Kleisthenes (atînali)
, klişthenes olarak da yazılır (d. İÖ y. 570 – ö. İÖ y. 508), Atina demokrasisinin kurucusu olarak kabul edilen devlet adamı. Soylulara karşı Ekklesia’y-
la başarılı bir ittifak kurarak demokratik reformları kabul ettirmiş, kişilerin siyasal sorumluluğunda klan üyeliği yerine yurttaşlığın esas alınmasını sağlamıştır.
Arkaik Dönemden başlayarak Atina’nın siyasal yaşamında önemli rol oynayan Alk-maion ailesinden Megakles’in oğluydu. AtinalI soylu Kylon’un Akropolis’i, ele geçirerek tiranlığını ilan etme girişimi (İÖ y. 632) sırasında, babasının gene Megakles adlı dedesi baş arkhon’du. Kylon’un yandaşlarından bazıları bir sunağa sığınmış ve ancak öldürülmeyecekleri yolunda güvence verildikten sonra tapınaktan ayrılmışlardı. Bu kişilerin sonradan öldürülmesinden Megakles sorumlu tutulduğundan, Alkmaionlar Delphoi kâhininin önerisiyle sürgüne gönderildi. İç savaşı önlemek için Solon’un göreve çağrıldığı İÖ 594’te Atina’ya geri dönen Alkmaionlar, bütün güçleriyle So-lon’u destekledi. Delphoi’nin korunması amacıyla yürütülen I. Kutsal Savaş’ta (İÖ y. 595 – y.586) Tesalya’nın ve Sikyon tiranı Kleisthenes’in yanında çarpışmak üzere gönderilen Atina birliğinin komutanlığını Megakles’in oğlu Alkmaion üstlendi. Daha sonra Sikyon tiranı Kleisthenes kızı Agaris-te için eş olarak Alkmaion’un oğlu Megak-les’i seçti (İÖ y. 574). Bu evlilikten dünyaya gelen ilk çocuğa, Agariste’nin babasının anısına Kleisthenes adı verildi.
Solon’un reformlarını izleyen dönemde Attika bir karışıklık dönemi içine girdi. Solon’un çok ileri gittiğini düşünen eski soylular verilen ödünleri geri almak için fırsat kollarken, sıradan halk arasında atılan adımların yeterli olmadığı kanısı yaygınlaştı. Öteden beri soylularla arası açık olan Alkmaionlar ise Solon’un reformlarına dayalı bir orta yolu savundular. Ünlü bir komutan olan Peisistratos yoksul halkın desteğiyle rakiplerini saf dışı ederek İÖ 560’ta tiran oldu. Peisistratos ile iktidarı paylaşma girişimleri başarısız kalan Alkmaionlar, muhalefete katılarak tiranın sürgüne gönderilmesini sağladılar. On yıllık sürgün sırasında yeniden güçlenen Peisistratos düşmanlarını yenilgiye uğrattı. Alkmaionlar bir kez daha Attika’yı terk etmek zorunda kaldılar (İÖ 546). Bu sırada 25 yaşlannda olan Kleisthenes yaklaşık 20 yıl Attika’ya dönemedi. Peisistratos’tan önce öldüğü sanılan babasından da başka hiçbir haber alınamadı. Alkmaionlar I. Kutsal Savaş’ta Delphoi’nin yanında yer alarak kazandıkları desteği, İÖ 548 dolayında yanan Apollon Tapınağı’nın yeniden yapımına katkıda bulunarak daha da pekiştirdiler.
Atina Agorası’ndaki kazılarda bulunan arkhon listesi parçasından Kleisthenes’in İÖ 525-524’te baş arkhon olduğu anlaşılmaktadır. Bu gelişmede, Peisistratos’un ölümünden (İÖ 527) sonra, oğlu ve ardılı Hippias’ ın tiranlığın en büyük düşmanı olan soyluların desteğini yeniden kazanmaya çalışmasının rol oynadığı sanılmaktadır. Ama bu uzlaşma uzun ömürlü olmadı. Hippias kardeşi Hipparkhos’un öldürülmesi (İÖ 514) üzerine İÖ 512’den başlayarak sürekli artan bir baskı kurdu. Alkmaionlar öteki soylularla birlikte yeniden yönetimi ele geçirme girişimlerinde ancak Delphoi’nin yardımını sağladıktan sonra başarıya ulaşabildiler. Delphoi’nin birbirini izleyen başvuruları sonunda Sparta ordusu Atina’ya girerek Hippias ve ailesini Attika’yı terk etmek zorunda bıraktı.
Tiranlığın devrilmesi üzerine başlayan iktidar mücadelesinde Kleisthenes önderliğini kabul ettiremedi. İÖ 508’de gerici soyluların önderi İsagoras baş arkhon seçildi. Ama Kleisthenes’in tutumunu değiştirerek yoksul kesimlerle işbirliğine gitmesi durumu değiştirdi. Baş arkhon’un görev süresi sona
387 Kleisthenes
ermeden Ekklesia’da yönetim sisteminde kapsamlı ve köklü bir reforma ilişkin bazı ana ilkeler benimsendi ve sonraki yıl için Alkmaionların bir akrabası baş arkhon seçildi. Bu arada İsagoras Sparta’nın duruma müdahale etmesini sağlamak için Atina’dan ayrılmış, Sparta kralı da Alkmaion-lann kovulmasını istemişti. Böylece Kleisthenes ve akrabaları yeniden sürgüne gönderildi. Demokratik bir Atina’dan yana olmayan Sparta’nın İsagoras’ı küçük bir oligarşinin önderi olarak zorla başa geçirme girişimi AtinalIların sert tepkisiyle karşılaştı. Spartalılar geri çekilmek zorunda kaldılar. Bunun üzerine Atinalılar. sürgünleri geri çağırdılar ve Ekklesia’nın İÖ 508’de aldığı kararları uygulamaya koydular.
Tiranlık sıradan halkın ekonomik durumunu düzeltmiş ve geçici de olsa soylu ailelerin siyasal gücünü kırmıştı. Bununla birlikte köklü ailelerin çoğu hâlâ eski konumlarını kazanma peşindeydi. Soydan geçme ayrıcalıklar kaldırılmadıkça Solon reformlarının gerçekleştirilemeyeceğini gören Kleisthenes, halkı ikna ederek devletin siyasal örgütlenmesini aile, klan ve fratri(*) yerine demos(*) denen yerel yönetim birimlerine dayandırdı. Buna göre her demos kendi yurttaşlarının kaydını tutacak ve kendi görevlilerini seçecekti. Yurttaşların yalnızca baba adıyla anılmasına son verilerek, demos adıyla baba adının birlikte ya da yalnızca demos adının kullanılması ilkesi benimsendi. Yeni hizipleşmelerin ortaya çıkmasını güçleştirmek için Attika yönetsel açıdan üç ana bölgeye bölündü: Astos (kent halkı), paralia (kıyı halkı) ve mesogeios (iç bölge halkı). Üç ana bölge ise trittis (üçte bir) denen 10’ar bölgeye ayrıldı. Böylece ortaya çıkan 30 trittis, biri asios’tan, biri paralia’ dan, biri de mesogeios’tan olmak üzere üçlü birimler altında toplanarak /ı’/e’ler oluşturuldu. Bu/ıVe’ler içinde yer alan demos’ların başında bir demarkhos (demos başkanı) bulunuyordu. Bu örgütlenme sistemi büyük olasılıkla önde gelen rahip ailelerinin yerel nüfuzunu kırma amacına yönelikti. Kamu görevleri ve meclislere seçilmede file’let temel alındı. Boule’ma(*) üye sayısı 500’e çıkarıldı. Bütün yurttaşların eşit haklara sahip olması ilkesi (isonomia) yeni düzenlemeleri pekiştiren en etkili adım oldu.
Kleisthenes’in damgasını taşıyan bütün bu reformların halkın siyasal yaşama daha geniş ve daha etkin biçimde katılımını sağladığı kesindir.
Kleisthenes (şİkyonlu), klisthenes olarak da yazılır (ü. İÖ 6. yy başları), antik Yunan kenti Sikyon’un tiranı. Dor kökenli olmayan ve İonlann desteğiyle tiranlık kuran Orthagoras ailesindendi. Dor kabile birimlerine gülünç adlar takarak kentteki Dor üstünlüğünü yok etmeye çalıştı. Örneğin Hylleis’i Hyatai (Küçük Domuz-adamlar), Dymanes’i Khoiriatai (Domuz-adamlar) ve Pamphyli’yi Oneatai (Eşek-adamlar) olarak değiştirdi. Dor kenti Argos’a da saldırdı ve Dor kahramanlarının yiğitliklerijıe ilişkin Homeros tarzı şiirler söyleyen ozanları baskı altına aldı.
I. Kutsal Savaş’ta (İÖ y. 595-586) Krisa kentine karşı Delphoi kâhininin yanında yer aldı. Krisa yerle bir edilirken, Delphoi komşu devletlerin kurduğu dinsel nitelikli birliğin toplantı merkezlerinden biri oldu. Pythia Spor Oyunları görkemli bir biçimde yeniden başlatıldı. İÖ 582’de ilk savaş arabası yarışlarını kazanan Kleisthenes, oyunların Sikyon’da da düzenlenmesini sağladı ve Delphoi’de yeni bir Sikyon hâzinesi oluşturdu. Kızı Agariste’yi evlendirmek
Kleitias 388
istediğinde en ünlü Yunanlıların bazıları bu onuru elde etmeye çalıştılar. Sonunda Aga-riste ile Alkmaionlardan Megakles evlendi. Herodotos yazılarında, bu evliliğe talip olanlar arasındaki çekişmenin öyküsüne de yer vermiştir.
Kleitias, klİtîas olarak da yazılır (ü. İÖ y. 580-550), Atinalı vazo ressamı. Arkaik Dönemin önde gelen ustalarından biridir. En çok siyah figür tekniğiyle boyadığı ve François Vazosu (Arkeoloji Müzesi, Floransa) olarak bilinen volütlü kraterle
“Medusa’nın Maskesi”, Ergotimos’un yaptığı ve Kleitas’ın resimlediği bir sehpa tablası, lö y. 560; Metropolitan Sanat Müzesi, New York kenti
Metropolitan Museum of Art, New York
tanınır. İÖ y. 570’e tarihlenen ve Yunan sanatının en önemli örneklerinden biri olan bu vazo 1844’te Chiusi (Clusium) yakınlarındaki bir Etrüsk mezarında vazoyu bulan kişinin adıyla anılır.
Altı bezeme kuşağın içindeki sahnelerde 200’den fazla figürün bulunduğu gövdesinde Ergotimos epoiesen Kleitias egraphsen (beni Ergotimos yaptı, Kleitias bezedi) ibaresi yazılıdır.
Kleitias’ın imzası beş başka vazo üstünde de görülür. Bunların dördünde çömlekçi olarak Ergotimos’un imzası bulunur. Bu iki ustanın birlikte gerçekleştirdikleri ve bugün Londra’da bulunan iki kupayla bazı kupa parçalarında da imzalann büyük bölümü silinmiştir.
Bugün Atina’daki Akropolis Müzesi’nde sergilenen bazı vazo ve vazo parçalarının da üslup açısından Kleitias’ın elinden çıktığı sanılmaktadır.