İCATLAR VE YENİLİKLER
Daha yirmi yıl önce telefonların elektronik kartlarla çalışacağı ve bunlann bittiğinde atılabilir olacağı söylenseydi kim inanırdı? 1993’te, ticareti yapılan eşyalann yüzde 60’ının, on yıl önce akla bile gelmediği saptanmıştır! Roland Moreno’nun da belirttiği gibi «nesnelerin manzarası büyük bir hızla değişmektedir». Dahice fikirleri olan bilgin imgesi artık bir efsaneden başka bir şey değildir; gerçekten de birçok mucit (üstelik en önemsizleri de değil), genellikle isimleriyle birlikte anılan icatlan paylaşmak durumunda kalmıştır. Öte yandan, fikirlerinin yarannı değerlendirme ve geleceğini kestirme konusunda en iyi konumda olanlar onlar değildir.Dünyanın her yerinde, sanayi, bilim, teknik ve yönetim kadar spor veya boş zaman faaliyetlerinde de «yenilik» söz konusudur. Bu terim zamanla «icat» kelimesinin yerini alarak her türlü iyileştirme veya kusursuzlaştırmayı belirten, yaygın kullanımı olan bir kelime durumuna gelmiştir. Dolayısıyla terimin bizzat genelliği kesin bir tanım yapmayı güçleştirmektedir.İCATTAN YENİLİĞE
Bir fikrin iyi, pratik ve verimli olması onun otomatik olarak -gulanabilmesi ve genel bir onay bulması için yetmez. Parmer.’ t’ Fransa’da patates tüketimini benimsetmek için hileye başvunr.u zorunda kalmıştır: patatesi sadece soylulara ayırarak, ilk hır-i herkesin ilgisini esirgediği bu sebzeye ilgi uyandırmıştır. Heps: a bu kadar ünlü olan başka yeniliklerin kendilerini benimsetms.; t de çok uzun zaman almıştır: söğüt kabuğunun ateş düşürücü t~-kisi, XVIII. yy’m ortalarında Ingiliz E. Stone tarafından sapılmıştı, ama A. von Bayer’in bu kabuğun içerdiği etkin madc; ‘ yani asprini (asetilsasilik asit) başarıyla pazarlaması için yüz y.-dan uzun bir süre beklemek gerekmiştir.
icat karşılık beklemeden ve rastlantısal olarak gerçekleşefc—’ ken, yenilik sınaî bir uygulamanın ve kullanımın öngörülme; –gerektirir. «Yenilik» teriminin yavaş yavaş «icat» teriminin yer_r-almasmın ve artık mucitten çok yenilikçiden söz edilmesinin r.; deni budur. Bir fikir bulmanın, onu geliştirmekten ve î bir çerçevede değerlendirmekten daha önemli olmadığım d-_; -nen gerçek müteşebbisler olan yenilikçilerin tersine, mucit terrr. akla, ürünlerini her yıl Lepine yarışmasına sunan, becerikli dsr-yi getirmektedir.
Yeniliklerin çeşitliliği
Yenilik, ürünlerin, teknik öğelerin veya hizmetlerin ort= s çıkışıyla sınırlı değildir; yeni bir üretim yöntemiyle (robc:.;.: tarafından çalıştırılan montaj bantları veya lazerle kesim’. duyulmamış bir işletme biçimiyle (bantta çalışma sistemır_r kaldırılması), örgütlenmedeki bir değişiklikle (bir prim sister. nin oluşturulması), yeni pazarların açılmasıyla (meslekî ür.r lerin ve özgün dağıtım biçimlerinin geniş kitlelere yayılım-1 veya yeni hammadde kaynaklarına egemen olunmasıyla d= -gili olabilir.
Yenilikler çoğunlukla beklenmedik bir biçimde gelişir ve yenilik yaparlar gibi mucitler de fikirlerinin yararım değerlendirme ve geieceğ:’. kestirme konusunda en iyi konumda olanlar değildir. Bir yeniliğin cr-taya çıkmasına ve ilk uygulamalarına yol açan kaygılar, çoğunlukla, s –rekliliğini sağlayacak etkenlerden son derece uzaktır.Başarı, ilk baştaki fikrin değerine ve teknik hâkimiyete o\â-i. kadar, örgütlenme, yönetim ve dağıtım biçimlerini geliştirme ; teneğine de bağlıdır. Internet bunun önemli bir örneğidir, in:; * net’ten önce başlangıçta Batı Avrupa’da, özellikle Fransa’da uyr. lanan Minitel iletişim ağının elde ettiği benzeri görülmedik fes=; n, çok farklı alanlarda eşzamanlı olarak yenilikler yapılmasın; rektirmiştir. Yenilik, telefonla ulaşılabilen bilgi bankaları tasar-; maktan ve gerçekleştirmekten oluştuğu için, ilgili ilk alanlar : limsel ve teknikti. Ama yöntemin gelişmesi için sınaî nitelikl: r -sorunun çözülmesi gerekiyordu: dönemin bilgisayarlarından î: rece ucuz terminaller tasarlamak ve üretmek. Ardından, potar_: yel kullanıcıları bu terminalleri edinmeye ikna etmek için, bur_; rı başlangıçta karşılıksız olarak dağıtarak, ticarî bir yenilik yit mak gerekli oldu. Nihayet, trafiğin gelişmesini teşvik etmek :c.r kullanıcının ön koşul olarak kendisini ilgilendiren hizmet.;’ abone olmak zorunda kalmadan, sunulan bütün hizmetlere;: yararlanmasını sağlayan «kiosque 3615» denen bir faturalama r
MUCİTLER İCATLARI KONUSUNDA YANILDIKLARINDA
Mesela su değirmeni, 1100’e doğru Romalı mimar Vitruvius tarar-v dan, bir değirmen aleti olarak icat edilmiştir. Ama başarısı ve yayılır. sı, odun kesmek, maden dövmek, kâğıt üretmek, şayak tokaçlamak-. r için farklılaştırılmadan kullanılabilen tükenmez bir enerji kaynağı oluşturmasından kaynaklanacaktır.
Telefonun tanınmasını sağlayan, bilinen ilk uygulamalanndan r r tiyatrofon olmuştur. Kullanıcılar yöntemin yararının, sonradan rady:-nun yapacağı gibi konserleri ve tiyatro oyunlarım birçok dinleyiciyi doğrudan aktarma olduğunu düşünüyorlardı. O sırada bu olana?, uzaktan iletişim kurmak için özel bir araca sahip olmaktan çok daha ginç görünüyordu.
Büyük mucitler de böyle hatalara düşmüşlerdir. Mesela projektör.; -ri akkorlu lambalarla donatarak ve önemli bir ilerleme olan 35 mır. _• delikli modern selüloıd filmi yaratarak, çok erken bir tarihte sinemayî belirleyici katkılarda bulunan Thomas Edison, yöntemin geleceği k:-nusunda daha az keşif sahibi olmuştur: Simleri topluluk önünde grî-termeyi reddetmiş ve aletini panayırlarda kişisel olarak kullanılabilen gözlüklü bir alet olan Kinetoskop biçiminde pazarlamayı tercih etrr_ş-tir. Edison böylece, 1895’te kısmen Kinetoskop’tan esinlenilerek birka: yıl önce geliştirilen Sinematografla halka açık ilk büyük gösteriyi r .-zenleme fırsatını Lumiere kardeşlere bırakmıştır.
İÇİNDEKİLER
İCATTAN YENİLİĞE ^:.tHSIN SINAÎ BOYUTU
t kaıt: işi bittiğinde atılan «elektronik bir jeton» sayılabilir, ise makineler kontürü biten kartlan geri vermemektedirler.
Kiştirildi. Başarı sadece ilk fikirden değil, bilimsel (bilişim îktronik konusunda), teknik ve sınaî (terminallerin üretimi ■zcarî (terminallerin ücretsiz olması) ve yönetsel (özgün fa-:zz.a sistemi) yeniliklerin bir araya gelmesinden kaynaklanı-
lerseksel olarak üç tür yenilik ayırt edilir. Ürün yenilikleri, nes-: işlevlerini veya yapısını etkiler: mesela kompakt diskin or-::kması. Yöntem yenilikleri, tasarlama ve üretim teknikleriyle :s ama gerçekleştirilen ürünü etkilemeyebilir: bir otomobil ~si, robotlu ve otomatik tesisler kurduğunda, taşıdar değiş-sadece daha hızlı ve daha ucuza üretilir. Nihayet hizmet ye-:r. dağıtım veya örgütlenme biçimleri gibi maddî olmayan ilgilendirir: MacDonald’s; ucuz, servisi hızlı ve her yerde kalitede bir lokantalar zincirini rasyonel bir biçimde örgütle-
< yenilik yapmıştır.
f.eyse sınaî yeniliklerin özelliği zorunlu olarak çok yenilikçi ikrdk içerik değildir ve çok sayıda işletme, teknolojiye çok az ^rarak ürünlerde yenilik yapmayı başarmaktadır.
enilik ve teknik sistem
icattan çok yenilikten söz ettiren anlam kayması, basit ■_sda etkisinden değil, tekniklerin yapısındaki ve gelişme ko-ımdaki derin bir dönüşümden kaynaklanmaktadır. XIX. : sonuna kadar en önemli teknikler (mekanik, enerji, meta-ianlarında vb) hâlâ görece basitti ve tek başına çalışan ve sı-kaynakları olan kişiler tarafından denetlenebiliyordu. Bilgindiler, mühendisler yeni fikirler geliştirme ve sinema, otomo-avacılık gibi bazı sektörlerde devrim yapma imkânına sahip-’ektrik ampulü, gramofon, telefon, penisilin vb, hemen he-aynı dönemde keşfedilmiştir ve hepsi tek başına gerçekleş-
tel veya Internet en başanlı yenilik örneklerinden birisidir: özgün bir sı yola çıkarak, bilimsel, teknik ve sınaî yenilikleri birleştirmeyi başarmıştır.
tirilen girişimlerin ürünüdür. Buna karşılık XX. yy’da teknik karmaşıklaşmış tır: kimya, elektronik, malzemelerin işlenmesi ve enerji hep çok çeşidi bilgileri harekete geçirmekte, ağır sınaî donanımlar ve önemli sermayeler gerektirmektedir.
Öte yandan, teknik artık basit bir biçimde yan yana gelmemektedir; tam tersine tutarlı bir bütün oluşturmaktadır: yeni bir motor zorunlu olarak elektronikten yararlanacak, yeni malzemeler kullanacak, mikromekanik ve yüzeylerin işlenmesi alanında son gelişmelere başvuracak, üretimi için gelişkin robotlu üretim yöntemleri gerektirecektir… Öyleyse yeni bir ürünün veya yeni bir tekniğin geliştirilmesi, farklı alanlardan gelen uzmanların işbirliğini gerektirmektedir. Harekete geçirilecek becerilerdeki bu çokluk bazen güçlüklere yol açmakta, ama bir şans da oluşturmaktadır: ilgili alanların her biri, gelişme halindeki projenin iyileştirilmesine ve kusursuzlaştırılma-sına katkıda bulunabilir ve yenilik her taraftan çıkabilir. Öyleyse işletmeler teknolojik bir izleme dönemi yaşamak, yani ürettikleri ürünler veya kullandıkları t
eknik üzerinde etkisi olabilecek bütün sektörlerde, yaşanmakta olan teknik gelişmeleri izlemek zorundadır.
Yeniliğin öngörülemez yollan
Mühendisler, araştırmacılar ve sanayiciler tarafından büyük ölçüde paylaşılan bir düşüncenin tersine, ilk fikirle fiilen gerçekleştirilen ürün veya hizmet arasında her zaman önemli bir zaman farkı vardır. Bu fark, uygulama veya gerçekleştirme güçlüklerinden, kaygıların veya müstakbel kullanıcıların taleplerinin zaman içindeki gelişiminden ve aynı işletme içinde, bir-biriyle çelişebilen geliştirme projelerinin olmasından kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla yeni ürünlerin geliştirilmesi tedrici, bazen de belirsiz bir biçimde, karşılaşılan engellerin seyrine göre sınama-yanıl-ma yöntemleriyle yapılanmaktadır. Bir yeniliğe yol açmak, geliştirilmekte olan nesnenin sürekli olarak yeniden tanımlanmasıdır (yani kullanılan teknik kadar kullanımlarının ve işlevlerinin de yeniden tanımlanması). Nihaî sonuç, genellikle, b
YENİLİĞİN SINAÎ BOYUTUilgili bir karar vericinin veya dahi bir mucidin iradî görüşünden çok, işleyişle ilgili küçük kararlann art arda gelmesinin ürünüdür.
Sürekli evrim halindeki ekonomik ve rekabetçi bir ortamda, işletmelerin sık sık ve düzenli olarak yenilik yapmaları zorunludur. Arada bir, fırsatlardan yararlanarak piyasaya yeni bir ürün sürmek yeterli değildir, artık bunu sistemli ve hızlı bir biçimde yapmak gerekmektedir: bir piyasada birinci olmak, önemli ölçüde zaman kazanmanın vazgeçilmez bir koşuludur. Çıkış sektörleri
MUCİT VE YENİLİKÇİ FİGÜRLERİ
Bu kişiler halkın kafasında ünlü bir bilgin (Louis Pasteur), dahi bir zanaatçı (Bemard Palissy), büyük bir mühendis (Gustave Eiffel) veya bir sanayi kralının (Henry Ford) kimliğinde, kahramanlar gibi canlanmaktadır. Bu görüş yenilik yapmanın iradî ve yalnız başına yapılan bir savaş, kahramanca bir eylem olduğunu düşündürmektedir. Ama bu imgenin gerçekle pek ilgisi yoktur: yemlik her şeyden önce, herkesin tek tek katkısını belirlemenin güç olduğu ve başarının bir deha şimşeğinden çok nankör bir gözden geçirme, geliştirme ve uygulama çalışmasından kaynaklandığı kolektif bir çabanın sonucudur.
DEĞİŞİME DİRENÇ
Yenilikler bizzat yeni olma özellikleriyle geleneksel işleyiş ve yapım biçimlerinin dengelerini bozar. Bu nedenle varlığı ve alışkanlıkları bozulanlar tarafından reddedilir veya :ereddüde yol açar. Değişim karşısındaki bu tereddüt kendini, işçilerden müdürlere kadar işletmenin bürün kademelerinde, değişik biçimlerde ve farklı gerekçelerle gösterir. Buna tanıklık eden birbirinden çok farklı iki örnek verilebilir: XIX. yy’ın başında, ilk Jakar dokuma tezgâhları. işlerinin geleceğini tehlikede gören Lyonlu dokuma işçilerinin şiddetli ayaklanmalarına yol açmıştır. Daha yakın tarihlerde, Kodak yöneticileri, kendilerine icadı olan Pola-roidi sunan Dr. Land’e kesin bir red cevabı vermişlerdir. İşletme yöneticilerinin, aletinin yenilikçi özelliğini ve taşıdığı potansiyelleri değerlendirmedeki yetersizliği karşısında, Land kendi şirketini kurmaya mecbur kalmış ve bu sayede büyük bir başan elde etmiştir.
Distman (diskmen), kaset çalan Mâ r~£-1 ” kompakt disk çalanıdır.
Çark. İnsanın en eski icattanndan biri otan çark, Ortaçağ ‘da hayvan gücüyle döndürülen dolabın ve kovalı çarkın temel öğesi olmuştur.
ister geleneksel sanayi, ister yüksek teknoloji, isterse hizmetler olsun, işletmeler tek bir noktada veya birkaç üründe odaklanmış stratejilerden, çok daha çeşitlendirilmiş ve sık sık yenilenen politika yelpazelerine geçmektedirler.
Bireysel bir eylem olan icattan kollektif bir eylem olan yeniliğe
Bilimsel ve teknik keşif, en kendiliğinden biçimde, bireysel dehaya bağlanan faaliyetlerdendir. Gene de, istisnalar dışında, birçok ünlü mucit, geniş kitlelerin adlarıyla birlikte andıkları keşifleri paylaşmak zorunda kalmıştır. Örneğin fotoğrafın gelişmesinde, yöntemi geliştiren Nicephore Niepce kadar, taşınabilir makineleri ve kullanıma hazır ham filmleri geliştirerek, o zamana kadar birkaç donanımlı profesyonele ayrılmış olan bir tekniği amatörlere de açan George Eastman’ın da rolü vardır. Aym şekilde, Lumiere kardeşlerin çalışmaları, birçok ülkede eşzamanlı olarak ortaya çıkan bir dizi ilerlemeyi ete kemiğe büründürüyordu.
Demek ki yenilik kollektif bir eylemdir. Mucidin kafasının üzerinde çakan küçük ampul veya yıkandığı teknede, çınlayan bir «Evreka!» ile suyun kaldırma gücünü keşfeden Arhimedes imgesi yanıltıcıdır. Tek bir kişinin seçimlerine veya sezgilerine indirgenmesi mümkün olmayan yenilik, her şeyden önce, her biri çok sayıda etken arasındaki karşılıklı etkileşimlerin ve görüşmelerin sonucu olan bir temel ve pek az gösterişli eylemler toplamıdır. Yeni bir proje, teknik bir nesne olmaktan önce dev bir kâğıt yığını, piyasa incelemelerini, çizimleri, teknik resimleri, şartnameleri, ihtiyaç analizlerini, maliyet tahminlerini, tahmini gelirleri bir araya getiren yüzlerce veya binlerce sayfadır. Sınaî sistem bireylerden daha çok yaratmaktadır: reklamında da belirtildiği gibi video kaseti ve kompakt diski şu veya bu mühendis değil, Philips icat etmiştir. Bir yeniliği başarıya ulaştırmak, esas olarak, bir işletmenin bütün bileşenlerine (malî kısım, ticaret bölümü, imalatın yapıldığı fabrika, araştırma laboratuva-n, genel müdürlük…) bağlı kişileri birlikte çalıştırmayı başarmaktan oluşur.
İşletmede yeniliğin kökenleri
işletmeler hiçbir zaman özerk biçimde yaşamazlar. Bağır«^ lık iddiasında olsa bile, yenilikçi projelerinin çoğunun teme——yer alan teknolojik ve ekonomik bir şebekeye sıkı sıkıya bağl— Bu şebeke, dikey ve yatay iki eksen tarafından taşınır.
Bunlardan birincisi malzeme sağlayıcısı-işletme-müşteri na tekabül eder. Yatay olan İkincisi ise; işletme, rakipleri ve sayıda ortağı arasındaki ilişkilerle ilgilidir.
Hammaddeleri, imalat bileşenlerini veya aletlerini üreter_; sundukları ürünleri yetkinleştirerek ve çeşitlenmiş bir dene;- -; yararlanarak, kullanıcılarının üretim yöntemlerini köklü bir r çimde dönüşüme uğratırlar. Bu, özellikle ayakkabı veya moî_ sanayilerinde yaşanmış bir olgudur: malzemeler arasında yt: verniklerin ve zamkların belirmesi; biçim, renk, malzeme v; montaj tarzları bakımından kökten farklı ürünlerin tasarlacrr;. ve gerçekleştirilmesini sağlamıştır.
Yenilikçi projelerin kökeninde sık sık müşteriler de yer î_ çünkü müşteriler piyasa arzında boşlukları saptayabilir ve ürünlerin geliştirilmesini önerebilirler. Bilişim alanında bu sık ı: rülen bir durumdur.
İkincisi, ortaklar, rakipler, kamusal veya özel araştırma lar;: tuvarları aracılığıyla işletme çevresiyle geliştirilen ilişkilere S;-bül eder. Gerçekten de yeni ürünler veya yeni teknikler sık si -ğer firmalar tarafından geliştirilen projelerden esinlenmekte i basbayağı kopyalama yoluyla veya isim hakkı kiralama veya t tent anlaşmalarıyla. Örneğin Sony’nin Walkman’i icat etmemden sonra bütün müzik aleti üreticileri bunlardan üretmeye .* yulmuştur.
Çelişkili bir biçimde, doğrudan araştırma laboratuvarlarr. gerçekleştirilen bilimsel keşiflerden ve çalışmalardan kaycE.’-nan yenilikler, sanıldığından daha azdır. Gerçekten de çoğ’J ; rumda teknik, bilimden önce gelmektedir: termodinamiğe, fc-‘-makineleri var olduğu için ilgi duyulmuştur; aynı şekilde ila;.; dan, farmakolojinin gelişmesinden çok önce yararlanılmıştırNihayet personel eğitimi ve yönetimi de, teknolojik uzmar_ lar edinmenin ve bunları yeni projelere uygulamanın aynca—1 bir aracı olarak görünmektedir. Belli bir alanın uzmanını «ayı: mak» bazen bir bilgiyi elde etmenin ve yenilik yapmanın ec r_ lı biçimi olmaktadır.
İşletmede araştırma ve geliştirme
İşletmeler bütçelerinin giderek büyüyen bir bölümünü aız;: ma ve geliştirme faaliyetlerine ayırmaktadır. Teknikleri ve ur. leri yenileme kapasitelerini, belirleyici bir ekonomik silah cLe: kabul etmektedirler. Bunlar yeniliğin bu stratejik boyutunun örneği de Honda ve Yamaha’nın 1980’li yılların başında motc :: let piyasasında giriştikleri mücadeledir. Yamaha piyasada lidî: ği ele geçirmek için önemli bir saldırı başlatmış, Honda ise i-modellerini yenileme temposunu yükselterek karşılık vernrf: model sayısı yaklaşık iki yıldan kısa bir süre içinde iki kzz. (60’tan 113’e) çıkmıştır. Bu kadar fazla sayıda model geliştirer yen Yamaha’nın modelleri hızla eski ve demode görünmeye r. lamış ve fiyatlarına rağmen zor satar olmuştur.
Yüksek teknolojili bütün işletmeler ve büyük firmalar arer ma ve geliştirme kuruluşlarına sahiptirler. Bunlara giderek fcv yen kaynaklar ve meblağlar ayırmaktadırlar: büyük havacıü: nayisi işletmelerinde cirolarının yüzde 25’ine kadar, ilaç sars sinde ise personelin yüzde 50’sinden fazlası. Araştırma ve g=. tirme kuruluşları bilim adamlarının nve teknisyenlerin çaîışt güçlü bir biçimde donatılmış laboratuvarlardır. Bunlar yeni ‘