Genel

MİKRODALGA BIÇAĞI

MİKRODALGA BIÇAĞI

9

Yeni bir mikrodalga bıçağı, hastaların dalaklarını ve belki de hayatlarını kurtarabilir.

Maryland üniversitesinde elektrik mühendisi olan Le- onard Taylor, mikrodalga bıçağını şöyle açıklıyor: “Mik­rodalga bıçağı üzerinde değişiklik yapılmış sıradan bir bıçaktır. Bıçak, içine yerleştirilmiş küçük bir spiral an­ten sayesinde mikrodalga enerjisi yayar.”

Dalak zarar gördüğünde, devam ettiği takdirde öl­dürücü olabilecek miktarda kanama olur. Doktorlar bu kanamayı durduramazlar. Bu yüzden böyle durumlarda genellikle dalak tamamiyle çıkarılır.

Karnımızın içinde bulunan ve kan akımından zararlı bakterileri süzen, geniş ve emici bir organ olan dalağın çıkarılması sonucunda zararlı bakteriler gittikleri yerlere bulaşır. Bu ise sonuçta enfeksiyondan ölüme neden ola­bilmektedir.

Yeni mikrodalga bıçağını bulan Taylor’un açıklama­sına göre, bu yeni bıçaktan yayılan mikrodalga enerjisi dalağın dokusunu derhal ısıtır ve yarma (ensizyon) anında kan pıhtılaşır. Doktorlar, dalağın hepsini çıkarmak yeri­ne, sadece dalağın zarar görmüş kısmını bu aletle kesip çıkarabilirler. Dalağın bozuk kısmı kesilirken, sağlam kıs­mındaki kanama yeri, mikrodalga bıçağı sayesinde ka­patılır. Böylece ameliyat sırasında dalak yine görevini ya­parak yerinde kalır.

Taylor, bu aletin dalak kesildiğinde, sağlam kalan dokunun yarıklannı başanlı bir şekilde doldurduğunu, eğer yarıklar doldurulmazsa kanamanın durdurulamayacağı- nı açıklamaktadır. Bıçağın yararlı olduğu laboratuvar hay­vanları üzerinde kanıtlanmıştır. İnsan üzerindeki ilk de­nemenin ise yakın bir zamanda yapılacağı umulmakta­dır.

Omni’den çev.: Uğur VATANSEVER


 

 

 

Kedibalığından alman örnek: Uçak yapımcıları kedi- balığının vücut yapısını incelemişlerdir. Bu balığın hid­rodinamik açıdan elverişli yassı biçimi, hava kuvvet­lerinin süper jetlerine de yol gösterici olmuştur. Ancak sivil havacılar da kedibalığından örnek almışlardır. Ör­neğin Mc Donnell Douglas’m ‘ fOrient Exspress ’’ mo­deli, hemen hemen bir kedibalığınki gibi yassıdır. Bu­nunla birlikte, sesten birkaç kat hızlı uçabilmekte ve karşılaştığı hava direnci en aza düşürülmüş bulunmak­tadır.

şekilde ezilmemektedir. Bu işi nasıl başardığı, bugün için bir bilmecedir.

Bitkilerden de öğreneceğimiz çok şey vardır. Üflediği­

miz zaman uçuşan yabani hindiba tohumları, zarif bir yelpa­ze biçimindedir ve havada süzülürler. Bizim buna en çok ben­zeyen gerecimiz paraşüttür. Şu var ki, insan paraşütle bir yerden başka bir yere uçamaz; gene de düşmeye devam eder. Sadece, paraşüt sayesinde aniden yere düşüp parçalanmaktan korunur. Bunun nedeni, paraşütün gergin şemsiyesinin al­tında kalan hava yastığının onun düşüşünü geçici bir süre için frenlemesidir.

halde hayvanlar ve bitkilerden ders almayı sürdürme­liyiz. Doğa, en küçük canlısına varıncaya kadar bize öğret­menlik yapıyor. Üstelik yarattığı mekanizmalar pek çok hal­de insanoğlunun yapmış olduklarından üstündür.

Hobby’den kısaltarak çeviren: Dr.Ergin KORU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir