Kalıntı kayaçlar

Kalıntı kayaçlar

Denizlerin dibine, daha seyrek olarak da göllerin dibine çö-kelmiş kalıntı killerle tortul killeri birbirinden ayıran özellik yatak oluşturma tarzlarıdır. Killer, gevrek (tırnakla çizilebilir), kuru halde kırılgan ve son derece emici («dil kapan») kayaç-lardır. Suyu emdiklerinde şişer, plastik özellik kazanırlar; esas olarak killi minerallerden, tabaka veya elyaf şeklinde oluşmuşlardır. En yaygın olarak rastlananları mikalı (illitli) killerdir. Monmoriyyomitli veya bentonitli killer, püskürmeyle yeryüzüne çıkıp yayılan kayaçların bozulması sonucu oluşmuştur. Attapüljitli ve sephlitli killere çoğunlukla göl birikintileriyle karışık rastlanır. Kaolinitli killer, tanecikli, asitli kayaçların, özellikle de bunların feldispatlarınm bozulması sonucu ortaya çıkmıştır. Çok saf halde bulunan bu kayaçlar kaolini oluşturur. Killer, demir oksit bakımından zengin olduğunda çeşitli toprak renkleri alır (toprak sarısı, Sienne toprağı, kan rengi). Arji-litler, katılaşmış killerdir. Anglosakson ülkelerde, çok ince tabakalar halinde oluşmuş, çoğunlukla organik madde bakımından zengin arjilitlere shale adı verilir. Killer, üzerlerine etkiyen basınçla sıkışma, suyunu yitirme ve ezilme sonucu şistlere, yaprak tabakalı kayaçlara, bazen de arduvazlara dönüşür. Organik madde bakımından zengin bazı şistlerden (bitümlü şistler), damıtma yoluyla hidrokarbonlar elde etmek için yararlanılır.

Laterider, kayaçların laterideşmesi sonucu oluşmuştur. Bu oluşum, tropikal iklim etkisindeki kıtalarda bu özelliğe sahip ka-yaçların bulunduğu yerlerde (otoktoni) meydana gelir. Özellikleri, içerdikleri silisin tamamına yakınım kaybetmeleri ve bulundukları yerde alümin hidradan (gibsit) ve oksiderini biriktirmeleri veya demir hidradan (goetit, stilpnosiderit) biriktirmeleridir. Demir hidratları bu döküntü kayaçlarına kırmızı kiremit rengini verir. Lateriderin sertleşmiş dış tabakalarına zırh adı verilir. Boksit de laterideşme sonucu oluşmuştur, ne var ki başlangıçta alümin bakımından zengin kayaçlar bu özelliğe sahiptir. Alümin, bulunduğu yerde (gibsit, diaspor, boehmit ve kaolinit şeklinde) demirle karışarak alüminyum filizini oluşturur. Boksit, oluştuktan sonraki dönemde, erozyona uğrayarak ve oluştuğu yerden uzakta birikerek biçim değiştirebilir (örneğin Provence boksiderinin allok-toni özelliğinden söz edilir).
Aralarına yol yol mamlı kalker karışmış marnlar (üstte). Bu marn tabakalan birbirinden kolaylıkla ayrılabilir, bu yüzden teknik servisler bunlann üstünü koruyucu bir kafesle örtmüştür. Nümmülitler (hemen üstte).

Birkaç milimetre boyunda fosiller olan nümmülitler, o kadar fazla miktarda bulunabilir ki bir fasiyes kayacı oluşturabilir. Bu kayaca nümmülit kalkeri adı verilir.
BUZ BİR KAYAÇ MIDIR?

Litosferin yapısında da yer alan su ve buz birer kayaç sayılmaz. Ama buzulları oluşturan buzlar, özellikle de indlansis buzları (bunların meydana gelişi bazen on binlerce yıl geriye gidebilir) çok eski dönemlerden beri iklim veya coğrafya alanını terk edip jeoloji alanına girmiştir.
KUMTAŞLARININ SINIFLANDIRILMASI KUVARS
/ oımtaşı
feldispatlı kumtaşı taşlı kumtaşı
arkoz \ litarenit
/ / taş11 feldispatlı \ \
/ / arkoz litarenit \ \
FELDİSPAT KAYAÇ PARÇALARI

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*