İSMAİL HAKKI BURSEVÎ

İSMAİL HAKKI BURSEVÎ (K.S.)Ünlü bir Türk bilgini, ahlâkçısı ve mutasavvıfı olan İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) Kocabalkan eteklerinde, Aydos kasabasında, Hicrî 1063 – Milâdî 1653 yılında doğdu. Babası Bayram oğlu Mustafa olup, İstanbul’ludur.İsmail Hakkı Bursevî on bir yaşında iken, Aydos’tan Edirne’ye gelerek, tahsiline burada devam etti. Devrinin âlimlerinden İslâmî ilimleri okuduktan sonra, tekrar Aydos’a döndü. Yirmi yaşında Celvetiyye tarikatına intisâb etti.Daha üç yaşında iken feyzine nâil olduğu Atpazar’lı Osman Fazlı Efendi’nin daveti üzerine İstanbul’a geldi. Ondan çok istifade etti. Yine bu zâtın tavsiyesi üzerine, Meşahîr-i Ulemâ’dan Abdül Bâki Efendi’den sarf, nahiv, mantık, ilm-i beyân, fıkıh, ilâhiyat, tefsir ve hadîs okudu. Farsça öğrendi. Hüsn-i hatt ve musikî dersleri aldı. Çok serî ve güzel yazı yazardı. Tahsili esnâsında okuduğu bütün kitapları, kendi el yazısı ile yazmıştır. Annesinden miras kalan on iki bin dirhem gümüşün çoğunu kitap almak için harcamıştır.İsmail Hakkı hz. 1675 yılında Üsküp’e gitti. Orada va’z ederek, halkı irşâda başladı. Kendisi, tasavvuf erbâbından olduğu için ham sofularla bilgisiz halk, bu genç ve bilgin şeyhi anlayamadılar, aleyhinde bulundular. Fakat o yılmadı; altı yıl orada kalarak, cehâlet karanlığı ile mücâdele etti, halkı aydınlatmaya çalıştı. Buradan Köprülü’ye, daha sonra da Suturumca’ya gitti. Orada üç sene kadar kaldı. Halk onu çok sevdi, orada rahat çalıştı.1685 yılında, otuz üç yaşında iken, Osman Fazlı Efendi’nin emri ile Bursa’ya gelip yerleşti. Celvetiyye tekkesine şeyh oldu. Şöhreti etrafa yayıldı. Bir çok yerler dolaştı. İki defa orduyla, Avrupa seferine katıldı ve harp meydanında dövüşerek yara aldı. Böylece, hem kalem hem kılıç gâzisi oldu.1700 yılında Şam’a gitti ve üç sene kaldı. Şam’lılar onu çok sevdi. Kendisine müftülük teklif ettilerse de kabul etmedi. Şam’a gidişinin asıl sebebi, Muhyiddîn-i Arabî hz.’ni ziyaret ederek, feyzini almaktı. Oradan hacca gitti. Hac dönüşünde yolda, eşkıyânın soygununa uğradı; kitapları yağma edildi. Güç halde canını kurtararak, Bursa’ya döndü. Yine muhtelif yerlerde halkı irşâd ile, kitap yazmakla meşgul oldu.408İSMAİL HAKKI BURSEVI (K.S.)Haricî daire-i fermân-ı Peygamber olan Kendi nefsin zümre-i İslâm’a dâhil etmesin Etmeyen şerri şerifin muktezâsıyla amel “Ehl-i imânım” deyû davây-ı bâtıl etmesinİsmail Hakkı hz., tasavvufun içinde erimiş ve ermiş bir zâttır. Mistik görüşleri derindir. Tasavvufla yoğrulmuş, ruhânî incizâb ve keşfe nâil olmuş­tur. Tasavvufi neşve sahibidir.”Her mekân bir Tûr olur, Gerçek münâcaat ehline”mısra’ı onundur. Divânı vardır; fikir yönü değerlidir. İslâmî ilimlerin her dalında bilgi sahibidir.İsmail Hakkı hz., Celvetiyye tarikatına intisâb edip, o tarikatın şeyhliğini yaptığı için ona “İsmail Hakkı el Celvetî” de denilir. Bu zâtın Rûh-ul Beyân adında dört ciltlik meşhur tefsirinden başka, bir çoğu arapça ve altmış kadarı türkçe-yirmi yedi tanesi tab’edilmiş-yüz altı eseri vardır.(*) Mesnevi-ül Mu-hammediye Şerhleri, Hadîs-i Erbâin Tercümesi, Pendi Attâr Şerhi, bu eserleri arasındadır.İsmail Hakkı hz.’nin bir yönü de; o devirde ilim ve medrese dili olan Arapçadaki dirâyetinin yanı sıra, Türk dilini de ihmâl etmemesi ve altmış kadar eserini Türkçe yazmış olmasıdır. Türkçeyi açık ve sâde bir üslûpla kullanmıştır. Muâllim Naci Esâmi, İsmail Hakkı hz. için, “Türkçe tarz-ı ifadesi, fevkalâde addolunsa lâyıktır” der. Kendisi matbu’ Hadîs-i Erbâin Tercümesinde şöyle söyler:- Âdem cennetten lisân-ı Türkî ile “kalk!” demekle kıyâm edip çıkmış­tır: Zirâ dünyada ahirî tasarruf, Türk’ündür.Hayat tecrübelerinden edindiği kanâatlerini, son eseri olan Kitâb-ül Netice’de toplamıştır. Ona göre en büyük ahlâk prensibi; insanın kendi hatâları­na karşı tenkitçi olup, titiz davranması, başkalarına karşı merhametli, müşfik ve müsamahâlı olmasıdır.Emir Sultan hz., Üftâde hz., ve İsmail Hakkı hz., Bursamızda üç sacayağı mesabesindedir. Kendi zâviyelerinin, Emir Sultan ve Üftâde hz. ‘nin aşağısında(*) Bu eserlerin isimleri ve konulan için M.Tâhir, Osmanlı Müellifleri Cilt: 1 sahife: 29-30’a bakılabilir.HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’IN VARİSLERİ409bulunmasının sebebini soranlara, “Siz de yukarılarda bir yere yerleşseydiniz” diyenlere:- “Teeddüp ederim, onların üstüne çıkamam!” demişlerdir.Bir gün, İsmail Hakkı hz.’nin hanımı:- Ahirete sen mi peşin göçeceksin, ben mi? Aman ne olur, ben sendensonraya kalmayayım! demesi üzerine Hazret, hiç karşılık vermez.Hususî odasına, müsâadesi olmadığı halde, bir gün her nasılsa, hanımı girer. İçeride kırk tane İsmail Hakkı’nın, telifât ile meşgul olduğunu görür. İsmail Hakkı hz.:Hani bu odaya girmeyecektin, niye girdin? der ve:Madem ki girdin, bu olayı ancak ben öldükten sonra söyle! diyerek, kendisinin hanımından daha önce irtihâl buyuracağını da ifâde eder.Âşıka zâhid gözüyle eyleme her giz nazâr, Âlem-ü dânâ ile bir görme, tilli ebedî! Âteşi tevhîd-i her kim yaktı panost Hakkı’ya envâr-ı Hak ile pür oldu merkâdi!İsmail Hakkı hz., ömrünün sonuna doğru Hakk’a kavuşmaya hazırlandı. Kitaplarını vakfetti. Mirasçılarının haklarını verdi. Bursa’da bir cami ve tekke yaptırdı. Yetmiş beş yaşında iken, Hicrî 1137 – Milâdî 1721 yılında, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Bursa’da yaptırdığı cami avlusunun kıble tarafında, ebedî istirahâtgâhına tevdî edildi.”Hak, Hak dedi azmeyledi Hakkı Efendi cennete” mısra’ı, ölüm tarihi olan 1137’yi gösterir.İsmail Hakkı Bursevî hz.’nin hikmetli sözleriO mürşîd yahut velî; velâyet suyu ile her türlü yabancı gıll-ü gışlardan, fenâ ve sîvalardan yıkanmış, feyz-ü ilâhîye mazhâr olmuş, hâl ve kemâl sahibi yücelerdir.”Sümme  letüselünne yevme izin aninnaîm” (Tekasür:8) – Sonra bu nimetlerden elbette sorumlu olacaksınız. Matlûb şudur ki: Kalıp halkla, kalb ise istiğrâk, şuhûd ve Hak’la olmak icâbeder.Arifin nefesi tesbih, uykusu ibâdettir. İlâhî isimlerin her birinin ivezi (abdi) vardır. O isim, onun mürebbîsidir. Abd, kendi isminin yönünden doğru Hakk’a gider: “Allah’a giden yol, insanların nefesleri sayısındadır” (Hadis-i Kudsî) buyurulmuştur.Rahmetullahi aleyh rahmeten vâsia.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*