İŞLETME
XX. yy sonunun karışıklık içindeki ekonomik ve toplumsal dünyasında, işletmelere çok umut bağlanmaktadır: işletmelerden zenginlikler yaratan (ve ticaret dengelerinin düzeyini yükselten) bir üretim ve yatırım dinamizmi; özellikle de milyonlarca işsize iş sağlamaları beklenmektedir. Ama işletmeler, gerçekten de üretme ve insanları çalıştırma yeteneğine sahip olsalar da, özellikle, kuruluşun, birçok ücretli aleyhine teknik donanımına ve etkili işleyişine ayrıcalık tanıyan verimliliği artırma arayışında, bu genel beklentilerle çelişkiye düşebilecek özel bir mantığa göre işler.
Kapitalist işletme, genel olarak, piyasaya teslim edilebilir mallar üretmek veya hizmetler sunmak üzere biraraya getirilmiş bir üretim faktörleri bütünü olarak tanımlanır. Ama bu şekilde sunulan görüntü, somut olarak, işletmenin atölyeyle veya fabrikayla karıştırılmasına yol açar. Oysa gerçeklik çoğu durumda daha karmaşıktır: aslında işletme, bir stratejiyi hayata geçiren ve kendine hedefler belirleyen özerk bir karar merkezidir; aynı zamanda, insanlar ile uzmanlıkları biraraya getiren toplumsal bir örgütlenmedir; ayrıca üzerinde etkide bulunduğu ve uyum sağlamak zorunda olduğu ekonomik, politik ve toplumsal bir ortamda gelişen bir etmendir.
Bir işletmeden çıkan işçiler. Bir işletme çok sayıda işçi çalıştı rıyorsa, onun bulunduğu şehir ve bölge, ticaret ve hizmet sektörünün canlanması nedeniyle gerek konut, gerek başka altyapılar bakımından gelişir.
İŞLETME NEDİR?
İşletme özerk bir karar merkezidir: önce, idarelerde veya ku-rumlarda olduğu gibi, hedefleri kendisine dışarıdan, bir dış otorite tarafından dayatılmadığı için; ardından, ayakta durabilmek için harcamalarım satış hasılasıyla karşılamak zorunda olduğu için. Bu ekonomik özerklik, işletmenin kendi kendini finanse eme kapasitesini, yani büyümesini kısmen kendi başına sağlama kapasitesini belirleyen bir artı değerin (kâr)m zorunlu olarak varolmasında somudaşır. İşletmenin özerkliği ödeme gücü ve malî dengesiyle ilişkili malî bir boyut da taşır. Nihayet, işletme hukukî bir özerkliğe sahiptir: çoğunlukla şirket statüsü taşır ve böylece üyelerinin veya hissedarlarının kişiliğinden ayrı, tüzel bir kişilik kazanır; bu durum kendini belli bir toplumsal sermayenin ve dağıtıl-
mayan kâr paylarının işletmenin tasarrufuna bırakılması terir.
İşletme aym zamanda toplumsal bir örgütlenmedir, levleri ve birbirini tamamlayıcı becerileri veya meslek bireylerin faaliyederini biraraya getirir ve bunlar arasın düm sağlar. İşletme, Adam Smith’in daha 1776’da iğne n türlerim ömek alarak açıkladığı belli bir işbölümünden nır. Burada bir iş yapan kişilerin birbirlerine olan zorun!1 Iılığını, sadece ekonomik veya teknik değil, roller, görev levler aracılığıyla toplumsal ve örgütsel karşılıklı bağ: vurgulamak için işletmenin toplumsal bir sistem olduği lenir.
Öte yandan, işletme belli bir çevrede gelişen, geneli kişilere ait bir iş yapıcıdır. Bu çevre, kısmen aym faaliye nan ve bu nedenle rekabet içinde olan işletmelerden oluş letmeleri aynı sanayi veya aynı sektör üyesi sayılır. Öy. işletme, rakipleriyle baş etmek için yararlanabileceği a’ belirlemek ve buna bağlı olarak üreteceği ürünlere, gır zarlara, bu ürünler için belirleyeceği fiyatlara ve geliştire tim yöntemlerine veya teknolojilere karar vermek zo Arzulanır büyüme temposunu ve biçimini de belirleme; çektir. İşletmenin uzun dönemli geleceğini, yani yaşarr leyen bu öğeler, stratejisini oluşturur. Burada, çevresi belirsiz veya öngörülmesi güçse o kadar gerekli olar özerkliğinin bir dışavurumu söz konusudur.
Öte yandan, sınaî ortam ne kadar hızlı değişiyorsa potansiyelini, yani uzun dönemde kârlı bir faaliyet sürd pasitesinin bağımlı olduğu öğeler bütününün etkili işle; rumaya ve geliştirmeye daha fazla zorlanacaktır. Bu aı letme kaynakları harekete geçirmek ve yararlanabilecej men olduğu kullanılabilir bilgi ve becerilerin gelişmesi mek zorundadır. Gerektiğinde, gelişmesi için gerekli ; nakları ve becerileri kendi başına geliştirmesi gerekece; me potansiyelinin öğelerinin ve bunların korunmasına, meşine ve işletilmesine ilişkin kararların belirlenme: önemli bir yer işgal etme eğilimindedir.
Nihayet, işletmenin çevresi aynı zamanda politik ve sal bir çevredir. Gerçekten de, işletme kendisine bazı 1 lar dayatan ve sadece çevresi tarafından meşru olarak 1 len amaçlar gütmesine imkân veren bir toplum içinde , tedir.
Öyleyse işletmenin doyurucu bir tanımını yapmak deki kaynaklardan hareketle, ait olduğu toplum t meşru kabul edilen ekonomik amaçlar (üretim, dağıt güden ve stratejileriyle, gerektiğinde kendi faaliyetlı rattığı artı değer sayesinde kendini dönüştürerek, kad men egemen olmaya çalışan özerk bir örgütlenme ok lenebilir.
İşletmenin özerkliği mudak bir özgürlükle bir tutuln Önce, çevresinin belirlediği ve hareket alanını kısıtla özerkliğinin temel göstergesini, yani hedeflerini seçme ni tartışma konusu yapmayan) kısıtlamalar çerçevesin ği için. Sonra, özellikle, hedeflerim ait oldukları grupi ettirmek zorunda olan ve bu nedenle, kelimenin gerçek la işletme olarak kabul edilmemesi gereken yavru şirk ünde, işletmelerin yararlandıkları özerkliğin derecele için.
Genel ve evrensel olarak geçerli bir tanım yapmamı işletmeler bütününün çeşitli ve benzeşmez bir dünya c sından kaynaklanmaktadır. Bu dünyada hem cirosu m doları bulan büyük çokuluslu işletmeler, hem de zana ya küçük tarımsal işletmeler yer almaktadır.
İşletme tiplerinin çeşitliliği
Bu heterojen topluluğun içinde, farklı ölçütlere be gruplandırmalara gidilebilir. Büyüklük ölçütü tekanla dir: bir işletmenin boyutları çalıştırdığı kişi sayısına orta büyüklükteki işletmeler ile büyük işletmeler aras rım böyle yapılır), yarattığı katma değere, öz sermaye suna (en çok kullanılan ölçüt) veya borsadaki yükselm bakılarak değerlendirilebilir.
Hukukî ölçüt temel alındığında bir özel sektör, bir ’ törü ve bir kooperatif sektörü ayrımı yapılmaktadır. C içinde, değişik firma türlerim -bireysel işletmeler vey; ve bunlar arasında farklı hukukî biçimleri (limitet şirk nim şirketler ve komandit şirkeder) ayırarak, bu ayrın dirmek mümkündür.
Faaliyet alam olarak da işletmeler birinci sektör (tan
İÇİNDEKİLER
İŞLETME NEDİR? İŞLETMENİN İŞLEYİŞİ STRATEJİLER VE HEDEFLER ÖRGÜTLENME BİÇİMLERİ VE TARİHÎ GELİŞİM
lanabilir niteliktedir ve bilançoda aktifler olarak yer alır. Diğerleri maddî olmayan bir nitelik taşır (patentler, kullanılabilir bilgiler, marka imajı) ve bu nedenle değerlerini kestirmek ve bunları bilançonun aktifinde göstermek güçtür.
Üretim uzmanları, üretim fonksiyonu denen matematiksel bir fonksiyonunun yardımıyla, kullanılan kaynaklar bileşkesiyle (daha doğrusu verdikleri hizmetler) ile elde edüen ürün miktarı arasında en iyi oranın saptanabileceği ilkesinden hareket ederler.
Ekonomik bakış açısı, işletmenin ekonomik açıdan incelenmesi, kullandığı veya piyasalarda kullanımını etküediği kaynakların tahsisindeki rolünü ve etki gücünü değerlendirmeyi amaçlar. Değerlendirme, işletme tarafından değerlerin yaratılmasına (katma değer), böylece yaratüan değerin bölüşümüne (kârın kökenine ve tahsisine özel bir vurgu yapılır), üretimin ihtayaçlara denk gelmesine veya işletmenin piyasalar üzerindeki (tekel durumunda) veya piyasalar dışındaki etkisine bakılır.
Malî bakış açısı. Bir işletme içinde işleyen malları dönüştürme sistemi malî açıdan, yani kaynakların satın alınmasının ve tüketilmesinin, ürünlerin satılmasının ve salt malî işlemlerin (ödünç alma işlemleri ve sermaye işlemleri) yol açtığı parasal akışlar açısından incelenebilir.
Giren paralar ile çıkan paralar arasında, bütün parasal mübadelelerin geçtiği bir hazne bulunur: kasa. Kasa’nın gelişmesi, izlenmesi biraz karmaşık bir olgudur çünkü; cari işletmeye bağlı olmayan giriş ve çıkış akışları vardır. Örneğin işletmenin yararlandığı borçlar önce bir giriş, faizlerin ödenmesi ve geri ödeme
bilgiler
planlama, personel tahsisi, üretimin
düzenlenmesi, vb.
ÇEVRE
ıe içinde iki tür faaliyet karşılıklı etkileşir: bir yanda mal-ya hizmetlerin maddî üretim ve dağıtım faaliyetleri; öte ‘unların yönlendirilmesini sağlayan yönetim ve bilgiyi iş-aliyetleri.
em olarak işletme
nenin karar sistemi üretim faaliyetlerinin düzenlenmesi-r: içeriden ve dışarıdan gelen bilgilerden yola çıkarak, filemdeki sapmaları düzeltmek veya işletmenin bir bütün :evredeki değişikliklere ayak uydurmasını sağlamak üze-îhalede bulunur.
li kararlar, üretime az veya çok yakın olmalarına göre den ayrılabilir. Böylece üç düzenleme düzeyi veya katı işlemsel denetim (fizikî sistem üzerinde doğrudan etkide :); yönetsel denetim; planlar ve stratejiyle ilgili kararları ıel yönetim. Somut olarak, her karar, sadece görevleri de-eri, otorite aktarımlarım ve bireysel özgürlük alanlarını ren kurumsal bir çerçeve (işletmenin yönetsel yapısı) ‘er alır. Bu yapı sık sık bir örgütlenme şeması ile grafik ola-terilir. Aslında gerçek yönetim yapıları örgütlenme şema-örünmeyen gayri resmî ilişkileri (yani öngörülmeyen ve-ıîleştirilmemiş davranışlar ve ilişkiler) kapsar, ne üyeleri, çalışmaları sırasında, yöntemleri, yani bilgiyi iş-ı biçimsel çerçevelerini hayata geçirir. Buna ömek olarak :be planı ve yönetsel denetim sistemi verilebilir. Bu yönlen bazıları, bir etmen tarafından olduğu gibi uygulan-rundadır; diğerleri ise ortada olmayıp bilgisayar sistemle-ogramları içinde yer alırlar.
tme ve çevresi
n toplumsal sistemler gibi işletme de etkileşim içinde ol-; uyum sağladığı bir çevreye gömülmüştür. Bu çevre, ken-ıluşturan şu öğelerden hareketle incelenebilir: rakipler; iç r yani katma değerin bölüşümüyle ilgili taraflar (hissedar-cretliler ve ücretliler arasında yöneticiler, memurlar, amir-ı ortaklar (devlet, müteahhider, dağıtımcılar, reklamcılar, ılar, yerel yönetimler, sendikalar).
işletme daha global sınaî ve malî ilişki yapılarıyla bütün-ir: farklı faaliyetleri olan işletmeler arasında gerçekleşen örler ve yavru şirketler arasındaki mübadeleler temelinde lenen mübadele hareketleri; ittifak veya grup ağları, hatta ıhitlik veya patenderden yararlanma durumları temelinde lenen etki, güç veya işbirliği ilişkileri.
işletmenin faaliyetinin özellikleri
nik bakış açısı. Bilginin işlenmesine ilişkin boyutlar bir onursa, işletme, global olarak, kaynakların (fizikî [maki-:nerji kaynaklan, bileşenler], İnsanî ve parasal) piyasaya edilebilir ürünlere dönüşümünün gerçekleştiği bir «kara Dİarak kabul edilebilir. İşletmenin bazı kaynakları hesap-
IŞLETME : BİR DÜZENLEME SİSTEMİ
ETMENİN İŞLEYİŞİ
ikinci sektör (smai faaliyetler) ve üçüncü sektör (diğer fa-• ve özellikle hizmetler) diye üç gruba ayrılır.
İkede bu üç sektörden üçüncüsünün diğer ikisinden >lması, o ülkenin gelişmiş olduğunu gösterir.
EKONOMİK
Amortisman: amortisman paylan, işletmelerin her yıl sabit sermayeyi yenilemek üzere bir kenara ayırdıkları tutarlardır.
Ara tüketim: bkz. katma değer Araştırma ve geliştirme: bir işletme içinde, bilgileri çoğaltmak ve bunları yeni uygulamalarda kullanmak üzere, sistemli olarak yürütülen yaratıcı çalışmalar. Arbitraj: bir yerden para, kıymetli maden, ticarî senet veya menkul kıymet satın alıp bunları aynı anda, kurları daha yüksek alan başka bir yerde satarak kâr elde etme işlemi.
Bilanço: bir işletenin belli bir tarihteki (faaliyet dönemi sonu denen bu tarih genellikle 31 aralıktır) mal varlığının durumunu iki sütunlu bir tablo biçiminde gösteren muhasebe belgesi. Aktifler (soldaki sütun) işletmenin sahip olduklarını gösterir. Pasifler (sağdaki sütun) işletmenin borçlarını gösterir, iki sütunun toplamları yapı bakımından eşittir.
Borsa değeri: bir şirketin, hisse senetlerinin borsa fiyadarından kaynaklanan değeri.
Ciro: bir işletmenin satışlannın toplam değeri.
Dışsal büyüme: bir işletmenin, mevcut başka tesislerin veya işletmelerin satın alınmasıyla büyümesi.
Ekonomik sermaye: işletmenin elinde tuttuğu ve mal veya hizmet üretiminde kullandığı ekonomik faktörler (maddî veya maddî olmayan mallar) bütününden oluşur.
İçsel büyüme: bir işletmenin (cirosunun) büyüklüğünün kendi yatıranlarıyla artması.
Kâr-zarar hesabı: bir işletmenin belli bir dönemdeki (genellikle bir yıl) faaliyetinin sağladığı gelirler ve yol açtığı harcamalar (gerçek veya amortismanlar gibi zımnî) bütününü gösteren muhasebe belgesi. Bu hesabın baki-
SOZLUK
yesi, kâr veya zarar miktarını gösterir.
Katma değer: işletme tarafından üretilen mal ve hizmetlerin değeri ile dışandan satın alınan ve üretimde tüketilen mal ve hizmetlerin (ara tüketim) değeri arasındaki pozitif fark.
Maddî olmayan yatırımlar: bir üretim malının satın alınmasıyla somutlaşmayan ama aynı amacı güden yatınmlar. Araştırma ve geliştirme, eğitim, bilgisayar ve pazarlama harcamalarından oluşur.
Sabit sermaye: bir işletmenin elindeki, yavaş yavaş yıpranan, dolayısıyla da amorti edilmesi gereken dayanıklı üretim araçları (binalar ve makineler). Toplumsal sermaye: ortakların veya hissedarların, nakdî veya aynî katkılarla ekonomik sermayenin oluşumuna yaptıkları katkıyı gösterir.
Üretim: incelenen dönem ile bir önceki dönem arasında mamul ürün stokundaki farkın değeri ile satışlann (ciro) değerinin toplamı. Üretim faktörleri: mal veya hizmet yaratmak için üretim sürecinde kullanılan öğeler (hammaddeler, makineler, işgücü, sermaye, yönetim).
Verimlilik: bir dönemde elde edilen ürün miktarı ile aym dönemde bunu elde etmek için kullanılan araçlar arasındaki oran. Verimlilik bu oran ne kadar yüksekse o kadar büyüktür. İki dönem arasındaki verimlilik artışı, ya kullanılan araçlar değişmeden kalırken elde edilen sonuçlarda bir artış olmasıyla, ya da sonuçlar aynı düzeyde kalırken, kullanılan araçlarda bir azalma olmasıyla somutlaşır.
Yenilik: yeni ürünlerin satılmasını sağlayan bir yeniliğin uygulanması; yeni bir üretim tekniğinin uygulanması; özgün bir örgütlenme.
sırasında bir çıkış oluşturur; yatırımlar başlangıçta harcamalar ve uzun bir döneme yayılmış gelirlerdir. Bütün bu akışlar arasında uyum olmaması, bir kasa veya ödeme güçlüğü riski yaratır.
Girdi çıktıların incelenmesi malî dolaşımın dinamik bir görüntüsünü sağlarken, bilanço işletmenin elinde bulundurduklarının (aktifler) ve belli bir tarihte ödemesi gerekenlerin (pasifler) statik bir görüntüsünü, bir fotoğrafını verir.
STRATEJİLER VE HEDEFLER
Canlı bir organizma gibi işletme de gelişir. Büyüklüğü (genellikle büyümeyle) ve buna bağlı olarak ciro, çalışan sayısı ve öz kaynaklar gibi nicel özellikleri değişebilir. İşletme nitel bir değişim de gösterebilir. İşletmenin büyümesine bazen doğrudan içinde bulunduğu piyasanın (veya piyasaların) gelişmesi yol açar (hemen hemen değişmez bir rekabet bağlamında). Başka durumlarda işletme piyasa paylarını korumak veya bir büyüme veya kârlılık hedefini tutturmak için faaliyetlerinde değişiklik yapmaya yönelik önlemler almaya itilir: bu değişiklik kararları işletmenin stratejisine bağlıdır. Bu durumda arbitraj gerekli olabilir.
Bir işletmenin büyümesinin nicel açıdan incelenmesi, esas olarak yatırım temposunun ve finansman kaynaklarının incelenmesinden oluşur. Kuşkusuz, rekabet durumu korunabilir temponun ve işin kârlılığının kestirilmesinde önemli bir rol oynar. Böylece, büyüme stratejilerinin tasarlanması, değişim maliyetlerinin (yani yatırım maliyetlerinin), girilen risklerin, iç büyüme ile dış büyümenin karşılaştırmalı üstünlüklerinin titiz bir biçimde incelenmesini gerektirir.
Bir faaliyet veya bir ürün türüyle ilgili stratejiler ile birçok sektöre ait ürün kümeleri veya ürün portföyleri ile ilgili stratejiler birbirinden ayrılır. Michel Porter’a göre belli bir faaliyet için üç strateji tasarlanabilir: birincisi maliyet fiyatını düşürmek ve rakiplere, onlarınkiyle aym, ama daha düşük fiyattan satılan bir ürünle saldırmak için üretilen miktarların arttırılmasından yararlanmaya dayanır (ölçek ekonomisi); farklılaştırma stratejisi denen İkincisi, rakip ürünlerle aym işlevleri yerine getiren, ama bazı değişiklikler taşıyan bir ürünün büyük miktarlarda üretilmesinden oluşur; üçüncüsü ise müşteri kitlesinin sadece bir bölümüne (veya «parçasına») yönelik veya son derece özel bir ihtiyaç kategorisine cevap veren bir ürünün tasarlanmasından oluşur. Ürünün yaşam çevrimi, bütün durumlarda stratejik tercihten önce yapılan incelemede son derece belirleyici bir rol oynar.
Portföy stratejileri de geliştiren işletmeler, hangi faaliyetlerin korunması, hangilerine son verilmesi, hangi yeni faaliyetlere girilmesi gerektiğine karar verir. Çoğu durumda ilgili farklı faaliyetler arasında arbitrajlar yapılması veya büyüme stratejilerinin eşgüdümlenmesi gerekli olur.
Bu stratejileri hayata geçirecek biçimlerin seçilmesi, bizzat stratejinin bir parçasını oluşturur. Mesela tek bir ürün imal eden bir işletme (tekürünlü işletme), varolan faaliyeti sürdürürken yeni bir faaliyete girmeye karar verdiğinde (bu durumda çeşitlen-
<,Zamanında teslim» uygulaması (üretim bantlannda esnekleşme siparişe ayak uydurma, stoklann azaltılması) kara taşımacılığına daha fazla başvuruyu getirmiş, bu da bazı sakıncalar doğurmuştur
dirme stratejisinden söz edilir), yeni faaliyet için gere lan (fabrikaların kurulması, makinelerin satın alınm niteliklere sahip personelin işe alınması) bizzat gerçi ile, yeni faaliyete derhal başlamasını sağlayacak U2 bir işletmeyi veya varolan bir tesisi satın almak araş yapabilir.
Yöneticilerin gücü
Liberal kapitalizmde, ilkesi olarak, mülkiyet tasarr, mektir. Mülkiyet hakları gereğince, bireysel bir işletı bi veya bir şirketin çoğunluk hissedarı, hukukî olaı aktiflerinin kullanımı ve politikası hakkında bütün k; ne sahiptir. Ayrıca girişimcinin azami kâr peşinde ol edilir.
Gerçekte, bu ilke sadece küçük işletmeler dünyası dir. Anonim bir şirkette, hissedar her zaman yönetı sahiptir, ama bu hakkım ancak genel kurullar ve yön toplantılarıyla kullanabilir. Bu durumda her şey hisse mına, başlıca hissedarlar arasındaki anlaşmaya ve bağlıdır.
işletmenin sahipleri ile yönetim arasındaki uçurur lerin büyümesinden ileri gelen işleyiş değişiklikleri profesyonelleşmesi ve en büyük işletmelerde yöneti ekip tarafından yapılması) yaratmıştır. Bu ayrılma işi lerindeki belli bir kaymayla somutlanır: böylece, yön letmenin büyüklüğünü teşvik etme (kâr oranı aley vurgu yaparak) ve bunlara ayrılan ücreder ve sınırsız hesaba katıldığında bazı rolleri fazla yükseltme eğ duklarınm veya klasik «işletme ruhu»yla çelişkili aradıklarının saptandığına inanılmıştır.
Bu gelişme, etkileri 1980’li yılların borsa savaşl;
Dünkü ve bugünkü otomobil sanayii.
Dün çok sayıda vasıfsız işçi tekrara dayalı işler yapıyordu (1930 yılında ABD’de montaj bandı). Bugün yapım çalışmalarında olduğu kadar kalite denetimlerinde de insanlann yerini robotlar almıştır (Sandouville’dekl Renault fabrikası).
İŞLETMELER ARASI İLİŞKİLER
Açık satm alma teklifi: bir A
şirketinin denetlemek amacıyla bir B şirketine ortak (genellikle çoğunluk ortağı) olma mekanizması. A şirketi B şirketinin iştirakçilerine, tahvillerin belli bir oranının kendisine verilmesi koşuluyla, ellerindeki tahvilleri borsa fiyatının üzerinde bir fiyattan satın almayı önerir. Birleşme: iki şirketin tek bir şirket oluşturmak üzere birleştiği hukukî, malî ve idari işlem. Genellikle bir şirketin bir başka şirket tarafından satın alınmasından, yani denetim altına alınmasından sonra gerçekleşir. Grup: yüzde 50’den fazlası bir başka şirket tarafından denetlenen bir A şirketinin doğrudan veya dolaylı olarak ve çoğunluğunu (% 50’sinden fazlasını) denetlediği şirketler topluluğu olarak tanımlanabilir. A şirketi grubun başı veya ana şirket ola-
rak adlandırılır. Der ketler yavru şirket şirketin üretici bir £ bilir veya iştirakler tan ve grubu (holdiı na yöneten malî bi bilir.
Sektör: aynı tem yürüten (dolayısıyl ikincil faaliyetleri c ketler bütünü. Taşeronluk: bir kendi müşterilerir veya satması gerek veya hizmetlerin veya bir bölümünü kendi buyrukları v özellikler doğrultu: leşmeyle bir üçüne şeron) yaptırması. Toplulaşma (tem sektörün üretimir gitgide azalan ve g: yen işletme tarafın leştirilmesi.
372
m
İŞLETME
ırı dalgası sırasında ölçülebilen gerilimler doğurmuştur. Ba-îtmelerin denetimini ele geçirme girişimleri, esas olarak, sahibi olmayan yönetici ekiplerin güçlü bir kârlılık arzusu-taya koymuyor görünmeleri olgusuyla gerekçelendirilmiş-te yandan, küçük hissedarlar ile ellerinde büyük miktarda senedi olanlar arasındaki kopukluk gün ışığına çıkmıştır, ığıdaki soru, kapitalist (hissedarların) bakış açısı ile «yöne-»in bakış açısı arasındaki gerilimi oldukça iyi bir biçimde tır: bir işletme sahibi, yöneticinin her zaman daha fazla bil-.acağını ve kararlarının ayrıntıda denetlenemeyeceğini bile-nu her zaman uygun kararları almaya nasıl teşvik edebilir?
RGÜTLENME BİÇİMLERİ VE \R\H\ GELİŞİM
‘ih, işletme biçimlerinin çeşitliliğinin ikili bir açıklanmasını naktadır. Bir yanda, büyük işletmelerin gitgide daha önem-/utlara ulaşması ve yeni büyüme stratejileriyle güçlerim lerine yaymaları ölçüsünde, gelişmede aşamalar gözlen-:dir. Öte yanda, yakın tarihlerde (XX. yy’m ikinci yarısı) sı-arak nitelenen daha klasik bir kapitalizmin tersine, sistem-lolojik gelişme ve yeniliğe dayalı bir kapitalizmin yükseli-etmelerin işleyiş ve gelişme mantıklarında bir kopuşa yol ıtır.
:mel örgütlenme biçimleri
:red Chaııdler, 1850-1920 arasında ABD’de işletmelerin öremesinin gelişimini, faaliyetlerinin coğrafî ve sınaî yayılı-bağlı olarak incelemiştir. Aynı zamanda dört temel örgüt-i biçimi olan dört aşama saptamıştır, inci aşamada, işletme bir tesisle, yani bir atölye, bir mağa-:ya depoyla içiçe geçer. Tek bir sanayide tek bir faaliyeti r. İşletmenin başı, üretim biriminin yönetim ve denetimini t yürütür. Bu aşamada, büyüme stratejisi faaliyet hacmini .na arayışında özedenir.
miryollarınm gelişmesiyle, ikinci aşamanın ayırdedici iği olan coğrafî bir genişleme stratejisi doğar. Söz konusu :ji, aynı faaliyetin farklı, gerektiğinde de uzak yerlere ya-ısından oluşur; bu, çözümü merkezi bir yönetim bürosu-curulmasım gerektiren eşgüdüm ve haberleşme sorunları->1 açar. Ardından, XX. yy’m başında Fordculuğun gelişme-birlikte, uzmanlaşma ve standartlaşmanın belirmesi, iş-1 bölümlerin kurulmasına neden olur. Demiryolu sanayi-alanda öncü bir rol oynamıştır.
■ sonraki aşamanın özelliği dikey bütünleşme olgusudur: o za-ı kadar bir sürecin (bileşenlerin imalatı, satışı veya üretimi) lamasında varolan işletme, aynı sürecin bir başka aşaması-tlenmeye karar verir. Mesela, üretici kendi ürünlerini kendi cek (sonda bütünleşme) veya ihtiyacı olan cevheri kendi çı-aktır (başta bütünleşme). Bu durumda yeni eşgüdüm so-rı doğar; çünkü üretim ve dağıtım süreçlerinin aksaksız iş-sini, sürelere uyulmasını sağlamak gerekecektir. Bu sorunla-e alınmasında öncü sektör, işlevsel bölümler ile merkezî ya-geliştiren demir çelik sanayisi olmuştur, n aşama çeşitlendirme stratejileriyle ayırdedilir. Bazı iş-îler, içinde bulundukları sektörün canlılığının düşmesinin ıdan, kapasitlerinin atıl kalmaması için değişik faaliyetle-inelmiştir. Patlayıcı üretiminde uzmanlaşmış bir şirket Du Pont de Nemours bu duruma bir misaldir; şirket -1918 savaşı sırasındaki askerî siparişler sayesinde son :e hızlı bir biçimde dikey bir bütünleşmeye gidebilmiş ve ;in sonunda ürünlerini çeşitlendirmeye girişmiştir. Bunun ine, daha fazla bölümlere ayrılmış yapıların geliştirilme-/e kadroların çalışmasının zaman temelinde bölünmesini (tiren, faaliyet portföyünün yönetimine bağlı yeni sorun-elirmiştir: en tepede, yönetim uzun dönemli strateji üze-: çalışmakta; orta kademeler ise yatırımları orta dönemde itmektedir.
ı değişik yatırım biçimleri, farklı dönemlerde belirmiş ve yanış olsa da, bugün eşzamanlı olarak varlık göstermekte ve :mlenebilmektedir. Zaten her işletmenin, kendi ölçeğinde, evrimi izleyip izlemediği ve zorunlu olarak aynı aşamalar-jeçip geçmediği sorulabilir.
naî kapitalizm ve teknolojik kapitalizm
X. yy sonu ile XX. yy başma özgü sınaî kapitalizmin özel-ürünlerin ve piyasaların göreli istikrarıdır. Bu dönemde işenin faaliyetleri mevcut sanayilere göre tanımlanır ve fir-
Bireysel işletme: çoğu durumda işletme yönetimini de bizzat yürüten tek bir gerçek kişiye ait işletme.
Çokuluslu işletme: üretim ve araştırma faaliyetini esas olarak bir ülkede yürüten, ama üretiminin büyük bölümünü yurtdışına satan uluslararası işletmeler; üretim ve araştırma faaliyetini birçok ülkede yürüten çokuluslu işletmelerüretim ve araştırma faaliyetini birçok ülkede yürüten çokuluslu işletmeler ve yöneticüeri birçok ülkeden gelen uluslarötesi işletmeler olarak ayrılır.
Kamu işletmesi: sahipliği ve yönetimi tamamen veya kısmen devlete veya bir kamu kuruluşuna ait olan işletme.
Küçük ve orta büyüklükte işletme: küçük veya orta büyüklükte özerk işletme; büyüklük normu uzmanlara göre çok değişik yorumlanır: genellikle 10-500, bazen 10-20 arası çalışan. Limited şirket: özelliklerinin bir bölümünü şahıs şirketlerinden, bir bölümünü sermaye şirketlerinden alan şirket türü. Sermaye şirketi: şahıs şirketinin tersidir, çünkü ortakların bir-
birlerini tanımaları veya bilinçli olarak bir araya gelmeleri gerekmez. Sorumlulukları katkılarının tutarıyla sınırlıdır. Hisselerini serbestçe satabilirler. Hisseli komandit şirketler ve anonim şirketler sermaye şirketleridir.
Şahıs şirketi: ortakların birbirlerini tanıdıkları ve iradî olarak gruplaştıkları şirket. Kişisel mal varlıklarının tamamıyla sorumludurlar. Şirket hisseleri diğer ortakların izni olmadan devredilemez. Şahıs şirketlerinin iki biçimi vardır: kolektif şirket ve adi komandit şirket.
Tesis: tek bir otorite altında üretici veya ticarî bir faaliyetin gerçekleştiği, coğrafî olarak sınırlı bütün. Tesis özerk değildir. Bir işletme faaliyetini bir (veya birçok) tesiste yürütebilir.
Üretim kooperatifi: üye çalışanların, doğrudan veya dolaylı olarak, bütün düzeylerde denetime ve yönetime katıldıklan üretici örgütlenme türü.
Zanaatçı: kendi hesabına bir üretim, imalat-tamir veya hizmet faaliyeti yürüten kişi. İşletmesini (en çok 10 işçi) yönetir ve çalışmaya şahsen katılır.
AYRICA BAKINIZ
► tâsSI borsa
► B.ASSLİ çokuluslu şirketler
► :s.ml ekonomi
► ESH ekonomik buyume
ve gelişme
– IB.ANSU fiyat
► ib.ansu hizmet sektörü
► IB.ANSU istihdam ve işsizlik
► IB.ÂNSLİ kapitalizm
► I.B.ANSL] pazarlama
► ib.ansu sanayi
ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMELER
manın en büyük hedefi, kuşkusuz rekabet stratejilerinin etkisiyle gelişebilen ama sonunda istikrar kazanan bir bağlamda, durumunu en iyi şekilde idare etmektir. Yenilik olmakla birlikte, işletme dışı ve öngörülmezdir ve kopukluklar veya yeni bir atılım yaratır.
XX. yy’ın ikinci yarısında gelişen teknolojik kapitalizm çerçevesinde, işletme, yeniliğe ve faaliyet portföyünde veya ürün yelpazesinde hızlı değişikliklere yatırım yapmaktan oluşan ek bir stratejik yetenek kazanmıştır. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri gitgide daha fazla önem kazanmakta; işletme, bilginin biriktiği bir yer durumuna gelmektedir: maddi olmayan yatırımlar artık stratejik bir görünüme sahiptir. Bütün işletmeler, bu yeni çalışma ve işleyiş ilkelerine uymamakla birlikte, öncü olarak nitelenen sektörlerde, hatta geleneksel sektörlerde bunlara uyan birçok işletme vardır. □