KUTSAL METİNLER
«Kelam başlangıçta var idi, ve Kelam Allah nezdınde idi, ve Kelam Allah idi»: Aziz Yuhanna Incili’nin bu başlangıç cümlesinde, yaratıcı sözle Yaratılış arasındaki birlik vurgulanmaktadır. Bu bakış açısından Eski Ahit’i kaleme alan din uluları, İlahî Söz’ün, birbirinden ayrılmaz ve onları aşan bir malzeme ve düşünceye dayalı insan davranışlarının yayıcılarından başka bir şey değildir. Hintli bilgeler de Hindistan’ın en büyük kutsal kitabı olan Veda’larm kimi bölümlerini aynı şekilde birer vahiy olarak benimsediler.
Yunanistan’da da aynı durum geçerlidir. Dünyanın başlangıcından bu yana Müziği ve Düşünceyi dokuz Musa yönlendirir: müzik ve anlatımı sıkı bir biçimde birleştiren tek sanat biçimi olarak şiirin edebiyat içinde, Yunan anlayışına göre öncelikli bir yer tutması buradan kaynaklanır. Tiyatronun diğer edebiyat türlerinden özde değil teknik bakımdan ayrıldığını belirtmek gerekir: tiyatronun dizeleri de ezgilerle veya şarkı biçiminde söylenir. Dokuz Musa’dan beşi edebiyat anlatımına yakından bağlıdır: Kalliope destan şairlerinin esin kaynağıdır, Terpsihora eşit ölçüde lirik şiirle ve dansla, Eratc lirik koro şiirleriyle, Melpomene trajediyle, Ta-leia güldürüyle ilgilenir. Bunlara, Yunan edebiyatında şiire doğrudan bağlanmayan tek tür olan tarihin esin kaynağı Kleio da eklenebilir.