalnızca 0,01 atmosferdir. Yoğunluk,ıbüyük؛dikey uzaklıklarda çoğunlukla basınç- la birlikte değişir. Değişmez yükseklikte, sıcaklığa bağ İl basınç değişmesi önem kazanır. Atmosferin aşağısın- da hava ağırdır; kararlı kütlesi kabaca 1 kg/mvtür. Dolayısıyla, hacmi 500 m آ olan biroda, 0,05 ton hava içe- rir. Ama 3 km yükseklikte yoğunluk, deniz düzeyindekinden % 30 azdır; bu da alçak yerlerden gelen birçok kişinin, başlangıçta solunum güçlüğü çekmesine neden olur. Yer’deki en yüksek kalıcı yerleşme yerleri, yaklaşık 4 km yükseklikte bulunur. En yüksek (8 800 m’yi bu- lan) doruklara tırmanan dağcılar, yanlarında oksijen taşırlar.