KIYILAR
Kıyı şeritleri karayla deniz arasındaki sınırı oluşturur. Kıyıların çok büyük çeşitlilik sergilemesi, öte yandan, karaya ve denize özgü yaşam biçimlerinin çoğunun gelişmesinde ve bunların insan yaşamında giderek daha çok önem kazanmasında belirleyici rol oynaması, onların bu özelliğinden kaynaklanır.
Sürekli hareket halindeki öğelerle (atmosfer ve hidrosfer) nispeten hareketsiz görünen kara arasındaki ilişkiler farklı ölçeklerde oluşur. Kıyı şeritleri, bu temasın birebir gerçekleştiği birkaç yüz metre genişliğinde ince kuşaklardır; kıyılarsa, bu temasın iklimsel, biyolojik veya insan yaşamıyla ilgili sonuçlarının kendini duyurduğu çok daha geniş alanlardır.
KIYI ŞERİTLERİNİN OLUŞMASI
Kıyı şeritlerinin bugünkü çizgisi, bundan yaklaşık altı veya yedi binyıl önce, Dördüncü Zaman buzullarının erimesi sonucu deniz düzeyinin yükselmesiyle oluşmuştur.
Kıyıların büyük çoğunluğu gömülme kıyısıdır; çünkü vaktiyle su yüzündeyken sonradan denizle örtülmüştür. Öte yandan, yerkabuğunun içinde yerel olarak meydana gelen yukarı doğru, nispeten hızlı hareketler, gömülme hareketlerine karşılık deniz tabanlarının yükselmesine neden olmuştur. Bunlara su yüzüne çıkma kıyıları adı verilir. Ne var ki, kıyı şeridinin yapısını oluşturan, daha çok kıtanın doğal yapısıdır; çünkü kıtaların çok yavaş gelişme gösterme özelliği, okyanuslarda ve atmosferde görülen büyük kararsızlıkla karşılaştırıldığında, kıtaların aslında aynı kaldığı kabul edilebilir. Buna bağlı olarak da, buzullaşma dönemlerinin sonunda suyla örtülen kara parçalarının oluşturduğu topografya temel alınarak, yüksek veya alçak kıyılar birbirinden ayırt edilir. Su altında kalan ovalar alçak kıyıları, yüksek yamaçları içeren yer biçimleri de yüksek kayalık kıyıları oluşturur.
Kıtanın jeolojik yapısına ve okyanusun bu kıta üstündeki etkisine bağlı olarak, kıyılar iki büyük sınıfa ayrılır: kayalık kıyılar ve hareketli kıyılar.
İÇİNDEKİLER
KIYI ŞERİTLERİNİN OLUŞMASI SÜREKLİ DEĞİŞİM KIYILARDA YAŞAM İNSANLAR VE KIYILAR
Kayalık kıyılar
Kayalık kıyılar genellikle aşınma kıyıları adı verile, çünkü deniz suları bu kıyıları, getirdiği tortul küdeler ha çok aşındırır. Buna karşılık harekedi kıyılar çoğur_ kıyılarıdır.
Yahyar. Yalıyar, kayalık kıyılarda en çok rastlar çimidir. Bir yalıyar, dar anlamda, sudan en az b: yüksek, dik bir kıyı parçasıdır. Yalıyarın önünde, r liklerde olabilen, sığ suyla kaplı bir düzlük yer a!ı. platformu denir. Bu platform, deniz sularının yalıy ya uğratması, daha sonra da çekilmesi sonucu c. Yalıyar ayağıyla platformun birleştiği yerde çoğu rinliği ve yüksekliği birkaç metreye ulaşabilen bir nur. Bu oyuk, kum ve dalga çatlaması sonucu sür-kıllarla oluşturulur. Bu oyuğun büyümesi çoğu kez kayanın çökmesi, dolayısıyla da, yalıyarın gen ç sonuçlanır.
Gömülme kıyılarında deniz eski dağ yamaçlarını rı örtüyorsa, buralardaki yalıyarlar önünde söz kor. ma rastlanmaz; bu durumda yalancı yalıyar söz kcr kıyılarda, denizin etkisiyle zamanla platformlar ve yarlar oluşabilir. Denizin etkisinde kalmadığı, birik; la veya deniz düzeyindeki yerel alçalmayla kıyıdar. durumlarda, yalıyarlar, bir kıyı biçimi olmaktan çı. kıta yamacı veya ölü yalıyar durumuna gelir (bazı y = yıdan birkaç kilometre içerde kalabilir). Yalıyarlar kayacın doğal yapısına bağlı olarak çok farklı görür, nabilir. Ilıman bölgelerde, kristalli kayaçlardan (er.e oluşan yalıyarlar aslında değişmez kalırken, kalker yalıyar, kısa sürede kara içine çekilebilir. Bu ge-ı.= ~ bölgelerde ters biçimde ortaya çıkabilir.
Erozyon süreci. Erozyonun temel etkeni, kay noktalarına etkiyerek buralarda çatlaklar, kınlı oluşturan deniz suyudur. Bu olaya, suyun içince r kıl taşlarıyla asıltı durumundaki kum tanecikler.” duğu mekanik aşınmayı da eklemek gerekir. Kal’.; ayrıca, kimyasal erozyonun etkisinde de kalır.
Albâtre kıyısı (Normandiya, Fransa).
Buradaki Etretat Sivrisi ve Aval Kapısı, dalgalann sert darbele’ karşısında yalıyarlann gerilemesinin tipik örneklerinden biriû’