Keyhusrev III, tam adı giyaseddîn keyhusrev
(d. y. 1264 – ö. Mart 1284, Erzincan), 1266-84 arasında Anadolu Selçuklu hükümdan.
IV. Kılıç Arslan’ın oğluydu. Babasının öldürülmesinden sonra Vezir Pervane Mui-neddin Süleyman tarafından henüz 2 yaşındayken tahta çıkanldı (1266). Bu tarihten başlayarak iktidarı fiilen elinde tutan Mui-neddın Süleyman, Nisan 1277’de Memlûk sultanı I. Baybars Kayseri’ye girince III. Keyhusrev’i de alarak Danişmend İli’ne (Tokat) çekildi. Bu olaydan kısa bir süre sonra da, II. Keykâvus’un oğlu Alaeddin Siyavuş (Cimri), Karamanoğlu Mehmed Bey’in desteğiyle Konya’yı ele geçirerek (13 Mayıs) sultanlığını ilan etti. Keyhusrev, veziri Sahib Ata Fahreddin Ali ile birlikte, İlhanlılann da desteğiyle Alaeddin Siya-vuş’u Afyonkarahisar’da bozguna Uğrattı (9 Haziran) ve Siyavuş derisi yüzülerek öldürüldü. İlhanlIlarla arası açılan Muineddin Süleyman’ın da öldürülmesinden (2 Ağustos) sonra III. Keyhusrev, İlhanlIlara bağlı kalarak devleti tek başına yönetmeye başladı.
1280’de, II. Keykâvus’un öbür oğlu Gıya-seddin Mesud (sonradan II. Mesud), babasının daha önce yitirdiği iktidan ele geçirmek için Kınm’dan Anadolu’ya geçti; İlhanlI hükümdan Abaka Han’a bağlılığını bildirerek Erzincan ve Sivas yöresinin yönetimini ele geçirdi. 1282’de Abaka’nın yerine geçen Ahmed Tekudar da Anadolu Selçuklu Devleti’ni III. Keyhusrev ile Mesud arasında paylaştırdı. Ama III. Keyhusrev bu paylaşımı reddederek Ahmed Tekudar’a karşı Anadolu’da ayaklanmış olan Tekudar’ın kardeşi Kongurtay’ı destekledi. Ahmed Tekudar da Anadolu Selçuklu tahtını Mesud’a bırakmaya karar verdi ve III. Keyhusrev’i öldürttü. Kısa bir süre sonra Mesud, Ahmed Tekudar’ın yerine geçen Argun’un onayıyla Konya’da tahta çıktı.
Keykâvus I, tam adı îzzeddîn keykâvus (d. y. 1185 – ö. Ocak 1220, Viranşehir, Malatya), 1211-20 arasında Anadolu Selçuklu hükümdan.
I. Keyhusrev’in büyük oğluydu. I. Keyhus-rfev 1196’da tahtı II. Süleyman Şah’a bırakınca, Keykâvus ve kardeşi Keykubad (sonradan I. Keykubad) babalarıyla birlikte Konya’dan aynldılar. Bir süre çeşitli yerlerde kaldıktan sonra Konstantinopolis’e (İstanbul) gittiler. 1205’te I. Keyhusrev ikinci kez tahta çıkınca Keykâvus Malatya melikliğine atandı. Babasının 1211’de ölmesi üzerine de Anadolu Selçuklu ileri gelenlerince Kayseri’de sultan ilan edildi (21 Temmuz). Ama daha Konya’ya hareket edeme-
den Danişmend İli (Tokat) meliki Keykubad ve yandaşlan Kayseri’yi kuşattılar. Varılan uzlaşma sonunda Keykubad Ankara melikliğini kabul ederek kuşatmayı kaldırdı. Keykâvus da Konya’ya giderek tahta çıktı. Nikaia (İznik) imparatoru Laskaris’in Konya’ya gönderdiği elçileri kabul ederek bir banş antlaşması yaptı. Ardından Ankara’yı kuşattı ve ayaklanma hazırlıklan içinde olan Keykubad’ı teslim alarak Malatya yakınlarındaki Minşar (ya da Masara) Kale-si’ne kapattı (1212).
I. Keyhusrev’in izlediği politikayı sürdürerek ülkesinin Akdeniz ticareti içindeki yerini ve hem Akdeniz, hem de Karadeniz’le bağlantısını korumaya çalıştı. 1213’te Kıbrıs kralı Hugues’e bir elçi göndererek ticari ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. Ardından iki ülke arasında karşılıklı serbest ticareti öngören bir antlaşma imzalandı. 1214’te, Anadolu’nun Karadeniz kıyısındaki iki önemli limanı olan Samsun ve Sinop’u almak için sefere çıktı. Pontus kralı Aleksios’u tutsak ederek Sinop’u teslim aldı (1215); vanlan anlaşma gereğince Aleksios, Keykâvus’un egemenliğini kabul etti. I. Keykâvus, Si-nop’un surlannı onartarak Anadolu Selçuklu tüccarlannm buraya yerleşmelerini sağladı. Bu sırada Antalya’daki Rumlann Kıbns Krallığı’nın da desteğiyle ayaklanarak kenti işgal etmeleri üzerine güneye indi ve 1216’da Antalya’yı geri aldı. Daha önce Kayseri’yi kuşattığı sırada Keykubad’ı destekleyen, ardından da Larende (Karaman), Ereğli ve Ulukışla’yı işgal eden I. Levon’a savaş açtı. Kendisini desteklemesi için de Halep Eyyubi meliki ez-Zahir ile ittifak kurdu. Levon’un ordusunu Gökrin’de yenilgiye uğratarak Haçin (Saimbeyli) başta olmak üzere bazı önemli kaleleri ele geçirdi. Daha sonra Kayseri’ye elçiler gönderen Levon’un banş önerisini kabul etti. Yapılan antlaşmaya göre Levon, Gülek Boğazı yöresindeki bazı kaleleri Anadolu Selçuklulan-na bırakıyor, Kilikya Kralhğı’nın her yıl Anadolu Selçuklu Devleti’ne vergi ödemesini, savaş zamanlannda asker göndermeyi ve sultana bağlanmayı kabul ediyordu.
Bu arada ez-Zahir ölmüş ve yerine el-Aziz geçmişti. I. Keykâvus, Halep Eyyubi melikliğine kendisine bağlı olan el-Efdal’m geçmesini sağlamak amacıyla 1218 yazında Suriye’ye girdi; Teli Beşir ve Münbiç’i ele geçirdi. Ama Anadolu Selçuklu ordulan el-Aziz’in yardımına gelen Urfa meliki el-Eşref karşısında ağır bir yenilgiye uğradı ve geri çekilmek zorunda kaldı. I. Keykâvus, yenilginin hemen ardından evlilik yoluyla Erzincan’daki Behramşah’m desteğini kazandı. Öte yandan Artuklu emirleri ile de ittifak kurdu. El-Eşreften öcünü almak için çıktığı sefer sırasında, yolda hastalanarak öldü. Yerine I. Keykubad geçti.
Keykâvus II, tam adı îzzeddIn keykâvus (d. 1238 – ö. 1278, Kınm), Anadolu Selçuklu hükümdan.
II. Keyhusrev’in büyük oğludur. Daha önce kardeşi II. Keykubad’m veliaht ilan edilmiş olmasına karşın, babasımn ölümünden sonra Şemseddin Isfahani ve Çelaled-din Karatay gibi etkili devlet adaıplannın desteğiyle tahta çıktı (1246). Saltanatının ilk yıllannda devlet yönetimi bütünüyle Şemseddin Isfahani’nin elinde kaldı. I. Keyku-bad’ın oğlu olduğunu ileri süren Türk Ahmed’in başlattığı ayaklanma sürerken,
II. Keykâvus’un kardeşi IV. Kılıç Arslan da Moğollardan sultanın ve vezirin azledildiği-ni bildiren bir ferman alarak Sivas’ta bağımsızlığını ilan etti. Celaleddin Karatay taht mücadelesinin bir iç savaşa dönüşmesini önleyerek II. Keykâvus, IV. Kılıç Arslan ve
II. Keykubad’ın birlikte saltanat sürmesini
sağladı (1249). Karakurum’daki büyük Moğol hanı Möngke’yle görüşmeye giderken yolda Celaleddin Karatay’ın öldüğünü öğrenen II. Kaykâvus, Möngke’yle görüşme görevini II. Keykubat’a vererek geri döndü.
II. Keykubad bu yolculuk sırasında öldü ya da öldürüldü. Bu sırada Kayseri’de bağımsızlığını ilan eden IV. Kılıç Arslan’ı yenen
II. Keykâvus, yeniden tek başına Anadolu Selçuklu sultanı oldu (1254). Ama 1256’da İlhanlı (Moğol) komutanı Baycu’ya yenilince Nikaia (İznik) İmparatorluğu’na sığınmak zorunda kaldı. IV. Kılıç Arslan da İlhanlılarca Anadolu Selçuklu tahtına çıkarıldı. II. Keykâvus, Nikaia İmparatorlu-ğu’ndan aldığı yardımla IV. Kılıç Arslan’a karşı mücadeleye girişerek 1257’de tahtını yeniden elde etti. 1259’da İlhanlı hükümdarı Hulagu, Anadolu Selçuklu Devleti’ni IV. Kılıç Arslan ve II. Keykâvus arasında paylaştırdı. Kızılırmak’m batısındaki toprakların yönetimini üstlenen II. Keykâvus, İlhanlIlardan gelebilecek tehlikeye karşı Memlûk sultam Baybars ve Altın Orda hükümdan Berke ile işbirliği yapmanın yollarım aradı. Ülkenin bütününü ele geçirmek için giriştiği mücadeleyi yitirince 1261’de Anadolu Selçuklu tahtını bırakarak Konstantinopolis’e (İstanbul) gitti. Ama bir süre sonra Bizans tahtını ele geçirmek istediği gerekçesiyle tutuklandı ve hapsedildi. 1270’te Altın Orda hanının gönderdiği kuvvetlerce kurtarılarak Kırım’a götürüldü. Yaşamının geri kalan yıllarını burada geçirdi.
Keykâvus bin İskender, tam adı unsurü l
ME’ALt KEYKÂVUS BİN İSKENDER BİN MENU-
çİhr (d. 1021 – ö. 1098), Ziyari emiri (1049-90). Ünlü ahlak ve siyaset kitabı Kabusname’y’\(*) yazmıştır.
Ziyari emiri Kabus’un torunu, Anuşirvan’ m yeğenidir. Gençliğinde Sultan Mevdud’ un (hd 1041-48) nedimi olarak Gazne’de bulundu. Şeddadi emiri Ebu’l-Esvar ile birlikte Ermenilere ve Gürcülere karşı savaştı. Amcasının yerine Ziyarilerin başına geçtiğinde (1049) hanedan Büyük Selçuklu egemenliğine girmişti. Hazar Denizi kıyısındaki ovaların Büyük Selçuklularca atanan valilerin yönetimine girmesine karşın, dağlık kesimleri elinde tutmayı başardı. Ölümünden önce tahtını oğlu Gilan Şah’a bıraktı. 1082’de oğlu Gilan Şah için yazdığı yapıtına geleneğe uyarak büyükbabası Kabus’un adını verdi.