Genel

HRİSTİYANLIK DÖNEMİ

HRİSTİYANLIK DÖNEMİ

luluklarm (I.-II. yy’lar) yaşamı iyi bilinme-lem litürjisi, XIX. yy’da öne sürüldüğü gibi Son Akşam Yemeği’ne benzer bir biçimde n özel mekânlarda geçer. Katakomplar yal-ldüğü yerlerdir. III. yy’da, bir rahipler sınıfı m Hıristiyan toplulukları, kimi odaları özel m konutlarda toplanmaktadır. Mezopotam-s’ta (bugünkü Suriye) bulunmuş olan böyle ıt tapınma işlevine ayrılmıştır ve bu katta bir kilise), daha küçük bir başka salon ve suya ;rçekleştirifen vaftizler için tasarlanmış kare çüncü bir salon bulunmaktadır. III. yy’m oryan gizli ilk kilise yapısı kuruldu. Fakat, bu e-evler), IV. yy’ın başlarında Diocletianus’un iyim sırasında ortadan kalktı, likasının doğuşu. 313’te, Constantinus’un ı çıkarmasıyla, ilk bazilikalar ortaya çıktı. Ro-ıek, yapımına 313’te başlanmış olan San Gi-’dur. Ancak, bu yapıların en ünlüsü, ilk hava-ıs’un mezarı üzerine 324-337 arasında inşa azilikası’dır. Bu ilk bazilikalar hemen çok ta-vuşmuş ve günümüze değin pek çok kilise bu ştır. Bazilikanın doğudan batıya doğru başlıca ıtriumu, merkezinde abdest çeşmesi bulunan, avlu, ikincil veya yan sahınlarla çevrelenmiş .dığı yer olan ana şahın, bu şahınla eş yüksek-n ve orta eksende, sunağı da içeren yarım da-r. En baskın öğesi cibonum (siboryum) olan ap-ıhibe ayrılmış mekânı (presbiterium) sınırlayan yanı, koro parmaklığıyla cemaatin bulunduğu î bezemeleri olmayan bu yapılarda kule de görünüşü de çok sadedir: yekpare sütun ve kemer veya arşitravlar; üzerinde bir sıra pen-ir duvar; ahşap bir çatının taşıdığı kiremit orana şahım çaprazsahmdan ayırır. Tonozlu tek yarım kubbeyle örtülüdür. Önceleri Roma’da, iselerinde görülen bir mozaik bezeme, duvar-i kaplar.

erinde apsit, Hıristiyan dünyasının pek çok ki-jibi, doğuya değil, batıya dönüktür. Kudüs’te doğru başlanan Kutsal Kabir Bazilikası da, Hz. doğru yönlendirildiğinden, topografya nede-n bir apside sahiptir. Hıristiyanlığın belli başlı an bu düzenleme, Avrupa’da Karolenj Haneda-emli mimarî değişimlerin benimsenmesine ne-

lanın, Antikçağ’ın adalet yapıları olan bazilika-ne sürülmektedir. Ama bu kiliseler, Doğu kö-rin tapmaklarıyla da yadsınamaz benzerlikler isal benzerlikte, basit bir taklitten çok, benzer ı kaygısı rol oynamış olmalıdır. Gerçekten de, ia, kalabalık cemaati bir araya getirmeyi amaç-(sahın) ve ayini yöneten din adamına ayrılmış iunur.

[ar. Daha sonra Bizans İmparatorluğu’na dönü-Roma İmparatorluğu’nda kubbe, önceleri yal-vaftizhanelerde kullanılırken, VI. yy’dan itiba-mlı yapıların örtülmesinde yaygınlık kazandı, rından farklı olarak, yapılar tümüyle tonozlu, dairesel veya çokgen bir kubbeyle örtülüdür, vresini, üzerinde tribünlerin yer aldığı yan sa-lır. En önemli anıtlar, lustinianos dönemine ait-yapımına 527’de başlanan Hagios Sergios ve Küçük Ayasofya Camii) ve Ravenna’da San Vi-’a doğru-547). En görkemli uygulama ise, Istan-/a’dır (532-537). Merkezî planla bazilika planını yapıda, batı-doğu ekseninde iki yarım kubbeyle ıir kubbeyle örtülü, dikdörtgen planlı bir sahm los döneminden itibaren, Ayasofya’nm planı da-;ülerle Efes’te Aziz Yuhanna Kilisesi’nde ve ro-eminde Venedik’te San Marco ve Perigueux’de îkrarlanmıştır.

‘anlığının yayılma alanında, kubbeli kiliseler ge-‘ölgesel çeşitlemelerle (Yunanistan, Rusya, Erme-m vb), neredeyse hiç değişmeden, kimi zaman ır varlığını sürdürmüştür. Daha başlangıçta beze-bir hiyerarşi içinde kodlanmıştır: kubbe içinde
Ayasofya. lustinianos’un İstanbul’da yaptırdığı bu kilise,

Fetih’ten sonra camiye, Cumhuriyet döneminde de müzeye çevrilmiştir.
Bavenna’Ğa San Vltale Kilisesi:

koroyeri. 530-547 arasında yapılan ve mozaiklerle bezenen bu tapmak, deambuiatoryumlu merkezî plana ve büyük bir kubbeye sahiptir. Düzenlemesiyle Ayasotya’yı andırmaktadır.
257

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir