wiki

İŞGAL

i. (ar. şuğl’den işğâl). Bir yeri ele geçirme: Kendi toprağımızda düşmanla ve düşman işgaliyle ilk defa böyle karşılaştık (Ş. S. Aydemir). || (Bir kimseyi) iş yapmaktan alıkoyma, birinin iş yapmasına engel olma. || Uğraştırma. || İşgal etmek, kuvvet kullanarak bir yerin yönetimine elkoymak: Efendiler, Ethem kuvvetlerini takibeden kıtaatımız 5 Kânunusani 1921 günü Gediz’i işgal ederek, o civarda toplandılar (Atatürk). Uğraştırmak, meşgul etmek: Müşterilerin gelip gidişi beni işgal ettiği için geçen zamanı duymuyordum (Ahmed Rasim). Kaç zamandır zihnini hummalı bir rüya karışıklığı ile işgal eden meseleyi bu akşam sarahatle görmüştü (H. E. Adıvar). Kaplamak, yer almak: Üç kişiden ibaret kalan bu aile sanki bir odanın ancak bir köşesini işgal ediyor (Sabahattin Ali). Dört masayı da birer çift işgal etmişti (S. F. Abasıyanık). — Huk. Sahipsiz bir gayrimenkul üstünde, mülkiyeti elde etmek niyetiyle zilyetlik kurma. (Bk. a n sİk l.) || Fuzulî işgal. Bk. zİlYETLİK. — Devi. huk. Bk. a n sİk l. —- a n sİk l. Devi. huk. Toprakların işgali, savaşta işgal veya askerî işgal, barış zamanında işgal ve bir anlatmaya dayanan işgal, birbirinden değişik işgal biçimleridir. Bugün artık kaybolmakta olan sahipsiz toprakların işgali daha çok sömürge topraklarının işgali için kullanılan bir terimdi. Bu işgal şekli, hukuk bakımından, işgal etmek niyet ve iradesini, söz konusu toprağın fiilen işgalini ve bu işgalin resmen bildirilmesini varsayar. Savaşta işgal veya askerî işgal ise, bir yabancı ülke toprağı üstünde fiilî bir duruma dayanarak hâkimiyet kurmaktır. Bu işgal zan$n bakımından sınırlıdır: işgal durumu savaşın bitiminde son bularak işgal edilmiş olan toprak ya geri verilir veya işgal ed$n tarafın topraklarına katılır. Fiilî bir diirumun sonucu olan işgal, işgal eden kuvvece bu toprak üstündeki hâkimiyetini ancak belirli bir süre için sürdürmek ve bu hâkimiyetten yine geçici bir süre için yararlanmak imkânını sağlar. Bu bakımdan, şavkta işgal veya askerî işgal, bir İdarî teşkilât kurarak yapılan istilâdan farklıdır. Ifgalçi, elkoyma ve vergi toplama gibi uygulamalara girişse bile, özel mülkiyete saygılı olmalıdır. Parış zamanında işgal ise bir barış antlaşmasında yer alan özel şartlara uyulmasını sallamak için yapılır. Meselâ, Ren nehrinin 1^1 yakası Versailles antlaşmasına dayanılarak böyle işgal edilmiştir. Bir anlaşmaya dayanan, savaş sırasın- . yapılan bir işgal olmasına rağmen, tali fiM İ Arpındaki bir anlaşmaya dayanır. 1 İçine i Dünya savaşı sırasında fran- SSoMPCaîllarının büyük bir kısmı Almanya l§rf|Jn<İan haziran 1940 tarihli ateşkes ant laşması gereğince; savaş sonunda da, Almanya müttefikler tarafından, Almanya’nın mayıs 1945’te kabul ettiği teslim olma şartlarına dayanılarak işgal edilmişti. — Tar. Bk. a n sİk l. — Huk. İşgal, gayrimenkul mülkiyetinin aslen ve tescilsiz iktisap yollarından biridir. Tescil, işgal edenin isteği üzerine, doğrudan doğruya yapılır (Med. kn. md. 642/11). işgal yolu ile mülkiyetin kazanılması şartları incelenirse, üstünde mülkiyet hakkı bulunmayan bir gayrınmekulde, gayrimenkul tapuya hiç kaydedilmemiş ve üstünde hiç bir mülkiyet. hakkı kurulmamışsa, bu özel mülkiyette veya devletin mülkiyetinde değil, sadece devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdir. (İşgal yolu ile kazanılması, özel kanunlara tabidir. Çiftçiyi Topraklandırma kn. md. 64’ü izleyen geçici madde gibi.) Gayrimenkul tapuya kayıtlı, fakat üstünde mülkiyet hakkı terkedilmişse, sahipsizdir ve bu şekildeki gayrımenkuller de işgal yolu ile kazanılabilir (Med. kn. md. 635/1). Meselâ, mâlikinin terkin ettirdiği bir gayrimenkul, sahipsiz hale gelmiştir ve işgal yolu ile mülkiyeti kazanılır. Gayrimenkul üstü zilyetliğin mülkiyetin kazanılmasına esas olması için, malik sıfatıyle kurulması gereklidir. • Tarih. Birinci Dünya savaşından sonra Osmanlı devleti galip itilâf devletleriyle Lim- ni adasında Mondros mütarekesini imzaladı (30 ekim 1918). Mütareke şartları uyarınca Boğazlar bütün gemilere açık bulundurulacak ve itilâf devletleri askerî kuvvetlerince işgal edilecekti. Mütarekenin en a- ğır maddesi olan 7. maddeye göre itilâf devletleri güvenliklerini tehlikede hissettikleri takdirde, askerlik bakımından önemli gördükleri türk topraklarını işgal edebileceklerdi. Mondros mütarekesinden az bir zaman sonra itilâf devletleri askerî kuvvetleri 60 parça gemi ile Çanakkale boğazını geçerek Marmara’ya girdi ve İstanbul’u işgal etti (13 kasım 1918). Bundan on gün kadar önce ingilizler Musul’u işgal etmişlerdi (3 kasım 1918). Aradan çok geçmeden İngilizler Urfa, Antep ve Maraş illerine de girdiler. Fransızlar Adana ve dolaylarını, ital- yanlâr Antalya, Konya illerini işgal ettiler. Samsun ve Merzifon ise İngiliz işgal kuvvetlerince ele geçirildi. Bütün bu işgaller Osmanlı devletini paylaşmak için İtilâf devletleri tarafından önceden yapılan plan ve gizli antlaşmaların (26 nisan 1916 Londra, 9 mayıs 1916 Sykes – Picot, 2 nisan 1917 St. Jean de Maurienne) uygulanmasından ibaretti. Nihayet İngiliz, fransız, amerikan ve yunan donanmaları İzmir limanına girdi (14 mayıs 1919) ve İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi (15 mayıs 1919). İzmir’deki 7. Kolordu kumandanlığına verilen notada Mondros mütarekesinin 7. maddesi uyarınca İzmir ve dolaylarının İtilâf devletleri adına Yunanlılar tarafından işgal edileceği bildiriliyor, bu işgal hareketine karşı konulmaması isteniyordu. Osmanlı devleti yetkilileri bu olupbittiyi kabul edince Yunan işgal kuvvetleri 15 mayıs 1919 sabahı İzmir rıhtımına ayak bastı. İstilâcı kuvvetler İzmir’deki rumlar ve diğer azınlıklar tarafından alkışlarla karşılandı. Yunan efzun askerleri bu arada silâhsız birkaç kişiyi öldürdü. «Yaşa Venizelos!» diye bağırmayı reddeden kurmay albay Süleyman Fethi de bunlar arasındaydı. Kısa zamanda Hükümet konağı, kışla gibi yerler yunanlılar tarafından ele geçirildi ve daha sonra türk mahalleleri yağma edildi. İzmir’in işgali tamamlandıktan sonra Yunanlılar Manisa, Aydın ve Ayvalık yönünde ilerlemeğe başladılar, önce bir alay ile Ayva- lık’m işgaline yeltendiler. Ancak burada Ali Beyin (Çetinkaya) kumandasındaki 600 kişilik bir türk kuvvetinin direnmesiyle karşılaştılar. Böylelikle yunan işgaline karşı ilk ciddî direnme hareketi başlamış oldu. Yunanlılar, Aydın ilini de çetin sokak savaşları sonucu işgal ettiler (28 haziran 1918). ingilizler işgal ettikleri Antep, Urfa, Maraş şehirlerini işgalden yedi ay sonra Fransızlara bıraktı (haziran 1919). Fran- sızlar bu arada Adana ve Mersin’i de işgal ettiler. Ancak kurulan millî kuvvetler Adana, Antep ve Maraş’ta işgal kuvvetleriyle çetin bir mücadeleye girişti. Adana (2 hazi
ran 1920), Maraş (11 şubat 1920) işgalcilerden temizlendi. Antep on ay kadar direndikten sonra açlık ve cephanesizlik yüzünden teslim olmak zorunda kaldı (8 şubat 1921). Aynı tarihlerde Samsun’da, doğu illerinde işgalcilere ve onları destekleyen bazı unsurlara karşı şiddetli direniş hareketleri başladı. Türk toprakları 9 eylül 1922’de işgalci kuvvetlerin İzmir’de denize dökülmesi ve itilâf devletleri kuvvetlerinin İstanbul’dan çıkması (6 ekim 1923) ile tamamen işgalden kurtuldu ve Misak-ı Millî hudutları içinde yeni Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir