Genel

Kent İçindeki Yüksek Yapılar, Çevreye Zarar Vermeden Nasıl Yıkılıyor? BİR KULENİN SON GÜNLERİ

Münih yakınlarında Ismaning’-deki ahşap bir radyo verici istasyonu kulesinin, eskidiğinden dolayı yıkılması kararlaştırılmıştı. Amerikan çam ağacından inşa edilen 156 m. yüksekliğindeki bu muazzam kule 50 yıl görev yapmış, ancak bu süre içinde giderek yıpranmış ve artık ömrünü tamamlamıştı.
Ernst D EISSINGER
Kuleye yaklaşık 100 m. mesafede, güneydoğu doğrultusunda bir bina, sol tarafında da başka bir bina bulunuyordu. Arka tarafta ise boş bir saha bulunuyordu. Aslında kulenin bu boş sahaya devrilmesi düşünülüyordu. Fakat anlattıklarına göre, bu sahaya, değeri 250 Milyon Mark olan bir kablo şebekesi döşenmişti. Kulenin devrilmesi sırasında bu kablo hasar görebilirdi. Bu nedenle patlama uzmanı Rene Jaksch, kuleyi güneydoğu yönüne doğru devirmeye karar vermişti. Bunun için de kulenin üst kısmı 96 m’sinden patlatmayla devrilecekti.

Genelde Jaksch, kulenin üst kısmının patla-tılmasının kolay olmadığını ifade ediyordu. Patlatma işleminin tehlikesiz ve noksansız yapılabilmesi İçin patlatma malzemesinin miktarının ve şiddetinin soğukkanlılıkla hazırlanması gerekiyordu.
Yapıyla ilgili plan ve projeler incelendi, m zeme numuneleri alındı, deneyler yapıldı, rt kavemet hesapları gözden geçirildi ve yapıl statik hesaplamalar sonunda taşıyıcı iç duv ların uzaklaştırılmasına karar verildi. Devril esnasında çevredeki evlerin zarar görmeme için çelik tellerle bağlantılar yapılıyor, bant ma, yani bağlama işlemi ile içten yıkılmalar kolaylaştırılması temin ediliyor, duvarlar deli rek içlerine infilak dolgu maddeleri yerleşti dikten sonra çapakların dağılmaması için paç ralarla kapatılma işleri bitiriliyordu. İnfilak dol; maddesinin yerleştirilme işlemi beceri isteyen sanattır. Yanlış dozaj veya yanlış konumlara leştirme, binayı ters yana devirebileceği dikkatli olmak gerekir. Büyü.; binalarda taşı elemanları zemin katta patlatmak genelde ^ terli olmuyor; çünkü yıkılan kitlenin şiddeti, bina yana devrilebiliyor. Bu nedenle, katlar a sında iyi bir zaman ayarlaması yapmak, yuk” dan başlayıp aşağıya doğru yıkmak gerekli.
DAR ALANDAKİ YÜKSEK BİNALARIN YIKILMALARI :

A — Beton kulenin alt kısmında açılan deliklere yerleştirilen patlayıcılar, kulenin istenen yöne devrilmesini sağlar.

B — Çok katlı yüksek yapılar, yukarıdan aşağı, hızlı ve ard arda patlatmalarla yıkılır.

C — Normal yapılarda patlayıcılar, çok sık olarak zemine yerleştirilir. Patlama sonucunda yapı, kendi ağırlığı ile çöker.

PATLATMA PLANI: Üst bölümdeki patlayıcı maddeler, kulenin uç kısmını devirecek, sonra dört ayaktan ikisi çökertilecek (yanda).

Kule ayaklarının çökertilmesi için, yüksek patlama gücü olan kordonlar kirişlere sarılır ve bu sargılar, sonuçta ortak bir infilak kablosuna bağlanır (altta).
Kuledeki çalışmalar yolunda giderse, dört saat sonra infilakı gerçekleştirecek kordonlar çekilmiş ve bitmiş olacak. Kulenin dört ayağından İkisi, İkişer metre aralıkla, üç yerden kordonlarla sarıldı.

Patlamanın ilk bölümünde kulenin üst kısmı (üst bölümü) güneydoğu İstikametine yatırılacak. Aşağıya doğru çökme esnasında kulenin alt taraflarına çarpmasını ve İnfilak kordonlarının hasara uğramasını önlemek için ikinci patlamanın devreye sokulması gerekiyor. Hazırlığı biten her iki ayak ateşlenerek devrilecek ve kulenin geriye kalanı güneydoğu istikametine doğru devrilmiş olacak. Bu olayı, dört ayaklı bir sehpanın iki ayağını aniden geriye çekmeye benzetebiliriz. Şayet dört ayaktan ikisi havaya uçurulursa, diğer iki ayak da birlikte çökebilir ve kule böylece baş. ka bir İstikamete dönebilir. Özellikle çürük ayaklar üzerinde kesin bir fikir yürütmek gerçekten zordur.

Eyfel Kulesi’ni andıran, ahşap yapının geriye kalan 4 günlük ömrü boyunca şu işlemler yapıldı:

11 Mart Cuma : Ayakların infilak kordonlarıyla önce doğrudan temel üzerinden, sonra da eklem yerleriden 25 m. yüksekliğe kadar sarılma işlemleri tamamlandı. Direklerin sarılması ve sargıların infilak kordonlarıyla irtibatlanması karışık bir iş olduğundan ve biraz zaman aldığından, tırmanma
uzmanları da yardımcı oldular.

14 Mart Pazartesi : Kulenin çevresi hafta sonu süresince sıkı bir kontrol altında tutuldu. Şimdi her şey yolunda. Bazı sargıların takviye edilmesi ve elektrikli ateşleme kablolarının kule sahasından, ateşlemeyi yapacak iki uzmanın bulunduğu yere çekilmeleri de gerçekleştirildi. Normal olarak patlatma dolguları elektriki olarak ateşlenirler. Yani elektrik akımı, ateşleme makinasın-dan iki kablo vasıtasıyla bir ateşleyiciye aktarılır, ateşleyici de küçük bir bölümü yüksek bir patlat, ma gücüne sahip olan infilak .Haddesini infilak ettirir.

Kulenin konumunun yarattığı bir sorun, pek çok verici istasyonlarının ortasında bulunması idi. Yüksek frekanstan ötürü, havadan adeta ıslık sesleri geliyor, metal parçaları ve hatlar elektrikleniyordu.

Şayet patlatma dolgularına normal ateşleyiciler bağlansa ve elektrik tesisatı ile irtibatlansay-dı, havanın elektrik yükü nedeniyle kendiliğinden ateşlenme meydana gelebilirdi. Bu sebepten dolayı ayrı bir ateşleme yöntemine karar verildi: Kuledeki tüm dolgu maddelerinin bulunduğu yerlere patlatma kordonları çekildi. Bu kordonlar doğrudan doğruya zeminde elektrikli ateşleyicilerle ateşlemeye hazır duruma getirildi, özel bir durum olarak da patlatmadan bir saat önce, tüm verici istasyonları devreden çıkarılmış olacaklardı. Bu zaman zarfında ateşleme cihazlarının kulenin ayak kısmında bulunan patlatma kordonları ile bağlantıları tamamlanmış olacak ve hemen ardından

patlatma gerçekleştirilecekti.

15 Mart Salı : ISMANING’de sabahın 07′ de Rene Jaksch, kuleden yaklaşık 200 m. ile ateşleme cihazlarını yerleştiriyordu. Patlatma nasında kulenin üst kısmının devrilme görmesi için Jaksch’ın yoğun sisin kalkmasını beklemesi gerekiyordu, bittiği, verici istasyonlarının yayınlarını leri haberi geldiğinde Rene Jaksch ve p uzmanı olan kardeşi Hans-Peter Heuer doğru yola koyuldular. Ateşleme montaj süresini 10 dakika olarak tespit Geriye sayma başladı. İki uzun siren sesi ç de haykırmaya başladı. Her iki patlatma ateşleme cihazları önünde diz çökerek elle mandalı manivela ile gri kutularını yüksek lime ayarladılar. İki defa kısa siren sesinin dından Hans – Peter Heuer, kolu çevirmeye i ladı. Yukarıda bir kıvılcımın çaktığı görüldü, mene arkasından korkunç bir ses tıkalı olan laklarımızın zarını patlatacaktı. Kulenin üst lümü, önce yavaş bir tempo ile sonra hızla rak devrilmeye başladı.

Rene, düğmeye basıyor ve kolu çevirm devam ediyordu. Kule ayaklarından fırlayan parçaları, ateş çemberi içinden çevreye maya başladı. Patlamadan dolayı meydana g basınçtan kameramı güçlükle elimdş tuVöbili dum. Kulenin hızla sallantılı bir şekilde ) doğru eğilmeye başladığı görülüyordu, yapılan bu muhteşem yapıt, adeta bataklığa mülürcesine gürültülü bir şekilde zemine yı kalıyordu. Yoğun bir duman bulutunun meşinin ardından etrafı ölü bir sesizlik yordu. İki patlatma uzmanı koşmaya başlıy enkaz arasındaki sis içinde kayboldular. Sir yıkım işleminin bittiğini bildiriyorlardı.

GERİYE SAYMA : Yıkım uzmanının ateşleme cihazını çalıştırmasıyla birlikte saniyeler geçmeye başlıyor. Önce üst bölüm devriliyor, sonra ayaklar çökertiliyor (üstte). İlk ateşlemeden 20 saniye sonra, 156 m. yüksekliğindeki kuleden geriye, tahta parçalarından oluşan bir yığın kalıyor (altta).
yükseklikteki ahşap kuleden arta kalanlar, ufak bir tahta yığınını andırıyordu. Enkazın ortasında duran uzmanların yüzlerinde rahatlamış, gururlu bir ifade vardı. Çevredeki yakın bazı binaların camlarının kırılması bir yana, kulenin yıkılma işlemi önceden yapılan hesaplara tümüyle uy-
muştu.

Olayı izleyen gazetecilerden önce davranarak, Rene Jaksch’a, o anda neler hissettiğini sorduğumda, yanıtı şu oldu : “Kuzey Bavyera’da çok büyük dört bacanın beni beklediğini biliyor musunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir