KIZAMIKÇIK
Tanım:
Döküntü, adenopati ve ateşle karakterce, gebelerde embriyopatilere neden ola-: .en akut bir virüs hastalığıdır.
Etiyoloji:
Etkeni 50-70 nm büyüklükte,
:ogavırus ve paramiksovirus grubu üe benzerlik taşıyan, RNA genomuna sahip bir virus-cur. Hemaglütinasyon yapar. Virüs ısıya
hayli duyarlıdır. Doku kültürlerinde üretilebilir.
Epidemiyoloji:
Hastalık dünyada endemik olarak yaygındır. Kızamığın aksine, düzensiz aralıklarla ve çoğunlukla ilkbaharda salgınlar yapar. Türkiye’de daha çok sporadik olarak görülmektedir. Vakaların bir kısmı belirtisiz geçmektedir. Kızamıkçık okul öncesi çocukluk çağından çok. ergin ve genç yetişkinlerin hastalığı gibi görünür.
Hastalık damlacık enfeksiyonu ile solunum yolundan geçer. Virüs, döküntülerin çıkmasından 7 gün önceden itibaren döküntüden 14 gün sonraya kadar nazofarenkste bulunur.
Patogenez ve Patoloji:
Virüs muhtemelen önce boyun lenf bezlerinde ürer. Daha sonra kısa süreli vi-remi olur. Döküntüler çıktıktan sonra virüs sadece nazofarenksten üretilebilir. Lenf no-düllerinde hiperplazi görülür. Seronegatif gebelerde viremi esnasında plasenta yoluyla fötüs enfekte olur. Virüs enfekte fötüste mitozu inhibe ederek, ürediği hücrelerin çoğalmasını yavaşlatır ve kromozom kırılmalarına neden olur. Virüs enfekte fötüste intrauterin periyod boyunca bulunur, doğumdan sonra 6-13 ay ekskrete edilmekte devam edebilir.
Klinik Bulgular:
Hastalık 16-21 günlük bir kuluçka döneminden sonra başlar. Kızamığın aksine, çocuklarda prodrom görülmez. Genç ve yetişkinlerde ise baş ve boğaz ağrısı, ateş, bitkinlik, öksürük, hafif konjonktivit, lenfa-denopati ile karakterize ve 4-5 gün süren bir prodrom bulunur. Bu belirtiler döküntüler çıkınca geriler. Makülopapüler döküntüler alın ve yüzden başlar, gövdeye ve eks-tremitelere yayılır. Bazen döküntüler kızılı andıracak biçimde birleşebilir.
Yumuşak damakta küçük, kırmızı enantemler (Forchheimer lekeleri) görülebilir. Döküntüler 1-5 gün (ortalama 3 gün) devam eder. Bazen görülmeyebilir. Boyun, kulak ardı, suboksipital lenf nodülJeri erkenden büyümüştür ve döküntülerin kaybolmasından sonra da adenomegali bir süre devam eder. Seyrek komplikasyon olarak, jeneralize lenfadenopati, splenomegali, art-ralji, artrit, trombositopeni ve ansefalomi-yelit görülebilir.
Tanı:
Lökopeni mutaddır. Kanda plasma
hücreleri ve anormal lenfositler görülebilir. Kızamıkçık, kızamık, kızıl, enfeksiyöz mo-noniikleozis, enterovirus enfeksiyonları, 2. dönem sifiliz döküntüleri ve ilaç allerjisin-den ayrılmalıdır.
Spesifik tanı, virüsün doku kültürlerinde izolasyonu ile ve daha pratik olarak lıe-magiütinasvon -inhibisyon. CF. nötralizasyon testleri veya RIA.ELISA ile serolojik olarak konur. Spesifik igM antikorlarının artı şının saptanması primer enfeksiyonu işa ret eder.
Konjenital Kızamıkçık Sendromu
Kızamıkçık virusu seronegatif gebeleri enfekte ettiği zaman, gebeliğin süresine göre değişen ihtimalle, fötüste malformasyon-iara (sağırlık, kardivovasküler anomaliler, katarakt, retinopati, psikomotor gecikme, ölü ve erken doğumlar, …..) neden olmaktadır.
İlk trimestrde konjenital kızamıkçık sendromu şansı ilk ayda % 50; ikinci ayda % 25; üçüncü ayda % 10; 2-3’üncü trimestrde % l’den azdır.
Bazı çocuklar semptomsuz doğmakta ve klinik bulgular çok daha sonra ortaya çıkmaktadır. Progressif kızamıkçık panan-sefaiiti ağır motor ve entellektüel bozukluklarla kronik seyreden ciddi bir komplikasyondur. Hastalık, konjenital sifiliz, tok-sopiazmozis ve sitomegalovirus enfeksiyonundan ayrılmalıdır. Kordon kanında veya doğumdan hemen sonra bebekten alınan kanda spesifik IgM antikorlarının mevcudiyeti veya organlardan virüsün izolasyonu kesin tanıya götürür.
Tedavi:
Spesifik tedavisi yoktur.
Prognoz:
Gebelik dışında kızamıkçık hafif sevir-li bir enfeksiyondur.
Korunma:
Temastan hemen sonra yapılan gama-globuiin klinik hastalığı siler. Fakat sero-konversiyonu ve dolayısıyla fötüsün enfeksiyonunu önlemez.
Doku kültüründe üretilmiş virusla hazırlanan atenüe caıılı aşı ile aktif immü-nizasvon korunmada esastır. % 95 bağışıklık sağlar. Aşı virusu kişiden kişiye yayılmaz. viremi yaptığı da kanıtlanmamıştır. Yine de gebelere, immun yetersizlik gösterenlere yapılmaması uygundur. Aşı, kadına, gebe kalma şansı en az olduğu için doğumu izleyen ilk 3 ay içinde yapılmalıdır. Aşı deri altına tek doz olarak uygulanır. Aşıdan
sonra hafif ateş, döküntü, adenomegali ve artralji görülebilir. Doğal enfeksiyondan veya aşıdan sonra antikorlara rağmen reen-feksiyon görülebilir. Ancak reenfeksivonda viremi gösterilmemiştir ve gebelikte fötal enfeksiyon hemen hemen sözkonusu değildir.
Gebeliğin ilk trimestrinde hastalanan kadınlara terapötik abortus uygulanmalıdır.