Kalbe atılan İmza

Dünyanın en tanınmış tablolarına bakınız Üzerlerinde ressamlarının imzasını göreceksi
nız.
İnsanı hayran bırakan sanat eserlerini, me­selâ bir camiyi inceleyiniz. Üzerinde, onu ya­pan mimarın resmini bulacaksınız.

Bu örnekleri istediğiniz kadar çoğaltınız. So­nunda her sanat eserinin, onu yapan sanat­kârın ismini veya imzasını taşıdığını görecek- iniz.

İşte insan da, bu kâinatın en muhteşem sa­nat eseridir ve kendisini yaratan Yüce Sanat­kârın imzasını mutlaka taşıyacaktır.

Evet bu imza atılmıştır ve insanoğlu onu, kalbinin en kıymetli yerinde taşımaktadır.

Dış kaynaklı Zobota Atlasından aldığımız rıdaki resmin daire içine alınmış bölümünde, Kal-. be Atılan İmza’yı görüyorsunuz. Bu imzayı, hemen yanma yazılmış olan Allah lafzıyla karşılaştırabi­lirsiniz.

 

 

 

Kalbe atılan imza

Dr.Halûk NUR BAKİ


 

 

Zobota atlasını karıştırırken gördü­ğüm bir resim, damarlarımdaki kanı âdeta dondurmuştu. Çünkü o resim­deki kalbin âdeta tam kalbinde, has ismiyle Rabbimizin ismi yazıyordu.

Hayâl gördüğümü zannediyor ve resme değercesine yakından bakıyor­dum. Yazı sanki usta bir hattat elinden çıkmış ve son derece itinayla yazılmıştı.

Acaba yanılıyor muydum?

Hemen odamın duvarında asılı duran bakır tabak içindeki Allah (C.G.) lâfzına baktım ve resimdeki yazı ile karşılaştır­dım. Evet, bu asla tesadüf olamazdı. Çünkü kalb üzerindeki Allah (C.C.) lâfzının ne bir harfi eksik, ne de bir nok­tası hatâlıydı.

Evet, yıllardar araştırdığım ve mutlaka atılmış olduğuna inandı­ğım o muhteşem imzayı, batıklar tarafından hazırlanmış olan bir atlasta, son derece net bir şekilde bulmuştum.

Atlası bir türlü elimden bırakmı­yor ve aklımdan geçen sorulara cevap arıyordum. Bu imza, güç de olsa bir tesadüf olabilir miydi? Yani sadece bu resimde görülen kalbe ait olamaz mıydı?

Aklıma takılan bu sorunun ceva­bını, rastlayacağım otopsiler göste­recekti. İnsan kalbini bizzat elime alarak inceleyecek ve o muhteşem imzayı gözlerimle görecektim. Nitekim rastladığım otopsiler, istisnasız olarak bütün kalplerin aynı kudret eli tarafın­dan imzalandığını ve bu imzaların, birbi­rinin aynı olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.

Belki bu iddiamıza dudak büken bazı insanlar çıkacaktır. Ne çare ki İlâhî imza, bütün insanlara has bir damgadır ve inkârcılarda da vardır. Üstelik imzanın atılmış olduğu yer son derece enteresan ve dikkatleri
en fazla üzerine çeken yeridir. Çünkü kalb dokusu, adele liflerinin ağ gibi örülmesinden meydana gel­diği halde, imzanın bulunduğu kısım bütün kas dokularından arın­dırılmış durumdadır ve bu kısım, sanki o muhteşem imzanın netlik kazanması için bu şekilde yaratılmıştır.

Auricula denilen ve 2 organcıktan meydana gelen bu kısma ait bilgilerin hâlâ netliğe kavuşmaması da, bu harika bölgenin bir başka sırrıdır.

Kısaca kalb, her yönü ile muhte­şemdir ve İlâhî imzanın bu esrar definesi üzerine atılması, tesadüf değildir. Evet sol auricula üzerine atılmış olan bu imza, Allah (c.c) yazısını resmetmekte ve insana hayat veren bu organın hangi kud­retten hayat bulduğunu göstermek tedir. Kalb üzerindeki Allah (c.c) lâfzı, onun normal şişkinliğinde son derece net okunur. Ve onun her atışında, o İlâhî imza bir kere daha ortaya çıkar.

Evet, kalb her atışında “ALLAH” der ve yaratıcısının ismini bir derviş gibi tekrarlayarak kâinata ilân eder.

Kalbin öyle bir kabiliyeti vardır ki, bir harita veya bir fihriste gi­bi bütün âlemi temsil eder. VE VÂHİD-İ EHADDEN BAŞKA, MERKEZÎNDE BÎR ŞEYİ KA­BUL ETMİYOR. Ebedî sermedî bir bekadan maada bir şeye razı olmuyor.

MESNEVİDEN

Kalb, hiçbir motorun erişemeye­ceği bir mükemmelliktedir ve durup dinlenmeden yıllar boyu çalışır. Bu muhteşem motor günde 100.000 defa atmakta ve kendisini yaratan kudretten aldığı güçle, bir günde 10 ton kanı pompalamaktadır. 60 yıllık bir ömürde bu miktar 220.000 tona ulaşır ve başbbaşına bir mûcize olan bu çalışmasıyla insan idrâkinin sınır­lanın zorlar.

Evet, bu miktardaki bir kan New York’taki 102 katlı Empire State Building’den daha yüksek olan 7,5 m. çapındaki bir silindiri doldurabil- mektedir. O ufacık kalbimizin kan pompaladığı damarların toplam uzunluğu ise, 150.000 km.ye ulaşır. Kanın tamamı, dünya çevresinin yaklaşık 4 katı olan bu mesafeyi 13 saniye gibi çok kısa bir süre içinde devrederken, kâinatın yüce yaratıcı­sına ait kudreti açıkça ilân eder.


 

 

Bilmediler; Kalbtedir, Kalbtedir Asıl Feza Kalbtedir; Ölümsüzlük Kefili Kudsi İmza N. Fazıl

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*