İNKALAR
Peru’nun güneyinde Cuzco bölgesinde ortaya çıkan İnka İmparatorluğu yüz yıl kadar süren bir zaman içinde kuruldu. Andlar’ın en büyük gücü haline gelen İnka İmparatorluğu’nun en önemli özelliklerinden biri, imparatorluğu meydana getiren halkların sosyokültürel çeşitliliğini, özgün bir örgütlenme içinde bütünleştirebilmiş olmasıdır. XV. yy’m başında imparatorluk en parlak dönemini yaşıyordu, fakat 1533’te İspanyol konkistador Francisco Pizarro, ona öldürücü bir darbe indirdi.
İmparatorluk yalnızca Peru’yu, Ekvador’un büyük bir bölümünü ve Bolivya’nın batısını değil, Arjantin’in kuzey batısını ve Şi-li’nin kuzeyinin yansım da kapsıyordu. Tahuantinsuyu, yani Dört Semt İmparatorluğu türdeş olmayan kültürel grupları kucaklıyordu; imparatorluk Pasifik kıyılarından, Andlar’ın yüksek vadilerini aşarak Amazon ormanına kadar uzanıyordu.
İMPARATORLUĞUN KÖKLERİ
İnkalar başlangıçta Peru’da yaşayan sayısız kavimden biriydi. MS 1000 yılına doğru, Huari ve Tiahuanaco imparatorluklarının yıkılmasından sonra bu kavimler kimi zaman krallık şeklinde örgütlenen konfederasyonlar kurarak bir araya geldiler ve Orta And-lar’da küçük bölgesel güçler olarak geliştiler. Yerel savaşlarda karşı karşıya gelen bu güçler arasında sürekli bir anlaşmazlık vardı. İnkalar üç komşu halkla birleşerek Cuzco konfederasyonunu kurdular ve konfederasyonun kontrolünü ele geçirerek Peru’nun güneyindeki önemli güçlerden biri haline geldiler. İmparatorluğun yayılmasından önceki döneme ait bilgiler, Ayar kardeşlerin Pacari-tam-pu’daki (Paqarina) mağaradan başlayan ve Cuzco’ya kadar süren yolculuklarını anlatan efsanelerden elde edilmiştir. Bu dört kardeşin, onlan koruyan ve gelecekte imparatorluğun resmi dininde çok önemli bir yere sahip olacak Güneş’in (Intij soyundan geldiğine inanılıyordu. Yolculuğun sonunda yalnızca Ayar Manco, Cuzco vadisinde yerleşmeyi başardı ve İnka devletim kurarak Manco Ca-pac adıyla bu devletin ilk hükümdarı oldu; Manco Capac’ın egemenliği Cuzco havzası ve civanndaki bölgelerle sınırlıydı. İnka hanedanının on iki veya on üç hükümdarının ilki olarak kabul edilen Manco Capac’ın MS XII. yy’da hüküm sürdüğü sanılmaktadır. Kendisinden sonra, yine efsanevî sekiz hükümdardan söz edilmektedir. Bunlardan yedincisi olan Yahuar Huacac dönemine kadar İn-kaların fethettikleri topraklar sınırlıydı; Yahuar Huacac, Cuzco va-
:-/\TV/ ALIJA
f espvrîo v \j\rmDOi t). Y/nm
vLTiffoYrmn
dişinde yaşayan diğer halkları egemenliği altına almayı b
XV. yy’ın başında, efsanelerde adı geçen son hükümda: ha saltanatı yayılmacılık öncesi dönemin sonu oldu. Viraı neminde İnkalar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kald Peru sıradağlarında yaşayan bir kavim olan Çankalar dahi Çanka ve İnka toprakları arasında yaşayan Keçuvaları ye: ve 1438’de Cuzco bölgesini istila etme girişiminde bulun tehlike karşısında Viracocha başkenti terk ederek tahtın v oğlu Urco’yla birlikte kaçtı. Fakat Viracocha’mn diğer o Yupanqui İnka birliklerini toplayarak istilacıları şehrin bozguna uğrattı ve böylece iktidarı ele geçirerek Pachacut kendini imparator ilan etti. Cusi Yupanqui oğlu Tupac i’nin yardımıyla Çanka topraklarım ele geçirdi ve İnka Andlar’daki en önemli güçlerden biri haline getirdi. O taı baren, imparatorluk medeniyeti yayma adına izlediği po reği sürekli olarak topraklarım genişletti. Bu, kimi zaman vaşlar pahasına, kimi zaman da tehdide veya kandırma ve yoluyla kurulan ittifaklar sayesinde oluyordu. Bölgede ya; ger kavimlerin reisleri, kendi istekleriyle imparatorluğa 1 tercih ediyorlardı; aksi takdirde yenilmezlikleriyle ünlü c birlikleri tarafından yenilgiye uğratılacaklar, öldürülecekle yasî güçleri ellerinden alınacaktı. Tupac Yupanqui, babas lattığı yayılmacı politikayı sürdürerek imparatorluğun s güneyde Rio Maule’ye, kuzeyde ise Ouito’ya kadar geniş
KARMAŞIK BİR PİRAMİT
İspanyol fethi sırasında imparatorluğun nüfusuyla ilgili t rin çoğu, imparatorluk nüfusunun 6 milyon civannda olduğ teriyordu. Çok az bir bölümü İnka kavmine ait olan bu nül ğunluğunu XV. yy’da imparatorluğa katılmış olan değişik i den gelen farklı kültürlere sahip topluluklar oluşturuyordu yopolitik piramidin tepesinde tek hâkim olarak ülkeyi yön f>a İnka, yani Güneş’in oğlu olan hükümdar vardı; İlahî kökı kezî biryönetim söz konusuydu. Yönetici sınıfı, esas olarak dar soyundan gelen imparatorluk panaka’lan oluşturuyordu lar imparatorun çevresinden ayrılmıyorlardı. En üst düzeyi rî, askerî ve dinî makamlann başında bu doğuştan soylu ki: dı. Bununla birlikte iktidar yalmzca bu soylulann elinde dej rel toplulukların reisleri (kuraka’lar) hükümdara sadık oldı imparatorluk vesayetim kabul ettikleri sürece otoritelerini: yorlardı; ancak savaşta yenilgiye uğramışlar veya İnka egerr karşı direnmişlerse, yetkileri ellerinden alınıyordu.
v
Machu Pieehu:
Cuzco şehrinin yakınında, Urubamba Nehri vadisinde 2 045 m yükseklikte kurulmuş eski İnka kenti kahnbianndan bir görünüm.
Atahualpa (1528-1533)
on üçüncü İnka hükümdandır (Pedro de Osma Müzesi, Lima). Francisco Pizarro İnka toprakianna girdiğinde Atahualpa bir iç savaşın içindeydi. Pizarro imparatorluk ordusunu hiç zorlanmadan yendi ve Atahualpa’yı esir aldı. 3 ağustos 1533’te son İnka hükümdan Atahualpa öldürüldü. Kısa bir süre sonra da konkistador Cuzco’yu ele geçirdi.
Hükümdarın uyruğundakilerin (hatun-runa’laı) önemli bir bö-umünü halk sınıfları oluşturuyordu. Kendi etnik ve kültürel grup-anna mensubiyetlerini sürdüren bu hatun-runalar arasında sağ-am sosyal ilişkiler vardı. Bu sınıflar köylülerden, çiftçilerden ve ayı dağlık bölgelerdeki çobanlardan oluşuyordu. Ayrıca kıyı bölgelerinde özellikle zanaatçı, balıkçı ve denizci sınıfları gibi başka ınıflar da vardı.
Mitmaj halkların yerlerinin değiştirilmesine dayanıyordu. İnanlar doğdukları yerlerden alınarak başka bir yere yerleştiriliyor-ar, ancak mensup oldukları grupla ilişkilerini sürdürüyorlardı, vlitmaj kimi zaman kolonizasyon ve çok az nüfusu olan yerleri ,’erleşime açmak amacıyla yapılıyor, kimi zaman da imparatorlusun vesayetine karşı gelen toplulukların arasına imparatorluğa salık halkaların yerleştirilmesi şeklinde gerçekleşiyordu. Ayrıca ceza yöntemi olarak da uygulanan mitmaj yöntemiyle İnka’ya direnen asiler yurtlarından kopartılıp imparatora sadık topluluklara araşma yerleştiriliyordu.
Yana’lar köleler kastının bir parçasıydı ve Andlar bölgesi gele–ekleri içinde belli bir konumlan yoktu: mensup oldukları grupla işkileri kesilen yanalar köle veya aşağı tabakadan olmadıkları r_alde (soyluların hizmetinde çalışıyorlardı) toplumdan tecrit edil-r^iş olarak yaşıyorlardı. Yine de her şeye rağmen imparator belli ;randa mal mülk sahibi olmalarına izin veriyordu.
İnka toplumunun resmî hiyerarşik örgütlenmesinde gözükmeden pina’laı ise sosyal sınıflar arasında en altta yer alıyordu: bun-
31 statüleri ve görevleri belirsiz olan savaş esirleriydi.
Ayrıca genellikle «seçilmiş kadınlar» olarak adlandırılan kadın sınıfları da vardı: bunlar mamakona’lar ve akla’lardı. Soylu kadın-_3i çeşitli dinî görevler üstlenirlerken, çok güzel kadınlar da İn-_<a’ya veya önemli askerî liderlere ikinci eş olarak verilmek üzere seçilirdi, diğer kadınlar ise hükümdar tarafından daha alt sıralarda-£ komutanlara eş olarak hediye edilirdi. Bazı kadınlardan da çeşitli hizmetlerde yararlanılırdı; bunlar imparatorluk sarayındaki ■jzmeder veya soylular ve din adamları için yapılan hizmetlerdi.
‘uzco: çeşitli büyüklüklerdeki taşlarla örülmüş bir İnka duvar örneği. Taş bloklar -arç kullanılmadan birbirinin içine geçiyordu. Fetihten sonra Ispanyoilar genellikle :j duvarlann taşlannı inşa ettikleri binalarda subasman olarak kullandılar.
İNKA DİNİ
Din İnka kültüründe çok önemli bir yer tutuyordu. Koruyucu tanrı olan Güneş, yani Inti, Andlar’da eskiden beri tapılan dinî güçlere göre çok ayrıcalıklı bir yere sahipti; Güneş tanrısı İnti’nin kültü tüm imparatorluğa yayılmıştı. Örneğin sekizinci efsanevî İnka Viracocha’mn, medeniyeti getirmek üzere yeryüzüne insan biçiminde inmiş kutsal bir kişi olduğuna inanılıyordu. Pachaca-mac ise, Peru’nun orta kıyı bölgesinde dinî törenlerin yapıldığı belli başlı yerlerden biriydi; burada Güneş tanrısı onuruna anıtlar dikilmiştir. Güneş tanrısının bir tasviri olan punçao, tepesinde altından bir disk bulunan insan biçiminde altın bir heykeldir ve Cuzco’daki ünlü Güneş tapınağı Korikonça’da saklanmaktadır. Haziran gündönümünde kutlanan önemli bir bayram olan İMİ Raymi tanrıya adanmıştır ve İnka takviminin önemli tarihlerinden biridir. Ay (Killa), ülker takımyıldızı, gökgürültüsü, şimşek (illapa) veya yıldırım da tapınılan kutsal güçlerdi.
Paça mama, yani toprak, İnka dininde önemli bir yere sahipti. Geçim kaynağı olan toprağa halk şükranlarını şarap veya başka bir sıvı dökerek gösterirdi. Birçok eski İnka kentinde kayalara oyulmuş su kanalları bulunmuştur, bunlann karmaşık yapısı, İnka toplumunun gelişmişlik derecesiyle ilgili bilgi vermektedir. İnkalarda doğal, olağandışı veya çok dikkat çekici olaylar yüceltilirdi. Kutsal sayılan ve huaka adıyla anılan kayalar veya mağaralar da, apu adı verilen bazı dağlar gibi dinî kültün birer parçasıydı. Günümüzde de Hıristiyan diniyle iç içe geçmiş bu inanışlar, eski Andlar bölgesi halklan arasmda canlılığını hâlâ korumaktadır.
İktidar ile din arasında sıkı bir ilişki vardı. İnka kavmi, kuruluş efsanesine göre Güneş tannsına bağlıydı ve son İnka hükümdarlan da Güneş tannsının insan biçiminde yeryüzüne inmiş halleriydi, böylece de resmî din ile imparatorluğun siyasî hedefleri bütünleştiriliyordu. Ölülere duyulan saygı kadar, ölmüş hükümdarlar için düzenlenen dinî törenler de, çok önem taşıyordu. İmparatorların mumyalan Korikança’Aa Güneş tanrısının yakınına konurdu. Ölmüş olan hükümdarların soyundan gelenler, dinî törenleri düzenlemekle yükümlüydüler ve her yıl kasım ayında, ölüleri anma günü olan ayarmaka gününde, mumyalar tahtırevanlara konarak eller üstünde ve tören alayı eşliğinde başkentin sokaklarında gezdirildi.
Bütün bunlara rağmen, İnkalar, imparatorluğa katılan değişik kültürlere sahip toplulukların kendi dinî inançlarına karşı hoşgörülü olmuş ve imparatorluğun resmî dininin yam sıra bu dinlerin ve kültürlerin de yaşamasına izin vermiştir.
SANATLAR
İmparatorlukta en yaygın olarak kullanılan Keçuva veya Runa-simi dilinin yam sıra üç önemli dil daha vardı: Pukina, Yunga ve Aymara. Ayrıca çok sayıda bölgesel dil ve diyalekt de kullanılmaktaydı. Bu yerel dillerin hiçbirinin yazısı yoktu, fakat İspanyol fethinden somaki döneme ait kayıtlar sayesinde, zengin anlatım türlerine sahip sözlü edebiyattan kısmen de olsa derlemeler yapılabilmiştir.
Kuyumculuk gibi bazı sanatlardan ise geriye yalnızca kalıntılar kalmıştır: konkistadorlar yağmaladıkları hâzinelerden ele geçirdikleri idolleri, mücevherleri ve çeşitli süs eşyalarım, değerli madenlerini alabilmek için eritiyorlardı. Geometrik desenlerle süslenmiş seramikler ve dokumalar ise daha iyi korunabilmiştir. Taştan yapılan heykellerin büyük bir bölümünü konopa adı verilen ve çoğunlukla lama ve alpaka şeklindeki adaklar oluşturuyordu. Dinî törenlerde ayin tası olarak kullanılan taş kapların üzerinde de yontulmuş hayvan figürleri vardı. Bazı inka duvarlannda da hafif kabartma şeklinde yontulmuş yılan figürleri bulunmaktadır. Eşsiz güzellikteki kabartma heykellerden ise günümüze büyük bir olasılıkla imparatorlara ait çok az sayıdaki insan heykeliyle, birkaç da hayvan heykeli kalmıştır. Tahta heykellere gelince, bunlar genellikle dinî törenlerde kullanılan, üzeri kazılarak süslenmiş veya boyanmış vazolar (kero), toprağa şarap sunmakta kullanılan özel kaplar (pakça) gibi eşyalardır. Inkaların sanatsal ve teknik üstünlüklerini en iyi gösteren sanat dalı ise, mimarîdir. Mükemmelliğiyle hayranlık uyandıran İnka mimarîsinin oldukça çok olan örneklerine başkent Cuzco’da, taşradaki İdarî merkezlerde ve Mac-hu Picchu kentinin bulunduğu Kutsal Vadi’de rastlamak mümkündür. Bir yandan yapıların sadeliği, diğer yandan ise taş yontma ve mükemmel bir şekilde düzenlenmiş taş blokları yerine yerleştirmedeki ustalık, İnka mimarîsinin en önemli özellikleridir. Bütün bu imparatorluğa ait kentler, çok sayıda geçici işçinin de yardımıyla, uzmanlaşmış bir işgücü tarafından inşa edilmiştir. Bu kentler büyüklükleri ve sağlamlıklarıyla imparatorluğun gücüne ve siyasî istikrara katkıda bulunmuşlardır. □
Som altından bir İnka idolû
(Altın Müzesi, Lima). Ipkaa-s ” gümüş, platin ve bakır g’i madenleri işliyorlardı.
İMPARATORLUĞUN GENİŞLEME DÖNEMİNDEN FETİH DÖNEMİNE
Manco Capac, Sinch: Kzzs. panqui, Mayta Capac, Carı; r Inca Roca, Yahuar Huacac sekiz efsanevî înka hzk^zzız ı.z 1438’de ise, i
inkalar dönem: ?zi-j=z r-.. ,
(«dünyayı düzeltecek.: _? : _ ı geçirmesinden scrjra Zr^zZz 3 yılmacı bir politika ..“.-C- c± 7ı. hacutec’in yerr.î T_n:”, -Tazzc _ jı; ti ve imparatrr— =_r_:..£.r^_ ıa -1 i genişletti. _a—.a Zır;:
topraklar rec-‘iemrve Zz, azzz -=n i 1527’de cld- szr- :
alpaHwâszarır. c:r__<*er:r_yer_~ . panyellar esrarından esir £_r_azz .-.-, alpa 1555″:e clcuruldu 15rzir :r Cas^lla Nueva valiliği, Lzr_a a: başken; cldu. Sömürge ccr-rz-z. – -ca sürekli ayaklanmalar z. – • j 15^2‘de genel vali Franr^zz _ j
sen İnka hükümdann_r_ r t _ : ~ ~ pac Arnaru’yu yakalarca- : z..—_ ayaklanmalar sona eıa_
AYRICA BAKİNİZ
—►M2D Amenka yer—=r.
—►ESS keşifler ve l<sş_£.=r —^■İb.ansU Kolombcnces-—Peru